kendisinin istatistikleri;
2006-07 36 macta 8 gol 12 asist
2007-08 44 macta 8 gol 21 asist
2008-09 46 macta 12 gol 13 asist
2009-10 47 macta 11 gol 26 asist
istatistik futbolda çok da taktığım bir hadise değildir aslında. arda turan her şeyden önce ruhumuzu doyurmuştu. yani bir açlık söz konusuydu yetenekli türk futbolcusu açısından bünyemizde, arda sağolsun bu eksikliği giderdi. arda, sığınabileceğimiz, bel bağlayabileceğimiz, tribünde hissetiklerimizi sahada hisseden bir adamdı bizim için. resmi olarak ayrılmadığı için de hala öyle. beşiktaşlı nouma gibi, fenerbahçeli tuncay gibi... arda, sahadaki biz lafının tam karşılığıydı.
maneviyat önce geldiğinden
* attığı gollerden çok, sahadayken hissettirdiği duygular sebebiyle arda çok başka adamdır. önem sırasına göre takıma katkısı, maneviyatımızı doyurmasından sonra geliyor benim için. bu duyguyu yaşatan az futbolcu vardır; kewell, baros, sebastian perez, lincoln, mondragon gibi 5 güzel örnek var, yerli futbolcularımızdan da vedat inceefe, arif erdem, kubilay türkyılmaz
*, büyük yusuf, hakan şükür, emre aşık gibi örnekler var. bu adamlar sahada duruşlarıyla, savaşlarıya, tavırlarıyla öncelikle maneviyatı doyurmuştur. hani reel hayatta her şey para değil ya, futbolda da her şey istatistik değil, takıma katkı değil bazen. nasıl ki yüzlerce gol atsa, şampiyonluğa, kupalara götürse de kazım'ı, haim revivo'yu, baliç'i, gökhan zan'ı ve caner erkin'i hiç sevemeyeceğim, bu adamlarda da durum tam tersi.
yıllarca oynayıp bir numarasını göremediğimiz kerem inan benim gözümde roma polisine koyduğu postayla 1 numaralı adamlardan olmuştu. durumun özeti bu sanırım. bunun adı romantiklik mi yoksa daha başka anlamların futbolla harmanlanması mı bilemiyorum. galiba futbol asla sadece futbol değil. her şeyin sebebi bu olabilir...
not: istatistikler için ''gs var dediler geldik'' isimli çaylağımıza çok teşekkür ederim.