3238
arda turan’ın milli takımda sakatlanması :
arda sakat olmasına rağmen milli takım’a çağırıldı. hiddink, oğuz çetin ve rijkaard bir toplantı yapmışlar. neden neeskens yoktu acaba, merak ettim.
rijkaard, arda’nın sakatlığı konusunda hassas olduğunu iletmiş. hiddink de arda’yı zorlamayacağı garantisi vermiş. bu toplantıdan sonra arda milli takım kampına gitmiş.
buraya kadar her şey normal. hiddink gibi taktiksel bir deha bile ülkenin en iyi oyuncusunu oynatmak için her türlü şartı zorluyor elbette. rijkaard da haklı. zaten bir türlü oturmayan takım kurgusunda arda’nın sakatlanması yapmak istediği bir çok şeyi engelliyor. o da arda’nın bir an önce takıma sağlıklı şekilde katılmasını istiyor. kaldı ki, yine milli takımda sakatlanmış ve o günden beri galatasaray’la idmanlara bile çıkamamıştı arda. hiddink’ten garantiyi aldıktan sonra izin verdi arda’ya.
arda konusu bir yana bu iki teknik direktörün oturup konuşmaları, toplantı yapmaları bana başka bir şey anlatıyor. hani deniyor ya, milli takım askerlik gibidir. pek de öyle değil demek ki, uzlaşmak da şart bazı hassas durumlarda. medeni bir şekilde ve profesyonelce görüşleri paylaşmak, işleri gönül rahatlığıyla yürütmek için şart.
ama ne oldu sonra. almanya kampındaki ilk zorlamada arda yeniden sakatlandı. acaba neden? hiddink söz verdi ama acaba kondisyonerlerine bunu anlatmadı mı? yoksa arda’yı test etmek mi istedi hafif zorlayarak. sebep ne olursa olsun dikişler patladı.
burada kişi kendinin doktorudur falan diyerek topu arda’ya atmak yersiz. çok bariz bir hata var ki, galatasaray’da idmanlarını kondisyonerle yapan arda’nın hangi gerekçeyle takımla birlikte çalışması doğru değil. bunun açıklanması gerek. arda için iş işten geçti elbette ama bundan sonra bu tip örnekler olmaması için hesabın sorulması şart. ama milli maçlar bittikten sonra, şimdi takımın, hocanın konsantrasyonunu bozmaya gerek yok.
arda sakatlandıktan sonra bile çeşitli haberler geldi. arda oynamak istiyor, hiddink’in arda’nın maç gününe kadar tedavi olacağını kadroya alıp almamaya maç günü karar vereceği haberleri geldi. kimse de çıkıp yalanlamadı.
arda’nın oynamak istemesini anlıyorum. ama mehmet demirkol’un iddia ettiği gibi “vitrin maçı” olması yüzünden değil. adam salt oynamak istiyor. bu kadar basit. futbol oynamayı da seviyor, o takımın içinde olmayı da. hatta takımın çok önemli bir oyuncusu olduğunu biliyor ve takımı yalnız bıraktığını düşünüyor belki. ama “vitrin maçı”, hadi canım.
hiddink’i de anlıyorum. en önemli kozunu kaybetmek istemiyor, bütün şartları zorlayarak sahada olmasını istiyor. eğer söylenenler doğruysa, adnan polat’ın tff’ye baskısıyla kadrodan çıkarıldıysa arda, hiddink’in arda’nın sağlığından ziyade, takımın kazanmasını istediğini düşünebiliriz. anlıyorum ama bu fikrinden nefret ediyorum.
gelelim merakla beklenen arda eleştirisine. oynamak istemesini anlıyorum ama hak vermiyorum. siz hiç kasığınızdan sakatlandınız mı? ben sakatlandım birkaç kez. öyle zor bir şey ki. arda bunu bilmiyor mu? bilmez olur mu, şu anda bu ülkedeki en meşhur kasık sakatlığını o yaşıyor. her futbolcu aşağı yukarı hangi sakatlıkta ne yapılması gerektiğini bilir, çok vaka görmüştür çünkü. arda, oynamak için hiç çaba göstermeyecek böyle bir durumda. sakat sakat oynadığında kimseyefaydası olmadığını da bilecek. evet, adama “vitrin maçında oynamak istiyor” , gibi sebeplerle yaklaşanlar “verin misketlerimi oynamıyorum”demiş muamelesi yapacaklardır. daha önce yapmışlardı başka futbolculara. “görevden kaçmam” demek için de oynamak istiyor olabilir arda.
arda bu konuda halı saha topçusu gibi davranıyor. bundan vazgeçmeli. vatan için ölmek de var, fakat borcun yaşamaktır, bunu öğrenmesi lazım. hiçbir zaman ayağım kopsa da oynarım dememesi lazım, işin gereği neyse onu yapması lazım. her fedakarlığın bir sınırı var. unutmamalı ki, sakatlandığı maçta gereğinden fazla oyunda kalarak zaten görevini yaptı.
boş ve gereksiz kahramanlığa ihtiyacı yok ne bu ülkenin, ne arda’nın.
artık bir yerden başlamalı, birisi başlatmalı bunu. neyi? sakat olmaktan utanmamayı. arda’nın elinde bugün türk futbolcusunu avrupalı meslektaşlarına benzer bir konuma getirme şansı vardı, kullanamadı. çünkü kendisi de sakatlanmanın ayıp olduğunu, milli takımda oynayamamasının utanç verici olacağını düşünüyor. futbol oynamayı, kendi sağlığından daha fazla seviyor. ben de çok yaptım bu tip şeyler. ama ben hiçbir zaman arda turan olamadım, hiç böyle bir ihtimalde yoktu zaten.
ben biliyorum ki, adnan polat “hadi arda, eve gidiyoruz, orada tedavi olacaksın” demese arda, takımla birlikte kampta kalırdı. iki gün geç başlasa tedavim bir şey olmaz derdi.