• 104
    arsenal, manchester city, liverpool, bayern münih, milan ve barcelona gibi takımları tutan taraftarların yapmadığı "geyik". niye biliyor musunuz? çünkü o takımlarda altyapıdan çocuklar oynuyor. şampiyonluk baskısıysa orada da var, yarışmacılıksa alası var. taraftar baskısı mı? burada onu zaten 25 yaşındaki türk oyuncu bile kaldıramıyor, kaldıramayacaksa genç yaşta ortaya çıksın da en azından tez elden oyuncunun ne olduğu anlaşılsın.

    ama kalkıp da anadolu'da 10 yıldır oynayıp bir gram ışık vermemiş bir futbolcu alınıp altyapı oyuncusunun önü kesilecekse o zaman taraftarın da bu geyiği yapmaya hakkı var. aytaç kara'nın verip de galatasaray'dan bir altyapı oyuncusunun veremeyeceği nedir? ya da alpaslan öztürk'ün?

    altyapıdan çıkmasa da genç yaşta galatasaray'a gelen kerem aktürkoğlu ilk transfer olduğunda oyuna her girdiğinde müthiş ışık veriyordu ama yine de uzun süre formayı ryan babel'den alamadı. sebebi de tecrübeli futbolcu fetişizmidir. ama bugün aldığı kısıtlı sürelere rağmen emin bayram için 7-8 milyon euro bonservisler, yunus akgün için 9-10 milyon eurolar konuşulur; bizim taraftar "galiba bu gençlere güvenmenin maddi geri dönüşü de var" demez.

    kimsenin sahada 10 tane altyapı oyuncusu olsun istediğini sanmıyorum ama bırakın da bir pozisyonun da yedeği altyapı oyuncun olsun. ömer ali şahiner kadar oynayamayacak mı? o zaman bırakalım gitsin, yerine altyapıdan başka bir oyuncu yetiştirilsin.

    yıllardır avrupa kupalarına verilen kadroya 4 isim eksik yazmak zorunda kalıyorsun, çünkü altyapıdan oyuncu çıkaramıyorsun, çünkü oynatmıyorsun. boktan ligindeki boktan takımların boktan hocaları da aynı kafada oldukları için kiraladığında onlar da oynatmıyor. sonra da al sana avrupa'nın en yaşlı, en temposuz ligi. ne diyeyim, herkes memnunsa aynen devam.
  • 17
    fatih hocanın olduğu yerde bunu söylemek saçma değil bana göre. fatih hoca bile mecbur kalmadıkça yapmadı bunu çünkü. mecburiyet olduğunda değil, kadro planlamasının içinde altyapı oyuncularına yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum. somut örneklerle gidecek olursak, senin yedeğini jimmy durmaz olsa ne olur yunus akgün olsa ne olur? veya emre taşdemir olsa ne olur, süleyman luş olsa ne olur? 28 kişilik kadroda herkes dünya yıldızı olmayacağına göre tüm yedek oyuncuları transfer etmeye gerek yok.

    yedeğinin de yedeği sakatlanınca, ceza alınca vs. korka korka zorla formayı verirsen oyuncu yetiştirmen imkansız olur. ya da 10 yılda bir kaliteli bir futbolcu çıkar onunla övünür durursun; arda turan, ozan kabak gibi. sistematik olarak her sene bazı mevkilerin direkt olarak birinci yedeğini alt yapı oyuncusu yaparsan hem alt yapıda oynayan gençler a takımda bir gün oynayacağının farkında olur hem de bunu düzen haline getirirsin sürekli ihracat yaparsın.
  • 29
    haklı geyiktir. ozan kabak'a ocak 2019'da teklif gelene kadar bazı taraftarlar hâlâ oyuncuyu zorunluluktan oynattığımızı, ara transferde ozan'ın yerine sağlam(!) stoper almamız gerektiğini söylüyordu.

    ha tabi realist olmak lazım. eldeki altyapı oyuncularımızdan kısa zamanda verim alınabilecek bir ali yavuz var bir de emin bayram. belki yunus'la atalay'ı da dahil edebiliriz. yeni kurulan b takımlar ligi eğer doğru biçimde dizayn edilirse bu geyiğin türk futbolunun yükselmesinin tek yolu olduğunu hep birlikte göreceğiz.

    şunu da eklemeden edemeyeceğim. bu söz konusu argümanı kimse marcao'ya ya da luyindama'ya karşı kullanmıyor. biraz hafızaları tazeleyelim. selçuk inan, emre mor, ahmet çalık, semih kaya gibi oyuncuların 2 sezondur kaç dakika süre aldığına ve nasıl oynadıklarına bakalım. sonra da çalık-semih ikilisinin yerine emin'in; selçuk'un yerine atalay'ın; emre mor'un yerine yunus akgün'ün neden oynatılamamasının cevabını bulmaya çalışalım. makul tek cevap, yerine oynatılması düşünülen oyuncuların, oynayanlardan daha kötü ve yetersiz olması. peki sizce bu doğru mu? cevabı size bırakıyorum.

    son olarak, ligimiz adına asıl kanser zihniyet olarak düşündüğüm geyik şudur: (bkz: ligi bilen yaşlı yabancı futbolcular)
  • 60
    zaten türkiye’de gençler hiçbir durumda oynatılmadığı için oynarlarsa çok kötü şeyler olacağı gibi bir mit yerleşmiş durumda.

    işler iyi giderken gençler riske edilmez, doğru zamanda oynatalım denir.
    işler kötü giderken gençler riske edilmez, doğru zamanda oynatalım denir.

    bu durumda gençlerin oynayabileceği gün cehennemin buz tutacağı gün oluyor herhalde.

    bu kafa yapısıyla gençleri koruduğunu sanan kitlenin kollektif olarak yarattığı bir korku atmosferi sebebiyle bugün büyük küçük dünyadan kulüpler gençlerini bu kadar düşünmeden oynatıp kazanırken biz 10 senede bir oyuncu çıksın diye yırtınıyoruz. bunda pay tüm hocalardan yönetimlere, medyadan taraftara herkestedir.

    bu kadar net bi şekilde gençler oynatılmaz diyen taraftarın takımı en son gerçekten şans verdiği altyapı oyuncusunu 11 milyon euro’ya sattı.

    bu sezonu kötü geçiren fener ve beşiktaş’ın en parlak günleri (hem de taraftarının en mutlu ve ümitli olduğu) arda güler’in ve emirhan’ın oynadığı periyotlar.

    biz de işte yok abi gençler sakın oynamasın aman abi yazık olur kafasındayız..
  • 105
    geyik değildir bayağı realist bir yaklaşımdır. herkesin özendiği benfica takımının kadrosuna bakabilirsiniz her sezon mesela. 17-18 yaşında çocuklara kesinlikle şans veriliyor. her sezon şampiyonlar gelirine muhtaç şekilde şuraya kapağı atsak 30 milyon euro gelse bakış açısıyla bir yere varılamadığı türk futbolunun varolduğu yıldan bu yana ortada. altyapıda forma giyen çocuk yeterli olsa oynatılırmış. ya bu çocuk oynamadan burada nasıl yeterli olacak zaten? 17-20 arası çocuklardan bahsediyoruz herhalde yetersiz olacak eksiği olacak. sacha boey geldiğinde yeterli miydi? burada bile bu topçu değil diyenler vardı. olabilir, denilebilir. bu çocuklar a takımda oynamadan niğde, batman gibi amatörden hallice kulüplere kiralanınca gelişecek mi zannediyorsunuz? kaç tane örnek var elimizde? arda turan var manisa'da oynadı. emin bayram gitti 2. ligde 2 sene oynadı ilk 11de forma giydi geldi yine yetersiz. arda turan zamanında twitter bu kadar meşhur olsa o da topçu olmazdı. ozan kabak oynadı her maç sarı kart geyiği dönüyordu kaçıncı dk görür diye. elbette olacak bunlar hata yapacak, gol yedirecek maç kaybettirecek. senin hataya tahammülün yoksa tek ihtimal üzerine hesap yapıyorsan oynayamaz bu çocuklar işte. 50 milyon euro net maaş verdiğin kadron varsa o cl gelirine muhtaçsın zaten. senin tl gelirin varken euro ödeme yapıp o çarkı döndürmeye çalışıyorsan olmuyor işte. bu sezon şampiyon olmadığımız her senaryoda yine başımıza sıkıntı çıkacak mesela. gerçek bu. elbette hepimiz istiyoruz ki galatasaray'da icardi, ndombele, zaha, ziyech oynasın hatta bellingham, luis diaz falan da oynasın ama sürdürülebilir değil. tek sezonluk iş yine. seneye ne olacak allah kerim hiçbirimiz düşünmüyoruz ama. bizim 10 birim gelirimiz varken 30 birimlik kadro kuruyorsak olacak olan belli. senin porto, benfica olabilmen için altyapıdan her sene 2-3 tane çocuk bir şekilde rotasyona atman gerekiyor. mecbursun abiciğim buna başka çıkar yolun yok. galatasaray'ın en başarılı olduğu dönem hagi'nin yanında kaç tane altyapı oyuncusu varmıl gir bak. başarı böyle gelecek, gelmeli. diğer türlü yok avrupa'nın 10 kulübü içerisine gireceğiz yok kupa alacağız işleri hayalde kalıyor. günü kurtarma peşinde koşulduğu her sene bu yaşanacak. twitter bu işin bokunu çıkardı. galatasaray büyük kulüp hatta benim için dünyanın en büyüğü, en önemlisi o ama amaç ne onu sorgulamak lazım. 23-24 sezonunda cl gruplarından çıkıp yarı final yapsak ligde şampiyon olamasak her şey yine sil baştan. çünkü seneye cl'ye gidememiş olacaksık ve gelir açısından büyük yara alacaksın. eldeki kadroyu sürdürme şansın olmayacak. aynı döngüyü biz, fb, bjk hepsi yaşadı ama alınan ders sıfır. evet bunların hiçbirini bende düşünmüyorum, düşünmek istemiyorum çünkü taraftarım ben. her sene 20 tane transfer yapılsa kimsenin gıkı çıkmaz. türkiye'nin en akil taraftarı galatasaray taraftarı olduğu da açık. herkes bu sene başında icardi, rashica ve 8 numara almak gerektiğini söylüyordu. kimse ndombele, ziyech, zaha falan da istemiyordu. icardi'ye fittik. twitterdaki duyumcular bilmem neciler beklentiyi büyüte büyüte zaha, ziyech'i sorgulayacak hale geldik daha iyisi olsun diyeceğiz utanmasak.

    sözün özü hepimiz polyannacılık oynamaya çalışıyoruz ama gerçek ortada. umarım bu sene ligde şampiyon olur avrupada başarılı oluruz ve bu peri masalı bir sene daha uzar. senin şampiyonluk gelirin 2,5 milyon euro ingiltere liginden düşen takımın geliri minimum 100 milyon euro iken olmayacak işlere amin dememek lazım. altyapı bizim gibi 5. sınıf liglerin tek kurtuluşu. çünkü paran yok. cebinde para yokken 5 litre hacimli amerikan otomobiline binmeye benziyor bu iş. dışarıdan çok janti ama ne vergisini ödeyecek ne de benzin koyabilecek paran yok.
  • 92
    doğru bir önerme ve istektir. çünkü alt yapı büyük bir takımın her daim güvenmesi gereken ve güvenilir oyuncular yetiştirmesi gereken alt şubesidir. ancak bir hazırlık maçında kadronun neredeyse tamamını altyapı oyuncularından kurarsanız bu hem bu çocuklara kötülük hem de sisteme haksızlıktır. zira karşılarında altyapı takımı olmuyor. ayrıca bu çocuklar altyapıda oynadıkları mevkilerde de oynamıyorlar çoğu zaman. bu nedenle as futbolcuların olduğu kadroya ikişer üçer serpiştirilip öyle şans verilmeli. hem seviyelerini görebilirsin hem de çocuklara güven gelir.

    ben yukarıdaki görüşlerimi maç 3-1 iken yazmak istedim ama maçın bitmesini bekledim. zaten sonuç da ne demek istediğimi kanıtlar nitelikte oldu. okan hoca en doğrusunu bilir tabi ki ama bence bunu bir daha gözden geçirmeli. bu şekilde bir çok değerimizi kaybedebiliriz. çünkü sabırsız ve her şeyi bildiğini sanan çok taraftarımız var maalesef ve sosyal medyada bu çocukları asmak için hazır bekliyorlar.

    (bkz: 5 temmuz 2023 galatasaray hull city maçı)
  • 49
    geyik falan değil realite. koskoca galatasaray spor kulübü bir tane sağ bek çıkaramıyorsa alt yapıdan ve forvetten bozma kanat oyuncusunu bek yapıyorsa kapatsın gitsin kulübü. ayrıca gustavo assuncao ve aytaç kara'nın bulduğu şansları atalay babacan bulsa ne kaybederdik? her fikri değersizleştirmek için geyik yapanlar var asıl. bu ise geyik falan değil.
  • 70
    genelde taraftarların sevmedikleri teknik direktör; sevmedikleri bir futbolcuyu oynatıyorsa, bu futbolcunun oynamaması için kullandıkları bir çözüm önerisi olarak karşımıza çıkar.

    eskilerden ''ulan bu sabri'den daha iyi oynayacak altyapıda genç biri yok mu'' lafını bir sürü farklı kişiden duymuş veya okumuşsunuzdur. eee yok abi demek ki diyince de ''o zaman altyapıyı kapatın'' diyor adam. bu farklı farklı bir çok futbolcu için kullanıldı, kullanılmaya devam ediyor.

    yani bunu diyen kişi çoğunlukla; altyapıdaki çocuklara güveniyor, ümit besliyor falan değil. beğenmediği, uyuz olduğu adamın oynamaması için aklına gelen ilk çözüm önerisini sunuyor. aslında üzerine bile konuşmaya değecek bir şey değil ama bunu sevmedikleri oyuncuyu veya hocayı yıpratmak için sistematik şekilde kullanan insanlar oluyor. mesela 2 sene önce belhanda yerine mustafa kapı oynasın lafını okumuştum. bunu diyen niye göre diyordu? hiçbir şeye. altyapıda yetenekli diye duyduğu bir çocuk var, belki bir iki videosunu görmüştür, belhanda'yı da sevmiyor o zaman bu oynasın diyor. bir de yersen kendini kulübü çok düşünen, gençlere ve altyapıya güvenen, ahlaki ve vizyoner bir pozisyona sokuyor bu şekilde. sevdiği hoca veya topçu için bu lafları görse bin dereden su getirir ve başka türlü konuşurdu. kullanım şekli itibariyle tekil ve güçlü bir mana ifade eden bir şey değil kısacası.
  • 9
    fatih terim'in gençlere şans verme kriterini biraz da dönemsel olarak incelemek lazım. hocamız gençleri hep sevmiştir ve önlerini açmıştır ancak onu da 20 yıl önceki gibi değerlendiremeyiz. bir kere futbol artık para demek. yerel ligde bir galibiyete 2.7 milyon tl veriliyorken, şampiyonlar ligi'ne ayak bastı parası olarak en az 15 milyon euro veriliyor. eğer sabır gösterilecek zamanınız yoksa kaybedecek çok şeyiniz var demektir. dahası başında olduğunuz kulübün hem kendisi hem de ülkesi ekonomik dar boğazdaysa risk almanız çok zorlaşıyor. hoca da biliyor emin bayram'ın ahmet çalık'tan daha iyi olduğunu ve gelecek vadettiğini ama risk alamıyor işte. alacağı bir mağlubiyette tüm sezonun emeği boşa gidebilir diye her ne kadar iyi olmasa da daha önce yüzlerce kez bu tip maçları oynamış adamı, onlarca kez oynayana tercih ediyor. mesele emin ya da atalay'ın diğerlerinden iyi olması değil maalesef. futbol endüstriyelleştikçe bekaretini de kaybetti. tüm futbolcular her maça, her yönden hazır olmalı. sadece yetenek, güç ya da fizik yeterli olmuyor. fatih hoca bir futbolcunun mental olarak bir maçı kaldıracağına inanmıyorsa geri durmak zorunda kalıyor.

    sonuç itibariyle alınamayan risk bir şeyi değiştirmedi ve emin bayram, atalay ya da başka bir genç oynamadığı için müthiş maçlar çıkarıp galibiyetler elde etmedik. madem kaybettik emin ile atalay ile kaybedelim demek gerçekten çok güzel bir söylem ama fatih hoca tercihlerini finansal olgular çerçevesinde değerlendirmek zorunda kalınca gençleri ateşe atmak istemem demesini de bir baba şefkati olarak görüyorum.
  • 16
    geyik degildir. dogru onermelerle desteklendiginde bunu geyik olarak gorenler gercekler yuzune carpildiginda ya muhabbeti keser cevap yazmaz, ya engeller. ya gider nick alti entry girer.

    35 yasindaki bitmiş selçuk inan süre alabiliyorsa, o gençler de alacak. sen bu genclere yıllık 200bin - 400bin lira arasi para vereceksin bu adamlar yatacak oyle mi? soygundur arkadasim bu! yararlanmayacagin adama ya o paralari vermeyeceksin ya da o paralari veriyorsan oy-na-ta-cak-sin. nokta! siyasi bir parti haybeye para savurunca aooouuww cok kiymetli takimi paralari carcur edince ama o oyle degil bilmem ne.

    edit: cumlede anlam. ve baglaci cikartildi.
  • 85
    desteklediğim geyik. mesela ben veteran topçularla hücum edemeyen bi takım görmek yerine yetenekleri ama heyecanlı gençleriyle tecrübeye ihtiyacı olan bi takım görmeyi tercih ederim. yetenekli olan bazıları çıkıp hemen yıldızını gösteriyor kerem gibi ozan gibi, bazıları da geç meyve veriyor yunus gibi. bugün baktığımızda eren aydın, özgür baran aksaka, hamza ayhan, batuhan şen gibi yüksek potansiyelli oyuncularımız var. bunların içinden batuhan iyi süre alarak kirada iyi performans gösteriyor bence onu denemenin tam sırası, geri kalan diğer oyuncuları da mesela bazı iç saha maçlarında ve önde olduğumuz deplasman maçlarında sonradan oyuna alsak bi şey kaybetmeyiz. bu çocuklar oynamadan nasıl gelişecek ? nasıl özgüven kazanıcak ? fikirlerine en çok önem verdiğim taraftar topluluğuna sahip bu sözlükte bile neler neler deniyordu gençlerimiz için, tahammülsüzlük seviyesi de çok fazla olduğu için bu çocuklar 1-0 geride başlıyor. 3 yıldır şampiyon olamamanın getirdiği gerginlikle kimsenin de tahammülü kalmadı, gençlerin işi çok zor.
  • 33
    biri bana babel, jimmy, çalık, selçuk ne yaptı geçen sezon izah edebilirse ben de alyapı beklentimi sıfırlayabilirim.
    elbette totalde 30 m eurolar kazanip 1 m euro'luk performans göstermeyen, bir cacık oynamayanlar yerine genç ve heyecanlı oyuncular görmek istiyoruz taraftar olarak. günümüz modern futbolu enerjik ve atlet olmayı gerektiriyor. bu da gençlerin otomatik olarak sahip olduğu bir özellik. biz bu sezon arda, soso, falcao ile baya karın ağrıları yaşayacağız gibi...
  • 114
    ben türkiye'deki altyapıların çocuklara beden eğitimi derslerinden biraz daha fazla yoğunlukta alın şu topu oynayın, atın atın enerjinizi işte denmekten öteye gidildiğini düşünmüyorum. çocukların halı saha ihtiyacını hafif profesyonel olarak gidermek fonksiyonu var sadece. ne pozisyon bilgisi, ne top kontrolü, bunlar öğretilmiyor. altyapı kimin umrundaki, her sezon 7-8 transfer yaparım bana yeter kafasındaki yöneticilerle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın