resim
Ali Yıldırım Koç
Görev:Başkan
Takım:Fenerbahçe
Yaş:57
Uyruk:Türkiye
  • 2051
    bu başlığa ilk entry girişim ve umarım son girişim olur.

    bu herif net bir şekilde provokatör. dura dura sakin bir şekilde kelimeleri seçerek konuşuyor. olur olmadık yerlerde ilgisi olmayan konular hakkında iğneleyici olma çabasıyla demeçler veriyor. burada yaptığımız herhangi bir yorum bu şeyi iflah etmeyecek ve aynı şekilde birbirimize de hiçbir şey katamayacağız. daha kötüsü kendisinin peşinde, her dediğine sorgusuz sualsiz itaat eden kitlenin de kafasında hiçbir ışık yakamayacağız. benim önerim, her dediğine aynen dememiz hatta başlığın yanına da parantez içinde provokatör yazıp başlığı kapamamız. içimizdeki nefreti büyütüp bundan faydalanmaya çalışıyor, biz bir şekilde bunun karşısında durmalıyız ve bence bunun en güzel yolu görmezden gelmek. bırakalım konuşsun ama bizim haberimiz bile olmasın.
  • 2052
    aziz yıldırım ile icraat dalında yarışması gerekirken nefret dalında yarışmayı seçmiş fenerbahçe başkanı.

    aslında kongre süreciyle başlayan pozitif havanın dağıldığının gayet farkında ve kendisine yönelecek tepkilerin ezeli rakibi üzerinden suni gündemler yaratarak önüne geçmeye çabalıyor.

    genelde başkalarının başarılarını aşağı çekerek başarısızlıkları yücelttiğimiz bir kültüre sahip olduğumuzun farkında ve taraftarının bu zokayı yutacağını iyi biliyor.

    camia olarak yapmamız gereken ise; cevap verme tenezzülünde dahi bulunmayıp, giderek derinleştirdiği ve eşelediği başarısızlık çukurunda onu yalnız bırakmak ve yok olmaya terk etmek.

    biz cevap verdikçe ona çukurundan çıkması için el veriyoruz.

    edit:imla
  • 2055
    malum sözlük sitesinde teknik direktörümüz fatih terim hakkında bir karalama başlığı açılmış. ben bu başlıkta kendisinin parmağının olduğunu düşünmekteyim. her kim ne kadar işsiz olursa olsun bu kadar detaylı bir şekilde derinden inceleme yapmaz + olaylara tek başına hakim olamaz kanısındayım.

    bel altı oynamaya devam ediyor, ama şunu bilmiyor ki yanlış sular da yüzüyor. galatasaray ile uğraşmak, baba parası yemeye benzemez yalı çooooocuğu.
  • 2056
    konuştuğu iki konudan biri galatasarayla ilgili olan zat. başarısızlığını, camiasını düşmanlık duygularıyla konsolide ederek örtbas etmek gibi kendilerinin çok alışkın olduğu bir yöntemi kullanmaktadır. bunu yaparken de aslında kendi mevkisinden olmayan birini, yani fatih terim'i hedef almaktadır. bu bile kendilerini ne kadar küçülttüklerini, ne kadar acınası halde olduklarını gösteriyor.

    bir kulüp düşünün hedeflerini galatasaray'a göre şekillendiriyor, başarı olarak galatasaray'ı yenmeyi görüyor. galatasaray'ın almak istediği oyuncuları almayı bir başarı sayıyor. bunları yaptıkça aslında galatasaray kompleksleri büyüdükçe büyüyor ve altında eziliyorlar. şu anda fatih terimli galatasaray'ı alt edemeyeceklerini bildikleri için onun üzerine oynamaya başladılar yine. yakın geçmişte hocamızla dans etmeye çalışanların şu anki hali ortada. galatasaray'ın konsolide olmasının ise kendilerininkiyle kıyaslanmayacak kadar büyük bir güç oluşturduğunu söylemeye gerek yok zaten. bizimle böyle yöntemlerle baş edemeyeceklerini hala öğrenemedilerse, yavaş yavaş öğrenirler. bizim için dert değil öğretmek.
  • 2057
    zengin bir ailede büyümüş rambo okan. gerçi rambo okan daha delikanlıdır bundan. allah rakibin bile mert olanını versin. bizim antu okuduğumuz gibi fenerliler de bu sözlüğü okuyodur muhtemelen ve şu sözlerime "hahahahah ali koç başkanım bunları kudurtuyor." falan diyolardır muhtemelen siz böyle devam edin oğlum. aziz gibi kıçına teneke bağlayarak göndereceksiniz bu zengin rambo okan'ı.
  • 2059
    2019 eylül'ü itibarı ile, fenerbahçe spor kulübü başkanı olarak çok ciddi anlamda ateşle oynayan kişi.

    dördüncü fatih terim dönemi'ni sahada alt edemeyeceğini anlayınca üçüncü fatih terim dönemi'nin sonundakine benzer bir kaos yaratıp bu şekilde sonlandırmaya çalışması yine bir yere kadar kabul edilebilir. sonuçta tarihte ilk defa 3 şampiyonluk öne atılmış bir galatasaray ve geçen sezon kümede kalmayı 32. haftada garantileyen bir fenerbahçe var. buna ek olarak maddi konularda dibe batmış bir fenerbahçe karşısında durumu kontrollü şekilde giderse sıkıntı yaşamayacak olan bir galatasaray var.

    ve bu durumu ortaya çıkaran, en çok kendi kendini baltalamayı seven bu camiayı bir arada tutan bir fatih terim var.

    ali koç'un yerinde kim olsa aynı şeyi hedeflerdi elbette. bu konuda kendisini kınamıyorum..

    hatta türk futboluna yatırım yapan, nemalanan kim varsa aynı şeyi ister. bugün galatasaray-fenerbahçe rekabeti olmasa türk güya spor özünde futbol basınının toplam hacmi şimdikinin %5'i kadar falan olurdu. bu rekabetin bir şekilde sekteye uğraması, birinden birinin fark açması en istenmedik senaryo. sidik yarışı bile olsa, bunu rekabet üzerinden köpürtüp tiraj yapmaktan geçiyor paranın yolu. en büyük medya patronundan tut en dipteki maaşlı muhabire kadar...

    üçüncü fatih terim dönemi durup dururken bir günde sona ermedi. kimin sızdırdığı, niye sızdırdığı, gerçek olup olmadığı bile bir yere kadar net olan bir özel mesajlaşma programı ekran görüntüsü ile başladı eleman polemiği. taa ağustos ortalarından başlayıp eylül'ün 20 küsuruna kadar kurcalandıkça kurcalandı. o zaman da 2 sezon üst üste şampiyon olmuş bir galatasaray vardı. o zaman da üçüncü sezona biraz farklı başlamış bir galatasaray vardı. son 7 senede 1 kere şampiyon olmuş, onu da 3 temmuz muhabbetiyle kaybetme tehlikesi yaşamış bir fenerbahçe vardı.

    o dönemi hatırlayanlar yapılanları da hatırlar elbette. o ekran görüntüsünün prime time'da televizyon ekranlarına çarşaf çarşaf konulmasını, günler haftalar boyunca her fırsatta hem hoca hem de başkana inatla bu konunun sorulmasını, hayatında basın toplantısına gitmemiş gazetecilerin köşe bucak hocayı ve başkanı kovalamasını, birinin ağzından diğerine uydurma açıklamaları üfleyip cevap almasını, çok bilmiş ulemaların saatler boyu eleman muhabbeti yapmasını...

    fenerbahçe'si, siyasi erki, basını hepsi kol kola yürüdü o dönemlerde. çünkü birkaç paragraf yukarda dediğim gibi bu rekabet futboldan pay alan herkesin altın yumurtlayan tavuğu. kimse bunu kaybetmek istemezdi. nitekim eninde sonunda da amaçlarına ulaştılar. üçüncü fatih terim dönemi bir gün resmen bitti. hem de öyle bir şekilde bitti ki taraftar ne ünal aysal'ı affedebildi, ne de fatih terim'i...

    ünal aysal biraz galatasaray'ın iç dinamikleri, biraz da türkiye'nin realitesi gereği geri dönemedi. ama fatih terim eninde sonunda galatasaray'a döndü. ihanetin acısıyla yaktığı yüreklere sizin hiç ihanete uğradığınızı hissettiğiniz oldu mu sorusunu sorarak döndü. damardan ilaç alan bir hasta gibi uyuştuk önce, ne de olsa bu damarlarda onun yeri bambaşkadır malum... ama er ama geç hepimizin gönlünü teker teker yeniden kazandı, hepimiz de dünden razıydık ya o da ayrı konu...

    bugün galatasaray yine iki sene üst üste şampiyon. bugün yine galatasaray'ın başında "düzenin adamı" başkanı iki kere yenip koltuğu kazanmış bir yönetim var. ilk sezonunda fenerbahçe'nin, ikinci sezonunda bizzat devletin en tepesinden destekli başakşehir'in elinden kupayı söke söke almış bir galatasaray var. ve fatih terim'in arkasında yine 25 milyonluk bir ordu var...

    en önemlisi geçmişten çıkardığımız derslerimiz var. bugün hocanın da, kulübün de, camianın da hala aklında ve taze eleman sürecinde yaşananlar... büyük aşklar efsanedir ya hani hikayelerde, filmlerde falan.. türlü türlü oyun oynanır yine eninde sonunda birbirlerine sarılıp o dalaverelerden çıkarlar... bugün galatasaray ve fatih terim aynen öyledir işte...

    pireyi deve yapıp üzerine yorganı yaktıramayacaklarını bildikleri için, bir daha birbirimize düşüremeyeceklerini bildikleri için bugün fatih terim'e yapılan sistematik algı operasyonu var. internet ortamında sözlüklerde, sosyal medyada hatta bazı içerik hazırlayan eğlence sitelerinde dahi tam gaz devam ediyor bu. iki temel hedef var; ya hocayı çileden çıkartıp çok büyük bir ceza almasını sağlamak, ya da aleyhinde kamuoyu oluşturup bir şekilde dolaylı yoldan itibarsızlaştırarak bir şekilde yolundan alıkoymak...

    fenerbahçe ve beşiktaş'ın zaten istediği bu haklı olarak. basının rekabete olan ihtiyacından ötürü bunu istemesi bir kenara, bunun bir gündem olarak kalması bile zaten işine gelir. yayıncı kuruluşu, federasyonu, siyasi erki falan zaten onların bir de kendi aralarındaki kavgalar falan var...

    dediğim gibi biraz düşününce temelde hak verilebilecek kaygılar bunlar... biz aynı durumda olsak biz de bir şekilde kovalardık...

    peki neden mi ali koç ateşle oynuyor?

    ücreti mukabilinde içerik üreten sosyal medya kullanıcılarının, para uğruna her türlü rezilliği yapabilecek sözlük yazarlarının ve kendini sadece klavye arkasında birilerine hakaret ederken birey hissedebilen ziyan türk gençliğinin eline bırakılması çok tehlikeli bir iş bu. hele hele toplu taşıma aracında boş koltuk için birbirini bıçaklayanların olduğu bir ülkede çok çok daha tehlikeli...

    bu tiplerin yaptığı her adi küfürlü paylaşım, her sataşma, her karşılıklı mention, her iğrenç demenin hafif kalacağı cümle kocaman bir ormana nefret tohumları saçmaya devam ediyor. okurken bile insanın midesini kaldıran laflar artık sıradanlaşmış durumda. mevkisi, ünvanı, niteliği, eğitim durumu ne olursa olsun her an her çeşit insan bu konulara müdahil olup başına bela açmaya devam ediyor...

    bu yazılanların %10'unu duysa cinayet işleyecek insanlarla ve ne acıdır ki bu yazılanların %110'unu söyleyebilecek insanlarla dolu bir ülke burası...

    10 gün sonra galatasaray-fenerbahçe maçı oynanacak bu ülkede. sırf bu şekilde yarattığı bu iğrenç gündemin etkisiyle stadda, stad yolunda, x ilindeki bir cafe'nin önünde allah korusun oluk oluk kan akmasını geçtim; bir tek kişinin saçının teline gelecek zararın bile vebalini taşıyabilecek mi kendisi? yoksa ailesi dahil sicili temiz her patronun iş cinayetlerinden sonra kalabalığa "arkadaşımız için çok üzüldük, ailesinin yanında maddi ve manevi anlamda duracağız" diyip millet arkasını dönünce telefondan "gereğini yapın beni uğraştırmayın" diye talimat vermesi misali yoluna devam mı edecek?

    sanırım bu satırları okuyan herkes cevabı biliyordur.

    tıpkı eğer başkanlık koltuğunda oturmasaydı, o sakallı hafif kilolu arkadaşın yerine kongre kürsüsüne çıkıp başkanım bizi bu fatih terim hegemonyasından kurtarın diye ağlayacak durumda olduğunu bildiğimiz gibi...
  • 2062
    ali koç hakkında salyangoz’un aynısının benzerinin tıpkısını düşünüyorum.:) fatih terim’e yaptığı ve yaptırdığı saldırılardan sonra asy’e gelmeye delikanlı ister. asy’de, yaptırdığı tüm küfürlerin karşılığını bir şekilde alacaktı ama şimdi ceza verdiler bahanesiyle kurtulmuş olacak. (her türlü küfre karşı olduğumu da hemen peşinen söyleyeyim)

    yaptırdığı küfürler derken ben, deplasmanlarda bizim yedek kulübesinin arkasına oturarak hasan şaş, ümit davala ve hatta fatih terim’e yapılan küfürlerde ali koç’un dahlinin olduğuna inanıyorum. elimde delil olmadığından kesinlikle böyledir diyemem ama hislerim bu yönde.

    hatta daha da ileri gidiyor ve diyorum ki, aziz yıldırım’a zamanında statlarda ve havalimanlarında yapılan küfürlerin arkasında da bu arkadaş vardı. zaten aziz yıldırım ve şekip mosturoğlu, bir sosyal medya hesabından kendilerine ali koç’un küfür ve hakaret ettiğini/ettirdiğini açıklamış, beyan etmişlerdi. ali koç kongre sırasında bu iddiaları inkar etti ama kimse inandırıcı bulmadı.

    ali koç’un bazen anormal davrandığını, konuşmalarını normal kafayla yapmadığını bir tek ben mi düşünüyorum. önce hiçbir sebep yokken, federasyon seçimlerinde gitti fatih terim’e aldığı tazminat nedeniyle saldırdı, daha sonra avrupa şampiyonlar ligi maçı öncesi yine fatih terim’e sicili bozuk diyerek hakaret etti. hakemlere ve federasyona defalarca kurulu düzenin piyonları diye hakaret etti. aynı ligde rakibi olan iki kulübe sponsor oldu, daha neler neler. bunları normal kafa ile yapabilir mi bir insan.

    isim vererek birini suçlayamam ama hareket ve konuşmaları normal olmayan çok başkan var. türkiye liglerindeki bütün başkan ve yöneticileri alkol ve uyuşturucu testine sokma zorunluluğu getirilmeli. hislerim, birkaçının alkol ya da uyuşturucu bağımlısı olduğunu söylüyor. bunların hareketleri ve konuşmaları beni şüpheye sevk ediyor.

    entryme son vermeden şunu da söyleyeyim; ali koç’un yaptıkları sadece görünenlerden ibaret değil. aysberg misali asıl büyükleri gizli kalıyor. umarım en kısa zamanda tüm yaptıklarının cezasını çeker.

    not: koç ailesinin günahları saymakla bitmez. en akılda kalan ve en acıtanı asil çelik olayıdır. milyarlarca doları fakir halkın sırtına yüklemiştirler. ancak şimdi anlaşılıyor ki daha ağır bir günahları varmış. o da türk futbolunun başına bela ettikleri ali koç’muş.
  • 2063
    eğer milyar dolarlarınız varsa, her türlü pisliğe de batsanız ne yazık ki en temiz siz olursunuz. ümit özat'ı sevmem ama ondan ayar yemiş, ümit özat kendisine saldırınca korumalarının arkasına saklanmış bir şahıs için, fatih terim'le yan yana anılmak hayattaki en büyük başarıdır. fatih terim; takımına kupalar kazandırmış, avrupa'da defalarca bulunmuş, yenmiş, yenilmiş ama her başarısını mücadele ederek kazanmıştır. hayatta tek başarısı dedesinin aldığı ihaleler olan şahıslarla hocamızın adının anılması içimi acıtıyor ama şu an moda bu.

    gelelim fatih terim'in meşhur siciline... nickimden anlaşılacağı üzerine kendisini çok severim. ama hayatı farklı yaşıyoruz sayın hocamla. ben mesela 2-3 tanıdığımla beraber paçoz bir mafyanın kebapçı dükkanını basamam, korkarım ayrıca doğru da bulmam. rakip yedek kulübesinden tahrik gelince tek başıma gidip aralarına dalamam. ama adam doğrusuyla yanlışıyla ne yapıyorsa yüzlerine karşı yapmış. eğer siz tozda çamurda büyümüş bir adama savaş açacaksanız kuyruklarınızla beraber yüzüne karşı yapacaksınız, arkadan sallamakla olmaz bu işler. *

    mesela ben; 15 yaşına kadar oyuncak bebeğini elinden atamamış, hiç sokağa çıkamamış, sadece dedesinin soyismini alabilmek dışında hayatta başarı elde edememiş biri olsam ben de fatih terim'i hedef alırdım. tavşanın dağa sürttürüp "ben dağla ilişki halindeyim" demesinden farkı olmazdı belki ama yalakalarımı hep hazırda tutardım böylece. onların fıtratı aziz yıldırım'dan beri aynı, "birinciye yetişemiyorsan iftira at paralı köpeklerini uyut."
  • 2064
    bu kafayla giderse ki gideceğe benziyor fenerbahçe'nin başında kupa kazanamadan gidecek gibi duran futbol cahili şımarık zengin çocuğu. bizim için çok önemli hizmetler veriyor hocamızı ve taraftarımızı daha da kenetliyor. ben gayet memnunum bu durumdan. aklı başında bir insan futbol konusunda adının fatih hocayla aynı cümle içinde geçmesinin kendisi için büyük bir lütuf olduğunı bilir. rezil herif.
  • 2067
    büyük ihtimal ile bir kaç gündür evde "baba nolur fatih terim'i dövdürelim baba, inan enişteyi de arayalım kovdursun onu baba, biz çok zenginiz, bizim çok paramız var, nolur baba, bana sicili parayla dolduramazsın dedi hüüüüü" diye ağladığına eminim.

    insanların iç yüzü ile igili yanılmama ihtimali neredeyse %100'ü bulan biri ve biraz da aristokrasi hayranı olarak daha 2 sene önce itiraf edeyim "ali koç cumhurbaşkanı adayı olsun" diyen ekiptendim. hayatımda böyle yanıldığım olmadı. hiç bu kadar kendime karşı rezil olmadım. adam bildiğin bebeymiş ya la. tüm kamuoyundan özür diliyorum ne diyeyim milletim affetsin.
  • 2068
    türk futbol kültürüne uygun olarak, fenerbahçedeki misyonunu tamamlandığında tff başkanı olacağını düşündüğüm şahıs.
    yalnız, eğer derbi öncesinde ali sami yen'e gelmemek için sicil açıklaması yaptıysa, fatih terim kompleksinin boyutunu düşünemiyorum. kendisini ayrıca bu konuda tebrik ederim.
    bir yandan da ortada fol yok yumurta yokken, hiç alakasız bir zamanda ve hatta rakibin şampiyonlar ligi maçı öncesinde klüp başkanı olarak rakip takımın teknik direktörü hakkında neden açıklama yapar diye soruyor insan.
  • 2070
    (bkz: ali şen)
    (bkz: tahsin kaya)
    (bkz: güven sazak)
    (bkz: aziz yıldırım)
    (bkz: ali koç)
    başkanlık yaptıkları döneme şahit olduğum fenerbahçe başkanları. bunların ortak özellikleri, temsil ettikleri camianın dinamiklerine uygun olarak, galatasaray'la uğraşmak. işler yolunda gitmediğinde galatasaray düşmanlığını körükleyerek taraftarın başarısızlığa olan tepkisini kendilerinden iterek galatasaray'a yöneltmek ortak taktikleri. sonuncu isim hariç hepsi hedef tahtalarına gs yönetimlerini oturtmuşken belki de ilk defa bir fb başkanı kendi dengi ve hedefi olarak gs teknik direktörünü seçti. fakat unuttuğu bir şey vardı ki o da karşısında skibbe, tudor değil fatih terim vardı. kolay lokma sandığı boğazına takıldı, şimdi debelenip duruyor.
  • 2071
    ortaya bir laf atıyor sonra da görsel ve yazılı medyadaki fenerbahçeli yazarlar o lafı alıp sürekli tekrarlıyorlar.

    bu benim bakış açıma göre sadece basit bir tesadüf ya da ufak bir öykünmedir. doğuştan tam bir fenerbahçeli olan, tam bir koç olan sayın başkanın büyük vizyonu sayesinde gündemi belirleyebilmesinin bir sonucudur bu. yoksa öyle bazılarının iddia ettiği gibi bu değerli basın emekçilerinin ali koç'a yalakalik olsun diye veya ali koç'un kendilerini satın alması sebebiyle ali koç'un söylemlerini birebir tekrarlayacağına zerre inanmıyorum. böyle bir düşünce bu değerli basın emekçilerini; satılık, kişiliksiz, meslek etiği ve onurundan nasiplenmemiş insanlar olmakla itham etmek olur ki benim böyle bir ithami onaylamam mümkün değil. o yüzden daha sağduyulu yaklaşımlar bekliyorum. birbirimizi eleştirelim ama saygı çerçevesinde yapalım bunu.

    bu değerli basın emekçileri de, kendilerine şerefsiz, o. çocuğu, satılık kalem, ahlaksız, yalaka diyen pek çok insan hakkında da umarım gereğini yaparlar ve şikayetçi olurlar. arkadaşlar biz galatasarayliyız onlar da fenerbahçeli. hatta pek çoğu doğuştan tam bir fenerbahçeli. lütfen birbirimize saygı duyalım.
  • 2072
    hakkında bugün okuduğum bir yazının son bölümü:

    --- alıntı ---

    başkanlığa gelmeden önce başarı hikâyeleri anlatıp, küme düşmekten son birkaç hafta kurtulmuş bir kulübün başkanı, başka hedeflere yönelmeli, başka endişeleri olmalı.

    ama burası türkiye. başarılı olamayan ve başkalarının başarılarının ardından kebapçı kedisi gibi bakanlar, başarılı insanların paçasından yakalayıp, kendi başarısız dünyasına çekmeye çalışır ve kendisine bir düşman yaratıp, o düşmanla savaşırlar. bu kimi zaman dış güç olur, kimi zaman üst akıl. voltaire, uzun süren bir tartışmanın, her iki tarafın da haksız olduğunun belirtisi olduğunu söyler. bu tartışmanın kazananı olur mu olmaz mı bilinmez ama 'vizyon' nidalarıyla göreve gelen ali koç'un soğuk savaş stratejilerini andıran tartışmalarla, bir yere gidemeyeceği çok açık.

    mesele sicile kadar geldiyse ve konu futbolsa, şikenin ve ırkçılığın nasıl örtbas edildiği, konu ekonomiyse, ülkenin en değerli öz kaynaklarının nasıl peşkeş çekildiği, konu çevreyse, orman arazisine nasıl kaçak üniversite yapıldığı, konu insanlıksa, çocukların mutluluğunun nasıl perdelendiği konuşulmaya başlanır ki; fatih terim, bir maç sonrası, onu böyle söylemiş, hakeme şunu yapmış, bunlar hafif kalmaya başlar.

    --- alıntı ---

    umut ozan darıcı - t24
  • 2073
    (bkz: ali koç ve işçi düşmanlığı sicili)

    --- alıntı ---

    ali koç ve işçi düşmanlığı sicili... (flood)

    1 - divan işçileri: sendika değiştirerek gıda-iş’e geçen 53 divan otel işçisi, tazminatları dahi verilmeden işten çıkarıldı. bu sırada patronları ali koç, çıktığı bir toplantıda gelir dağılımındaki adaletsizlikten dem vuruyordu.

    2 - ford işçileri: türk metal’e karşı ülkedeki ford fabrikalarında genel bir direnişe girişen ford işçileri, yine patronları ali koç’tan bir dönüş alamamıştı. sendikalarını değiştirmenin dışında daha iyi ücretle çalışmak istediklerini söyleyen işçilerden bir kesim atıldı!

    3 -türk traktör işçileri: koç holding'e bağlı türk traktör fabrikasının kalite kontrol bölümünde çalışan 17 işçi, tazminatsız işten atıldı. işçiler, fabrikada ifadeleri alınırken telefonlarına el konulduğunu, tuvalete bile güvenlik eşliğinde götürüldüklerini söylediler.

    4 -lg işçileri: lg fabrikasında da işçiler daha insani koşullarda yaşayabilecekleri bir ücret almak istiyorlardı. fabrikayı defalarca polis bastı ve işçilere baskılar uygulandı.

    5 - tofaş işçileri: daha iyi bir ücretle çalışmak isteyen ve sendika değiştirmek isteyen 1500 otosan işçisi işten çıkarıldı. işçilerin direnişinde 12 binden fazla işçi iş bırakmıştı.

    6 - arçelik işçileri: arçelik fabrikasında da 2012’den beri ne zaman sendika değiştirmek ya da daha iyi bir ücret almak istediklerini dile getirseler, işçiler işten çıkarılıyor.

    -emre şenol

    --- alıntı ---

    bu örnekler yakın zamanda ülke gündemine kadar giren tekil işçi-işveren çatışmalarıdır. bunun gibi irili ufaklı nice hak gaspının yaşandığını söylememiz gerekiyor. böyle iki yüzlü insanları her yerde teşhir etmek gerekmekte.
  • 2074
    (#2771072)

    --- alıntı ---
    ali koç ve işçi düşmanlığı sicili... (flood)

    1 - divan işçileri: sendika değiştirerek gıda-iş’e geçen 53 divan otel işçisi, tazminatları dahi verilmeden işten çıkarıldı. bu sırada patronları ali koç, çıktığı bir toplantıda gelir dağılımındaki adaletsizlikten dem vuruyordu.

    2 - ford işçileri: türk metal’e karşı ülkedeki ford fabrikalarında genel bir direnişe girişen ford işçileri, yine patronları ali koç’tan bir dönüş alamamıştı. sendikalarını değiştirmenin dışında daha iyi ücretle çalışmak istediklerini söyleyen işçilerden bir kesim atıldı!

    3 -türk traktör işçileri: koç holding'e bağlı türk traktör fabrikasının kalite kontrol bölümünde çalışan 17 işçi, tazminatsız işten atıldı. işçiler, fabrikada ifadeleri alınırken telefonlarına el konulduğunu, tuvalete bile güvenlik eşliğinde götürüldüklerini söylediler.

    4 -lg işçileri: lg fabrikasında da işçiler daha insani koşullarda yaşayabilecekleri bir ücret almak istiyorlardı. fabrikayı defalarca polis bastı ve işçilere baskılar uygulandı.

    5 - tofaş işçileri: daha iyi bir ücretle çalışmak isteyen ve sendika değiştirmek isteyen 1500 otosan işçisi işten çıkarıldı. işçilerin direnişinde 12 binden fazla işçi iş bırakmıştı.

    6 - arçelik işçileri: arçelik fabrikasında da 2012’den beri ne zaman sendika değiştirmek ya da daha iyi bir ücret almak istediklerini dile getirseler, işçiler işten çıkarılıyor.

    -emre şenol

    --- alıntı ---

    bu ülkeye verdikleri zararların içinde yukarıda yazılanlar devede kulak. türkiye’deki vahşi kapitalistlerin bir numarası olan koç ailesinin yaptıklarının büyük bölümünden haberimiz dahi yoktur. bu ülke insanının yıllarca srçe-kartal-doğan külüstürlerine mahkum edildiğini, bu teneke arabalardan almak için sıraya yazılıp dört ay bekletildiğini büyüklerimden duydum. koç ailesini allah’a havale ediyor en kısa zamanda müstahaklarını bulmalarını diliyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın