önce kendisi çıkıp neredeyse her hafta açıklama yapıyordu. artık millet dalga geçmeye başlayınca bıraktı.
sonra
semih özsoy'a yaptırmaya başladı açıklamaları. yine neredeyse her hafta. en sonunda onu da bıktırıp, kimi söylentilere göre tekme atıp(hiç gerçekçi gelmese de) gönderdi.
daha sonra neredeyse her hafta bir yöneticisi açıklama yapmaya başladı. ancak onların da sadece
ali koç'un yönetim kurulunda yöneticilik yapabilecek kişiler olduğu kısa sürede anlaşıldı. hemen patladılar.
içimde en ufak şüphe olmadan söylüyorum ki, ben
fenerbahçe'de yönetici olsam bu
galatasaraylı halimle ben daha iyi yöneticilik yaparım. çünkü ben çıkıp
alper pirşen gibi kapalı kapılar ardında yaptığımız planları ifşa etmem açıklama yaparken. adam gitti "önce 28 şampiyonluğu alacağız, ondan sonra da şampiyonluk sayısı payından dolayı
galatasaray'a tazminat davası açacağız" dedi.
* bari söyleme planı.
kemal danabaş da çıktı
galatasaraylı herkese hakaret etti. direkt davalık oldu.
* bu sözlükteki çoğu kişi yapmaz bu hatayı. yönetim kurulunun seviyesini düşünün.
şimdi de artık herkesin ne olduğu ortaya çıktığından resmi hesaptan tweet atmaya ya da açıklamayı oradan yayınlamaya döndüler. orası da patlarsa artık ne yaparlar kestiremiyorum ama büyük ihtimalle cami minareleri arasına yazılan mahyalar gibi bunlar da iki kale direği arasına yazmaya başlarlarsa şaşırmam.
not: arada statta "seni seveni de sevmiyoruz" gibi nefret içerikli, herkesin tepkisini çeken ama zihniyetlerini belli eden bir pankart asarak o yöntemi çok erken tükettiler.