• 651
    vole programında sürekli söze girmeye çalışması, benim de fikrim var ben konuşacağım üslubu gerçekten mide bulandırıcı hale gelmiş durumda.
    zaten ülkece en büyük sorunlarımızdan birisi, iki veya daha çok insanın, birlikte konuştukları anda sözlerini kesmeyip sağlıklı şekilde dinleyip konuşmaya devam edebilmeleridir ki kendisi bu durumun canlı kanıtı.
    ali ece’ ye bakınca, az biraz bir şeyler öğrenmiş ve bunu ispat etmeye çalışan bir aşağılık kompleksi görüyorsunuz - aşağılamak istemiyorum cidden davranışsal açıdan böyle - her konuda ben konuşacağım, en çok ben biliyorum, her konuda bilgi sahibiyim, karius ‘a ölüm, lovren allah belanı versin...
    ya arkadaşım sal yanındaki insanları konuşsunlar, gerekli durumlarda sen de fikrini beyan et sana kimse sus köşede bekle demiyor ki.
    zaman geçtikçe başlardaki sempatisini kaybetti.
  • 652
    biten filmin ardından...

    taraflı spor medyası aracılığıyla, malum kulübün gidişatı hakkında yorumlarını paylaşmıştır kendisi;

    --- alıntı ---

    ali ece, "fenerbahçe'de film bitmez ve yeni başlıyor. hiç unutmayalım ki ilk yıllarında çok başarısız bir dönem geçiren aziz yıldırım daha sonra büyük başarıların mimarı oldu. büyük başarıları yıkan isim de yine kendisi oldu. aykut kocaman zamanında niye gönderildi? zico'yu neden gönderiyorsun? bunların hepsi hataydı. ali koç için de comolli büyük bir hataydı. comolli'nin 100 kişilik listesinde sol bek yoktu."

    www.fanatik.com.tr/amp/ali-eceden-fenerbahce-yorumu-film-yeni-basliyor-video-2126144

    --- alıntı ---

    başarısızlığı kendisi hariç, takımı içinde görevli tüm isimlere yıkmaya hazır olan bir kişiye, şike olaylarında "ben şike yaptıysam fenerbahçe için yaptım" sözlerini dile getiren kişi üzerinden örnek verilerek filmin yeni başladığı düşünülüyor. malum kulübün taraftarları da bu fikirlerle ümitlenerek, ulaşılacak bir amacın ve hedefin varlığına inanıyor. yalnız ali koç, aziz yıldırım'ın karşısına aday olarak çıktığında, kulübü için herşeyi göze almış başkanlarını bir kalemde silen yine bu taraftardı. bazen film başlamadan biter. *

    filmin en can alıcı repliği ise; fatih terim çakacak, bazıları kaçacak.
  • 654
    gazetede çalışıyor ama gazeteci olmadığı için kimin, niye, nasıl haber yapacağına karar veremeyecek, demirören medyasına ait gazetede çalışan köşe yazarı.

    bir kulüp başkanına virüsün nasıl bulaştığı dünyanın her yerinde haberdir, gazeteci de bunu haber yapar. konuşmuş olmak için konuşunca böyle saçmalıyor insan.

    bundan sonra, ali ece'ye sorulsun, neyin haber olup olmadığı, emri olur, beyimizin!

    çıkıp sürekli bol keseden atıp tutacağına, hakkında sürekli atıp tuttuğu yıldırım demirören'in yanında neden çalıştığını da açıklasın bir zahmet.
  • 656
    ülkemizde anlam veremediğim şekilde çok sevilen ve övülen beşiktaşlı futbol yorumcusu. bundan bir 7-8 sene önce parladığı dönemlerde zaman zaman beceremese de tarafsızlığa dikkat etmeye çalışırdı. ancak son 1-2 yıldır bunu tamamen kaybetmiş durumda. adamın galatasaray, fb, ts, sivas ya da başakşehir ile ilgili bir yorumunu dinleyim diyorum nasıl yapıyorsa bir şekilde konuyu şenol güneşe, atibaya, beşiktaşın cl'de namağlup çıkan takımına, mario gomez'e falan getiriyor.

    ayrıca futbol tarihine oldukça hakim olsa da saha içini genel olarak o kadar da iyi analiz edip yorumlayamadığını düşünüyorum. en azından bu konuda ondan çok daha iyi olan yorumcular var diyeyim.

    kendisi muhabbeti güzel, neşeli oldukça iyi bir insana benziyor. dilerim beşiktaş dışındaki takımlar hakkında yorum yaparken de bu kişilik özelliklerini mesleğine yansıtır ve 60'lı yıllardan bir futbol hikayesi anlatmaktan falan vazgeçer. 15 dakikalık galatasaray yorumu yapıyorsunuz 12 dakikasında başka bir konu konuşuluyor be abi :(
  • 657
    zamanında çok severdim, çok dinlerdim.

    başka başka hikayeler anlatıp bağlayacağım sonunda: johnny depp'in anlatımına göre bir gün marlon brando, johnny depp'e bu yıl kaç filmde oynadın diye sormuş, depp de 3 demiş. brando ise bu çok fazla demiş. bunun üzerine depp, neden diye sormuş. brando ise, ''çünkü sadece sinirli sayida yüzümüz var.'' demiş.

    sosyal medya ile beraber herkesi artik çok fazla görür olduk, hele bazıları tek bir mecrada da değil her mecrada görünür oldu. örneğin kaan kural'ı futbol konuşurken görmek bile bir an irite etmişti beni ki ben baya severim kaan kural'ı. kaan kural elbette futbol da konuşabilir, hatta konuşan pek çok kişiden daha iyi de konuşur. ama diğer yandan yarattığı imaja da zarar verir bu. o bunu umursar umursamaz o başka mesela ama pek çokları için eminim ki kaan kural, hakkında çok fazla bir şey bilmedikleri şişman ve basketbol delisi tatlı bir abiydi, basketbol manyaklığının, hayatı basketbol üzerine kurmanın fenomeniydi.(gerçek anlamıyla kullanıyorum kelimeyi, sosyal medyada içine edilen anlamıyla değil)

    bir arkadaşım gazete okumam, her gün yazı yazan adam istese de iyi bir şey yazamaz, dergi okumak çok daha mantıklı demişti. ekonomi, siyaset, spor vs. vs. gazeteden değil dergiden oku demişti.

    ali ece ve benzeri adamların sürekli bir yerlerde olması bir kere yaptıkları işin kalitesini düşürüyor. çünkü her zaman aynı kalitede iş üretemezsin. eskiden biz ali ece'yi nasıl bilirdik? başına buyruk, etik değerleri olan, inanmadığı şeyi söylemeyen ve kendi gibi düşünmeyenlerle(etik açıdan yani) aynı safta yer almaz diye bilirdik, ben öyle bilirdim.

    kendini eskitti, artık konuşmaları, esprileri o kadar da dikkatimi çekmiyor. sürekli kendisini tekrarlıyor, bu bir.(gazete dergi kıyası gibi düşün.)

    artık çok fazla görüp çok fazla tanıdığımız için kendisini sıradanlaştı bu iki. bak mesela ilişki de böyledir. istediğin kadar sev eşini, sevgilini, asla o ilk sevişmelerin, buluşmaların heyecanı olmaz. gizem kalmamıştır artık. (kaan kural örneği gibi düşün.)

    serdar ali çeliker gibi kolpacı ve ekşi sözlük'ten haber araklayan(üstelik geyik olsun diye yazılmış uydurma haber) biriyle aynı safta yer alıyor. bunu da nasıl düşünürsen düşün.

    demek ki sandığımız kadar entelektüel değilmiş, sandığımız kadar özel bir adam değilmiş, sandığımız kadar etik değerlerine bağlı değilmiş.

    bir de tüm bunların üzerine internetin bir şeylere çabuk ulaştırması sayesinde hızlı tüketim alışkanlığımız söz konusu. televizyonda zap yaparken ali ece'ye denk gelmekle(ne zaman başlamış, ne zaman biter, daha kaç dakika konuşur bilmiyordum tv'de gördüğümde. dolaptan içecek almaya gitsem neleri kaçırırm bilmiyordum, haliyle daha dikkatli dinlerdim.) youtube'da ali ece izlemek arasında çok fark var haliyle.

    bu son paragraftaki konu uzun ve apayrı bir mevzu. dijital medya ile ilgili olarak can yayınlarının sahibi, yanlışım yoksa socrates derginin de ceo'su can öz'ün okan bayülgen'i konuk aldığı programı(youtube'da var) şiddetle tavsiye ederim.
  • 664
    yanlış düşünebilir, takıntılı olabilir ama hiçbir zaman kötü niyetli olmamıştır. hatta bence birilerinin uyarması gerekiyor bu takıntı konusunu. her şeyi ya liverpool'a ya da gruptan namağlup çıkan beşiktaş'a bağlıyor.

    beraber program yaptığı ali koç fedaisi için aynı şeyleri söyleyemem. kötü niyetli.

    edit: uğur karakullukçu değil tabi.
  • 669
    https://twitter.com/.../1290613588206530560

    tweetinde haklıdır. bugün mali sıkıntı çekenlere bakalım, galatasaray'da mustafa cengiz enkaz devraldı dursun özbek, ünal aysal hatta adnan polat'ın yaptığı mali hataları düzeltmek için uğraşıyorlar, beşiktaş'ta ahmet nur çebi enkaz devraldı fikret orman ve yıldırım demirören'in borçlarıyla meşgul, fenerbahçe'de ali koç enkaz devraldı yıllardır başkan olan ve futbolcu maaşlarını kap'a dahi bildirmeyen aziz yıldırım'ın borçlarıyla meşgul anadolu'da ankaragücü, kayserispor gibi önemli kulüplerin başkanları gemi su almaya başlayınca terketti gitti. pandemi sürecinde oluşan ciddi gelir kaybını da eklemek gerek buraya ve döviz kuru uçtu gitti. kulüpler çok büyük bataktalar. ffp güzel bir şey, ülkemizde yapılması da güzel bir şey ama bir anda ben yaptım oldu demek doğru değil mevcut oyuncuların kontratları var, bu kontratların çoğunu bu başkanlar yapmadı, aynı dertten seneye biz de müzdarip olacağız, böyle bir karar alıyorsan en az 5 sene sonra bu kuralı yürürlülüğe geçirmen gerekir, futbolcularla milyon euroluk sözleşmeler imzalanmış halde ha deyince çıkaramazsın elinden aynı durumda biz olsak örneğin 2011-2012 sezonunun başında aynı şey bize yapılsaydı nolurdu düşünelim önceki sezonu 8.tamamlamışız bir kaç senedir şampiyonluktan uzağız harcama limitlerimiz anadolu kulübü seviyesine düşseydi bir anda ujfalusi, elmander, selçuk inan, felipe melo bu oyuncuların hepsi yalan olurdu. mustafa sarp, barış özbek seviyesine mahkum kalırdık. fenerbahçe'nin güçlü olmasını istediğimden söylemiyorum bunları şeş kaza seneye de şampiyon olamazsak ertesi sene bu limitlerden çok daha aşağısına bir anda düşeceğiz. haklıya haklı demek gereklidir, bunları dedikleri için insanlar fenerbahçe sempatizanı olmaz.
  • 670
    klubü enkaz olarak devralan mevcut yöneticiler ya en az iki yıldır takımın basında, ya da yıllarca batıranlarin yönetiminde yer aldı. 2 yıldır görevde olanlar hala akıllanmadı. kendimizden örnek verelim. bizim mali durumuz da kötü, niye 5 milyonluk falcao, 13 milyon euro diagne transfer ediyoruz. iyi kötü marcao ayarında bedellerle oyuncu mu yok dünyada. satin alacak paran yoksa elindeki iki lira ile oyuncu alacak 3’e satacaksın. onar gidip 3’e oyuncu alıp 5’e satacaksın. elindeki paranin yeteceği oyunculara göre plan yapacak ve bu plana göre oyuncu alacaksın. gidip senin 3 yıllık yayın gelirini tek bir yılda alan premier ligde küme düşmüş bir klüpten 4 -5 milyon euro maliyetle oyuncu almayacaksın. çünkü bizim, bir oyuncu bir yılda 5 milyon euro harcayacak mali gücümüz yok. ama hala akıllanmamışız ki transfer işlerini profesyonel olarak yönetecek kimsemiz yok. iki yıldır kar açıklayan mustafa cengiz yonetimi önümüzdeki yıl daha da düşecek harcama limiti ile gelecek yönetime enkaz bırakacak. bi sezon transferde son şansımız. herkes ffp bitecek diye bekliyor ama transfer harcama limiti yüzünden hiçbir şey yapamayacağız o zaman.
  • 672
    avrupa kulüplerinin düşük bütçelerle kurduğu takımları ve onların büyüklere nasıl kafa tuttuğunu peri masalı gibi anlatmasını biliyor. işte fenerbahçe'ye, beşiktaş'a fırsat kursunlar takımları, doğru yapılanmaya gitsinler.
    biraz önce de fatih terime ceza veren bu federasyona limit konusunda galatasaraylilar nasıl güveniyor diye tweet atmış. yanlışa yanlış doğruya doğru demeyi diğer taraftarlardan daha iyi biliriz. biz o tinerciler, şikeciler işimize geldiği eğilip bükülmeyiz.
  • 673
    her zaman iyi niyetli yorumlar yapan asla rakiplerine karşı haksiz ve anlamsız eleştiriler yapmayan spor basınında az bulunan iyi niyetli bir spor yorumcusudur. ustune basarak söylüyorum iyi niyetli ve basında nadir bulunuyor malesef. mutlaka spor basinimizda yer almasi gerektiği kanaatindeyim.

    ayni zamanda kültürlü, müzik tutkusu olan, birden fazla yabanci dil bilen kadikoy sakini bir türk spor yorumcusu. saint-joseph lisesi mezunudur. desteklediği takımlar, hatta taraftarı olduğu takımlar söyledir:
    (bkz: beşiktaş)
    (bkz: liverpool)
    (bkz: olimpik marsilya)
    (bkz: borussia monchengladbach)
    (bkz: celtic)

    rakiplerinden en sevmediği ise açık ara glasgow rangers'tır. galatasaray ve fenerbahçe'ye karşı böyle bir tutumu yoktur hatta sever de.

    edit: juan kaan kural'a lise düzeltmesi için, conte'ye marsilya uyarısı için teşekkür ediyorum.*
  • 674
    eleştirileri dikkate alan ve kendisini geliştirmeyi bilen spor yorumcusudur. bana göre bir yorumcuda olması gereken en önemli özelliklerden birisi budur. örnek verecek olursak eskiden programlarında çok sık bahsettiği konulardan şimdi yeri geldiğinde bahsetmektedir. mesela şenol güneşli beşiktaş'ın gruplardan namağlup çıkması gibi veya geçmişteki futbolculardan çok sık bahsetmesi vs önceki programlarıyla karşılaştırırken aradaki fark görülebilmektedir. hatta geçen programda bu konudan bahsetmişti esprisini yaparak. hedef alanının taleplerini dikkate alan yorumculara saygı duymuşumdur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın