çokça sayıda entrysi olduğu için hepsini okuyamadığım ancak şu entryde belirtilen ve başka arkadaşlarımdan da duyduğum bir eleştiri bu.
(bkz:
#1631324)
ancak ben buna katılmıyorum şöyle ki; futbolun teknik veya bilimsel yorumlamasını belli başlı kişiler (önder özen vs.) iyi yapıyor belli başlı kişiler yapmaya çalışıyor (rıdvan dilmen, metin tekin) belli başlı kişiler işin sadece goygoyunda (sinan engin, ahmet çakar) bazıları klasik basma kalıp spor yorumculuğu yaparken (sneijder bugün iyiydi, umut kötüydü, burak hep ofsaytta kaldı gibi) bu adam yorumculuğu biraz daha farklı işin hikaye ve soyut kısmıyla daha çok ilgilenen futbol oyununu gerçekten çok seven birisi. şimdi bir çoğumuz da galatasaray'ı bu veya böyle hikayelerle sevmedik mi? bu adam olaya sadece beşiktaş veya galatasaray değil oyunun hepsini alarak yani size iskoçya'dan veya hollanda'dan adını çok az veya hiç duymadığımız bir futbolcunun veya isveç norveç liglerinden bir takımın taraftarlarının çok ilginç bilinmeyen bir hikayesini anlatırken görebiliriz. bu yüzden güzel adamdır oyunu seven, taraftarlık olgusuna çokça değer veren ve bu oyunu bu hikayelerin güzelleştirdiğine inanan sevdiğim bir insan.
güncel futbol yorumları için fanatik bir beşiktaşlı olması bazen yazılarının güzelleğini bozsa da bende de aynı sendrom olduğu için anlayabiliyorum. ayrıca bu adamın tv programları köşe yazılarından daha zevkli çünkü köşe yazısında yazı karakteri sınırlı ama tvde süresi bitene kadar anlatıyor. hikayeleri seven birisi olarak anlatadursun diyorum.