galatasaraylı olacakken kıl payıyla bu ayrıcalığı kaçıran
güzel insan. hani bazı insanları görürsün de gördüğün an
''ya ne kadar temiz kalpli, iyi niyetli biri'' der ve hayran olursunuz ya hani hah işte ali ece'yi ekranda her gördüğümde o düşüncelere hislere kapılıyorum.
bir insan türk spor medyası ile yıllarca iç içe kalıp da nasıl böylesine temiz devam edebilir yoluna,
şaşılacak şey hakkaten.
bu adam mehmet demirkol'la, fuat akdağ'la,
gürcan bilgiç'le, güntekin onay'la,
dahası rıdvan dilmen'le
aynı programlara çıktı, bu kişilerle defalarca kez iç içe bulundu. mehmet'in sinsiliğinden, fuat'ın ısmarlama haberlerinden, gürcan'ın yalaklıklarından, güntekin'in fesatlığından ve rıdvan'ın şeytanlığından hiç mi bir şeyler bulaşmaz insana!
şöyle bir sözü vardır üstadın, der ki: ''ben 15 yaşıma kadar ağır kekemeydim. maalesef o zamanlar kekeme olanlarla pek kimse konuşmak istemezdi. ben de defterler alır futbol ve müzik yazar, çizerdim kendi kendime.''
belki vesile olmuş kariyerinde yükselmeye bazı durumlar. belkiden ziyade kesin olarak da bizlere müthiş bir insan tanıma fırsatı vermiş. keşke ülkede sadece birkaç kişi değil de onlarca, binlerce kişi senin kadar yazıp çizseydi zamanında da kaliteli yorumcularımız olsaydı. kaliteli yorumcuyu da geçtim kaliteli insana öylesine ihtiyacımız var ki şu günlerde, anlatamam. insan kaliteli oldu mu ardından yazarlık da çizerlik de yorumculuk da gelir hakkıyla ama önce insan olmak, düzgün bir kişiliğe sahip olmak gerekir. ali ece fanatik beşiktaşlı, gel gelelim bu durum asla onu beğenmemize sevmemize engel olmadı çünkü hiçbir zaman fanatizmin ötesinde bir şeytanlığını görmedik yaşamında.
oturup sabaha kadar muhabbet sohbet edecek, arada playstation oynayacak, beatles'a gireceksin.
açıkçası ''
ali ece olmak'' diye bir durum var artık. onu anlamak, bilmek, izlerini sürmek.
ali ece olmak... temiz kalmak...
mükemmel bir söyleşisini de eklemek istiyorum son olarak:
http://www.aliece.com/...e-soylesi/#more-1810