yavastan ismi galatasaray'la anilmaya baslayan oyuncu.
***
yugoslavya sporda her zaman ust duzey bir ulke olmustur. basketbol'da her daim ekoldurler, futbolda en deli solaklari cikarirlar. hirsli, takimi icin savasan ve aidiyet duygusunu tasiyan adamlardir genelde, bulasmaya da gelmez boban gelir ucan tekmeyle dalar, mihajlovic tokadi basar, karsi taraf allahini sasirir. italya da genel ve okuz tabirle bu "yugo" oyuncularin siklikla tercih ettigi bir rota olmustur. dejan savicevic, zvonimir boban, dejan stankovic, sinisa mihajlovic, son donem predrag mijatovic'i her zaman sevmisizdir, zaten topa falso vermeyene yugoslav kimligi vermiyorlarmis o zaman.
italya hala oyle. lazio da aynen. hatta lazio'nun su anki direktoru de igli tare'dir, sirp degildir arnavuttur ama balkanlardandir iste. sagolsun cana'yi alacagim diye bize muslera'nin yari bonservisini hediye etmistir, cok severiz kendisini. oyuncuyken de tam bir ersen martin'di, kucuk takimin hayvan kafaci tek santrforu. neyse asiri saptim konudan. hizli geri donus yapiyorum.
kolarov'un hikayesi de boyle basliyor, lazio'da... ulkesinde once ikinci lig sonra belgrad derken lazio kapiyor 22 yasinda. 1 milyon euro bir sey degil, koy oynasin gelissin mantigi. gerci bilemem tabi, belki de mihajlovic demistir ki "bakin bu cocuk tas gibi alin ha" adamlar da almistir ama unutmamak gerek ki zaten sirbistan'a az biraz donup bakan zaten kizilyildiz, partizan, belgrad'a filan bakiyor, belli oyunculari kesfetmek icin cok buyuk bir yatirim, yapilanmis bir izleme komitesi filan gerekmiyor yani. neyse kolarov geliyor lazio'ya, ayni yaz ona kardes olsun diye bir de romen sol bek geliyor lazio'ya: stefan radu. yillardan 2007. muslera'da geliyor ayni yaz. hoppaaa ne guzel. pek kardes olmuyorlar tabi, ilk sezon lazio kolarov'la radu'yu kapistiriyor, hangisi agir basarsa o kalsin diye. radu da oyle bos adam degil yani, su an tas gibi oynuyor hala lazio'da, ancak o donem kolarov agir basiyor. donem inter milan'in birinci, roma'nin ikinci oldugu yillarin sonu. lazio hayli vasat bir sezon geciriyor, ne avrupa ne bir sey sezon sonunda. kolarov ilk 11'e yerlesiyor ama, sampiyonlar ligin'de sans buluyor, kupa'da dikkat cekiyor filan. ha bir de sunu soylemek lazim ki manyagin lazio'da attigi ilk gol su:
http://www.youtube.com/watch?v=K64BuOYLDwU .
2008/2009 lazio sezon basinda kritik bir transfer olan lichsteiner'i getiriyor. lazio icin benzer bir sezon oluyor sampiyonlar ligi filan olmamasina ragmen, sezona cok iyi baslasalar da gitgide dusuyorlar, ama kotu bir sezon oldugu soylenemez zira yeni bir kadro kuruluyor. radu ucluye yerlesiyor, muslera daha fazla sans buluyor filan, bol bol 3'lu defans denemeleri yapiyorlar kolarov'un sol lichsteiner'in sagda oynadigi. sezon'un kritik olayi tabi ki bu genc cocuklarin kupayi almasi. milan'i juventus'u ve finalde sampdoria'yi gecip sampiyon oluyolar, kolarov bu zaferde en onemli oyunculardan biri oluyor. sezon icinde yine sacmasapan goller filan atiyor, ayrica lazio'nun en onemli hucum cikis varyasyonu oluyor. sutlari, ortalari, duran toplar, topla cikislar derkenbuyuk sukse yapiyor. sunu yapiyor mesela:
http://www.youtube.com/watch?v=6xFNi9QNWgo , sunu da yapiyor
http://www.youtube.com/watch?v=t7r8no6yOQc . bir sol bekin soyle goller atmasi gordugunuz gibi sik olan bir sey degil. lazio'nun 2004'ten beri ilk kupasi bu, yine bir yerel kupa olsa da kupa kupadir birakin adamlar sevinsin, avrupa bileti de gelmis mis gibi. bu sezonda ligde islerin iyiye gitmemesi pek hos karsilanmiyor, delio rossi gidiyor sezon sonu biraz da baskanin isguzarligindan. yeni bir yil, yeni bir baslangic filan felan. ballardini geliyor.
2009/2010'da zarate'yi almis baya gaz girmi bir lazio inter'i yenip super kupa'yi alarak basliyor, ama isler kotu gidiyor. avrupa'da gruplarda eleniyorlar ki levski sofia'ya icerde yenilmek gibi hiyarliklar yaparak basariyorlar bunu. ligde de isler bok gibi gidiyor, kume dusme seviyesinde lazio, kupada da ceyrek finalde elenmisler. subat oluyor elde hic bir sey kalmamis takim sicista, eddy reja getiriliyor goreve. direk 3-5-2 oynamaya basliyorlar ve isler toparliyor, lazio kurtariyor ama sezon basarisiz. kolarov'u unutmamak lazim tabi, cok iyi bir sezon geciriyor ve artik lazio'nun uzerinde, takim da sicmis, ayrilma vakti gelmis demek oluyor. manchester city'nin getirdigi teklife lazio zaten dunden razi, 22.5 milyon euro'ya manchester'da kolarov.
city'de istedigi ortami bulamadi. 2011'de yaz sezonunda city zaten 160 milyon pound harcamis, kolarov'u mu yedek birakamayacakti? mancini cogunlukla sol beki lescott/kolarov'a sag beki de micah/zabaleta'ya bolusturdu, ancak ilk tercihler genelde lescott ve zabaleta oluyordu. city 3. oldu, yavas yavas yukseliyorlardi ama mancini 2011'de karsisina cikan clichy firsatini kacirmadi ve aradigi sol beki bulmus oldu. kolarov icin bu kotu haber oldu: rotasyonda 3. siraya dustu ve cok az forma sansi bulabildi. hani hic futbol oynamadi denemez zira ust duzey ingiliz kulupleri inanilmaz sayida mac yapiyorlar ama kolarov yedek kadronun oyuncusuydu artik. sezon sonunda mucizevi sampiyonluk geldiginde de kimse mancini'ye bu adami neden oturtuyosun laa demedi haliyle.
kolarov 2012 yazinda ayrilmak istedi. mancini istemedi, izin vermedi. kolarov kaldi, kaldi da ne icin kaldi? mancini onu oyuna hamle yapmak icin oynatti cogunlukla. hani kolarov'u alayim, soldan hucum yapsin gol lazim mantiginda. hakkini vermek lazim kolarov bunu baya yapti da, ama artik mutsuzlugu bilinen bir oyuncu oldu.
bu yaz 3. sezon tamamladi city'de kolarov... ozet? bekledigi sansi buldugu pek soylenemez- ki bu kolarov gibi amorf hucum beklerinde cok sik rastlanan bir durum. standard 4'lu defans dizilislerini tercih eden buyuk takimlar (manchester city) ve bir de mancini gibi hocalar bir araya gelince kolarov turu hucum risklerini almaktan cekiniyorlar. mancini'nin "hucumda zaten dunyanin en iyileri isi rahatca bitirebiliyorken neden kolarov'un geri donuslerini dert edeyim ki?" seklinde dusundugu acik, zaten lokum gibi takima kontrol futbolu oynatmaktaki asiri israri yillarca elestiri konusu olmus bir hocadan bahsediyoruz. elde clichy gibi isik hizinda kademe yapabilen bir oyuncu varken de kolarov'un ikinci tercih olmasi mancini isiginda anlasilabilir.
***
bu noktada kisa bir intermission:
http://www.youtube.com/watch?v=Kur5sS3EWQs .
cok uzadi yazi, bu kadarini beklemiyordum. ne dolmusum arkadas, yaz yaz bitmiyor.
***
gelelim 2013 yazina... kolarov ayrilmak istiyor.
transfer sezonunun cogunlugu boyunca ismi juventus'la anildi, aniliyor. en onemli faktor burda juve'nin 3-5-2 oynamasi tabi. sagda lichsteiner/isla (lich'le aynen bunu oynamislardi lazio'da) rotasyonu 3-5-2 icin ideal ancak solda asamoah orjinal olarak bir kulvar oyuncusu degil, de ceglie de iyi guzel ama juventus'un su anki ilk 11'inin seviyesinin altinda. ustune juve aradigi forveti de tevezle bulmus, geriye kalmis bir sol kanat. kolarov ise buyuk cikisini lazio'da sol kulvarin efendisi olarak yaptigindan juventus icin ideal aday olmasi cok normal. city'de yedek, ayrilmak istiyor, italya'yi biliyor. sartlar ideal.
diger yandan, sanli galatasaray ulan! juventus gecen sene yaz-kis forvet aranirken ortaya cikan drogba firsatina atlamak istedi ama galatasray'la boy olcusemedi. kulaga garip geliyor ama oyle, galatasaray'in teklifi cok daha iyiydi. tabi ki bu transferde rekabet farkliydi, zira 35 yasinda bir oyuncunun daha realist bir tercih yapmasi daha normal: muthis bir futbol ortami, daha cok para ve daha kolay bir lig. juve sampiyonlar liginde a kalite bir golcuye sahip olmamanin cezasini cekti, lewa dortmund'da degil juve'de olsa hersey cok farkli olabilirdi bence.
kolarov juventus icin nasil ideal bir hedefse, galatasaray icin de ayni pozisyonda kolarov. galatasaray'in kadro kalitesi yerel rakiplerinin fersah fersah otesinde, buna bir nebze yaklasabilecek dahi bir yerli sol bek yok. yabanci hakkinin caresiz kullanilacagi bu pozisyon icin hedefleri buyuk ve hizli sekilde buyuyen bir takimin da albert riera'yla devam etmek istememesi normal. evet galatasaray 4'lu defans oynuyor, ama hoca terim gibi muthis esnek ve oyuncularina serbestlik tanimayi seven biri olunca kolarov'un taktiksel olarak uyum saglayamamasi mumkun degil. zaten ileri cikislarini tolere edemeyecek bir takim ve rekabet icinde olmayacak. burada ekleme yapayim, kolarov cok ciktigi icin defansi boslayan bir oyuncu degildir, aksine savunma yonu cok kuvvetlidir. ancak insanlik hali, ileri cikinca arkan bosaliyor ve kolarov hucum etmeyi seven ve iyi yapan bir adam. ozetle juventus ve galatasaray icin kolarov tam dort dortluk transfer, hele ki 10 milyon euro'nun altinda bir bonservis istendigi dusunulunce agiz sulandirmasi cok normal. zira kalite olarak bu degerin cok ustunde, hatta benim icin kolarov alaba, marcelo, clichy kadar iyi bir bektir ki bunlar su an dunyanin en iyileri.
galatasaray ozelinde, haliyle bir taraftar olarak, sunu eklemem lazim. eboue'nin, gokhan gonul'un, andre santos'un bu ligde kalburustu performans gosterdigi zaman oyunu ne kadar domine ettiklerini goruyoruz yillardir. galatasaray gibi iyi kanat akinina muhtac, ve ayni zamanda kadroda iyi hucum cizgi oyuncusu bulundurmayan bir kadro icin kolarov gibi bir oyuncu, bir de diger kanatta eboue'nin varligi dusunulunce coldeki bir vaha gibi. sampiyonlar ligi biraz kader kismet isi, ne olur bilinmez. ama iki kanatta kolarov-eboue, ortada selcuk-melo-sneijder, ilerde drogba-burak, kalede muslera... cok net soyluyorum turkiye gorup gorecegi en asiri ilk 11'i izler. oyle boyle bir kadro degil bu.
kolarov acisindan bakarsak, acik bicimde juventus dogru tercih, malesef. yasi daha 27, juventus ciddi cikista olan bir takim ve gumbur gumbur geliyorlar, ligde zaten dominasyonu oturtmus durumdalar. kolarov'un pozisyonu hazir, forma onu bekliyor. tanidigi bir ulke, futbol, vesaire. galatasaray'in sunabilecegi ise para, bir "challenge" hissi olabilir. ama zor rekabet, dinamikleri drogba'dakinden farkli, galatasaray'in vaadleri 27 yasindaki bir oyuncuya daha az hitap ediyor.
***
toparliyorum. kolarov oldu da gelirse su kadro puzzle'inin eksik parcasi olur. evet biliyorum yabanci siniri filan, zor zanaat ama o kadar olacak, yapacak bir sey yok. her hafta biri bekler iste disarda, zaten onemli maclar avrupa'da ve orada sinir yok. gelsin be, piston gibi kanat izleyelim soyle, dinamik bir 3-5-2 izleyelim. nasil keyifli olur farkinda misiniz?
neyse, yoruldum artik, bu yazi da burada biter zaten. saygilar.
Kariyer Sonu
