resim
Acun Ilıcalı
Görev:Yönetim Kurulu Üyesi
Takım:Hull City
Yaş:55
Uyruk:Türkiye
  • 154
    herkesin kazandığı paranın bir kaynağı vardır. kimi emek verir, kimi mal satar, kiminin para kaynağı zekadır, kiminin kaynağı hırstır. kimi kriz ortamından yararlanır, kimi savaş ortamından.

    bu adamın kazandığı paranın kaynağı gerizekalılıktır. hakaret veya çekememezlik olsun diye söylemiyorum, acun ılıcalı da bunun farkındadır. bir program yapıyor, insanlar ekran karşısına geçiyor, 3-4 saat boyunca 15-20 kutunun açılmasını bekliyor. bir program yapıyor, tek yeteneği taklit olan bir insan türkiye'nin en yeteneklisi seçiliyor, insanlar da bunu izliyor. bir program yapıyor, profesyonel olmayan onlarca yarışmacı ünlüler, ünsüzler diye ayrılıyor, nereden ünlü olduğunu bilmediğimiz bir takım şahıslar izlene izlene ünlü oluyor, internet haber siteleri o "ünlü"ler ve ünsüzler ile ilgili ısmarlama haberlerle donatılıp ilgi yaratılmaya çalışılıyor, program reyting rekorları kuruyor.

    peki kimler daha çok izliyor?

    benim ilkokul mezunu kaynanam ve ilkokul bitirmemiş annem.
    lise'yi bitirmiş ama hayatında bir tane bile kitap okumamış serdar ortaç fan'ı ofisboy arkadaşım,
    akşama kadar kahvede okey oynayan, emekli hüseyin amca,
    havaalanına, kazlıçeşme'ye mitinglere giden "götünün kılıyım teyze" falan filan.
    anket yapsınlar gezi parkı eylemlerine katılan şahısların % 1'i bile acun ve acun gibi adamları izlemiyordur.

    unutmadan bir de yürü ya kulum diyen bir düzen de mevcut. kimi buna cemaat diyor, kimi rte. ama adama bir misyon verilmiş, uyut şu çocukları da rahat rahat halledelim işimizi denilmiş, o da uyutuyor. ve hiç bir zaman tek başına uyutan suçlu değildir, uyutmasına müsaade eden, uyuyanı uyandıramayan aydın, bilinçli insanlar da suçludur.
  • 162
    başarılı olarak görülmesi konusunda şüphelerim ve itirazlarım var.
    ayrıca "zenginin malı züğürdün çenesini yorar" ya da "kedi uzanamayacağı ciğere mundar der" gibi yaklaşımlarla yazımı okuyacaksanız şimdiden teessüf ettiğimi bilin.

    sizlerle "komplo teoricilik" oynamayacağım. yok masondu, yok illuminatiydi, yok gizli yahudiydi muhabbetlerine de bulaşmak istemiyorum.
    -ki hepsi de olabilir- ancak bahsetmek istediğim şey farklı.

    yurt dışında popüler olan program formatlarını ve yarışmalarını, çeşitli siyasi bağlantılar ve bir takım para babalarının uzun vadeli destekleri ile türkiye'ye taşıması, yaratıcılık anlamında kesinlikle "sıfır"dır. herhangi bir özgünlük olmadığı gibi, programların orijinal hallerini izleyenler de ne kadar yapmacık ve birebir kopya olduklarını anlayacaklardır.

    hatta inanmayacaksınız ama, jest ve mimikler bile...
    hatta hatta, programına jüri olarak aldığı insanların uğraşları ve tipleri ile bile...

    unutmayın; medyada ufaktan parlayan her kişi ve kurum, büyük kuruluşların ilgisini çeker, ki acun da bu şekilde bu piyasada kalıcı olabilmiştir.
    örneğin, bu ülkede galatasaray'dan sonra en büyük kabul edilebilecek camia olan fenerbahçe, acun'un ilk parladığı zamanlarda, çeşitli şekillerde programlarında ya da özel hayatında karşılıklı reklam aracı olarak karşımıza çıkmıştır.
    bu durumdan fenerbahçe de, acun da reklamizasyon olarak fayda sağlamıştır.

    çeşitli futbolcu ve yöneticilerle arkadaş / dost olması, onlarla kafelerde fotoğraflanması, sonradan sonradan doğal olsa da, bu işin pr (kamuoyu tanıtımı) çalışmalarından yalnızca biridir.

    yine yıllar içinde türkiye'ye soktuğu kopya programlarda, özellikle yarışmacı olarak belirlediği şiveli / şişman / zayıf / duygusal / komik vb. çeşitte yarışmacılarla halkın her kesiminden sempati toplamaya çalışması da başarı kriteri değildir. çünkü başarının ana göstergesi, herhangi bir şekilde duygusallığı işe katmadan, salt sonuç odaklı işler yapılabilmesidir. yani ekran karşısındaki "ay bu çocuk çok efendi", "aman kutusunda inşallah yüksek vardır" şeklinde konuşuyorsa, emin olun ki ortada bir başarı hikayesinden ziyade, halkı duygusal yönden kuşatmış bir yarışmacı profili vardır.

    yine yıllar içinde, programlarına konuk aldığı eski milli futbolcular, faal teknik direktörler ve sporcular, komedyenler vb., acun'un önlenemez popülerite artışından kaynaklı ekranlara çıkmışlardır. ne yazık ki burada bir algı kayması var; acun başarılı olduğu için değil, ekranda öyle ya da böyle sürekli göründüğü içindir.

    bu noktada itirazlar gelebilir, başarılı olduğu için ekranda görülüyor denebilir.
    ajdar'ın da bir zamanlar prime time'da en fazla yer alan obje olduğunun altını çizmek isterim.

    fazla uzattığımın farkındayım, ancak; arkasında iktidar ve bir takım patronların gücü ile, zorlama programları halka izlettirmiştir. bunu da bir başarı olarak görmediğimi de, halkımızın maalesef ki bilinçli seyircilik konusunda oldukça eksik kaldığını hatırlatarak söylemek isterim.

    programları 3. dünya ülkeleri için başarılı sayılabilir.
    helikopteri ile bir takımın idman sahasından futbolcu almaya inebilir.
    milli sporcularla akşam yemeklerinde ispanyol şarapları yudumlayabilir. (yudumlamayadabilir. alkol alıp almadığını bilmiyorum)
    rıdvan'larla halısaha maçı yapabilir.
    giydiği çorapları 2. kez giymeyip çöpe atıyor olabilir. (abbas güçlü ile genç bakış'ta kendi söylemişti, abbas güçlü bile tepki göstermişti.)

    ancak eğer ki mutlak başarıdan, hele hele dayandığı noktalar olmaksızın özgün işler başarmasından söz ediyor isek, kusura bakmayın ancak bu adam başarılı falan değildir.

    özgün programlar için barış mançolar örnek gösterilebilir. arkasında büyük güçlerin iteklemesi olmadan...

    tv8'i alıyormuş.
    zaten hemen hemen çoğu kanalda sözü geçiyordu.
    artık borusunu daha rahat öttürecek...

    edit: ekleme
  • 164
    yaptığı programlar ile türk milletini iyi tanıdığını göstermiş, izlemekten zevk aldığımız programlar yapan yapımcıdır. kabul edelim ki televizyonlarda yurt dışından çok formatlar geldi bu ülkeye ama bu kadar tutmadı. adam bir de programlarının son kullanma tarihini de tahmin ediyor. bu başarının da iktidar yalakalığı ile ya da zengin adamların uzun vadeli borç vermeleri ile de açıklayamazsın. açık ve net adam ülke televizyonlarında nelerin tutacağını tahmin ediyor. b... atmaya gerek yok bence.
  • 165
    yaptığı programlar ile türk milletinin vasıfsızlığını her gün yeniden kanıtlayan adamdır. bu yazdığımı fil dişi kulemde oturup elimde kağıt kalem, sosyolojik analiz yaparken yazmıyorum ben. akşam olunca yan odada annem-babam da izliyor aynı programları. bunu böyle yazabilecek cesareti bulmamın sebebi de tam olarak o zaten; birçoklarının aksine kalkıp "vasıfsız mısınız siz bu kadar? oturup bu herifi izlemekten daha iyi bir şey yapamıyor musunuz?" diye sorabiliyorum en yakınımdakilere.

    kendisi bir proje midir, yoksa iyi yönlendirilmiş bir makyavelist midir bilemiyorum; açıkçası çok da umursamıyorum. modern zamanların legal uyuşturucu satıcılarıları vardır ve bu spor muhabiri eskisi de onların türkiye şubesidir. hangi siyasi güç ile yakınlık kurduğu yapay bir tartışmadır. pek çok zaman olduğu gibi "oyunu gördüğünü" iddaa edenler perdeye yansıyan gölgeye küfredip perdeyi dövmekteler.

    vasıfsızsınız türkiye!
  • 169
    bu ve benzerleri dünyanın hemen her yerinde var.
    yurt dışındaki program konseptlerini ülkemize uygulayıp paraya para demiyor. helal olsun diyecek birşeyimiz yok. ama fanatik fenerli olduğunu saklamadığı halde, bizim galatasaray'lı olarak bildiğimiz kişilerin kendisine yakınlıkları can sıkıcı.
    bu demek değilki fenerli olanla arkadaşlık yapılmaz, ben sana arkadaş olma demiyorum, amatör olarak gene ol..
    ama fanatik fenerli dediğin kişilerin kaotik galatasaray düşmanlığı yaptığını ve oradan beslendiğini bilmeyecek kadar düşüncesizsen, onu bilemem aga..
  • 170
    acun ilıcalı fenerbahçelidir evet bu konuda hem fikiriz fakat türkiye'ye getirdiği yarışma konseptleri hep tutmuştur ve süre gelen devamlılığını sağlamaktır, bunu da başarmıştır.

    en yakın arkadaşı, yoldaşı esat yontunç hasta derecede galatasaray' lıdır ve saffet ulusoy'un locasından kart sahibidir.

    hatta ve hatta esat yontunç 'un bu sene kulüp üyeliğine başvurduğunu fakat üyeliğinin kabul görüp görmediğini bilmiyorum...

    demem şudur ki, iş ortaklıkları, arkadaşlıklar, dostluklar kurulur bunun amatörlükle alakası yoktur, muhabirlikten gelip bu yerlere varmak kolay olmamakla birlikte çok çalışmayı gerektirir... acun ilıcalı' nın çok uykusuz program yaptığını, program bitimi uçağına binip adaya gittiğini, dönüşte tekrar 2-3 program çekimine katıldığını iyi bilirim.
  • 171
    türk halkının hoşlandığı program tiplerini en iyi bilen adam.bu adam hangi takımlı olursa olsun isterse uzay sporlu olsun adam bizim ne istediğimizi çok iyi biliyor ve bunu yıllardır süper pazarlıyor.adam muhabirdi şimdi medya patronu olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.yakın gelicekte görücez nasıl bir kanal yöneticek ve bu kanalın içeriği sadece kendinin yurt dışından aldığı program formatları mı olcak yoksa kendide artık üreticek mi merakla bekliyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın