ekrem imamoğlunu tebrik etmemesi çok da anormal olmayan ikinci başkanımızdır. ekrem bey'in muhalifi iktidar partisinin başkanı yani sayın cumhurbaşkanımız ile birlikteliğinin pazara kadar değil mezara kadar olduğunu kendisi ifade etmiştir. tabii ki kendi tercihidir, bana yağcılık olarak gelir ama kendisine normal gelir, sanırım kimseye fazlasını demek düşmez. ben sadece görevdeyken böyle şeyler ifade etmesini hatalı bulurum ve gidip ekrem beyi tebrik etmesi de altı okka yürek gerektirir diye düşünürüm.
diğer yandan kendisi yine bana göre tatlı su kurnazı olduğu için mevcut yangın ortamı az az söndüğünde gidip tebrikini de yaparsa ona da şaşırmam çünkü sonuçta oradan da işler bozulmasın. türkiye'de gemini yürütmenin yollarından biri de maalesef budur çünkü liyakat ve etiğe dayalı refah çok az kişide rastlanan özelliklerdir.
hoşlananı var hoşlanmayanı var. şampiyon olduğumuz senelerdeki emekleri için bu vesileyle tekrar teşekkür ederim.
ek: yazarken ilk söylemek istediğim şey aklımdan çıkmış, buraya yazayım. galatasaray spor kulübü ikinci başkanının (hatta bence başkanın ve kulübün dahi) istanbul belediye başkanını kutlaması gerekir mi gerekmez mi? bence kutlarsa jest olur kutlamazsa da kimsenin kafayı takmaması gerekir. ben belediye başkanı olsam aklımdan bile geçmez. yüzyüze geldik mi nezaketen "tebrikler" denmesi yeter de artar. ama
* ikinci başkanımız örneğin maça gelen zamanın meclis başkanı binali yıldırım'a yemeyip içmeyip maç sonrası kameralar önünde sadece kendi değil kulüp adına da teşekkür edince işte böyle terazinin iki kefesini de tatmin edecek beklentiler doğuyor. zaten bu sebepten kendisinin kamelara az ve öz konuşmasını savunanlardanım. ikinci başkanımızda maalesef dile hakimiyet yok, konuşmadan önce tartmak biçmek yok ve bu da sonra sorun oluşturuyor.