#412888 'de yazdığım entry'de göz önüne alınırsa bu öğlen vakti yüzümde gülücükler oluşturan isabetli transfer.
1- çok çok iyi paraya elden çıkarılmıştır bir kere. çünkü dünya kupasında hiç bir fayda sağlamadığı fildişi takımının bir de imajını yerle bir eden kaka pozisyonuyla benim de gözümde bitmiştir.
2- ben hala bir çoğumuzun "sağlanan faydadan çok galatasaray formasına ve etiğine yakışmak" kavramına değer verdiğine inanıyorum. keita isterse senede 40 gol atsın, 40 asist yapsın, şampiyonlar ligi şampiyonluğunu getirsin.
3- tutup fenerbahçe'nin mide bulandıran çirkefleri gibi oynadıktan sonra, galatasaraylılık, hak, adalet kavramlarına leke sürdürdükten sonra bir anlamı var mı?
4- keita keyfe keder oynayan bir futbolcudur. ali sami yen'de arap atına dönerken 1 hafta sonraki deplasmanda ayakkabısını bağlama süresi depar attığı süreden uzun sürmekteydi. fayda / maliyet oranı dediğimiz şey totale bakar, show'a değil...
5- tribüne oynayan futbolcular galatasaray'a her daim zarar vermiştir. hatta sonradan tribüne oynamaya başlayanlar da zarar vermiştir. aşk dediğin formaya, armaya olur.
geçmişteki cassio lincoln başta olmak üzere, keita'da, hatta son zamanlarda kaptan arda da tribünlere oynamanın verdiği gazla kendi öz yapılarından vagzeçmektedirler. faydaları azalmaktadır.
önünüzde bir metin oktay var, bir cüneyt tanman var, bir bülent korkmaz, bir popescu var örnek olarak. galatasaray kimliği budur. buna uymuyorsan gideceğin yer de arap kumudur.
saygılar.