resim
Abdul Kader Keita
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:43
Boy:1.84
Uyruk:Fildişi Sahili
  • 1033
    en çok eleştirildiği maçta bile takımın en tehlikeli 2 oyuncusundan biriyse bu işte bir yanlış vardır. galatasaray tarftarının klasik yenilgi sonrası suçlu arama içgüdüsünün son eseridir. zira bu taraftara bakarsak; onunla birlikte elano blumer, joao alves, arda turan gibi oyuncular da küçük maçların büyük oyuncusudurlar. olmaz abi gönderelim bunları değil mi?
  • 1034
    takımdaki diğer 10 oyuncu sanki büyük takım oyuncusu gibi oynamışta bir o oynamamış gibi eleştirilen oyuncu. topu ayağına aldığında karşısında üç savunma oyuncusu bulurken, takım arkadaşlarından destek alamazken ne yapsın diyorum. sorun takımın takım olamamasıydı ve bunu bir kaç oyuncuya yükleyerek sıyrılmak galatasaray'ı kurtarmayacak.
  • 1037
    tanrı vergisi bir fiziğe ve bu fiziğe uygun düşebilecek tekniğe sahip futbolcu. benim görebildiğim sorunu ise, odaklanmak. şimdiye kadar, oynadığı hiçbir maçta 90 dakika boyunca odaklanmayı gerçekleştirip, verilen görevi gerçekleştirdiğini ve sahada durması gereken yerde kaldığını göremedim. tabii bunları gerçekleştirmiş olsa, elimizden, onu başka takımlarda izleyip, futboluna gıpta etmekten başka birşey gelmezdi. herşeye rağmen, takımda jo ile birlikte en heyecan verici futbolu oynamaktadır. gördüğüm ile yetinsem de, yapabileceklerinin hayallerini kurmaya devam edeceğim.
  • 1038
    kadromuzdaki en önemli yeteneklerden birisi olduğu aşikardır.
    aynı şekilde, derbi de dahil olmak üzere son 3-4 maçtır formsuz olduğu da aşikardır. futbolcudur, formsuzluk yaşayabilir. bunda bir mesele yok.

    lakin, gerek avni aker'de ayağına sıçrayan su, gerek derbide mehmet topuz'un kart aldığı pozisyon sırasında yaptığı tiyatral hareketler son derece antipatik kılmaktadır kendisini. bunda büyük bir mesele var. bu işleri bırakmalı acil tarafından.

    mücadele etti mi, evet. o yüzden ben kendisinden yine bir nebze razıyım. keita'ya sıra gelene kadar çok adam var kalaylanacak. ikili-üçlü sıkıştırmalara maruz kaldı, topla buluştuğunda hep kademeli alındı. bu kadar savunma tedbiri altında maçı tek pozisyonla tamamlaması doğal. gerçekten kızmıyorum kendisine.

    ancak bir oyuncunun üzerinde bu kadar tedbir varken, bunu avantaja çevirmek mümkün müdür? mümkündür.
    keita'ya ikili-üçlü basmak için yetişen adamlar tribünden veya gökten zembille inmediler. bıraktıkları bir alan vardı, bıraktıkları adamlar vardı.
    "bırakılan" adamlar, boşalan yerlere initkal ettiler mi, hayır...
    "bırakılan" adamlar, "keita'yı tek yakalamışlar, vay çakallar" diyip keita'nın yardımına gittiler mi, hayır...
    "bırakılan" adamlar, hasbelkader veya abdelkader yapılan ortalarda gol atabilmek için 18 içinde yer aldılar mı, hayır...

    sahi, keita'ya 2-3 kişi kademe aldığında boşta kalan adamlar neredeydi ? bunu yaklaşık birkaç milyon kişi merak etmiştir benle beraber. ama sanırım yetkisi olan 2 kişi tenezzül etmedi, keita'yı savunma oyuncusu mıknatısı olarak kullanma fikrine.
    sanırım über-total-totem futbol sistemimiz "yardımlaşmama" , "boşalan alanlara koşmama" prensiplerine dayanıyor olsa gerek.
    aa, şu meşhur sistemimizin ne olduğunu bilen var mı diye onlarca kez sordum ama sanırım kendim buldum tesadüfen iki temel öğesini.
    her koyun kendi bacağından asılır sistemi sanırım "oturtulmaya çalışılan".
  • 1043
    oynadığı takımda herkes istikrar abidesiymişçesine eleştirilmektedir. ama suç onda değil. her maç hayvanlar gibi oynayıp tek başına maçı almak zorundadır çünkü, değil mi güntekin?

    demek ki takımdan öyle umut kesilmiş ki, tek bir adamla maç kazanma telaşına düşülmüş. bu da yer yer yardıran keita olmuş. eleştirilecek bir yönü varsa o da karakteri olabilir.
  • 1045
    sırf rakip futbolcu ceza görsün diye olmadık işlere girer, beş metre ötesine su şişesi gelir önce yüzünü tutmaya kalkar sonra bacağını tutmaya karar verir, büyük hiçbir maçta varlık gösteremez, rakip sahada yanı başına su şisesi geldi gözlemciye üşenmeden götürür, rakibin tahrikine gelir boksör gibi yumruk atmaya çalışır. kısacası bu saydıklarımın dışında futbol oynar. vakti kalmışsa show yapar kalmamışsa hiçbir şey yapamaz.

    peki keita bizde değil de fenerbahçe'de oynasaydı ve bunları yapsaydı kendisi için ne diyecektiniz sevgili arkadaşlar. bir sürü çirkin sıfatı yazıp duracaktınız. aman adam iyi top oynuyor diye bütün olumsuz özelliklerini görmezden gelin canlarım benim.

    yukarıda saydığım tüm çirkinlikleri yapacaksa istediği kadar adam geçsin, gol atsın, havada 100 takla atsın. benim için galatasarayımıza yakışmayan oyuncu olarak kalmaya devam edecektir.
  • 1049
    alex de souza, 28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe derbisinde galatasaray'ın bastırdığı anlarda sırtına isabet eden pet şişeden dolayı kendini uzun süreli yere bırakınca haklıdır. futbolun içinde oyunu soğutmaya yönelik böyle hareketler vardır, pet şişe yoktur ama oyunu soğutma vardır. nasıl ki kendi oyuncun senin takımının lehine oyunu soğutunca "aslandır kaplandır" diyorsun, alex'e de kendini yere bıraktı diye kızamazsın. nasıl ki boş kaleyi bulunca golü atan oyuncuya kızamıyorsun, alex'e de kızamazsın. ha, gerçekten de canı o kadar uzun süre yatacak kadar yanmıştır, eyvallah derim. ama yine de alex burada tecrübesini konuşturmuştur. galatasaray taraftarından da, benim takip ettiğim kadarı ile tepki almamıştır. bu galatasaray taraftarı içindeki olumlu bir gelişme mi? sanmıyorum.

    aynı maçta keita ise kendi taraftarlarının çirkeflik suçlamasıyla karşı karşıya kalmıştır. farklı maçları mı izledik bilmiyorum ama mehmet topuz'un keita'nın arkasına geçip ilkokul kızları gibi "pata pata" yöntemi ile yumruklamasından sonra keita kendisini yere bıraktı. acı içinde yere bırakmasa hakem, topuz'un yumruklarına sarı kart bile vermeyecekti ki keita kendini bıraktıktan sonra sarı kartını yardımcının uyarısıyla verebildi. yok abi, "galatasaray taraftarı olayı aşmış mı acaba?" dedik ama keita'yı çirkef yapanlara sor "rijkaard istifa etsin mi?" diye, "valla süper olur, tazminat ödemeye de gerek kalmaz" der. hee; neden son maçta bu kadar kötü oynamış olabilir bu maçta keita? adamın karşısına her deparında asgari 2 kişi dikilip yürüme alanını bile daraltmış olmasıyla beraber, karşısında oynayan enteresan bir andre santos vardı. hala aynı maçı izleyip izlemediğimizden kıllansam da, andre santos'un ne kadar sert girdiğini görmezden gelemezsiniz. tabii ufak tefek gio'ya sert girince andre santostan kötüsü yok, keita'ya sert girildi mi "skerim a.q kuvvetli adam çıksın oynasın işte". ayrıca andre santos dediğin adam geçen sene arjantin maçında messi'yi bile durdurmuştu böyle sert oynayarak.

    enteresan insanlarız, zamanında arif erdem'e "kendini yere atıyor" diye diye hakemlerin arif'in gerçekten penaltı olan pozisyonlarda bile kendini yere attırdığını düşündürdüğümüz gibi, şimdi de keita'yı aynı vaziyete sokmak istiyoruz galiba. onu bunu geç de, iki gündür sözlükte bir şey görüyorum, ısrarla çeşitli yazarlar keita'nın gitmesi gerektiğini söylüyor. neden abi, rahat mı batıyor size? özellikle ligin ilk yarısında keita'nın futbolunu izleyip de g.tü geçmeyeniniz var mı? benim g.tüm geçiyordu vallahi. keita öyle ağzımızda kalacak güzel bir tat değildir, yok öyle yağma. sözleşmesi bitene kadar bu performansıyla devam ederse oynayacak, sözleşmesi bitince de takımda kalıp kalmayacağına teknik ekip ve yönetim karar verecek. oturduğumuz yerden onu bunu göndermek iş değil. ben onu bunu bilmem, ali sami yen stadında "abdel kader" şarkısını çaldırabiliyorsa bir adam, söylenebilecek tek bir şey vardır: yürüyedur popito.

    bu arada aklıma geldi, bir yazar kewell'ın gitmesi gerektiğini münasip (ve gayet kibar) bir dille anlatmıştı da hemen haftanın en ofsayt entryleri listesine sokmuştuk. bakalım bu hafta "keita gitsin" diye ahkam kesen entryler ne olacak? girmez di mi o listeye? ah tip, ah tip sen nelere kadirsin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın