2
borges'in bu konuda yazdıklarına katılıyorum;
fakat;
gözden kaçırılmaması gereken en önemli şey her ülkenin kendisine özgü koşulları olduğudur.
eskiden beri kültür ve turizm bakanlığı diye bir bakanlığımız var. bu konuda yanlış yapılıyor. ya bu bakanlık kültür turizm ve spor bakanlığı haline getirilmeli ya da bu üç alan bağımsız bakanlıklar haline getirilip özel bir koordinasyon yasası ile bir üst yapıda birleştirilmeli. işin turizm bakanlığını ilgilendiren yanını uzun uzun anlatmıyacağım. sanırım yazıyı okuyan bu konu ile ilgili bağlantıları kurabilir.
futbol ile ilgili yanında şunlar yapılmalı;
ülkemizin üç yanı denizler ile çevrili. bunun yanı sıra turizm amaçlı kullanılanbilecek birçok yer var. türkiye haritası masaya serildikten sonra deniz kenarlarında ticari ve askeri alanlar tespit edilip, bu alanlar dışında kalan yerlerde, aynen toki'ye sağlanan ayrıcalık gibi suyun değdiği yerden içeriye doğru 25 km lik bir alan ve iç bölgelerde turizm amaçlı kullanılacak 100 km2 lik alanlar hemen turizm alanı ilan edilmeli. sadece kanun ile yapılacak bu düzenleme kendi finansmanını yaratacaktır. işte futbol devrimi bu alanların çok yakınına konuşlandırılacak tesisler ile başlatılabilir.
bu konuda ülkemizin tecrübesi var. 1960 ihtilali sonrası yaptığımız futbol devrimi ile ikinci üçüncü liglerin yanı sıra kent takımları, kasaba takımları ve hatta köy takımlarının kurulmasını sağlamıştık. ülkemizdeki iç göç hareketliliği ve keskin dönüşümler o dönemin nakıs kalmasına neden oldu. kurulmuş ve kurulacak takımlara mülkiyeti yine kamunun elinde kalması şartı ile bile olsa yöre belediyesinden bağımsızlaştırılmış tesis için arsa tahsisi sağlanacağı kanunla garanti altına alındığında amatör kulüplere yeni bir ruh ve can gelecektir. "yetiştirme parası" amatör kulüpler için günümüzde çok cazip miktarlardır. arsa tahsisi sağlandı mı gerisi kolaydır. amatör kulüplerle ilgilenenlerin hemen hemen hepsi yörlerinin etkili insanlarıdır ve gerekirse belediye başkanlarının burnuna halka takıp oralara tesisin kralını yaptırırlar. günümüzde en önemli sorun tesis ve saha arazisidir.
bunların yanı sıra, en üst ligde yabancı sayısı sınırlanmalı, gelecek yabancılarda en az üç beş defa milli olmaları şartı aranmalı, en üst lig hariç alt liglerin hiç birinde yabancı teknik direktör, futbolcu, hatta malzemeci bile olmamalıdır.
bir de;
uefa kritelerinin benzeri mali kriterler getirilmeli ve denetlenmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
fakat;
gözden kaçırılmaması gereken en önemli şey her ülkenin kendisine özgü koşulları olduğudur.
eskiden beri kültür ve turizm bakanlığı diye bir bakanlığımız var. bu konuda yanlış yapılıyor. ya bu bakanlık kültür turizm ve spor bakanlığı haline getirilmeli ya da bu üç alan bağımsız bakanlıklar haline getirilip özel bir koordinasyon yasası ile bir üst yapıda birleştirilmeli. işin turizm bakanlığını ilgilendiren yanını uzun uzun anlatmıyacağım. sanırım yazıyı okuyan bu konu ile ilgili bağlantıları kurabilir.
futbol ile ilgili yanında şunlar yapılmalı;
ülkemizin üç yanı denizler ile çevrili. bunun yanı sıra turizm amaçlı kullanılanbilecek birçok yer var. türkiye haritası masaya serildikten sonra deniz kenarlarında ticari ve askeri alanlar tespit edilip, bu alanlar dışında kalan yerlerde, aynen toki'ye sağlanan ayrıcalık gibi suyun değdiği yerden içeriye doğru 25 km lik bir alan ve iç bölgelerde turizm amaçlı kullanılacak 100 km2 lik alanlar hemen turizm alanı ilan edilmeli. sadece kanun ile yapılacak bu düzenleme kendi finansmanını yaratacaktır. işte futbol devrimi bu alanların çok yakınına konuşlandırılacak tesisler ile başlatılabilir.
bu konuda ülkemizin tecrübesi var. 1960 ihtilali sonrası yaptığımız futbol devrimi ile ikinci üçüncü liglerin yanı sıra kent takımları, kasaba takımları ve hatta köy takımlarının kurulmasını sağlamıştık. ülkemizdeki iç göç hareketliliği ve keskin dönüşümler o dönemin nakıs kalmasına neden oldu. kurulmuş ve kurulacak takımlara mülkiyeti yine kamunun elinde kalması şartı ile bile olsa yöre belediyesinden bağımsızlaştırılmış tesis için arsa tahsisi sağlanacağı kanunla garanti altına alındığında amatör kulüplere yeni bir ruh ve can gelecektir. "yetiştirme parası" amatör kulüpler için günümüzde çok cazip miktarlardır. arsa tahsisi sağlandı mı gerisi kolaydır. amatör kulüplerle ilgilenenlerin hemen hemen hepsi yörlerinin etkili insanlarıdır ve gerekirse belediye başkanlarının burnuna halka takıp oralara tesisin kralını yaptırırlar. günümüzde en önemli sorun tesis ve saha arazisidir.
bunların yanı sıra, en üst ligde yabancı sayısı sınırlanmalı, gelecek yabancılarda en az üç beş defa milli olmaları şartı aranmalı, en üst lig hariç alt liglerin hiç birinde yabancı teknik direktör, futbolcu, hatta malzemeci bile olmamalıdır.
bir de;
uefa kritelerinin benzeri mali kriterler getirilmeli ve denetlenmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır.