484
twitter'da birisi son 20 yılda şampiyonluk yarışında bulunan takımları bir tablo haline getirmiş.
https://twitter.com/.../1148979361829117953
doğrudan tablo görünümü için; http://gss.gs/ao2.jpg
bu tabloya bakınca geçmişte bu sporla ilgili ne kadar anım olduğunu hatırladım. aynı zamanda eskiden ne kadar rekabetin olduğu ya da bazı takımların "neydi be" yılları olduğunu tekrardan görmüş oldum.
tablo üzerine birkaç yorum yapmak gerekirse, ülkenin en büyük market şehirlerinden birisi olmasına rağmen new york knicks'in en son 2000 yılında şampiyonluk için adının geçtiği görülüyor. o zaman kadroda mirsad türkcan da vardı ve çok iyi hatırlıyorum patrick ewing 40 yaşına yakındı ve hala muhteşem oynuyordu. zamanın en iyi üçlükçülerinden birisi olan latrell sprewell de o takımdaydı ve yine yanlıi hatırlamıyorsam o zamanlar yıllık 8 milyon dolar civarında kazanmasına rağmen bu parayla geçinemiyorum diye açıklama yapmıştı afdshaga.
yine o dönemde benim çok çok beğendiğim rasheed wallace'lı portland da iyiydi. scottie pippen da vardı yanlış hatırlamıyorsam ve her nedense bir dallas maçı öncesinde maça hazır olmak için saha kenarında bisiklette ısınmaya çalıştığı bir görüntü hiç aklımdan gitmiyor. portland çok sağlam takımdı ve dallas'la iyi bir rekabeti var. 2 sene üst üste falan playofflarda karşılaşmış hatta bir seri 7. maça gitmişti. maçın oynandığı günün ertesinde sabah internet kafenin önünde açılmasını beklemiştim skora bakmak için. not: teletext öğleden sonra ancak sonuçları giriyordu afdgshsh.
tabloda en dikkat çeken takım kesinlikle san antonio spurs. 2000-2010 yılları arasına spurs hanedanlığı denmesinin sebebini tabloda zaten çok net görüyoruz. son 20 yılın en çok şampiyon olan olmasa da genel olarak kesinlikle en başarılı takımı.
nba'in benim gözümde zirve yaptığı yıllar 2003-2008 yılları arasıydı. tabi takımım dallas'ın o zamanlar çok iyi olması da bunda önemli bir etken. dallas ve san antonio arasında iki texas takımı olması hem de iki takımında başarılı olması yüzünden mükemmel bir rekabet vardı. aralarındaki maçlar inanılmaz değer taşırdı. nba genelinde o zaman batı resmen hegamonya kurmuştu. doğunun fiks favorisi mehmet okur'lu detroit pistons'tı. bir ara jason kidd, kerry kittles, kenyon martin ve richard jefferson'lı new jersey nets iyiydi hatta san antonio ile finale kalmışlardı. ben de ölümüne nets'i desteklemiştim ama kadro derinliği çok zayıftı. kidd efsaneydi o zaman. sonra shaq miami'ye gidince dwayne wade ile birlikte iyi bir takım kurmuşlardı. hatta shaq ve alonzo morning iki kule şeklinde oynuyordu. malum 2006 final serisinde dallas'ımı yenerek beni psikolojik çöküntüye sürüklemişlerdi.
batıda yine steve nash'li pheonix suns bir ara çok iyiydi. dallas'la yaptıkları maçlar uçuk sayılarla biterdi hep. tabloda new orleans hornets'in sadece 2008 yılında adının şampiyonluk için geçtiği görünüyor. o zaman da chris paul'ün hamlığını üstünden atıp büyük bir yıldıza evrildiği ve playofflarda dallas'ımı geçtikleri zamandı. o zaman o seriden sonra da bir süre kendime gelememiştim. benzer bir zamanda lebron'ın cleveland'ı doğuda tek güç olma yolunda ilerliyordu.
diğer takımlar bir şekilde giderken medya tamamiyle boston ve lakers üzerine odaklanmış, 80'li yılların rekabeti tekrar canlanıyor havası yaratmaya çalışıyorlardı. işte maalesef ki o zamanlarda iki takımın da büyük bir güç yaratmak adına oluşturduğu kadrolar kaçınılmaz sonun başlangıcı niteliği taşıyordu. hakkını vermek lazım iki sene güzel final serileri izlettiler bize. ama başlattıkları bu akım 2010 yılında miami heat'te kurulan 3 süperstar'lı takım zımbırtısı yavaş yavaş koca organizasyonu etkisi altına almaya başlamıştı. işte o zaman dallas mavericks tıpkı bu sene toronto raptors'ın yaptığı gibi güç birliğine karşı koyan takım oyunuyla şampiyon olmuştu. ama dallas'ın şampiyonluğa giden yolu son iki yılın şampiyonu los angeles lakers'ı süpürerek geçmesi şampiyonluğu daha da muazzam hale getirmişti.
sonra lock out oldu ve lig aralık ayında başladı. ondan sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmadı. iddia ediyorum 2012 öncesi nba'in verdiği zevk ile şu anki kıyaslanamaz bile. o zamanki anlaşma gereği getirilen saçma sapan kurallar, kontrat esnetmeleri, çığırından çıkan paralar, takımların cart curt vergisi adı altında salary cap'in rahatlıkla aşılması gibi durumlar güç dengesinin içine etti. sadece şu tabloya bakınca bile 2008-2012 yılları arasında şampiyonluk yarışında adı geçen takımların çokluğunun nasıl zamanla eridiğini görebiliriz.
2012 sonrası için bir şey yazmaya da gerek yok zaten. yeni yetme gsw'liler ve liselilerin köriiii, sakalllıııı diye nba nba dedikleri döneme denk geldiği için bir şey yazmaya gerek yok.
https://twitter.com/.../1148979361829117953
doğrudan tablo görünümü için; http://gss.gs/ao2.jpg
bu tabloya bakınca geçmişte bu sporla ilgili ne kadar anım olduğunu hatırladım. aynı zamanda eskiden ne kadar rekabetin olduğu ya da bazı takımların "neydi be" yılları olduğunu tekrardan görmüş oldum.
tablo üzerine birkaç yorum yapmak gerekirse, ülkenin en büyük market şehirlerinden birisi olmasına rağmen new york knicks'in en son 2000 yılında şampiyonluk için adının geçtiği görülüyor. o zaman kadroda mirsad türkcan da vardı ve çok iyi hatırlıyorum patrick ewing 40 yaşına yakındı ve hala muhteşem oynuyordu. zamanın en iyi üçlükçülerinden birisi olan latrell sprewell de o takımdaydı ve yine yanlıi hatırlamıyorsam o zamanlar yıllık 8 milyon dolar civarında kazanmasına rağmen bu parayla geçinemiyorum diye açıklama yapmıştı afdshaga.
yine o dönemde benim çok çok beğendiğim rasheed wallace'lı portland da iyiydi. scottie pippen da vardı yanlış hatırlamıyorsam ve her nedense bir dallas maçı öncesinde maça hazır olmak için saha kenarında bisiklette ısınmaya çalıştığı bir görüntü hiç aklımdan gitmiyor. portland çok sağlam takımdı ve dallas'la iyi bir rekabeti var. 2 sene üst üste falan playofflarda karşılaşmış hatta bir seri 7. maça gitmişti. maçın oynandığı günün ertesinde sabah internet kafenin önünde açılmasını beklemiştim skora bakmak için. not: teletext öğleden sonra ancak sonuçları giriyordu afdgshsh.
tabloda en dikkat çeken takım kesinlikle san antonio spurs. 2000-2010 yılları arasına spurs hanedanlığı denmesinin sebebini tabloda zaten çok net görüyoruz. son 20 yılın en çok şampiyon olan olmasa da genel olarak kesinlikle en başarılı takımı.
nba'in benim gözümde zirve yaptığı yıllar 2003-2008 yılları arasıydı. tabi takımım dallas'ın o zamanlar çok iyi olması da bunda önemli bir etken. dallas ve san antonio arasında iki texas takımı olması hem de iki takımında başarılı olması yüzünden mükemmel bir rekabet vardı. aralarındaki maçlar inanılmaz değer taşırdı. nba genelinde o zaman batı resmen hegamonya kurmuştu. doğunun fiks favorisi mehmet okur'lu detroit pistons'tı. bir ara jason kidd, kerry kittles, kenyon martin ve richard jefferson'lı new jersey nets iyiydi hatta san antonio ile finale kalmışlardı. ben de ölümüne nets'i desteklemiştim ama kadro derinliği çok zayıftı. kidd efsaneydi o zaman. sonra shaq miami'ye gidince dwayne wade ile birlikte iyi bir takım kurmuşlardı. hatta shaq ve alonzo morning iki kule şeklinde oynuyordu. malum 2006 final serisinde dallas'ımı yenerek beni psikolojik çöküntüye sürüklemişlerdi.
batıda yine steve nash'li pheonix suns bir ara çok iyiydi. dallas'la yaptıkları maçlar uçuk sayılarla biterdi hep. tabloda new orleans hornets'in sadece 2008 yılında adının şampiyonluk için geçtiği görünüyor. o zaman da chris paul'ün hamlığını üstünden atıp büyük bir yıldıza evrildiği ve playofflarda dallas'ımı geçtikleri zamandı. o zaman o seriden sonra da bir süre kendime gelememiştim. benzer bir zamanda lebron'ın cleveland'ı doğuda tek güç olma yolunda ilerliyordu.
diğer takımlar bir şekilde giderken medya tamamiyle boston ve lakers üzerine odaklanmış, 80'li yılların rekabeti tekrar canlanıyor havası yaratmaya çalışıyorlardı. işte maalesef ki o zamanlarda iki takımın da büyük bir güç yaratmak adına oluşturduğu kadrolar kaçınılmaz sonun başlangıcı niteliği taşıyordu. hakkını vermek lazım iki sene güzel final serileri izlettiler bize. ama başlattıkları bu akım 2010 yılında miami heat'te kurulan 3 süperstar'lı takım zımbırtısı yavaş yavaş koca organizasyonu etkisi altına almaya başlamıştı. işte o zaman dallas mavericks tıpkı bu sene toronto raptors'ın yaptığı gibi güç birliğine karşı koyan takım oyunuyla şampiyon olmuştu. ama dallas'ın şampiyonluğa giden yolu son iki yılın şampiyonu los angeles lakers'ı süpürerek geçmesi şampiyonluğu daha da muazzam hale getirmişti.
sonra lock out oldu ve lig aralık ayında başladı. ondan sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmadı. iddia ediyorum 2012 öncesi nba'in verdiği zevk ile şu anki kıyaslanamaz bile. o zamanki anlaşma gereği getirilen saçma sapan kurallar, kontrat esnetmeleri, çığırından çıkan paralar, takımların cart curt vergisi adı altında salary cap'in rahatlıkla aşılması gibi durumlar güç dengesinin içine etti. sadece şu tabloya bakınca bile 2008-2012 yılları arasında şampiyonluk yarışında adı geçen takımların çokluğunun nasıl zamanla eridiğini görebiliriz.
2012 sonrası için bir şey yazmaya da gerek yok zaten. yeni yetme gsw'liler ve liselilerin köriiii, sakalllıııı diye nba nba dedikleri döneme denk geldiği için bir şey yazmaya gerek yok.