*

  • 1
    evet abi var böyle bişey. gönderilen, emekliye ayrılma yaşı gelmiş olan, form düşüklüğü yaşayan, yani takımdan sorunlu ayrılan bütün futbolcuların dilinde vardır bu. benim anlamadığım nokta ise, bütün futbolcular galatasaray'ı neden babasının evi sanar? arkadaş burası gayet profesyonel bir futbol klübü. sen hem adam akıllı oynama, ayrıca para kazan. galatasaray hedefleri olan büyük bir camiadır. sen güzel oynadın da, galatasaray'ın vefasını sorgulamak sana kaldı. çubuklu tosun malum takıma gider profesyonel olur. tümer malum takıma gider, sonuç yine aynı. ama galatasaray oyuncu gönderince vefasız oluyor. bu takımdan hagi, bülent korkmaz, metin oktay gibi oyuncular neden vefasız diye bahsetmiyor? bunu bi düşün bakalım. ali sami yen kimsenin babasını evi değildir. o büyük taraftarın önüne her isteyen çıksaydı, bugün metin'imiz de olmazdı, hagi'mizde, arda'mızda.
  • 3
    zamanında bir cümle duymuştum, kimden olduğunu hatırlayamayacağım şu an. "galatasaray'ın vefasızlık yaptığı futbolcuları toplasan bir ilk 11 çıkar" şeklindeydi. açıkçası ben galatasaray yönetiminin bir kaç istisna hariç vefasız davrandığını düşünmüyorum. kötü ayrılanlar oldu, evet. ama sonuçta galatasaray kulübü profesyonel bir kulüp, ve kötü oynarsan, verilen şansları iyi değerlendiremezsen, geçmişte ne kadar iyi bir futbolcu olursan ol, ipin çekilir. hani derler ya, futbolun dünü yoktur, bugünü vardır. cidden öyle, bu vefasızlık olarak algılanmamalı. tabii ki üç-beş kötü maça tükenmez o kredin, bu bir süreçtir, formunu bir türlü düzeltemezsin, mücadele etmezsin, oyundan koparsın.. zamanla kendini toparlayamazsan, kim olursan ol yol gösterilir sana. bu her takımda böyledir. yanlız ben hakan şükür'ü bir kenara ayırırm. kral'ın gidişi bu denli kırıcı olmamalıydı. olayın iç yüzünü hiç birimiz bilemeyiz, suç kimde, ne nedir, bunları bilemeyiz. ama kral çok daha başka ayrılmalıydı bu kulüpten.
    ayrıca bülent korkmaz, en az kral kadar severim cesur yürek'i. yarım dönem kalabildi takımımızda. elindeki takım kendi oluşturduğu bir takımda değildi, onca eksik, onca sakat.. ateşten bir gömlek giydi kaptan. bilmiyorum ama devrearasında bu denli kötü, dağınık ve formsuz bir galatasaray'ı ondan başka sırtlayacak ve bu şekilde büyük bir sorumluluk alacak başka da birini tanımam ben! bülent korkmaz'ın gidişi de hoş olmadı. büyük kulüpler uzun vadeli planlarla yönetiliyor, bizse hala sezonluk başarıya endeksli seçimler yapıyoruz. bana kalırsa korkmazın takımın başına gelmesi hataydı, o ayrı. daha zamanı vardı, galatasaray'ın büyüklüğü kaldırması için. ama gitmesi de hataydı bana göre, kısa vadede büyük başarı gelmeyeceğinden emin olduğum için.
    neyse, nihayetinde galatasaray vefasızdır diyemeyiz, ama galatasaray sabırsızdır diyebiliriz. burda benim en çok üzüldüğüm nokta ise, taraftar'ın tepkisidir. çok açık söylüyorum, ben her ne olursa olsun, bakın.. her ne olursa olsun; taraftarın tirübünden futbolcusunu, t.direktörünü, yönetimini "yuhalamasına" kesinlikle ve kesinlikle karşıyım! protesto elbet olur, bir futbolcu kötü oynar hadi homurdanırsın, kızarsın.. o bu tamam ama. "yuhalamak" nedir allah aşkına? ne kadar vefasızca, ahlaksızca.. ayıp yahu! her taraftar yapıyo bunu.
    galatasaray taraftarına asla yakıştıramadığım bi olaydır benim bu. o adam, her ne olursa olsun senin takımın için mücadele ediyo, onu yuhalayamazsın sen! bu hakkı, bu rencide etme hakkını kim veriyo sana? hasan şaş yuhalandı, bülent korkmaz yuhalandı, koro halinde küfür yedi tirübünlerden! bülent korkmaz! sargılı omzuyla maça çıkan bülent korkmaz! işte bunu adı nedir biliyo musunuz? vefasızlıktır! zamanında tapardınız bu adamlara ama işler kötü gidince yuhaladınız, küfrettiniz.. nedir ki başka bunun adı? o zaman kim garanti edebilir bana sene sonu avrupa'ya gidip, orda 5-10 sene top koşturup, yıldızı söndükten sonra galatasaray'a geri dönen arda turan'ın yuhalanmayacağını?
    yapmayınız, etmeyiniz. bu kadar kolay kıymayınız. üzülüyorum...
  • 4
    galatasaray'ın yüz küsur yıllık tarihinin tarafımızca bilinen elli yılı süresince, yani milli ligler başladıktan sonra, problemsiz ayrıldığı futbolcu sayısı on'u(10) geçmez. geçeceksin bu "profesyonellik" olaylarını. adamı oynatırken, "canımızsın, ciğerimizsin, sen bizim çocuğumuzsun, büyük gassaraylı yürü beee" deyip, boş mukavelelere imza attırıp, gerekirse sakat, hasta sahaya süreceksin, adamı böyle senelerce sömürdükten sonra, kulübü kapı-duvar yapıp, telefonlarına bile çıkmadan "kimsin olm sen, futbolcu parçası. paranı aldın siee" diye kovalayacaksın.

    ayrıca; hakan şükür'e şöyle, bilmem kime böyle diye çifte standart kaldırmaz bu olay.

    bi ayrıca daha; o çok taptığınız efsane metin oktay da aynı muameleye maruz kalmıştır bu kulüpte.

    yazmışız sözlüğe;

    (bkz: metin oktay/#290066)
    (bkz: suat mamat/@zizonkovac)

    not: bir arada turgay şeren'i yazıcam. n eler demiş galatasaray hakkında.
  • 6
    bu konuda en iyi örnek sanırım galatasaray kurucularından 1 nolu kurucumuz ali sami yen beyin üyeliğinin korunarak 2 ve 3 nolu kurucu üyeler asım tevfik ve emin bülend'in yerlerine başka üyelerin atanmış olmasıdır. hiç olmazsa kurucu üyelerimizin üyelikleri korunmalıydı diye düşünmekteyim.

    ayrıca kurucu üyeler listesinde revizyona gidilmesi hadisesi var ki, tam rezalet. bazı kurucu üyelerimiz bir takım gerekçelerle kurucu üye listesinden çıkarılıp yok değerine tekabül eder hale getirilmiş. acaip. belki geçmiş zamanın şartları gereği yapılmış ama bugün hala bu konuda bir düzeltme yapılmaması ayıp.

    kendi kurucu üyelerine bu tür saygısızlıkların reva görülmesi ile başlayan süreç bu günlere kadar getirmiş galatasarayı. acilen bu tarihsel dokuya ve kültüre en yalın ve orjinal hali ile sahip çıkılmalıdır diye düşünüyorum. yoksa çürüme kaçınılmaz. her yana sirayet etmeye başladı çünkü..
  • 7
    ali sami yen'in, 1940 yılında başkan adaylığı için mücadele etmeye karar veren ve yıllar sonra fenerbahçe kulübü başkanı olabilen dr.ismet uluğ'a 1940 yılında yazdığı mektuptan;

    -------alıntı-------

    kardeşim ismet;

    ben seni çok severim. yıllarca spor yaptın. tenis, futbol oynadın. ringlere çıktın. senin cesur karakterin sana "yavuz" lakabını kazandırdı. bugün "dr.albay" olarak insanlığa hizmet ediyorsun. ben yıllarca spor idareciliği yaptım. galatasaray için gözlerime uyku girmediğini bilirsin. sonunda ben kötü kişi oldum. bana demedikleri kalmadı. sana tavsiyem, spor idareciliği yapmamandır. aksi halde benim gibi kötü kişi olursun.

    -------alıntı---------

    şayia muhteliftir ama bu alıntı belgelidir.
  • 8
    galatasaray'ın bugüne kadar "galatasaraylıyım" diyenlerden yediği, uç uca eklesen burdan kriptona yol olacak kazıklarla bir potada eritilince insanı derin düşüncelere sürükleyen kronik rahatsızlık. vefa gösterilenin ayrı, gösterilmeyenin ayrı biçimde arkadan bıçakladığı düşünüldüğü zaman insanın iç sesi "ooh ooh" kıvamına gelse de bu vefasızlığın şamarını yese de gıkını çıkarmayan "adam"ları gördükçe de insanı hüzünlere gark eder...
  • 9
    açık seçik olan durumdur. sen değil bayrak adam, bayrak adamların hocası olan, metin oktay'dan sonra adını yazacağım fatih terim'i tak diye gönderiyorsun, hadi bu yönetim ayıbıdır, hatasıdır veya karşılıklı anlaşmazlıktır vesaire, ama bu olay olduktan sonra arena'daki ilk maçta bir tane pankart bile asılı değil, maçtan önce bir kaç kez imparator fatih terim diye bağırmakla vefalı taraftar olmaya oynuyorsun.
    hayır baros antalyasporla arena'ya geliyor stadda pankartlar, her olaya süper ultraslan logolu ama illa ki logolu(!!) pankart ama klüp tarihinin en çok krize yol açabilecek olayından sonra sus pus ol. afedersiniz de sahadaki futbolcu da bunları bizden daha iyi görüyor, fatih terim'i sahiplenemeyen taraftar beni nasıl sahiplensin der mi bu çocuklar, derler. haklılarda bunu demekte, arena'da 3 yıldır maçlara gidiyorum, bir kaç maç hariç bu taraftarın o çocukları herşeyiyle sahiplendiğini göremedim, hakan balta'ya küfür et, sabri'ye top geldiğinde vur vur diye gerizekalıca espri yap, fatih terim gidince ölü taklidi, sonra vefa istanbulda bir semt adıdır deyince klişeye ve ofsayta biz düşelim. iyi bakalım öyle olsun.stop.
  • 10
    futbol takımının kadrosunda maksimum 25-26 kişi varken teknik ekibinde 4-5 kişi barındırabiliyorken, tek bir başkanı tek bir yönetim kuruluna sahipken,
    bazı galatasaraylılar tarafından,
    galatasaray klübünden hakkıyla para kazanmış, hayatını kurtarmış,gelmiş geçmiş, bütün emekli sporculara maaş bağlamamak, iş vermemek, kapısında köle olmamakla tanımlanan 'vefasızlık' türü.
App Store'dan indirin Google Play'den alın