• 29730
    an itibariyle 5 kaleci, 5 forvet ve 3 merkez orta sahası olan takım.
    kalede 2(muslera, péna), forvette ise 4 yabancı (mosatafa, gomis, diagne, babel) oyuncu kullanılıyor.
    kalede 1 forvette de 1 oyuncu oynatmak üzerine kurulu bir oyun sistemine sahibiz.

    dünya üzerinde böyle bir yapılanma ile ilk defa karşılaşıyorum.

    pulgar + gedson bir çok sıkıntıyı çözecek oysa. bu kadar ön görüsüz olmak da ayrı bir başarı.

    trabzonspor yönetimi iç işleri, aracılar ne kullandı bilmiyorum ama transferlerinin hepsini kampa yetiştirdi. edgar ie ve gervinho'nun sözleşmelerinden ise arka kapıdan dolanarak çözüm ürettiler.

    şu kadro planına bakınca söylenecek pek bir şey yok.
    galatasaray'ın başındaki antrenörün neden flamengo taraftarı tarafından teneke bağlanarak yollandığı da ortada.
    torrent; talepkar değil, karizması yok, herhangi bir saygınlığı yok, kendini kanıtladığı bir başarı yok, iletişim namına bir şey görmedik, daha şimdiden bir sürü karar alma hatası yaptı, oyuncu gözü zayıf, yabancı sınırını savunacak kadar da vizyonsuz.

    zaten böyle özellikleri olan biri de bu ortama gelmezdi, buradan mental problemli olduğu da ortada.

    1 aydır transfer dönemi açık! bahane yok, takım eksik.
    tutan mı var, 10 günde yapıyordunuz transferi :))

    gerekli hamleler gelmediğinde yapılan yatırımların da taraftar tarafından nasıl çöpe çevrildiğini görüyoruz, görmeye de devam edeceğiz.

    orta sahaya gedson+ pulgar gelmiyorsa, mevcut yönetimin maddi açıdan ibra edilmemesi gerekiyor (çünkü takımın merkezini boş bırakarak alınan tüm oyuncuları değersizleştirdiler)
    sportif açıdan zaten ibra edilmeyecektir bu yönetim.

    edit: göğsünü gere gere fatih terim'i gönderdiğini açıklayan başkan (!), babel ve diagne karşısında mı aciz duruma düşüyor :)
  • 31955
    2022 senesini lider bitiren takım.

    devre arası transfer dönemi yaklaşırken yarım dönemlik performansımızın da durum değerlendirmesini yapmak gerekiyor.

    genel hatlarıyla bakarsak okan buruk'u tebrik etmek gerekiyor. bazı maçlarda çok bariz hataları oldu, bazen yanlış değişiklikler yaptı, aldırdığı bazı oyuncular yetersiz kaldı fakat genel resme dikkat çekmek istiyorum.

    galatasaray'ın oturan bir sistemi var artık, oyuncular sağlıklı olduğunda kadroyu sayabiliyoruz.

    sene başındaki van aanholt'un savunmayı üçlediği kısmı dışarda bırakırsak 2 tane galatasaray şablonu görüyoruz.
    ilki zor rakiplere karşı olan galatasaray şablonu, ki benim daha çok sevdiğim şablon da bu. bu arada kadronun temellerin atıldığı düzen de bu.
    nedir bu düzen hızlıca bakacak olursak, 2 tane kulüp takımı örneği vereceğim. ilki arsenal, bu sene premier ligin en genç takımı olmalarına rağmen ligi lider götürüyorlar; diğeri ise aşırı beğendiğim de zerbi'nin takımı, brighton.
    bu iki takım ve galatasaray'ın kadro planlaması ve oyun şablonunu göz önünde bulunduralım.
    bu üç takım da son haftalarda 4'lü savunma oynuyor. o yüzden şu aşamada geri 4'lüyü sabit tutalım (oyun kurulumunda vs bazı farklılıklar var ondan da yazının ileri kısmında bahsedeceğim)
    bu takımların 2. ve 3. bölgedeki merkezi kurma biçimini ele alalım. yani orta saha ve ileri kısım.
    arsenal'de dm olarak partey, brighton'da ekvadorlu caicedo, galatasaray'da torreira.
    bu takımların 8 numarasına bakacak olursak; arsenal'de xhaka, brighton'da mac allister, galatasaray'da sergio oliveira.
    bu ikili hat üç takımda da aynı. oyuncu tipleri de birbirine yakın.

    peki bu oyunların önündeki ikililere bakalım.
    arsenal'de odegard+ jesus, brightonda lallana + trossard, galatasaray'da mertens+ icardi.

    hatta man city'e bakalım bu sene, ileri ikilide haaland + de bruyne var, arkalarında ilkay ve rodri var.

    hatta ve hatta dünya kupası finalistlerine bakalım;
    fransa'da griezman+ giroud ve arkasında 2 merkez orta saha; arjantinde ise messi + alvarez ve arkasında yine merkez orta sahalar (arjantin her maça farkı düzen ile çıktı, bazen kanattaki direnci artırmak için kanada da merkez orta saha atmayı tercih ettiler)

    kadro kurulumunda modernliği yakaladıkları için okan buruk'u tebrik etmek adına da bu takımları paylaşıyorum.
    bayern yıllarca müller+ lewa önde ikili, kimmich+ goretzka arkada ikili oynayarak ligini domine etti.

    galatasaray'daki diğer dizilim ise, bence rakibi hafife aldığımız için bu durumla karşılaşıyoruz. orta sahayı boş bırakıp 4-1-5'e dönme durumu.
    şöyle anlatayım; orta saha iki kişiye değil sadece torreira'ya kalıyor bazı maçlarda, midjsto mezzela gibi sağ kanada devriliyor ve topla çok az münakaşaya giriyor, böyle olunca merkez güç kaybediyor ve geriden oyun kurma problemleri başlıyor ve hafife aldığımız güçsüz rakip bize sahada üstünlük kurabiliyor. maçın belli kısımlarında bu şablona elbette dönebiliriz ama maç başlangıç senaryosu böyle olursa ben kızıyorum şahsen.
    okan hocamdan bu noktada ricam, rakip ayırt etmeksizin merkezi güçlü tutması.

    arteta'nın ne gibi farkı var ondan bahsedelim, zaman zaman sağ bekte ben white ya da tomiyasu'yu kullanarak geriden çıkışları ramsdale + 3 stoper + önlerinde 2 merkez ile yapıyorlar ve kolay kolay baskı yemiyorlar, yeseler de bu baskıyı kırabiliyorlar. çünkü saha yerleşimleri cidden muazzam.
    biz ne yapıyoruz, başın sıkıştı mı dara topu gomis'e uzun yolla. ( bazen rakip o kadar iyi baskı yapar ki, pragmatik davranıp orta sahayı hızlı geçmek için uzun oynayabiliriz ve orada çoğalabiliriz. buna da kabul, ama rakip istanbulspor gibi 2. lig seviyesinde oyunculardan oluşurken bunu yaparsak ben rahatsız olurum yine)
    yine arteta gibi aynı stil de zerbi'de de mevcut, hatta roberto mancini bu stilden etkilenip euro 2020'de de bunu kullanıp şampiyonluk kazanmıştı.
    fransa ve brezilya milli takımları dünya kupasına sağ bekte stoper tandanslı oyuncular kullanıp başarılı sonuçlar da aldılar.

    de zerbi'ye bir parantez daha açmak istiyorum, 3. adamı inanılmaz oynuyorlar, her defasında sahada üçgen kurmayı başarıyorlar.

    boey bu kadar formdayken maç boyunca stoper gibi kalıp oyun kursun deniyorum, ama zaman zaman maçın bazı bölümlerinde biz de bu yola başvurabiliriz. boey'e de yazık her maç bindir allah bindir, sonra gelip bir de inanılmaz savunma yapıyor geride. yoğun maç temposunda allah korusun oyuncuyu sağlıklı tutmak da çok zor olabilir.

    galatasaray ligin ikinci yarısında ciddi bir fikstür avantajına sahip olacak, bu durumun korkusu rakipleri sarmış durumda zaten.
    bizim de bu durumdan faydalanmak için set oyununu daha da geliştirmemiz lazım, ki sette gelişimin şifreleri de var bu yazının içinde. diğer takımlar nasıl çözmüş görüyoruz. bazı noktalarda ufak teknik direktör dokunuşu ve oyuncuların birbiriyle akıcı şekilde paslaşması için yoğun tekrarlar gerekiyor.

    yeni gelen transferlerin de değerlendirmesini hızlıca yapalım.
    öncelikle başarı sağlayanlardan başlayalım.
    abdülkerim, torreira, sergio, rashica, mertens ve icardi. son derece başarılı hamleler bunlar ve doku da tuttu.
    dubois fizik olarak yarım maalesef, 60 dk'lık oyuncu bu yüzden yarım artı bu transfere, kazimcan da geleceğe yatırım buna da yarım artı ve ross da öyle tam anlamıyla göremedik henüz. ve miço da yarım artı.
    okan hocamın kadro içindeki oyunculardan aldığı verime bakarsak; boey, gomis ve kısmen de barış alper iyi katkılar verdiler.

    başarısız transferlere gelirsek; maalesef seferovic diyorum, mitroglu ile benzer kaderi yaşadı tek eksiği şampiyonluk golünü de atamadı seferovic.
    mata transferi bence bize yarardan çok zarar verdi, çünkü fiziksel olarak pek iyi durumda değil ve mertens gibi de değil işte izleyince anlıyoruz, eksik oynatıyor takımı ve direnç katamıyor. mata çözülemeyen maçları son 30'da çözsün diye alındı büyük ihtimalle ama mata oyuna girince daha da düğümleniyoruz maalesef.

    aanholt'u el birliği ile bitirdik, bundan sonra performans vermesi de zor, oyuncuya da kızmıyorum. sene başında verimli maçlar çıkardı ama olmadı, berkan kutlu da hayal kırıklığı yaratanlardan oldu. aslında berkan, ikili mücadele kazanıp basit oynasa çok değerli bir oyuncu olacakken aşırı şekilde kilit pas deneyip hata yaptığı için göze çok battı ve berkan fiziksel görünüş olarak da kazma biraz kalas gibi yani esnek değil, bu da tekniğini etkiliyor olabilir. yoga önereyim bari, elvin levinleri falan takip etsin belki esnerse açılabilir :)

    ocak transfer döneminde takviye yapılacak yerler bence bariz ortada.
    ama kadronun da daha fazla şişmemesi lazım, fos çıkan oyuncularla bir şekilde yolları ayırıp öyle takviye yapmamız lazım.

    mesela aanholt gidiyorsa yerine daha nitelikli bir sol bek alabiliriz, mata yerine mesela ben çok dirençli bir orta saha istiyorum. sahaya girdiğinde ikili mücadeleye girmekten çekinmeyen ve takıma direnç katabilecek birini istiyorum. çünkü ligin dinamikleri de bunu gerektiriyor.
    ha icardi transferi gibi luis alberto transferi de fırsat olarak çıkarsa ona bir şey diyemem, kimse hayır diyemez öyle bir kaliteye.
    seferovic yerine de bir forvet bulmamız lazım, seferovic'in opsiyonu devreye girerse maalesef yandık, bu yüzden yol yakınken vazgeçmek en doğrusu olacaktır. aksi halde 3-4 sene boyunca hiç verim alamayacağımız bir oyuncuya astronomik maaş ödeyeceğiz.

    şunu da söylemezsem içimde kalır, yedek stoper dediğin tecrübeli olur. çünkü bu stopere ansızın görev düşer, en azından 1 tanesi tecrübeli olsun yedek stoperlerin.
    yarın abdülkerim cezalı duruma düşse emin ya da metehan ile kadıköy'e çıkmak zorunda kalıyoruz. ross, emin ve metehan güzel duruyor ama pratikte bakacak olursak biz bu gençlere hiç şans veremedik ve geliştiremiyoruz ve ansızın görev gelirse bu çocuklara hazır olmama durumları var yani.

    okan hocamın oyun içinde de müdahele eksiklikleri oldu, mesela rakip savunma arkasına sarkmamız gereken maçlarda barış alper yerine gomis sahada kaldı.
    bazı maçlarda 2-0 öndeyken 3. stoperi almak da ayıp değil bence, son 15-20 dk olabilir yani. ama hocanın da gün geçtikçe geliştiğini görüyoruz, barış alper savunma arkasına sarkarak golü buldu.
    %70 üzeri transfer başarısı da var ortada ve bence çok iyi bir yüzde bu.
    çok zorlu bir fikstürden lider de çıktık.
    geriye ocakta ufak dokunuşlar kaldı, umarım neşteri doğru yere vururuz ve lider girdiğimiz yılı şampiyonlukla süsleyebiliriz.
  • 34267
    2023-24 sezonunun bazı hedef maçları geride kalırken ne oynamaya çalıştığı az çok beliren takım.

    sezonun bazı kısımlarında takıma dair değerlendirmeler yapılması gerektiğini düşünüyorum. sezon başında yapılan transferleri görünce birkaç konuda şüpheye düşmüştüm. bunlardan ilki, takımın spaletti'nin seria a'da şampiyon olduğu gibi 4-3-3'e dönecek gibi transferler yapması; diğeri ise nelsson, davinson ve abdülkerim ile zor maçlarda acaba 5-4-1'e dönme gibi bir niyet mi var diye düşündürtmesi.
    ama maçlar oynadıkça bu iki planın da hiçbir şekilde sahaya yansıtılmadığını gördük.

    erden timur yaptığı açıklamalarda transfer konusunda limitlerin elimizi kolumuzu bağladığını ifade etti. icardi ve davinson hariç hiçbir oyuncuya elle tutulur bir bedel ödemedik. maaşa abandık, şampiyonlar ligi geliri de o maaşları bu sene karşılar.
    galatasaray'ın bu noktada bir hatası var. scout ekibi kaynaklı olabilir, teknik heyet ya da scout ekibi arasındaki koordinasyonsuzluk olabilir ya da yönetimin ticari düşünüş şekli olabilir.
    önümüzdeki senelerde transferlerde daha isabetli kararlar almak için bu durumun irdelenmesi gerekiyor.

    takıma katılan oyuncular üzerinden gideceğim. angelino'dan başlamak lazım, kariyerinin son dönemlerinde 5'li savunma bekiydi yani arkasında defansif zaaflarını kapatmaya uğraşan ekstra bir stoper vardı hep. fakat bazı ufak tefek ayarlamalarla 4-3-3'te de sol bek olarak oynayabilirdi, çünkü bu sistemde de orta sahadan bir oyuncunun sol beke yardım etme durumu olabilir. biz ne yaptık 4-2-4'ün sol bekine koyduk bu adamı, haliyle zorlanıyor. boey kadar güven vermiyor geride, hücumda ikisi de vasatı aşamadı henüz. bir kere fiziksel olarak uygun değil bu oyuncu.
    bir diğer oyuncu kerem demirbay'a geçelim, bu oyuncu da 4-2-4'te merkez ikiliyi kaldıramıyor. mavi kart sebebiyle makul bir denemeydi, 4-3-3'te sol ya da sağ içte oynasa bu kadar kötü görünmezdi bence. ve dayı yine fiziken yeterli değil.
    bir diğer oyuncu ndombele, net bir 4-3-3 iç oyuncusu, hatta 10 numara bile sayılabilir fakat 4-2-4 merkezde olmaz. ndombele zihnen o mevki için yeterli değil.
    zaha ve tete bu oyuncular yine 4-3-3 kanatları, bu oyuncuları kanada koyduğumuz için 4-2-4'e evriliyor oyun. 4-2-4 olunca hem hücum hem de yüksek savunma katkısı gerekiyor. zaman ilerledikçe daha iyi olabilir bu oyuncular.

    yani anlatmak istediğim şu, teknik direktör karar vermiş ve 4-4-2 tarzı bir oyun oynanacak. rakip kim olursa olsun da bundan dönülmeyecek. yani her şey bu kadar netken, kim bu 4-3-3 oyuncularını seçti?
    burada yönetim de transfermarkt değerlerine bakarak oyuncu almış olabilir bu da okan hocaya büyük haksızlık olur. okan hoca yine iyi idare ediyor, kazanıyor ama zorlanıyoruz da. rakibimiz her maçı abuk subuk farklarla kazanırken biz baya sıkıntılı şekilde alıyoruz maçları.
    cl fikstürü, rakiplerin ekstra motivasyonu veya takımın fiziksel yüklenmesi planı nedeniyle böyle olabilir ama lig kolay bir lig ve arada uçurum kalite farkı var.
    şöyle ki bakambu, halil, demirbay, sergio, barış alper yani gs kadrosundaki her oyuncu ligdeki fb hariç her takımda banko oynar. ama anadolu'da oynayan hangi oyuncu bu sene gs'de oynar diye baktığımızda kimseyi göremiyoruz neredeyse.

    okan hoca ve fatih demireli ile devam eden geliştirme ekibinin kafasındaki plan ortaya çıktı bence.
    galatasaray bu ligin bayern münih'i olmaya çalışıyor. galatasaray'ın oynadığı sistem bayern'in sistemi ile benziyor. bu sistemin birkaç kritik noktası var, orta sahaya çok az maç kaçıran inanılmaz oyuncular bulmak zorundasınız. goretzka ve kimmich gibi, ön alan oyuncuları keskin bitirici olmalı ve takımın fiziksel gücü ligdeki herkesten fazla olmalı. zaten aksayan oyunculara bakınca kabak gibi ortaya çıkıyor. fiziksel kapasite ve yaş bunlar çok kritik durumda, her defasında da söylüyorum bunları, düzelmedikçe söylemeye de devam edeceğim.
    eğer plan buysa yani bayern olmaksa, alınacak oyuncuların prototipi de buna göre belirlenmeli. galatasaray'a goretzka lazım, birebir muadilini bulmamız lazım. gerekirse her transfer dönemi birkaç oyuncu alıp 15-20 m€ bonsevis vermek lazım. biz her sene 10-15 arası oyuncu alıyoruz ve acaba hangisi parlayacak diye bekliyoruz. patlayan sayısı da parlayan sayısından az olmuyor.
    davinson sanchezi izlediğimde tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş demiştim, o kadar örtüşüyordu okan hocanın sistemiyle. nitekim hemen katkı vermeye başladı, bayern'deki karşılığı upamecano ve kmj.
    yerli dayatması da ayrı bir mevzu, en başta bunu çözmek gerekiyor. nasıl yapacaklar bilmiyorum ama oyuncu yetiştirmek lazım.

    şahsen naçizane bir öneride bulunacağım. david beckham belgeseli yayınlandıktan sonra her oyuncu orta sahadan gol atmaya çalışıyor, ben ise oradaki ferguson'un 4-4-2'sine takıldım. hatta üstüne class of 92 belgeselini de tekrar izledim.
    ligde makas farkı bu kadar açılmışken ferguson'un stili bu ligde hâlâ geçerli bence. premier ligde bunu yapmak çok çok zor artık, oradaki takımlar teknik direktörler her şey çok üst düzeyde.

    galatasaray'ın eksiği ne diye bakarsak roy keane ve nicky butt diyebilirim. orta sahaya bu tipte savaşçı oyuncular lazım.
    fergie kanatlarda beckham ve gigs'i düz ayaklı olarak kullandı, bu oyuncuların merkez desteği de yüksekti. fatih hocanın 3. dönemindeki engin baytar ve emre çolak kanatlarını örnek gösterebilirim.
    icardi zaten eric cantona gibi inanılmaz bir karakter, torreira scholesy'nin şutsuz hali gibi, boey garry nevilla'dan iyi, stoperlerimiz gerçekten baya iyi nelsson'u yedek bırakacak kadar iyi, hatta zorlarsak angelino bile gigs rolünde sol önde olabilir.
    şuanda aston villa menajeri unai emery tamamen bunu deniyor, zaniolo nedeniyle aston villa'nin yakından takip ediyorum ve sağlam bir sistem oturttu. zaniolo gigs rolüne tam oturmadı ama sistem çalışıyor yine de.

    bir ekol oluşturabilirsek, hangi oyuncuların daha faydalı olacağını daha rahat ayırt edebiliriz.

    bu arada ndombele bence sağ kanat ve 10 numara bölgesinde oynarsa, kesinlikle şuankinden daha fazla performans verecektir. şuan için okan hoca ve ndombele'nin futbol görüşleri çakışıyor biraz, okan hoca topsuz oyunu çok daha fazla önemserken ndombele topu alıp oynamayı seviyor. orta saha arka ikilide olanların aşırı mücadeleci olması lazım.

    galatasaray alman etkisiyle birlikte bayern olma yolunu seçmiş gibi görünüyor ama o zaman her mevkide en iyi oyuncuları bulmak zorundayız. fergie'nin ekolünde ise yine iyi oyuncular lazım ama yan parçalar da çok kıymetli.

    breivik konusu bazen gündeme geliyor, o çocuk mezzela.
    gs'nin oyun kurgusunda mezzela'ya yer yok.
    okan hocanın sisteminde kanatta ve on numarada oynayabilir, merkez ikilide asla ama asla olmaz. okan hoca da ön tarafta kullanmayacağına göre yanlış transfer olacaktır bizim için.

    bellingham'ın gölgesinde kalan brahim diaz'a bir yoklama çekmek fena olmayabilir. sanki bir fırsat transferi kokusu alıyorum orada.
    sol bek için bradley locko çok ideal görünüyor bizim için, boey ile aynı özelliklere sahip bir oyuncu.
    sağ kanat için james prowse ward'ı isterdim ama çok pahalı, merkeze palhinha'yı isterdim ama yine inanılmaz pahalı.

    okan hocanın sistemine uymayan oyuncular ile yolların ayrılması gerektiğini düşünüyorum. çünkü bu oyuncuların fazlalığı takım uyumuna zarar verebilir, idare etmesi de zor oluyor.
    nelsson, zaniolo, yunus gibi oyuncuların seneye satış ihtimali var, yani para girişi olacak limit sorunu da olmayacak gidip 4-2-4 sistemine 3'lü oyuncuları almamak lazım. ve oyuncuların piyasa değerinin yüksek olması sadece teknik direktör üstündeki baskıyı artırır, sahada performans vermeyen oyuncunun transfermarkt değeri önemli değil.

    edit: oyun ezberi oturtmak için oyuncuların da yerlerinin net olması gerekiyor, bu konuya değinmeyi unuttum.
    mesela rizespor deplasmanında sol stoperde abdülkerim başladı, ikinci yarının yarısını sol stoperde kaan ayhan oynadı ve maçın kalanını sol stoperde davinson sanchez tamamladı. stoper ikilisi en son dokunulması gereken ikilidir normalde. yine aynı maçta kerem sol kanat zaha sağ kanat başladı ama maç içinde karman çorman bir hâl aldı, 10 dakikada bir oyuncular yer değiştirdi. haliyle somaspordan gelen amatör bir sağ bek ve halil ibrahim isimli sol bek bizim kanatlarımızı durdurdu. bence bizim oyuncuların sürekli yer değiştirmesi kendi kendini durdurdu.
    ne zaman tete girdi sağ kanadın sahibi belli oldu takım serum yemiş gibi rahatladı. oyuncular belli bir düzende beraber oynamalı ki belli bir oyun pratiği oluşsun.
  • 34619
    bazı karşılaşmalarda maç içerisinde sahada kalan oyuncular bakımından çok kötü durumda kalsa da, başarılı olabilecek bir ara oyun yakalayan takım.

    barış alper'in sol beke geçmesiyle bu oyun biraz daha ortaya çıktı bu arada.
    galatasaray'ın bu sene yaşadığı sıkıntının temel kaynağı hücumdayken üst üste binen oyuncular oldu.
    bu konuyu açmak gerekirse, sol kanadımızı ele alalım. angelino ve zaha, bu iki oyuncu da çizgiyi tek başına kullanmayı seven oyuncular. ve bu iki oyuncu aynı anda hücuma yerleştiği zaman birbirinin önünü kapatıyor.

    ligde herkes ferdi ve tadic'e bakıyor ama orada durum biraz daha farklı. ferdi bir kere hollanda'da 10 numara eğitimi almış, hollanda u-21'lerde 10 numara oynayarak büyük turnuvalarda yarı finaller görmüş bir oyuncu. vitor'un ferdi'yi sol bek yapması çok ekstrem bir durumdu. herhangi bir teknik direktörün yusuf demir'i sağ bek yapmasıyla eş değer bir durum. bu yüzden sol bekleri ferdi'yle kıyaslamayı bırakmak lazım.
    ferdi önünde nerede boşluk varsa bunu kullanan bir oyuncu oldu, önünde tadic var mesela ferdi formula 1'de açık alan bulunca içerden geçiş yapan sürücüler gibi iç koridoru kullanabiliyor. çünkü hem içe hem dışa çalım özelliği var.
    dolayısıyla çoğu pozisyonda ferdi içte, tadic de çizgide kaldı. tadic solak, ferdi ise sağ ayağını kullanıyor. çizgide kalan tadic düz ayağıyla çok etkili ortalar açabiliyor. ferdi ise ters ayağıyla farklı kavisle orta yapabiliyor.
    syzmanski zaten ikinci forvet ve ekstra olarak fred'i de ceza sahasına sokuyorlar, bazen de kanada deviriyorlar. bir şekilde çoğalıyorlar, ligimiz kolay olduğu için de sonuç almaya yetiyor bu.

    angelino ile zaha'ya bakınca, zaha çizgide birebiri çok güçlü bir oyuncu ama hiçbir zaman birebirde bırakamıyoruz. angelino da trafikte arkadan sıkıştıran araç gibi zaha'nın arkasında yer alıyor. haliyle bu ikili birbirini tıkıyor, oyun akmıyor. zaten orta saha ikilisinden de ceza sahasına koşu atan oyuncumuz yok. ters kanattaki oyuncumuzun kafa vuruşu tehdidi yok, ikinci forvetimiz kerem'in de hava tehdidi yok. yine kerem'in merkez savunma katkısı yok, tüm savunmacılar da icardi'ye önlem alıyor.
    genelde kazandık ama kısır geçti maçlarımız.

    barış alper ve önünde sol kanatta kerem denkleme girince ne oldu ona bakmak lazım bir de
    herkes farketmiştir ki, kerem + mertens+ tete varken adana demir maçında takım akıcıydı baya.
    sebebi çok basit; barış alper sol koridoru tek başına kanat gibi kullanabilen bir oyuncu. kerem ise 10 numara oynadığı için kanattayken bile merkeze devrilip hatlar arasında 10 numara gibi oynayabilen bir oyuncu, zaten mertens gezici oyuncu, sağdan da tüm koridor boey'e bırakılıp tete biraz serbestlik kazanınca 3 tane 10 numaralı galatasaray ortaya çıktı.
    kerem demirbay ve torrerira da hatlar arasındaki bu 3 tane 10 numarayı isabetli şekilde görünce takım rakip hatlar arasına kolay yerleşmeye başladı.
    aynı maçta kerem yerine zaha kanada geçince, kerem de mertens yerine merkeze geçince takım yeniden tıkandı. çünkü zaha ve barış alper bu sefer kanatta üst üste kaldı.

    tamamen sahanın paylaşımı ile ilgili bir durum bu. zaha'nın kanat oyunu city, arsenal, girona, brighton bu gibi takımlar için uygun. çünkü o takımlar topu evirip çevirip bir şekilde zaha tipi kanatlarını rakip oyuncuyla ceza sahası çevresinde birebir bırakıp pozisyona sokabiliyor.
    zaha şuanda grealish hangi sorunu yaşadıysa onu yaşıyor. zaha mı doku mu diye pep'e sorsalar o bile bu iki oyuncu arasında pek fark olmadığını söyler.
    esas sıkıntı bizim oyun yapımızda alanları oyunculara doğru paylaştıramıyor oluşumuz.

    örnek kadro yazayım mesela
    muslera
    boey, davinson, apokerim, barış alper
    torreira ve kaan
    ziyech - mertens- kerem(üçü de hatlar arasında 10 numara)
    icardi

    bu düzende doğal olarak rakip hatlara yerleşen galatasaray oyuncuları oluşacak. ve göze hoş gelen futbol ortaya çıkacak.
    çünkü boey kanadı tek başına kullanıyor
    barış alper kanadı tek başına bekten gelip kullanıyor
    merkezde 2 stoper, 2 tane 6 numara ve 3 tane 10 numara var. yani merkez kalabalık, top kaptırsan merkezde çoğalıp topu da alabilirsin. burada dikkat edilmesi gereken nokta da, 10 numaraları birbirinin üstünde bırakmamak olmalı.

    kısa vadede en doğru galatasaray dizilimi bu şekilde diyebilirim. bizim için en ideali mi bence hayır ama şuana kadar en iyi görünen de bu oldu. ki kısa vadede gemiyi kıyıya yanaştırabilecek bir çözüm bu.

    kerem'in ikinci forvet olduğu oyunda ise, kanatlar da kenara kaçıyor, bekler de arkasına yapışıyor bu kanatların ve inanılmaz bir alan sadece 2 oyuncuya kalıyor. orta sahadaki o ikilinin de vay haline, kim gelirse gelsin oradaki alanı kapatamaz. avrupa'da orayı kullanırlar, rahat geçerler. kolay delinebilen bir takım oluruz.

    kerem ve ziyech'in bir nebze de orta saha özellikli olması böyle bir oyun farklılığı çıkarıyor. bir de oraya direkt orta saha özellikli oyuncu koyarsak, çok daha sağlam bir takım olacağız.

    zaha'yı kullanmanın yolu yok mu var, angelino'dan daha fazla verim alma durumu yok mu o da var ama bunlar için angelino'nun topa sahip oyunda zinchenko gibi merkez oyuncusu olması lazım. hemen orta sahaya koyduk da oynasın diye bir durum da olmaz maalesef, defalarca tekrar gerekiyor ve sezon ortasında da yapılacak bir iş değil bu.
    angelino'nun fiziksel olarak küçük olması da defansif olarak bir zaaf tabii ki. ve en önemlisi de top rakipteyken farklı, topa sahipken farklı pozisyonlar almak olacak. uzun lafın kısası, ben galatasaray'ın bunu yapabileceğini düşünmüyorum. yapan var mı, girona var, arsenal var, city var.

    her transfer döneminde oyuncu öğütme makinesi olmamak için bir ekol üzerinden gitmemiz lazım. 4-3-3 oyuncuları alıp, 3-2-4-1 oyuncuları alıp 4-2-4 deneyerek bir yere varamayacağız. çok iyi bir baskı oyunumuz var, o oyunun temelini bozmadan doğru parçaları eklemek kalıyor geriye.
    sosyal medyada falan bir sürü oyuncu analizi görüyorum, maalesef bir çoğu çöp. sadece oyuncu değerlendirerek olacak iş değil maalesef. önemli olan bir dişlinin çarkı gibi oyuncuları yerleştirebilmek.
    scout ekibi ve teknik heyetin birbiriyle koordineli çalışması gerekiyor. maalesef scout ekibimiz daha teknik direktörümüzün oyun stilini bile bilmiyor sanırım.
    bu sene şampiyonlar ligi vardı da, inanılmaz maaşları ödedik. seneye cl olmazsa bu kadar kabarık maaş başımıza bela olur. fb zaten sahipli kulüp oldu, hiçbir başarısı olmayan takım 70-80 m€ bandında maaş ödeyip, yine aynı miktarda bonsevis harcayabiliyor. ne denetleyen var, ne sorgulayan var.
    bizde erden timur ve dursun başkan bugün bıraksa, seneye eşref hamamcıoğlu gelip taylan berkanla sezonu tamamlatacak. bu yüzden, böyle yöneticiler varken sağlam temeller atmamız gerekiyor. ısrarla fergie stili kadro planlaması isteme sebebim de bu. çünkü bu kulübün genlerinde bunu becerebilecek güç var.
App Store'dan indirin Google Play'den alın