*

  • 42
    bir süredir fenerbahçe ile alakalı bir olay ile ilgili entry girmememe rağmen bu huzurlu durumumu bozan taraftardır. kendileri onlarca yönden incelenebilir, milyon tane cümle kurulabilir ancak bence en belirgin özellikleri çekememezlikleridir. bakın eziklik falan demiyorum, bildiğin çekememezlik. hani öyle alınan başarılara burun kıvırmak gibi de değil, bu insanlar baya baya galatasaray'ın galibiyetleri sonrası "bakın bakın biz de chelsea'ye gol attık zamanında" şeklinde çeşitli buhranlar içine girmekteler. geceleri de rüyalarında galatasaray'ın gollerini görüp terleyerek uyandıklarını düşünüyorum. bir takımın istisnasız her taraftarı böyle mi olur be kardeşim. hani takımını takip etmekten aciz adam galatasaray galibiyetleri sonrası "biz az kaldı final oynuyoduk şampiyonlar liginde" gibi gudik cümleler kuruyor. ulan tamam bir çeyrek final deneyiminiz var da ne alaka şimdi demezler mi adama, aman diyorum demeyin. cidden uyarıyorum, savundukları tezleri yıkmayın, hayatta tutundukları tek dalı kesmeyin. zaten kestirmezler, genelde ortamdan çeşitli küfür cümleleriyle uzaklaşırlar. fenerbahçe bu insanların gözünü kör etmiş durumdadır. bir saniye düzeltiyorum, bu taraftar kitlesinin büyük bölümü bir galatasaray-fenerbahçe maçı galibiyetini şampiyonlar ligi şampiyonluğuna rahatlıkla tercih edebilir. aslında bunları kendilerinin görebileceği bir yere yazmak lazım ama belki bir fenerbahçe taraftarı girer de okur diye yine de yazıyorum.

    bakın arkadaşım, bu takımın toplam 17 türkiye ligi şampiyonluğu, 14 türkiye kupası, 10 cumhurbaşkanlığı kupası, 5 başbakanlık kupası, 12 tsyd kupası, 1 türkiye süper kupası, 1 atatürk kupası, 1 gazi kupası* var. bakın avrupa kupalarının sözünü bile etmedim. yalnızca bunlara bakarak bile "türkiye'nin en büyük ve saygın kulübü"nün taraftarı olmadığınızı anlamanız lazım. yani burada söz ettiğim "sizin takımdan cacık olmaz, eheheheh" muhabbeti değil. üstelik bu en sevmediğim cümlelerden biridir, zira bir takım başarılarından ötürü sevilmez, kişi takımı, tarihini kendisiyle bağdaştırır, takımda kendisinden bir parça görürse taraftar olabilir. burada ilginç olan fenerbahçe taraftarının her zaman "fenerbahçe türkiye'nin en büyük kulübüdür" savıyla takımını desteklemesidir. var olmayan bir kavram üzerinden takım desteklemenin sonucu da ortadadır. ortaya çıkan gerçek olgu "türkiye'nin görünürde en paralı kulübü fenerbahçe"dir. bahsi geçen takımın başka da bir özelliği kalmamıştır.

    son olarak tekrar söylüyorum, bu yazdıklarım fenerbahçelileri takımlarından soğutmak, "fenerbahçe ne gudik takımdır" imajı vermek değildir. fenerbahçe de bir zamanlar gayet saygın, tarihinden güç alan bir takımdı. ancak şu dönemlerde milyonlarca dolar bütçesine rağmen kendi kendini idare etmekte bile zorlanır bir durumda. buna rağmen takımını "biz en büyüğüz, siz de takım mısınız ulan" şeklinde savunan fenerbahçe taraftarlarına sinirlendiğim için bu entry ortaya çıktı. bu yazıyı tek bir fenerbahçeli bile okuduktan sonra kafasından"yalan yanlış yazmışsın, kendi takımını yüceltmişsin, sen de adam mısın" şeklinde bir düşünce geçerse bir şekilde bana mesaj atsın, ben de onların doğrularının farkına varayım, neden bu kadar kibirli, bu kadar fenerbahçe'ye dokunmayan bin yaşasın tavrıyla takıldıklarını öğreneyim.

    not: her mantıklı insanın da anlayabileceği gibi bu entry bütün fenerbahçe taraftarlarını kapsamamaktadır.
  • 101
    14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçı'nda o dönemde futbolcusuna bile para veremeyen galatasaray'ın denizlispor'a "yüklü" bir prim verdiğini iddia edebilecek kadar kompleksli olanları da vardır. aynen ekşi sözlük'teki ilgili entry'i alıntı olarak buraya yazıyorum;

    -----alıntıdır-----

    bu karşılaşmayla ilgili istesem hiç durmadan saatlerce yazabilirim. canım istediği zamanlarda da yazmayı düşünüyorum. bilindiği gibi aziz yıldırım ve ali ipek'in arası iyi değildir. zaten aziz yıldırım döneminden beri fenerbahçe ile anadolu'nun arası açıktır. aziz yıldırım'ın en sevmediğim yönlerinden biri budur, anadolu'da en çok sevilen takım fenerbahçe'yi en çok nefret edilen takım haline getirmiştir.

    öncelikle belirtmeliyim ki, şikedir, carttır, curttur sonuna kadar karşı olan biriyim. hatta bana kalsa nba'deki draft sistemi olsun isterim, güçlü hep güçlü kalmasın, fakir de fakir. ama ülkemizin, hatta dünya futbolunun bir gerçeği var, şike ve teşvik primi. adımın emre olduğu gibi eminim ki, aziz yıldırım'ın arası ali ipek ile iyi olsaydı, fenerbahçe bu karşılaşmayı kazanıp şampiyon olurdu. çünkü, bilindiği gibi maçın bitmesine 5 dakika kala denizlispor ligde kalmayı garantilemişti fakat buna rağmen sonuna kadar mücadele ettiler. normalde de olması gereken budur, yani denizlispor'un normal şartlarda ligde kalması kesinleşse bile sonuna kadar mücadele etmesi gerekir. fakat kendilerini sıkmasalar, nasıl olsa ligde kaldık deseler, hiç kimse de bir şey diyemez. bu yüzden dolayı ben bu karşılaşmada galatasaray'ın denizlispor'a çok yüklü bir miktarda prim verdiğini düşünüyorum. aynı şekilde eminim ki, galatasaray'ın yerinde fenerbahçe olsaydı, fenerbahçe de verirdi. dediğim gibi aziz yıldırım'la ali ipek'in arası iyi olsaydı, o akşam sevinen taraf sarı-lacivertliler olurdu.

    evet, "futbol asla sadece futbol değildir" diyorum, bu tarz şeylerin olduğuna sonuna kadar inanıyorum.

    (scugnizzi, 18.05.2009 20:30)

    -----alıntıdır-----

    şimdi birincisi, bu arkadaş büyük bir travma yaşadığı için belli ki 3 sene sonra bile bunu atlatamamış. fenerbahçe'nin anadolu'da en sevilen kulüp olması gibi bir olay ne zaman gerçekleşti de aziz yıldırım bunu bozdu bilemiyorum. zaten şahıs bu maç hakkında saatlerce yazabilirim demiş, ulan ben yazamam o maç hakkında üç saat, ki benim takımım şampiyon oldu, son 16 dakikasını da tüm türkiye beraber izledik. ikincisi şöyle bir cümle var ki tanıdığım bütün fenerbahçelilerin en az bir defa söylediği bir söz öbeğidir. "fakat kendilerini sıkmasalar, nasıl olsa ligde kaldık deseler, hiç kimse de bir şey diyemez." şimdi çok açık küfrü hakeden bir cümle olmasına karşın siz değerli okurların hayal gücüne bırakıyorum bu küfür işini, ben yazmayayım. bakın işte galatasaray taraftarı ile fenerbahçe taraftarı farkı burada ortaya çıkıyor. ben denizlispor oyuncularının o son 16 dakikada bir anlamda şeref mücadelesi yaptığını, küme düşmemeleri kesinleşince "maçı sattılar" demesinler diye sonuna kadar savaştıklarını düşünürken, bu hayatı fenerbahçe olan arkadaş olayı "galatasaray para vermiş"e getiriyor. onu da geçtim, appiah'ın o şutu gol olsa, yani top dışarıya gitmek yerine ağlara gitse bu arkadaşımızın tezleri bir yerine kaçmış olmaz mıydı? bir başka açıdan bakarsak "büyük fenerbahçe"nin denizlispor'u yenecek gücünün ver inancının olmaması galatasaray'ın suçu mu?

    not: bu entry "bütün genellemeler yanlıştır" önermesinden bağımsız olarak yazılmıştır. zira fenerbahçe taraftarlarının büyük kısmı bü düşüncelerle avutuyor kendini.

    not2: nba'deki draft sistemini futbola uygulamaya çalışmış bu arkadaş, onu yeni gördüm gülüyorum şu anda.

    not3: bir de şöyle bir çelişki var ki, "yani denizlispor'un normal şartlarda ligde kalması kesinleşse bile sonuna kadar mücadele etmesi gerekir." ile "fakat kendilerini sıkmasalar, nasıl olsa ligde kaldık deseler, hiç kimse de bir şey diyemez." cümleleri aynı tezi savunmak için kullanılmış. buna gülemiyorum bile.

    not4: 14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçı başlığında bu arkadaşın bir önceki entry'sini okursanız daha iyi anlarsınız durumu.

    (bkz: nasıl olsa ligde kaldık demek)
    (bkz: fenerbahçe taraftarlarının kendilerine söylediği yalanlar)
App Store'dan indirin Google Play'den alın