• 234
    izninizle ben de müdahil olmak istiyorum.
    (bkz: extensor/@paredros)
    muhtemelen diğer arkadaş karşı argümanlar ile gelecektir fakat ben de kısaca değinmek istiyorum.
    1-a) burada yazar bir söz sanatı yapmış, mantıken de doğru. mesela atletico madrid bireysel olarak şu anki şl. rakiplerine göre daha ucuz oyunculara sahip fakat takım olarak pahalı bir takım. yalnız mturhankardeşimizin demek istediği bu pahalı bireysel oyuncuların performansı neden pahalı bir takım olmamıza olanak yaratmıyor. mancini bunu başaramadı diyor. evet kesinlikle başaramadı.
    -kendi dilinden anlayacağı oyuncular yaratmaktansa oyuncuların dilinden anlamaya çalışmak başarı için daha etkin bir hareket olmaz mı?
    -sürekli benim takımım değil iması ile oyuncuların konsantrasyonunu ve hocalarına olan güvenlerini sarsmıyor mu?
    şimdi türk futbolcusu psikoloji falan demeyelim, dünyanın her yerinde bu böyledir. birbirini sevmeyen, hocasına saygı duymayan, inanmayan oyuncular, takımlar başarılı olamazlar. ama tabi ki istisnalar vardır.
    1-b) bu tamamen çok anlamsız bir argüman. eğer juventus'tan fark yeseydik hoca yeni geldi fatih terim yüzünden denecekti. o kadar kısa sürede gelen bir hocanın taktiksel olarak yapabileceği çok fazla bir şey yok. nasıl olası yenilgi halinde sorumlu eski hoca olacaktı, aynı şekilde puan aldığımız durumda da bunun sebebi yeni hoca olamaz.
    bu beraberlikte iki faktör var. 1) bir önceki maçta evinde fark yemiş takımın psikolojik olarak önce gol yemeyelim düşüncesi 2)oyuncuların yeni hocaya kendilerini ıspatlama çabası.
    blok halinde alan savunması öyle 1 günde öğrenilecek bir şey değil, demek ki fatih terim bunu da oyuncularına öğretmiş fakat uygulamamış sonucu çıkar buradan. ya da oyuncuların tecrübesi.
    1-c) katılıyorum, oyun 1 senedir kötü, ama fatih terim'den bu taraftarın beklentisi oyununun iyi yöne gidebileceği düşüncesiydi çünkü fatih terim bir çok sezonda lige kötü başlamış ardından kademe kademe performans yükseltmiştir. yani yapılmış örneği vardı. mancini ile ise daha da kötüye gidildi. aynı seviyede bile kalmadı.
    2-a) en çok karşı çıktığım argümanlar burada var.
    oyuncular statik oynuyor denmiş, bunun sorumlusu teknik kadrodur. taktiksel ya da psikolojik farketmez tamamen bunun hesabının sorulması gereken kişiler teknik kadrodur.
    en büyük yanılgı, kabul edelim ki hiçbir taktik yoktu argumanı. dün chelsea maçını seyretmişsindir. hangi taktikle çevirdi maçı mourinho. işte o sizin begenmediğiniz ortalıgı yangın yerine çevirme taktiği ile. o da bir taktik zekadır, dehadır. taktik, illaki maç sonuna kadar disiplinli sogukkanlı tiki taka yapmak demek değildir. mourinho ve terim gibi hocaların da taktiği budur ve yuzde 90 sonuç aldıkları için kendi klasmanlarında en başarılı hocalar olarak adlandırılmışlardır. ayrıca maçları yangın yerine cevirdiğimizde oyuncular statik oynamıyorlardı. demek ki statik oynamak bu oyuncuların özelliği değil. teknik kadronun özelliği.
    2-b) katılmadığım tek nokta futbolculardan ezberlediğini değil de isteneni yapması gerekliliği vurgusu.
    iyi futbol ezberdir zaten pratiktir. sen futbolcuya 1 milyon kere de söylesen o alışkanlığı olan şeyi yapar. mesela xavi'ye sen ibrahimovic'e şişir dersen 1 yapar 2 yapar 3.de yan pas yapar, veya dikine top sür dersen 1 yapar 2 yapar 3.de yan pas yapar.
    senin bu alışkanlıklara göre sistem kurman gerekiyor işte sistem o oluyor zaten. ya da futbolcularınla uzun süre antrenman yapman gerekiyor ki onlara yeterince pratik yaptırabil. bu da işte mancini'nin süreye ihtiyacı olduğu gerçeğidir.
    2-c) tabi ki futbolcularıyla daha fazla süre geçirirse onların eğilimlerini değiştirebilme şansı var, ama bu olmayadabilir.
    2-d) buraya fazla girmeyeceğim, çünkü bunun türk milleti olmak ile uzaktan yakından alakası yoktur. bu batıl bir argümandır. türk futbolcusu trip atar genel geçer bir yargıdır. mevlüt neden trip atmıyor mesela ? o da türk değil mi? mesut özil mesela öğrenen bir yapıya sahip değil mi? dünyanın en tembel milleti diye yaftalanan brezilyalılar neden dünyanın en iyi futbolcuları.bu tamamen futbol oyununu oynamaya ne kadar küçük yaşta ve kimlerin gözetiminde başladığın ile ilgilidir. onun dışında aşağıdan genç yaşlardan bir ekol yaratmak konusuna katılıyorum tabi ki. zaten bu sürekli bahsettiğimiz bir olay.

    extensor futbola ve özellikle galatasaray'a gerçekten kafa yoran çoğu zaman isabetli eleştirilerde bulunan bir kardeşimiz. fakat küçük bir eleştiri getirmek istiyorum. fatih terim ve türevleri insanlara karşı olan nefretini eleştiri ile karıştırıyor. daha dikkatli olması lazım bu konuda, çünkü nesnel eleştiri bize birşeyler katabilir öznel olmak sadece kendimizi kandırmamıza yol açar.
    bir küçük eleştiri de olaylara çok fazla detaylı ve ayrıntıcı bakması üzerine, böyle olduğu zaman insan gözünün önündekini göremeyip işin içinde iş aramaya başlıyor. bazen bir adım geri atıp olayın tamamına geneline odaklanması onu hem daha anlaşılır kılar hem de isabet oranını yükseltir diye düşünüyorum. mancini'ye sabredilmesi konusunda da kendisiyle ve paredros kardeşimizle hem fikirim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın