• 1
    fanatik gazetesi yazarıdır. ilk olarak kim yapacak diye merak ettiğim soruma cevap olmuş ve yeni hocamız frank rijkaarda sallamıştır. efendim neymiş birinci sınıf hoca değilmiş, adama sorarlar daha 47 yaşında kariyerinde avrupa şampiyonasında yarı final, 2 tane ispanya şampiyonuluğu, 1 tane de şampiyonlar ligi bulunan kaç kişi tanıyorsun diye, ama suç bizim yönetimde böyle transferler fazla bu ülkeye, alacaksın ersun yanalı eğlenecekler daum denizli şenol güneş falan.
  • 3
    19 eylül 2009 tarihinde yazdığı 'cim bom gerçeği' adlı yazısı gerçekten de mükemmel bir yazıdır. galatasaray üzerinde oynanan oyunlardan, mustafa sarp'a çift dalan tabata'ya kadar her şeyden bahsetmiş. doğrusu ben bu yazara teşekkür yazısı gönderdim bu yazı için. bana göre herkes göndermeli. böyle yazarlara destek olunacak ki adam akıllı yazarlar kaybolup gitmesin. teşekkürler ayhan yılmaz.

    mail atmak isteyenler için;
    ayhan.yilmaz@fanatik.com.tr**
  • 5
    --- alıntı ---

    25 haziran 2010
    stoch çalımını yiyen belli değil!
    4 türk millinin toplamı, 1 slovak milliden ucuz! 5'inin de bugünkü millilikleri tartışılır, direkt oynayanı yok arasında yani...

    miroslav stoch... üst düzey bir ligde (ingiltere) ve kulüpte (chelsea) dikiş tutturamamış, 3. sınıf bir ligin (hollanda), 1. sınıf takımına (şampiyon twente) kiralanmış! maliyeti açıklanmadı! mecburen ‘dış kaynaklı’ verileri doğru kabul edeceğiz: bonservisi 6.5 milyon euro. 3 milyon euro da futbolcuya her yıl tıkır tıkır sayılacak. 1 euro yaklaşık 2 tl... yani bu euro’ları topla, ikiyle çarpıp tl’ye ulaş! futbolcu her yıl 6 milyon tl alacak, chelsea’ye de 13 milyon tl ödenecek.

    diğer yanda çağlar birinci... yıllık 900 bin tl garanti, maç başına 8 bin tl alacak. ortalama 30 maç oynayacak diyelim. 8 bin x 30 = 240 bin tl daha... topla, 900 bin+240 bin = 1 milyon 140 bin tl. böl ikiye, 570 bin euro... stoch’un yıllık alacağının yaklaşık 6’da biri... bonservisi 1,5 milyon euro, o da stoch’un 4,5’ta 1’i!

    mehmet batdal... hani şu hakan şükür’e benzetilen golcü... tabii ki ne vereceği soru işareti onun da, tıpkı stoch gibi... ama bonservisi sıfır (0), yıllık garanti 750 bin tl + maç başı 8 bin tl alacak. onun çağlar kadar şansı yok gibi gözüküyor kağıt üzerinde, ama belli de olmaz, stoch gibi sürpriz de yapabilir. diyelim ki 20 maç oynadı, 160 bin tl de oradan verelim, toplam yıllık kazancı 900 bin tl gibi olur. bölelim ikiye, ki euro’ya ulaşalım, 450 bin euro, stoch’un 3 milyonunun 6, hatta 7’de biri!

    serdar özkan, milli ve sıfır (0) bonservisli. beşiktaş’ta direkt yer alabilecekken, ‘kişisel yanlışlarından ötürü’ oynayamadı. 950 bin garanti para, maç başına 12 bin tl. ona da yazalım bir 20 maç ve karşılığı olarak da 240 bin tl. topla, eder 1 milyon 200 bin tl, böl ikiye 600 bin euro, stoch’un 5’te biri!

    benzerini ali turan için de söyleyebiliriz. üç aşağı beş yukarı alacağı para bunlara yakın. bonservisi mi... yine (0) sıfır.

    hepsini topla bu 4 millinin... bonservis bedeli olarak, vadeli 1,5 milyon euro’nun yanı sıra, murat akça, erhan şentürk, fırat kocaoğlu ve semih kaya gibi, süper lig’e ‘şimdilik’ bol gelen isimler tapusuyla verilmiş. artı, bu dörtlüye oranla ümitvar olunabilecek serdar eyilik ise bir yıllığına kiralanmış!

    bu 4 transferin futbolculara ödenecek miktar bakımından yıllık ortalama maliyeti: 1 milyon 140 bin + 900 bin + 1 milyon 200 bin + 1 milyon = 4 milyon 250 bin tl. bölelim ikiye, ki stoch’un 3 milyon euro’su ile karşılaştırabilelim: 2 milyon 125 bin euro! 4 türk millinin toplamı, 1 slovak milliden ucuz! 5’inin de bugünkü millilikleri tartışılır, direkt oynayanı yok arasında yani... ödenen paralara bakarsanız biri messi, olsa da olur olmasa da diğerlerinin hepsi! haydi hayırlarla!

    --- alıntı ---
  • 6
    --- alıntı ---

    sahte okeyler!

    aslında hayatın her alanında niyet ön plana çıkar! kafaya takarsanız, eleştirecek de, övecek de bir şey mutlaka bulursunuz, her olay karşısında... almanya’da oynanan ve fenerbahçe’nin galatasaray’ı 1-0 yendiği maçtan sonra yazılıp söylenenlerden de bu açıkça görülüyor zaten! bakın, 90 dakika boyunca sahaya ‘futbol adına’ yansıtılanların çoğu, ağır aksak da olsa galatasaray’a ait. geriye düşmesine karşın skoru lehine çevirebilecek kadar pozisyon üretilmiş. oyunun hakimiyeti elinde, ama o top içeri girmediği için salla rijkaard’a, salla takıma, salla yönetime!

    bir yandan ‘ezeli rekabet, ebedi dostluk’ kem-kümleri ediyorlar her fırsatta... diğer yandan “10 kişilik fenerbahçe’yi bile yenemezsen... üstelik de bu nasıl kadro böyle...” diye başlayan cümlelerle, ‘bir hazırlık maçını’ kazanamadığı için hedef gösteriyorlar rijkaard’ı... aksi olsaydı da, takımdan her gönderilenin ardından, “rijkaard hiç şans tanımadı ki” diyecekler oysa, hep öyle olmadı mı sonuçta!

    arda çizmeyi aştı, yine onlara göre... saha içinde tahammülsüz, saha dışında sinirli! ama selçuk şahin atıldıktan sonra gidip hakeme, “kararını geri al, 11’e 11 oynayalım” gibisinden çırpınışı gözden kaçıverdi nasılsa! maç sonrası taraftarlarla atışmasındaki detayda da böyle! genç adam, isyanının gerekçesini anlatmaya çalışıyor, yapılan hareketi göstererek... biri de diyor ki, “çocukların önünde niye o hareketi yapıyorsun?” “yahu” diyor genç adam, “ben yapmıyorum, o hareketi bize yaptılar, onu anlatmaya çalışıyorum.” ama nafile! vurun arda’ya!

    tribünlerden görünmedi belki, ama televizyon başındakiler çok net tanık oldu; stoch’un uluslararası ‘f... y..’ küfrünü ağzını doldura doldura etmesine... henüz ilk derbisine bile nasıl motive edildiği ortada! rakip olayını aşıp, hakeme bile çaktırmadan çelme takmaya başlayan selçuk masum, yanlış anlaşılma kurbanı! ‘pimi çekilmiş tahrik bombası’ bilica mı, o konuya hiç girmeyelim. girersek, aziz başkan’a şirin görünme adına, “o penaltı noktasını eşeledi, ama aziz yıldırım plakasını aldı, sezon sonunda kesin gönderir” diyenlerin, tükürdüklerini yalaması gerekir!

    bu arada futbolseverler için kocaman bir umuttu aykut kocaman... oysa iki günde oldu kocaman bir ‘yalan!’ ezeli rakibi karşısında sadece savunmayı düşünen, 90 dakikayı sıfır pozisyonla tamamlayan, ama ‘galip’ bir takımın başarılı hocası kocaman! anlayış aynı, rakip sendeledi mi bin tepesine, şov yap! yoksa katı savunmaya sarıl, pusular kur, fırsatını kolla, nasılsa bir tane atarsın mantığıyla yola devam. eeee, “hedefimiz kontratak futboludur” diyen daum’un suçu neydi o zaman!
    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın