• 3
    bu peşkeşten, bu ayıptan haberi olmayan galatasaray taraftarı, ki hemen hemen çoğunu teşkil ediyor, hala "size devlet stad yaptı, bize de yapsın, beleşten stadınız oldu, devlete dua edin, hükümet sağolsun..." gibi boş boş konuşan cahil fenerlilere karşı kendisini savunamamaktadır.

    eğer bu pisliği sosyal medyada, sağda, solda gereğince anlatamadıysak, ayyuka çıkaramadıysak bu bizim ayıbımızdır. yaptıkları her hatada, her yanlışta, yayınladıkları her bildiride, "bakın biz türk sporuna böyle böyle tesisler kazandırdık, biz şöyleyiz, böyleyiz..." diye üren, evet evet üren fenerbahçe kulübü'nü böyle yüzsüzce konuşturabiliyorsak tüm galatasaraylılar olarak ayıbımızdır.

    allah o salonu da, aynı türden peşkeşlerle iç ettiğiniz topuk yaylası gibi tesislerinizi de hayırlısıyla kullanmayı nasip etmesin size.
  • 4
    fenerli medyanın en büyük icraatlarındandır bu peşkeş; sessiz sedasız açılışı yapılacak buranın ve galatasaray taraftarının büyük bölümü, galatasaray ilk maçını oynadığı zaman öğrenecek buranın yapıldığını. ben en alakasız fenerbahçelinin bile bizim stadımızın bize peşkeş çekildiğini söylediğini duydum, gerçektir bu olay. ama en fanatik galatasaraylı bile bu salonun yapıldığını bilemeyebiliyor. sadece fenerli medya ile de açıklanamaz tabii bu olay, ülker dolayısıyla işin cemaat medyası ve galatasaray ile olan sponsorluk anlaşmalarının da etkisi var.
  • 7
    iki-üç haftadır kanaltürk’ün ‘futbolizm’ adlı programında chp’li kadıköy/ataşehir belediyeleri/ülker ve fenerbahçe’nin adlarının karıştığı ‘tahsis arsa, imar-plan ve rüşvet’ üçgeninde bir skandal gündeme oturmuş vaziyette...

    siyasetin ve sporun kirlendiği bir rant kavgası...
    ama olayı anlayabilmek için biraz gerilere gitmek gerekiyor.
    kadıköy belediyesi, ataşehir’deki 58 dönümlük bir araziyi 2007 yılında fenerbahçe kulübü’ne 29 yıllığına tahsis ediyor.
    daha sonra kadıköy belediyesi ‘bir şekilde’ bu yeri ihale ile satıyor. ilanlardan biri de konuyu gözlerden uzak tutmak için bursa’daki yerel bir gazetede yayınlanıyor.
    ‘garip’ durum... ancak ihalenin adresi belli; fenerbahçe kulübü alacak ‘kupon’ arsayı... nitekim öyle de oluyor.
    ama ortada ciddi bir durum var; satış 27 aralık 2009’da yapılıyor.
    chp’li bazı meclis üyeleri satışa itiraz ediyorlar. kadıköy meclisi’nin akp üyelerinden bazıları da, arsanın satılmaması yönünde ‘şerh’ koyuyorlar.
    ‘serbest rekabet ortamı oluşmadığını’ savunuyorlar.
    ama başkan selami öztürk, bu yerin fb (!) tarafından alınmasına sıcak bakıyor.
    öztürk şu sorulara muhatap oluyor:
    “tahsis etmeden önce niye bu yeri satışa çıkartmadınız? niye 2009 yerine, 2010 yılında satmadınız? 2010’da satılırsa, ticaret odası’ndan gelen emlak vergi değeri daha yüksek olmayacak mıydı? en önemlisi de bu yeşil alana nasıl kıydınız?”

    58 milyon tl’ye

    2009 yerel seçimlerine gidilirken, kadıköy’den ‘ataşehir’ doğurtuluyor.
    ancak bu arsa gibi, taçspor’a tahsisli yer ve hayvan barınağı bulunduğu arsalar kadıköy belediyesi’nin mülkiyetinde kalıyor. yani ataşehir’e devredilmiyor. (kadıköy belediyesi bu yerleri satışa çıkarsa ‘müşterileri’ şimdiden hazır mı?)
    kadıköy belediyesi’nin bu satıştan kasasına 58 milyon (trilyon) lira gidiyor.
    selami öztürk, “bu kaynakla belediyenin borçlarını ödediğini” söylüyor.
    bu parayı fb verdiğinden (1?) 58 dönümlük yere adı ‘ülker sports arena’ olan 15 bin kişilik bir kapalı spor salonu yapılıyor; ama esas adı da ‘fenerbahçe uluslararası spor kompleksi’ olarak gösteriliyor.
    (kadıköy belediyesinin, bu arada kozyatağı’nda rönens inşaat’a avm öngörülerek, yap-işlet-devret modeliyle devredilen bir arsasından da bir toplantı salonu aldığı biliniyor.)
    evet kavganın başlangıç noktası bu dönemde başlıyor.
    unutulmasın kapalı spor salonunun planlarını toki yapıyor; çünkü engel çıkmasın...

    toki pişiriyor

    toki’nin 1/5000’lik planları büyükşehir’den geçtikten ataşehir belediyesi de buna uygun olarak ruhsatlandırıyor.
    yani bomba kadıköy’de hazırlayıp ataşehir’in kucağına konulmuş oluyor.
    ülker spor alanlarını yaparken, maliyetini karşılamak üzere güya bir avm ve rezidans projesi için plan tadilatı yapıyor; dosya büyükşehir’e gönderiliyor. ancak, meclis’e gelen bu dosya ‘ankara’dan gelen bir uyarı’ üzerine durduruluyor. dosya şu anda büyükşehir planlama müdürlüğü’nde bekliyor.
    işte kanaltürk’te tartışılan konunun kısa özeti bu... taraf yazarı mehmet baransu’nun iddiaları ortalığı karıştırıyor. siyaset dünyasında pek duyulmayan ‘rüşvet’ iddiaları, imar rantları, arsaların nasıl peşkeş çekildiği... yeşil alanların nasıl betonlaştırıldığı... çirkin ilişkiler, yalanlar, entrikalar.
    başından sonuna kadar siyaset ve spor dünyasını üzecek olaylar...
    biz ortaya atılan iddiaları programda utanarak izledik.
    kim kimin malını satıyor, kim kimin malını neyin karşılığı alıyor!
    chp genel merkezi bu konuyu hemen gündemine alıp dönen dolapları mercek altına almalıdır.
    bir de kadıköy’den başka yerlere verilen savcılara bakmak lazım.

    şükrü karaman
App Store'dan indirin Google Play'den alın