*

  • 1
    moderatör tarafından "ilgi alanımız dışında" olarak algılabilir ama tam da ilgi alanımıza girmektedir, baştan söyleyeyim. akp hükümeti her gram oyun hesabını yapan, ona göre politikalar belirleyen, pragmatizmde süleyman demirel'e bile rahmet okutan, popülist bir hükümettir. spor müsabakalarında da bu tavrı alenen ortaya çıkmaktadır.

    mesela olimpiyatlarda aslı çakır alptekin altın madalya aldı, her tv programında suat kılıç o tombul yanaklarıyla ropörtajlar yapıp "sayın başbakanımız da ilk günden beri desteklerini esirgemedi, şampiyon kızımızı telefonla arayıp tebrik etti" derken, aslı çakır alptekin doping yaptıktan sonra pek ortalarda görünmemektedir.

    mesela 2020 olimpiyat oyunlarını almak için varını yoğunu ortaya koyup başarıdan nemalanmak isterken, başarısızlık ardından bütün akp hükümeti bakanları kına dağıtmaya başlamışlar, medyayı, ana muhalefeti, çapulcuları falan filanı suçlamaya başlamışlardır.

    bakanlarından milletvekillerine kadar hemen hemen herkes, ali sami yen stadyumundan kazanılan milyon dolarları görmeden, yapılan tt arena stadyumunu "akp hükümeti yaptı" modunda sağa sola propogandalar yapmışlardır.

    akp hükümeti spor sayesinde çok oy kazanacağının, başarıyı sahiplenerek belirli bir sempati kazanılacağının farkında. ama farkında olmadıkları şey popülist ve pragmatist yaklaşımlar sonucu günü kurtarmak adına kalıcı başarıların önünü kesmektedirler. futbol, basketbol, atletizm, halter, hatta ve hatta güreş hiç olmadığı kadar berbat durumda. artık kaç madalya aldığımızla değil, olimpiyatlara kaç sporcu gönderdiğimizle övünüyoruz.

    akp hükümeti'nin yapması gereken şey, acil olarak spor dallarının özerk yönetimlere kavuşmasını sağlamak, milli eğitim bakanlığı kontenjanlarına sürekli din hocası atayacağına, okullarda sporcu yetiştirebilecek idealist, aynı zamanda aldığı maaştan tatmin olan spor hocaları atamak, ulusal bir antrenman programı belirlemek, memleketin her alanında spor yapacak alanlar açmaktır. tüm bunları yapmadan bugünü, yarını, hatta 2024 olimpiyatlarını da kurtarabiliriz ama sporda başarılı olamayız.
  • 3
    ilgisi olan hangi kuruma baksanız galatasaray nefretini görüyorsunuz. igdaş, gsgm, tff, tbf, ntvspor, liste uzayıp gider. fenerbahçeli olan başbakan'a şirin gözükmek ve stad açılışında olanların acısını çıkartmak adına her fırsatta galatasaray'ın canını yakıyorlar, bedel ödetiyorlar.

    eğer bu takım maçlar kazanıyor, başarılar elde ediyorsa, yani büyüklüğüne yakışır ne yapıyorsa; sadece sahada ki rakiplerine karşı değil, bütün bu kurumlara rağmen yapıyor.
  • 5
    galatasaray yönetiminde mehmet karlı, candan erçetin, emir sarıgül gibi muhalifler bulunduğu için bizi rahat bırakmayacak tiranlık. ünal aysal'a sırf, 20 milyon galatasaraylı akp'ye oy verdi dediği için laf sokan bebeler bunu görmezden gelir. ünal aysal ayrıca gezi parkı olaylarına destek veren tek kulüp başkanıdır. sözüm ona tinerciler solculuk oynayıp ünal aysal'ı eleştirirken, kendi başkanları fikret orman'a baksınlar biraz ne gibi haltlar yiyor hükümetle.
  • 15
    muhalif ünal aysal'ın bırakmaya zorlanması, ulusalcı duygun yarsuvat'ın sadece bir sezonluk göreve gelişi (fetöye karşı kurulan ulusalcı-akp ittifakı çerçevesinde), takımın saraya çıkması, duygun yarsuvat'ın fenerbahçe'ye kumpas kuruldu şeklindeki beyanları, akp hükümeti ve derin galatasaray arasındaki pazarlıklar, ahmet çakar'ın canlı yayında yaptığı operasyonla dönemin mhk başkanının istifası ve o sezon fenerbahçe lehine çalınan saçmasapan penaltıların birden kesilmesi, fatih terim'in yardımcısı hamza'yı galatasaray'a göndermesi ve sezon sonunda gelen 4. yıldız. işte size 14-15 sezonunun kısa bir özeti.
  • 17
    dursun özbeki etkisi altına almış hükümet.

    (bkz: 16 ağustos 2017 büyük riva ihalesi kazığı)

    ayrıca;

    futbol herzaman işçi sınıfının sporudur. bu dünyanın heryerinde böyle. hiçbir ülkede futbol taraftarları hükümet yanlısı olmaz. bu olsa olsa anca türkiye de olur. futbol kültürü herzaman az da olsa muhalifdir, genelde aşırı sola hitap eder, nadir aşırı sağ da olabiliyor. ama istisnasız hep muhaliflik söz konusudur.

    eyvallah burda siyaset tartışacak değiliz, ama futbolun içinde siyaset herzaman vardı, vardır ve var olacakdir. taraftarda aktif siyasete herzaman muhalif olmalidir.
  • 18
    bizim liselilerin ve aptal taraftarlarimizin yedigi nanelerin uzerine atildigi hukumet.

    bikmadiniz lan sorumluluktan kacmaktan. bu anlasmalari kim yapti,liseliler niye o zaman konusmadi,niye biz sustuk demeyip hemen birilerine sucu atarak rahatlamaktan bikmadiniz.

    10 yil once suclu kimdi ? pardon yine akp vardi. 20 yil once kimdi ?

    arkadas kurtulun su kafadan. unal baskana teneke baglayip gonderdiniz,kimse arkasinda durmadi onu da mi hukumet yedi ?

    bok cuvalinin icindeyiz. biz buraya kendimiz geldik. sorumlulugu alip kendimiz cikmamiz lazim.
  • 19
    sorumluluktan her daim kacan bir hukumet karsisinda sorumluluktan kacmakla itham edilen bir kulup galatasaray. evet, kimin bunda parmagi varsa kulupten dislanmalidir. ama bu gibi buyuk ihalelerde rantci badem biyiklilari olaydan haric tutup, sutten cikmis ak kasik gibi gosteremezsiniz.

    kaldi ki, bu ihaledeki danisikliliga karsi hukuki yollarin da isletilebilecegini dusunmuyorum. bunun sebebi de malum zaten.

    iktidarligi doneminde ihale kanununu 160 kere degistirilmis bir ulkeyiz. 160! ulan kucuk kelimelerin degistigi, defalarca degisiklik yapilan ceza muhakemesi kanununda bile bu kadar degisiklik yapilmamistir.

    bu ulkede adalete guvenmek cok zor. bu isin bizzat icinde olan biri olarak rahatlikla soyleyebilecegim bir sey bu. artik daha sorumluluk bunlarda olmasin da kimlerde olsun, kafalari yiyecegim.
  • 21
    galatasaray ve türkiye'ye büyük zararları olmuştur. 1946'da çok partili hayata geçildiğinden beri, her iktidarın yaptığı siyasi hataları devam ettirmiştir. sorunu ortadan kaldıran değil sorundan beslenen olmuştur. eğitimsiz kitleleri din istismarı ve milliyetçi söylemlerle kandırmıştır. bir insan akp'ye oy veriyorsa ya maddi çıkarı vardır, ya da dünyadan haberi olmayan eğitimsiz biridir.
  • 23
    galatasaray sözlük, galatasaray ve spor üzerine yazılar yazılan bir platform zaten. ama ak parti, kara parti, ot parti, bok parti vs. gelip galatasaray'ın arazilerine türlü oyunlarla çöküyorsa, yandaşlarını kalkındırıyorsa, sporu siyasete alet ediyorsa tabi ki başlığı da olacak, başlığına da yazılacak kardeşim.

    kimse kimseye durduk yere, mesnetsiz, temelsiz sallamıyor. galatasaray'ın elindekiler bir bir peşkeş çekiliyor peşkeş. görünen köy kılavuz istemez. ederi 10 lira olan stat arazisi 3 liraya hiç ediliyor, değeri 100 lira olan "kupon" arazisi 20 liraya türlü katakullilerle indiragandi yapılmaya çalışılıyor, üstüne bir de galatasaray'a yardım edilmiş gibi minnet bekleniyor, sonra vay efendim sporda siyaset olmasın, parti başlığına yazılmasın bilmem ne. birazcık idrak yeteneği olan 6 yaşındaki çocuk bile farkına varır gerçeklerin ve dönen dolapların. takım tutar gibi tuttuğunuz, hiçbir yanlışına yanlış diyemediğiniz, her haksızlığına göz yumduğunuz partiye leke sürdürmeyeceksiniz diye şekilden şekle giriyorsunuz. haksızlığa uğrayan galatasaray, ama mağdur olan her zamanki gibi malum parti. bu kadar mı haktan hukuktan uzaklaştınız? bu kadar mı kör abi vicdanınız?

    evet buradaki ortak payda galatasaray. eee o zaman bir zahmet şu parti fanatikliğini bırak da biraz objektif olup hakkı yenen kulübün için iki kelam et. yanlışa yanlış demek bu kadar mı zor? hem burası galatasaray sözlük diyeceksin, hem de oynanan oyunlara tepki göstereceğine kalkıp parti sempatizanlığı yapacaksın. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye sorarlar adama.

    malum parti stat açılışlarında şov yapar, maçlarda pankart ve posterlerle gövde gösterisinde bulunur, bu gibi olaylarla spora defalarca siyaset karıştırır, bazı arkadaşların gıkı çıkmaz ama ne zaman bir yanlış yapar, eleştirilir, o zaman bu arkadaşlar mantar gibi ortaya çıkıp spora siyaset karıştırılmasın bık bık diye duyar kasar. canlarım benim. kimse kusura bakmasın da ben hayatımda bu kadar ikiyüzlü bir güruh daha görmedim arkadaş. vallahi pes.
  • 25
    ülkede rant kapısı olabilecek her karış toprağa göz dikmiş olan hükümet. riva arazisi konusunda yaşananları kişisel algılamamak lazım. her musluğun başını tutmuşlar, niteliğine hatta görevine bakmaksızın her karış toprağı bir şekilde kapatmışlar, kapatıyorlar ve kapatmaya devam edecekler. ormanlar yakılıyor, boşaltılan kamu binalarında ne hikmetse yangın çıkıyor, bazen de boşaltmak istenen binalarda yangınlar çıkıyor. ülkenin ciğeri olacak ormanlar, ağaçlık alanlar teker teker katlediliyor. ara sokaklar, kaçış alanları teker teker parselleniyor. türk telekom arena'nın üzerinde bulunduğu arsa dahil "afet toplanma alanı" olan arsalar teker teker betona gömülüyor. özellikle kamusal alanlarda aşırı gereksiz görkeme sahip binalar yapılıyor. örnek veriyorum 150 m2'lik bir oturumla gayet işlevsel ve yeterli bir bina yapılabilecek olan bir yere 500-600 m2'lik işlevsellik bakımından acınacak halde olup sadece şatafatlı görünen bir bina konduruluyor.

    80 milyonluk, hatta göçmen-kaçak-vs. belki de 85-90 milyonluk bir nüfusu barındırıyor türkiye şu an üzerinde. 30-35 milyon insanlık bir iş gücü, uçsuz bucaksız toprakları var. kendi kendini tarımla doyurabilecek, fabrikalarında kendi kendine yetecek temel teknik malzemeyi üretebilecek; özetle kendi kendine yetebilecek bir ülke. ancak bütün bunlara rağmen bu tarz konularda dışa bağımlı olup sadece inşaat ve emlak sektörüne yoğunlaşmayı tercih eden bir politika var. şişmekten bir hal olmuş emlak balonu sayesinde zengin olmak çok da zor değil. tek bir apartman dikerek bile ömürlüğünü yapmak mümkünken herhangi bir kamu binasını hatta ak saray'ın falan müteahiti olduğunu düşünsene?

    sonunda ne oldu peki. (bkz: faruk süren)'in dediği gibi burjuva gitti yerine zengin köylüler geldi. kısa yoldan köşeyi dönme meraklısı türk halkı kendisine uzatılan bu şekere balıklama atladı. herkes müteahit oldu, parasını vurup kenara çekildi. daha aç gözlü olanlar ya da daha fazla "hizmet" etme niyetinde olanlar vurgunlarına devam ediyor. türkiye yetmezse yurtdışından da "kapılar" açılıyor. bizim gariban işçimiz de evinden ailesinden uzakta 7/24 eşşek gibi çalışşıp eline 3-5 kuruş yabancı para geçince bayram ediyor. halbuki gittiği ülkelerde o maaşın asgari bile olmadığından haberi olmuyor çoğunun...

    bu yazı çok uzar gider de, hem ilgi alanımızın dışında, hem de sabır katsayımın...
App Store'dan indirin Google Play'den alın