• 2
    türkiye saati ile 15:00'te başlayacak olup trtspor ekranlarından da yayınlanacak olan erteleme karşılaşması. rakip çarşamba akşamı caferağa'da yakın doğu ile eurocup finali oynayıp kaybeden abdullah gül üniversitesi. finalin diğer ayağı olan ve 3 gündür kutlamalar için kıbrıs'ta bulunan bir üst sıramızdaki yakın doğu da 16:00'da hocasını kaybetmiş olsa da ligin ters takımlarından olan istanbul üniversitesi'ni ağırlayacak. kazanırlarsa son maçlar öncesi fenerbahçe'nin önüne geçecekler. abdullah gül üniversitesi de aslen aynı sayıda galibiyet elde etmiş olmamıza rağmen beşiktaş maçında aldıkları hükmen mağlubiyet sonrası puan olarak bir puan gerimizdeler. ligin ilk dört sırası bu takımlardan oluşacak ama sıralamanın kesinleşmesi için son hafta maçlarının tamamlanması gerekecek.

    rakip takım son 4-5 yıldır her sezon üzerine koyarak gelen, bu süreçte 3 defa eurocup finali görmüş, arada eurolegue sahnesine çıkmış, yavaş yavaş kendi ekolünü oluşturan bir ekip. 1986 yılında kayseri kaski olarak kurulan ve 2013 yazında abdullah gül üniversitesi ismi ile yola devam kararı alan ekip yeni salonu, bütçesi ve basketbol aklı ile son 4-5 sezondur ligin üst sıralarındaki yerini sağlamlaştırmaya başladı.

    kadro olarak ele aldığımızda uzun rotasyonunda amansız chelsea gray, potanın perilerinden tandığımız la toya "lara" sanders, çarşamba gecesi uzun süre döktüğü gözyaşlarıyla ciğerimizi solduran jelena'mıza rastlıyoruz. kısa olarak en öne çıkan isim tanisha wright. ligin eskilerinden şaziye ivegin üner, kaptırılması tam bir transfer beceriksizliği olan ayşegül ve tuğçe canbaz guard rotasyonunun diğer önemli isimleri. yarım sezon formamızı giyen ann wauters da anılmadan geçilmeyecek isimlerden.

    ligin ilk yarısında mou'nun sakatlıktan sonraki ilk maçında karşılaşmıştık kayseri ekibi ile. sopcast üzerinden büyük bir heycanla takip ettiğimiz(!), özellikle pota altında feci başlayıp bir ara farkın çift hanelerde dolaştığı maçın ikinci yarısında dehşet bir geri dönüşe imza atarak uzatmaya götürsek desakatlıktan henüz çıkmış mou'dan başka alternatif bulamadığımız son hücumlarda bir türlü basket bulamayıp uzatmalarda 4 sayılık farka razı olmuştuk. uzun süre sonra döndüğümüz yvonne-mou ikilisi ile son maçlarda ciddi verim alıyoruz, geçen hafta ligin zor deplasmanlarından biri olan hatay'da yine geriden dönüp kazanmayı bildik. kazansak da kaybetsek de güzel mücadelenin tadının damağımızda kalacaığı bir maç olacaktır. dışarıya sızan herhangi bir sakatlık bilgisi bulunmuyor takımımızda.

    (bkz: bugün günlerden galatasaray)

    o değil de yazmadan edemeyeceğim.
    bu maçın avrupa zaferi sonrası kutlama maçı olmasını, takımın zafer sarhoşu çıkmasını falan ne kadar çok istedik...
    çarşamba akşamı caferağa'da yaşanan son düdük sonrası sahaya koşma sahnesinin abdi ipekçi'de olanını koca bir sezon boyu kaç kere hayal ettim, kaç farklı şekilde maç kazanıp her seferinde sahaya koştum, kulağımda kaç kere i will survive çınlayıp durdu. bunu kimseler bilmez; göt donduran soğuklarda, geceler boyu bitmek bilmeyen dökümlerinde bulunduğum temeller, tabliyeler, kolonlar hariç...
    peki bunu sezon boyu kaç tane yakın doğu taraftarı hayal etmiştir? yazıyla sıfır, çünkü yakın doğunun taraftarı yok. sahaya koşanlar ise sporcuların eşi dostu, takımın sermayesini elinde tutan aile bireyleri falan...
    bülent korkmaz'ın eski açık sarı desene'de söylediği gibi; bazen üzerinize düşen herşeyi yapsanız da kazanmak mümkün olmuyor...

    kahrolsun camiası olmayan sermaye takımları, yaşasın galatasaraylı ruh hastaları....
  • 4
    77-69 kazanarak normal sezon üçüncülüğünü garantilediğimiz maç. önümüzdeki sezon için euroleague women biletini cebimize koymuş olduk böylece. tıpkı ilk maçtaki gibi kötü başladığımız ancak bu sefer çabuk toparlandığımız, ikinci periyotta skor olarak öne geçip maç bitimine kadar da öyle götürdüğümüz bir maç oldu. yorgun ve moralsiz olan rakibimiz maç boyunca kısa periyotlarda takımımızı durdurmayı başarsa da istediği ve beklediği şut yüzdesini bulamayınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu onlar adına. özellikle maçın son 2-3 dakikalık bölümünde herşeye rağmen öne geçecek fırsatları yakalasalar da biraz şansımızın, çokça da insanüstü mücadelemizin yardımıyla skoru tutmayı başardık.

    bugün de 24 sayı atan, bugün zorlamanın da üzeri bir çok pozisyonda insanüstü şutları kolayca sokan sezonun yıldızı mou'yu bir kenara koyarsak günün yıldızı kesinlikle vitola'ydı. 14 sayı 13 ribaund ile double double yaptı, 7/11'lik bir yüzde yakalayarak gayet güzel bir katkı verdi ki üstelik bunu çok kereler zor ve sıkışan hücumlarda bulduğu sayılar ile buldu. masha da artık standart haline getirdiği oyununa devam etti; 10 sayı, 6'sı savunmada olmak üzere 7 ribaund, 3 asist ve 4 top çalma ile takıma her alanda yardım etti. özellikle maçın bitimine 2 dakika civarı kala el üstünden attığı ve farkı 8'e çıkaran üçlük fişi çekmese de galibiyete doğru atılmış kocaman bir adımdı. yvonne ise istatistikleren bağımsız olarak büyük oyununa devam etti. birçok hücumda takımı rahatlatan işler yaptı.

    20 dakika sahada kalabilen cansu kalibresi yettiğince chelsea-lara-wauters üçlüsü ile boğuştu. zaman zaman çok çaresiz gözüküp zaman zaman da niye türk basketbolunun "potansiyeli yüksek" isimlerinden biri olduğunu ispatladığı bir maç oldu onun için. 5 faulle oyun dışına çıkarken alkışlandı. istatistik anlamda 4 ribaund önemli görünmese de özellikle öne geçtiğimiz dönemde aldığı 2 ribaund ile fitili ateşleyenlerden oldu. kaptan taktikten ziyade mücadelesiyle katkı verdi takıma. maç genelinde oyun kurmaktan ziyade topu mou ya da yvonne'ye bırakmayı tercih etti. 1/7 üçlük attı ki özellikle 2-3 tanesi atabileceği rahat atışlardı. skorun dengelendiği 2. periyodun başında bir pozisyonda hakeme itirazı sonucu çalınan teknik faul takımı ateşleyen olaylardan biri olarak ne kadar olumlu bir kırılma ise maçın sonlarında skorun 3 sayıya kadar indiği ve teknik faullerin başladığı bölümde 0/2 ile çizgiden dönmesi de aynı oranda olumsuz bir kırılma olabilirdi. yine de son 5-6 dakikalık bölümde mücadelesi, kaptırdığı topu bacak arasında yakalayıp paylaşılamayan top ile kazandığı pozisyon, rakibin son şanslarını kullandığı dakikalarda aldığı ribaundlar ve 2 asistle günü kurtarmış oldu. pınar 5 şutta tek isabet ve 5 ribaund ile en azından istatistik tablosunu doldurmayı başarırken 7 dakika süre alabilen deniz'in sahaya girdiğini hatırlamak ancak istatistik kağıdı ile mümkün oldu demek haksızlık olmaz...

    rakip takım haftaiçi kaybettikleri finalin mental ve fiziksel yorgunluğunun emarelerini maç boyunca gösterdi. bu sezonun bizim adımıza en büyük göstergelerinden olan ribaund sayısında 44-40 geride olmaları, özellikle bizim potadan seken 37 topun sadece 10 tanesini alabilmelerini yüksek mücadelemiz kadar belki biraz da bu durumla ilişkilendirmek gerek. chelsea gray 20, lara 18, ayşegül 15, wauters 11 sayı attı. 14 dakika sahada kalan şaziye'nin tek üçlüğü ve wright'ın 2/2 serbest atışı dışında bütün skor 4 oyuncudan geldi. sezon ortalaması 0.8 asist olan dila aşkın'ın 3 asistle bu alanda ikinci olması rakip takımın maç içindeki ruh halini yansıtan güzel örneklerden biri oldu. hereye rağmen bireysel yetenekleri ve birebir oyunlarıyla maçı son dakikalara kadar götürmeyi bildiler.

    ayrı bir paragrafı da ayşegül günay'a açmak gerekiyor. ilk yarıdaki maçta attığı 14 sayıdan sonra bugün de 15 sayı attı ki bu sezon en yüksek sayıya ulaştığı 3. maç oldu bugünkü karşılaşma. maç boyu takımın en çok mücadele eden, isyan eden, koşan, yenilgiyi kabullenmeyen ismi oldu. sonucun artık belli olduğu maçın son atağında bile büyük bir hırsla tüm sahayı driplingle geçip topu potaya bırakmaya çalışması, kaptan ışıl'la zaman zaman didişmeye varan ve maç boyu devam eden diyaloğu, bazı pozisyonlardaki sinsi faulleri ve itirazları ile maç boyu kendini hatırlatmayı bildi. elden kaçırılması ciddi bir beceriksizlik olsa da gereksiz agrasifliğini anlamak mümkün değil. tabi ki profesyonelliğin ve spor ahlakının gereğini yapacak, formasını giydiği takım için elinden gelenin en iyisini yapacak ancak böyle ucuz işlerin "yatmak" ya da "maçı bırakmak" ile aynı kefede olduğunu bilmesi gerekiyor...

    netice itibarı ile galibiyet serisini 4 maça çıkardık. marina hocanın maçtan sonra söylediği gibi önce yarın euroleague women fnaline çıkacak olan fenerbahçe'yi, bugün de eurocup women finalisti abdullah gül üniversitesi'ni mağlup ettik, üstelik bunu da aksaklıkları olan bir kadro ile başardık. yine hocamın da dediği gibi şaka ya da hafife alınacak bir olay değil. bu kadro yapısına ve genç yaşlarına rağmen sezon başında hayal edilemeyen şeyleri başarmaya devam ediyor, kimsenin şaka yollu bile ima etmediği bir şampiyonluğu kılpayı kaçırdığı için eleştirilebilir noktaya gelmiş durum bu takım...

    maçı zahmet edip de yayınladığı için trtspor'a, haftasonu şantiyeyi neredeyse boşaltıp rahat rahat ofiste oturabilmeme imkan sağlayan kadere, bütün dökümleri erkenden bitiren saha ekibine ve salona girip günümüze neşe katan güvercinlere çok çok teşekkür...
App Store'dan indirin Google Play'den alın