298
ben normalde çok oyuncu ve ya kadro üzerinden "aaa bu olmamış" diye gevşek gevşek konuşmam. ne oynanmak isteniyor, ne kadar geri dönüş alınmış, sebep sonuç vs vs... üzerinden konuşmayı tercih ederim.
3 değişiklik yapıldı. bunların 3.'sü 85'ten sonra oldu. hepsi 2. yarıda ve zannediyorum son 20 dakikada gerçekleşti.
carole-olcan
sabri-umut
wesley-yasin
buraya geleceğim. ama önce selçuk ve sneijder temelli iki kelam etmem lazım. selçuk hakkındaki görüşlerimi bilen bilir. ben selçuk'u hem severim hem beğenirim. takımın üstünde bir sene geçirdiğine de inanıyorum. ama bu maç ya hemen çıkmalıydı ya da geriye çekilmeliydi. adam benim gördüğüm bütün maç debelendi. ama olmadı, olamadı. çok farklı bir şekilde hem stoperlere yakın, hem de sırtı kaleye dönük oynadı. galatasaray'da hemen hemen hiç bir zaman oynamadı. pardon 1 maç hariç hiç bir zaman oynamadı. o maç;
drogba'nın golüyle kazandığımız süper kupa maçında fatih terim mehmet topal'dan kurtulmak için selçuk'u ileri attı. mehmet topal'a selçuk'a yapış görevi verildiğinden mehmet topalı ileri çekti ve göbek rahatladı. bu başka bir zaman değil. peki sneijder nerede solda. verim var mı? yok. kenarda kim var. asıl mevkisi selçuk'un işkence çektiği yer olan bilal.
niye böyle bir orta saha göbeği ile çıktık biz? rakip tabela yapmasın, alanlar daralsın böylece en azından defansta rahat çoğalalım. tabela 1-1. plan tutmadığı belli. zira bugünkü oyun kaza golü bile yesen patlayacak bir oyundu. bunun dışında en az 3 net gol fırsatı ben hatırlıyorum. bu hatta rağmen. ne selçuk'un yerinden edildiğine değdi, ne sneijder'in. yine gol pozisyonu verdik, selçuk bitti (bitmeyi geçtim kendi bataklığına çekildi her dakika), sneijder olmadı. hadi diyelim yine de bu 2'liyi bozmak istemiyoruz.
o zaman değişiklikler ne yahu.
carole- olcan değişikliği. tamam topu taşımak gerek. carole sana dirayet getirdi, elinden geldiğince öne çıktı ve iyilerdendi. carole ve sneijder 2'lisinin en büyük sıkıntısı neydi, bir üçüncü. eee olcan ile sniejder'de yaşadı. niye carole?
gelelim umut-sabri'ye. umut'a hiç lafım yok. sabri'nin işe yarabileceğini düşünsem de hadi ona da tamam. ama solda sniejder, ileride podolski, sağda kim? kanat yok yahu takımda. zaten rakip daraltıyor her alanı, biz de yardım ediyoruz.
gelelim bana gerçekten en tuhaf gelene. sniejder-yasin. hadi yasin tamam. bir tane daha kaleyi düşünen adam koymak gerek. tamam iyi güzel. dakika olmuş 88 şişiriyorsun umut ve ya podolski topu indirecek şut çekecek adam lazım ve en iyi şut atan 2 adamdan birini çıkarıyoruz. mantık nerede burada? ya stoper ve ön stoperlerden biri ve ya selçuk çıkmalı anca yani.
bu noktadan sonra, bunlara bakarak ben hangi maçı konuşayım?
3 değişiklik yapıldı. bunların 3.'sü 85'ten sonra oldu. hepsi 2. yarıda ve zannediyorum son 20 dakikada gerçekleşti.
carole-olcan
sabri-umut
wesley-yasin
buraya geleceğim. ama önce selçuk ve sneijder temelli iki kelam etmem lazım. selçuk hakkındaki görüşlerimi bilen bilir. ben selçuk'u hem severim hem beğenirim. takımın üstünde bir sene geçirdiğine de inanıyorum. ama bu maç ya hemen çıkmalıydı ya da geriye çekilmeliydi. adam benim gördüğüm bütün maç debelendi. ama olmadı, olamadı. çok farklı bir şekilde hem stoperlere yakın, hem de sırtı kaleye dönük oynadı. galatasaray'da hemen hemen hiç bir zaman oynamadı. pardon 1 maç hariç hiç bir zaman oynamadı. o maç;
drogba'nın golüyle kazandığımız süper kupa maçında fatih terim mehmet topal'dan kurtulmak için selçuk'u ileri attı. mehmet topal'a selçuk'a yapış görevi verildiğinden mehmet topalı ileri çekti ve göbek rahatladı. bu başka bir zaman değil. peki sneijder nerede solda. verim var mı? yok. kenarda kim var. asıl mevkisi selçuk'un işkence çektiği yer olan bilal.
niye böyle bir orta saha göbeği ile çıktık biz? rakip tabela yapmasın, alanlar daralsın böylece en azından defansta rahat çoğalalım. tabela 1-1. plan tutmadığı belli. zira bugünkü oyun kaza golü bile yesen patlayacak bir oyundu. bunun dışında en az 3 net gol fırsatı ben hatırlıyorum. bu hatta rağmen. ne selçuk'un yerinden edildiğine değdi, ne sneijder'in. yine gol pozisyonu verdik, selçuk bitti (bitmeyi geçtim kendi bataklığına çekildi her dakika), sneijder olmadı. hadi diyelim yine de bu 2'liyi bozmak istemiyoruz.
o zaman değişiklikler ne yahu.
carole- olcan değişikliği. tamam topu taşımak gerek. carole sana dirayet getirdi, elinden geldiğince öne çıktı ve iyilerdendi. carole ve sneijder 2'lisinin en büyük sıkıntısı neydi, bir üçüncü. eee olcan ile sniejder'de yaşadı. niye carole?
gelelim umut-sabri'ye. umut'a hiç lafım yok. sabri'nin işe yarabileceğini düşünsem de hadi ona da tamam. ama solda sniejder, ileride podolski, sağda kim? kanat yok yahu takımda. zaten rakip daraltıyor her alanı, biz de yardım ediyoruz.
gelelim bana gerçekten en tuhaf gelene. sniejder-yasin. hadi yasin tamam. bir tane daha kaleyi düşünen adam koymak gerek. tamam iyi güzel. dakika olmuş 88 şişiriyorsun umut ve ya podolski topu indirecek şut çekecek adam lazım ve en iyi şut atan 2 adamdan birini çıkarıyoruz. mantık nerede burada? ya stoper ve ön stoperlerden biri ve ya selçuk çıkmalı anca yani.
bu noktadan sonra, bunlara bakarak ben hangi maçı konuşayım?