1686
biraz uzun bi entry olacak, belki çoğu kişi bu yüzden okumayacak ama, yazalım.
2010-2011 sezonu bizim için dostluk kupası maçı olan fenerbahçe maçıyla başladı. çok iyi oynamıştık, sadece topu içeri sokamamıştık. fenerbahçe andre santos'un golüyle kazandı maçı. rijkaard'ın zaten sallanmakta olan koltuğu iyice sarsıldı. maç sonrası çıkan olaylar, sinirlerin aşırı derecede gerildiğinin göstergesiydi.
işte o maçtan sonra birşeyler koptu... medya rijkaard'a, galatasaray'a, arda turan'a inanılmaz bir şekilde yüklenmeye başladı. işin kötü yanı, medya karşısında gerektiği gibi duramadık, en azından kaptanımızın arkasında durmamız gerekirdi fakat bunu da başaramadık, ne yazıkki...
çok büyük bir moral bozukluğuyla girildi sezona. takıma olan güvenimiz azalmıştı.
transferin son gününde 2 isim getirildi: insua, misimovic. herşey hazır, şimdi başlıyoruz denildi fakat büyük bir hata yapılmıştı. bu takıma bir forvet arkası değil, defanstan topu alıp ileri taşıyabilecek bir orta saha lazımdı. kısacası ayhan'ın yerine bir futbolcu almalıydık, alamadılar. bundandır, misimovic istediği topları alamadı geriden. etkisiz kaldı.
sivas yenilgisiyle başladık lige. ardından kendi evimizde bursa'ya yenildik. tam herşey bitti derken üst üste 4 galibiyet aldık; eskişehir ,antep, bucaspor, ibbgalibiyetleriyle lige tutunduk. fakat birşeyler ters gidiyordu. sezon başında alınan ali turan, mehmet battal, serdar özkan,misimovic etkisizdi, katkı yapamadılar takıma. galatasaray galibiyetler alıyordu, fakatistenilen futbolyoktu sahada. orta saha evlere şenlik, ileride arda eski performansından çok uzak*, baros sakat,pino sakat, kewell zaman zaman sakattı.. önemli oyuncuların uzun süre takımda olmayışı, işleri daha da zorlaştırıyordu. takımda işler yolunda gitmiyordu.
üst üste alınan galibiyetlerden sonra, karabük deplasmanında takım yine bekleneni veremedi ve 2-1 mağlup oldu. ardından defansın ve orta sahanın yol geçen hanına döndüğü, ali sami yen'deki 4-2'lik ankaragücü mağlubiyeti, rijkaard'ın sonu olmuştu. koskoca galatasaray sezon başından beri çok kötü bir futbol sergiliyor, pozisyon üretemiyor, bir türlü istediği çıkışı yapamıyordu. ve fenerbahçe maçı öncesi, rijkaard gönderildi.
işte haginin geldiği sezon yaşananlar, bunlar. şimdi soruyorum size, "enkaz devralan" hagi, şu durumda, güvenini tamamen kaybetmiş, çok ağır mağlubiyetler almış, futbolcu çöplüğüne dönmüş kadroyla ne yapabilirdi ? siz ne bekliyordunuz ya da ? takım yenilgiye alışmış, ruhunu kaybetmiş, oyuncuların kendilerine güveni "sıfır". bunları bi kaç ayda düzeltmesini mi bekliyordunuz ?
lig ortasında devraldı bu takımı hagi. kadro eski teknik direktörün kadrosu, transferlerden katkı yok, takımı taşıyacak oyuncular uzun süredir sakat. devre arasında yapılan transferlerle de düzelecek bir durum değil ki. çok daha uzun bir dönem lazım, hagi'nin etkisini gösterebilmesi için.
3 senede 5 teknik direktör değiştirdi bu takım. koskoca galatasaray bu yahu. ne kadar berbat bir durum farkında mısınız ? 3 senede 5 teknik direktör. her gelen eskisinin kurduğunu yıkıp, kendi kurallarını koyuyor. koymaya çalışıyor. yeni gelen tam oturtacak bir şeyleri ; gönderiyorsun, haydii yeni teknik direktör. bu şekilde nereye kadar ?
artık galatasaray taraftarı, suçu teknik direktörde aramaktan vazgeçmelidir. yönetimi eleştireceğimize, 3 senedir takıma doğru dürüst orta saha transferi yapamayan, yerli oyuncu seçimleri berbat olan, bunlar dışında son yaptıkları da ortada olan yönetimi eleştireceğimize, teknik direktörü eleştiriyoruz.
peki hagi gönderildi sezon sonu. ne olur ? söyleyeyim. yeni gelen teknik direktör doğal olarak hagi'nin izlerini silmeye çalışacak, sonra hagi'nin de uğraştığı gibi, pislikleri temizlemek için uğraşacak... aynı şekilde bunları yaparken o da ağır mağlubiyetler alacak. takım berbat bir futbol sergileyecek, uzun bir süre. aynı şeyler yani...
anlaşılmayacak bir şey değil bu.
bizim ihtiyacımız olan şeyistikrar! bu kadar basit. hagi devam edecek, takımdaki pislikler temizlenecek yavaş yavaş, takımın güveni tekrar yerine gelecek ve tekrar layık olduğumuz yere geri döneceğiz. bu da istikrarla olacak.destekle olacak.
eğer taraftarsak, kötü günde oturduğumuz yerden sallamak değil, takımımızın da, efsanemizin de arkasında olmamız gerekir.
(bkz: sonuna kadar hagi)
(bkz: i love you hagi)
(bkz: dayan galatasaray)
(bkz: dayan hagi)
*
2010-2011 sezonu bizim için dostluk kupası maçı olan fenerbahçe maçıyla başladı. çok iyi oynamıştık, sadece topu içeri sokamamıştık. fenerbahçe andre santos'un golüyle kazandı maçı. rijkaard'ın zaten sallanmakta olan koltuğu iyice sarsıldı. maç sonrası çıkan olaylar, sinirlerin aşırı derecede gerildiğinin göstergesiydi.
işte o maçtan sonra birşeyler koptu... medya rijkaard'a, galatasaray'a, arda turan'a inanılmaz bir şekilde yüklenmeye başladı. işin kötü yanı, medya karşısında gerektiği gibi duramadık, en azından kaptanımızın arkasında durmamız gerekirdi fakat bunu da başaramadık, ne yazıkki...
çok büyük bir moral bozukluğuyla girildi sezona. takıma olan güvenimiz azalmıştı.
transferin son gününde 2 isim getirildi: insua, misimovic. herşey hazır, şimdi başlıyoruz denildi fakat büyük bir hata yapılmıştı. bu takıma bir forvet arkası değil, defanstan topu alıp ileri taşıyabilecek bir orta saha lazımdı. kısacası ayhan'ın yerine bir futbolcu almalıydık, alamadılar. bundandır, misimovic istediği topları alamadı geriden. etkisiz kaldı.
sivas yenilgisiyle başladık lige. ardından kendi evimizde bursa'ya yenildik. tam herşey bitti derken üst üste 4 galibiyet aldık; eskişehir ,antep, bucaspor, ibbgalibiyetleriyle lige tutunduk. fakat birşeyler ters gidiyordu. sezon başında alınan ali turan, mehmet battal, serdar özkan,misimovic etkisizdi, katkı yapamadılar takıma. galatasaray galibiyetler alıyordu, fakatistenilen futbolyoktu sahada. orta saha evlere şenlik, ileride arda eski performansından çok uzak*, baros sakat,pino sakat, kewell zaman zaman sakattı.. önemli oyuncuların uzun süre takımda olmayışı, işleri daha da zorlaştırıyordu. takımda işler yolunda gitmiyordu.
üst üste alınan galibiyetlerden sonra, karabük deplasmanında takım yine bekleneni veremedi ve 2-1 mağlup oldu. ardından defansın ve orta sahanın yol geçen hanına döndüğü, ali sami yen'deki 4-2'lik ankaragücü mağlubiyeti, rijkaard'ın sonu olmuştu. koskoca galatasaray sezon başından beri çok kötü bir futbol sergiliyor, pozisyon üretemiyor, bir türlü istediği çıkışı yapamıyordu. ve fenerbahçe maçı öncesi, rijkaard gönderildi.
işte haginin geldiği sezon yaşananlar, bunlar. şimdi soruyorum size, "enkaz devralan" hagi, şu durumda, güvenini tamamen kaybetmiş, çok ağır mağlubiyetler almış, futbolcu çöplüğüne dönmüş kadroyla ne yapabilirdi ? siz ne bekliyordunuz ya da ? takım yenilgiye alışmış, ruhunu kaybetmiş, oyuncuların kendilerine güveni "sıfır". bunları bi kaç ayda düzeltmesini mi bekliyordunuz ?
lig ortasında devraldı bu takımı hagi. kadro eski teknik direktörün kadrosu, transferlerden katkı yok, takımı taşıyacak oyuncular uzun süredir sakat. devre arasında yapılan transferlerle de düzelecek bir durum değil ki. çok daha uzun bir dönem lazım, hagi'nin etkisini gösterebilmesi için.
3 senede 5 teknik direktör değiştirdi bu takım. koskoca galatasaray bu yahu. ne kadar berbat bir durum farkında mısınız ? 3 senede 5 teknik direktör. her gelen eskisinin kurduğunu yıkıp, kendi kurallarını koyuyor. koymaya çalışıyor. yeni gelen tam oturtacak bir şeyleri ; gönderiyorsun, haydii yeni teknik direktör. bu şekilde nereye kadar ?
artık galatasaray taraftarı, suçu teknik direktörde aramaktan vazgeçmelidir. yönetimi eleştireceğimize, 3 senedir takıma doğru dürüst orta saha transferi yapamayan, yerli oyuncu seçimleri berbat olan, bunlar dışında son yaptıkları da ortada olan yönetimi eleştireceğimize, teknik direktörü eleştiriyoruz.
peki hagi gönderildi sezon sonu. ne olur ? söyleyeyim. yeni gelen teknik direktör doğal olarak hagi'nin izlerini silmeye çalışacak, sonra hagi'nin de uğraştığı gibi, pislikleri temizlemek için uğraşacak... aynı şekilde bunları yaparken o da ağır mağlubiyetler alacak. takım berbat bir futbol sergileyecek, uzun bir süre. aynı şeyler yani...
anlaşılmayacak bir şey değil bu.
bizim ihtiyacımız olan şeyistikrar! bu kadar basit. hagi devam edecek, takımdaki pislikler temizlenecek yavaş yavaş, takımın güveni tekrar yerine gelecek ve tekrar layık olduğumuz yere geri döneceğiz. bu da istikrarla olacak.destekle olacak.
eğer taraftarsak, kötü günde oturduğumuz yerden sallamak değil, takımımızın da, efsanemizin de arkasında olmamız gerekir.
(bkz: sonuna kadar hagi)
(bkz: i love you hagi)
(bkz: dayan galatasaray)
(bkz: dayan hagi)
*