177
şampiyonlukları, kupa'yı arma'nın önüne koyanların umudunu kestiği maçtır, ben stadyuma gidip galatasaray'ı destekleyeceğim, mustafa sarp için, barış için, hatta aydın için, en kötü zamanda taraftar olmayacaksak ne bok yemeye o formayı giyiyoruz galatasaraylı diye geziyoruz, oyuncular gelir gider başkan gelir gider umrumda bile değil, realist olduklarını zannedenler çıkıp şimdi umutsuzluğuna kılıf aramasınlar oynanan futbolu, 17 ekim 2010 galatasaray ankaragücü maçı seyircisi o yenilen 4 golü de tam anlamıyla haketmişlerdir, artık cehennem rant kokuyor arkadaşlar resmen rant kokuyor, buna imkan verenler ayıklanmadığı sürece ben hiçbir oyuncuya ve teknik adama kızamam, resmen uyku ve ninni eşliğinde kendilerini öven bir nevi masturbasyon yapan bir seyirci var, arada bir de galatasaray'ın mağlubiyetinden kendilerine rant çıkararak "başarılar gelir geçer" diyorlar, ben de soruyorum madem önemli olan asalet 3 puan için bu kadar abuk subuk şey yapmaya gerek var mı?
- kaleci ufuk ıslıklanıyor
- misimovic ıslıklanıyor
şimdi vakti geniş olanlar maçın özetini değil geniş özeti ya da tamamını izlesin, açık ara misimovic'in en iyi maçıydı, duran topları yıllardır böyle pozisyon yaratan adam var mıydı? biz çıktı diye şaşırırken bir de ıslıklanması artık ipin ucunun kaçtığını gösteriyor, elano daha evvel ıslıklanıyor şimdi ısınırken alkışlanıyor giderek omurgasızlaşıyoruz beşiktaş taraftarına döneceğiz en çok bundan korkuyorum.
gelelim ufuk'a bu adam neden ıslıklanır hiç hata yapmadı ki maçta, atıldığı pozisyonun 2 benzerini kendisi 10-15 dk içinde çıkardığı gibi ofsayt diye kesilen aynı en az 3 pozisyon varken ve bunlarda başarılıyken bir oyuncu neden ıslıklanır, bakış açısı "aaa bak kaleci kırmızı kart gördü demek ki suçlu hadi yuhlayalım "şeklinde bir beyin mekanızması varsa öyle taraftar da olmaz olsun, maç özetini izlemedim sadece stadyumda canlı izledim ve dedim ki yenilen gollerde bizim defans görünmüyordur çünkü defans filan yok yani demoralize olmuş değil yok tamamen yok, hani rijkaard demişti ya "servet ileri çıkma önce işini yap" sonra da servet kızmıştı hatırlıyor musunuz işte uygulamalı gördük.
kimseyi mağlubiyette suçlamıyorum artık, yaşımız da geçiyor, hafta hafta bakmayı öğreniyorum sanırım çünkü sezon, kupa, şampiyonluk gerçekten umrumda değil, iyi futbol da umrumda değil, ben o formalı insanları o armayı eşofmanı giymiş futbolcuları sahada görmek istiyorum, desteklemek için bu bana yetiyor, isterse 1000-0 yenilelim ne olucak ertesi gün de galatasaraylı olmayacak mıyız hatta galip gelirsek döneklik yapıp aaa ben zaten demiştim abi demiyecek miyiz, başarıyı herkes sahiplenecek mağlubiyette buraya kusmayacak mısınız?
yani ölecekseniz ayakta ölün kardeşim, çünkü eğer ölmez de yaşarsanız en azından omurganız olur bundan sonrası için. ben kadıköy'e maça gidiyorum servet'in defansta oynadığını bilerek, barış özbek'in oynayabileceğini bilerek, forvetsiz kalacağımızı bilerek, hakemin taraf tutacağını bilerek, düşman gibi davranılacağını bilerek, bilerek isteyerek galatasarayımı desteklemeye gidiyorum.
- kaleci ufuk ıslıklanıyor
- misimovic ıslıklanıyor
şimdi vakti geniş olanlar maçın özetini değil geniş özeti ya da tamamını izlesin, açık ara misimovic'in en iyi maçıydı, duran topları yıllardır böyle pozisyon yaratan adam var mıydı? biz çıktı diye şaşırırken bir de ıslıklanması artık ipin ucunun kaçtığını gösteriyor, elano daha evvel ıslıklanıyor şimdi ısınırken alkışlanıyor giderek omurgasızlaşıyoruz beşiktaş taraftarına döneceğiz en çok bundan korkuyorum.
gelelim ufuk'a bu adam neden ıslıklanır hiç hata yapmadı ki maçta, atıldığı pozisyonun 2 benzerini kendisi 10-15 dk içinde çıkardığı gibi ofsayt diye kesilen aynı en az 3 pozisyon varken ve bunlarda başarılıyken bir oyuncu neden ıslıklanır, bakış açısı "aaa bak kaleci kırmızı kart gördü demek ki suçlu hadi yuhlayalım "şeklinde bir beyin mekanızması varsa öyle taraftar da olmaz olsun, maç özetini izlemedim sadece stadyumda canlı izledim ve dedim ki yenilen gollerde bizim defans görünmüyordur çünkü defans filan yok yani demoralize olmuş değil yok tamamen yok, hani rijkaard demişti ya "servet ileri çıkma önce işini yap" sonra da servet kızmıştı hatırlıyor musunuz işte uygulamalı gördük.
kimseyi mağlubiyette suçlamıyorum artık, yaşımız da geçiyor, hafta hafta bakmayı öğreniyorum sanırım çünkü sezon, kupa, şampiyonluk gerçekten umrumda değil, iyi futbol da umrumda değil, ben o formalı insanları o armayı eşofmanı giymiş futbolcuları sahada görmek istiyorum, desteklemek için bu bana yetiyor, isterse 1000-0 yenilelim ne olucak ertesi gün de galatasaraylı olmayacak mıyız hatta galip gelirsek döneklik yapıp aaa ben zaten demiştim abi demiyecek miyiz, başarıyı herkes sahiplenecek mağlubiyette buraya kusmayacak mısınız?
yani ölecekseniz ayakta ölün kardeşim, çünkü eğer ölmez de yaşarsanız en azından omurganız olur bundan sonrası için. ben kadıköy'e maça gidiyorum servet'in defansta oynadığını bilerek, barış özbek'in oynayabileceğini bilerek, forvetsiz kalacağımızı bilerek, hakemin taraf tutacağını bilerek, düşman gibi davranılacağını bilerek, bilerek isteyerek galatasarayımı desteklemeye gidiyorum.