799
mayıs ne kadar sahipsiz o olmayınca. "mayıslar bizim" derken, hiçbir mayıs aşığına, hatta devrimcilere bile o kadar yakışmamıştı mayıs. esas oğlanın yanına tek yakışan o dünya güzeli mayıs.
bizim buralar reddetti mayıs ayını. hava serin biraz. küs gibi. geçen gün yağmur yağdı hatta.
ben de kabullenemedim. istemiyorum. isteyemiyorum. arsız ağızların gevrek ve geniş açılıp ardına kadar, ne kadar da özenti duran o geçici çapkınlık nidalarını mı dinleyeceğiz yine ?
aşığının fısıltısı duruyor kulaklarda bak dinle hala. kutsal vatanın herhangi bir yerinde , bir araya gelen herkesin ana-avrat sövdüğü o nefret değil, tek başınayken bile "herkesleşen" herkesin hep bir arada fısıldadığı "ah be cimbom" bu, dur dinle bak tekrar dikkatle.
renksizliği maharet sayan ipsizlik değil, yalnızlığı halt sayan yabanilik değil "birimiz hepimiz için, hepimiz senin için" derkenki adanmışlık büyük bir matemde yine. tarihe yapılmışlık en büyük haksızlık seni başına tac etmemiş aylar,yıllar. yıllar ömürler boyu iki gözü sende, düşü sende olan tutkunların ve düşkünlerin, esaretini izliyor yumrukları sıkılı.
ve iyi bak, balkonlara, pencerelere iyi bak. işgal altındaki ülkenin vatanseverleri misali, evlerde sensin tuhaflığa açılan bayrak. senin kırmızın cesaret, senin sarın isyan olmuş yine. sokakta arda'lar, şükür'ler, tugay'lar. 10 yaşın verdiği heyecanda saklısın hala iyi bak.
sinmiyor içime böyle zamanlar. sen ait olduğun yerde değilken ben de değilim olmam gereken yerde. bir siluet, bir hayalet, varolma sözleşmesi gereği dolanıyorum ortalarda sanki. ağır çekim gibi geçen zaman, ızdırabı da ağır çekim oynatıyor namussuzca.
mayısa, bahara bile düşman edersin adamı. seni bu hale getirenlerden her kimki ağzı kulaklarında geziyosa bugün, can düşmanı bellerim. anlamıyorum, kabul etmiyorum.
çok mutsuzum be cimbom. ah be cimbom. olmuyor böyle.
bizim buralar reddetti mayıs ayını. hava serin biraz. küs gibi. geçen gün yağmur yağdı hatta.
ben de kabullenemedim. istemiyorum. isteyemiyorum. arsız ağızların gevrek ve geniş açılıp ardına kadar, ne kadar da özenti duran o geçici çapkınlık nidalarını mı dinleyeceğiz yine ?
aşığının fısıltısı duruyor kulaklarda bak dinle hala. kutsal vatanın herhangi bir yerinde , bir araya gelen herkesin ana-avrat sövdüğü o nefret değil, tek başınayken bile "herkesleşen" herkesin hep bir arada fısıldadığı "ah be cimbom" bu, dur dinle bak tekrar dikkatle.
renksizliği maharet sayan ipsizlik değil, yalnızlığı halt sayan yabanilik değil "birimiz hepimiz için, hepimiz senin için" derkenki adanmışlık büyük bir matemde yine. tarihe yapılmışlık en büyük haksızlık seni başına tac etmemiş aylar,yıllar. yıllar ömürler boyu iki gözü sende, düşü sende olan tutkunların ve düşkünlerin, esaretini izliyor yumrukları sıkılı.
ve iyi bak, balkonlara, pencerelere iyi bak. işgal altındaki ülkenin vatanseverleri misali, evlerde sensin tuhaflığa açılan bayrak. senin kırmızın cesaret, senin sarın isyan olmuş yine. sokakta arda'lar, şükür'ler, tugay'lar. 10 yaşın verdiği heyecanda saklısın hala iyi bak.
sinmiyor içime böyle zamanlar. sen ait olduğun yerde değilken ben de değilim olmam gereken yerde. bir siluet, bir hayalet, varolma sözleşmesi gereği dolanıyorum ortalarda sanki. ağır çekim gibi geçen zaman, ızdırabı da ağır çekim oynatıyor namussuzca.
mayısa, bahara bile düşman edersin adamı. seni bu hale getirenlerden her kimki ağzı kulaklarında geziyosa bugün, can düşmanı bellerim. anlamıyorum, kabul etmiyorum.
çok mutsuzum be cimbom. ah be cimbom. olmuyor böyle.