51
olayın videosunu ilk gördüğümde ''hesap sorandan, hesap sorarlar'' dediğim olay. sonuç olarak burada bunları yazdık diye aklım selim turnusolüne takılmış muamelesi gördük. fenerbahçeleşmeyelim uyarısı aldık. fenerbahçeleşsek bugün 5. yıldızı çoktan takmıştık. böyle bir ihtimal galatasaray camiasında mümkün değil. olay hak aramaya geldi mi köstek olan çok olur sonra yönetime çatılır hakkımızı aramıyorsun diye.
olayı hafife alanların aklı selim objektif taraftar profillerine saygı duymakla birlikte taraftarlık anlayışlarının çarpık olduğunu düşünüyorum. kıça tepik atan şirin dedeyi mazur gören arkadaşlardan kaçının, kıçına şaka yollu tepik yiyince ''ne hoş, arkidişim beni çok seviyo'' şeklinde mutlu oluyor merak ediyorum. hadi olayı şaka olarak aldınız eyvallah (ki bence olay kibirli birinin yaptığı hadsizlik) peki olayın ortaya geliş şekli de mi hiç rahatsız etmedi sizi? yayıncı kuruluşun bir kamerası 90 dakika boyunca teknik direktörlerin üzerine kitlenmişken siz görüntüyü yayıncı kuruluşun verdiği görüntülerde mi gördünüz? sizce bu fırsatı kaçırırlar mıydı? ''oy şirin dedem rakip oyuncu ile şakalaştı bakın ne sevgi pıtırcığı'' algısı üzerinden pr dönmez miydi? sezon başından beri şirin dede taç çizgisi kenarında hatta son maçta taç atacak adamın önünde durduğu için oyuncu şirin dedenin arkasından dolanıyor hiç uyaran gördünüz mü? rakip oyuncuya öyle veya böyle hem de kıçına tepik atarak müdahale etmek bir teknik direktörün haddi mi? hadi fatih terim üzerinden okumayalım durumu, bazıları çok rahatsız oluyor, bu ligde herhangi biri böyle davransa olay bu şekilde mi yansırdı?
ama bunları söylüyoruz diye biz aklı selim olmuyoruz. abdülkerim 2 maç ceza aldı, 1 maça indirilsin diyince adalet değil de ayrıcalık mı istiyoruz? öyle ya direkt kırmızı kart yersen cezası 2 maç. peki rakibine topun olmadığı alanda kasti tekme attığı için kırmızı kart gören bir oyuncu 1 maç ceza aldı mı? hadi fatih hocalı dönemlerde uğradığımız haksızlıkları unutalım geçmiş geçmişte kaldı diyelim. sırf bu sezon uğradığımız haksızlıkları konuşmak yerine ''bu haksızlıkları da yeneceksin kardeşim, bunlar mazeret değil'' diyerek kendimizle kavga ediyoruz biz.
uzun yazma taraftarı değilim ama sinirliyim ve uzattım.
rahmetli canım annneannemin lafıyla bağlayayım konuyu; ''ver hakkını ellere, vur kıçını yerlere''
olayı hafife alanların aklı selim objektif taraftar profillerine saygı duymakla birlikte taraftarlık anlayışlarının çarpık olduğunu düşünüyorum. kıça tepik atan şirin dedeyi mazur gören arkadaşlardan kaçının, kıçına şaka yollu tepik yiyince ''ne hoş, arkidişim beni çok seviyo'' şeklinde mutlu oluyor merak ediyorum. hadi olayı şaka olarak aldınız eyvallah (ki bence olay kibirli birinin yaptığı hadsizlik) peki olayın ortaya geliş şekli de mi hiç rahatsız etmedi sizi? yayıncı kuruluşun bir kamerası 90 dakika boyunca teknik direktörlerin üzerine kitlenmişken siz görüntüyü yayıncı kuruluşun verdiği görüntülerde mi gördünüz? sizce bu fırsatı kaçırırlar mıydı? ''oy şirin dedem rakip oyuncu ile şakalaştı bakın ne sevgi pıtırcığı'' algısı üzerinden pr dönmez miydi? sezon başından beri şirin dede taç çizgisi kenarında hatta son maçta taç atacak adamın önünde durduğu için oyuncu şirin dedenin arkasından dolanıyor hiç uyaran gördünüz mü? rakip oyuncuya öyle veya böyle hem de kıçına tepik atarak müdahale etmek bir teknik direktörün haddi mi? hadi fatih terim üzerinden okumayalım durumu, bazıları çok rahatsız oluyor, bu ligde herhangi biri böyle davransa olay bu şekilde mi yansırdı?
ama bunları söylüyoruz diye biz aklı selim olmuyoruz. abdülkerim 2 maç ceza aldı, 1 maça indirilsin diyince adalet değil de ayrıcalık mı istiyoruz? öyle ya direkt kırmızı kart yersen cezası 2 maç. peki rakibine topun olmadığı alanda kasti tekme attığı için kırmızı kart gören bir oyuncu 1 maç ceza aldı mı? hadi fatih hocalı dönemlerde uğradığımız haksızlıkları unutalım geçmiş geçmişte kaldı diyelim. sırf bu sezon uğradığımız haksızlıkları konuşmak yerine ''bu haksızlıkları da yeneceksin kardeşim, bunlar mazeret değil'' diyerek kendimizle kavga ediyoruz biz.
uzun yazma taraftarı değilim ama sinirliyim ve uzattım.
rahmetli canım annneannemin lafıyla bağlayayım konuyu; ''ver hakkını ellere, vur kıçını yerlere''