8090
koskoca galatasaray'ın mevcut adayları beğenmediği için çıkardığı adam olması o kadar canımı sıkıyor ki inanamazsınız. hayır bir de camianın söylemini gösteriyor bu ki daha da can sıkıcı. finansal durumunuz berbat ve para lazım. bu nasıl oldu? tabi ekonominin parçalanmasının bunun üzerinde etkisi çok büyük ama ekonomi iyiyken de olan bir hastalık olarak popülist hareketler.
biliyorsunuz aslında popülizm population kelimesinden gelen populism kelimesinin tükrçeleşmiş halidir ve halk çıkarını öncelemek olarak ortaya atılmış bir siyasi görüştür. bir yöntem öne sürmez bu yüzden sağ veya sol olarak adlandırılamaz ancak bir prensip ortaya koyar. günümüzde ise bu kelime bizim tüylerimizi diken diken ediyor. bunun sebebi bu düsturun gerçek hayatta halk yalakalığına dönüşmesi ve bundan dolayı aslında çok sabun köpüğü bir hedefe ve plana hizmet etmeyen eylemlerin ortaya atılmasına sebep olmasıdır. tabi ki halkın kârını artırmak seçilebilir bir fikir olarak ortaya çıksa da kısa vadeli hamlelerle halkı kârlı gibi hissettirmek amacınıza yeterli oluyor. sorun şu halk tek bir kişi olsa derinliği düşük bir birey olur. zira halkı oluşturanlar istediği kadar derinlikli olsun derinlik artıkça bir birleriyle çakışacakları için söylemlerin kökeninde kalmak zorundalar. dikkat ederseniz stadlarda mevcut hocayı beğenen de beğenmeyen de (torrent'ten bahsetmiyorum, hipotetik bir andan bahsediyorum) galatasaray'ın varlığını överken o an için hocaya bir şey söylenmez. bunun sebebi herkes hocayı beğenmeyebilir ancak oradaki herkesin (hata payını dışarıda bıraktığımızda) işin doğası gereği ortak düşüncesi galatasaray'ın varlığının çok güzel bir şey olmasıdır. eğer hocaya dair de bir şey söyleniyorsa bu hocayı çok kuvvetlendiren bir şeydir zira çok az insanın bu konuda çatıştığını gösterir. şimdi böyle bir ortamda, derinliğin düşük olduğu bir ortamda siz istediğiniz kadar galatasaraydaki asgari ücreti 2 milyon euro yapın kalabalık onu inceleyemeden derinleşememe haline takılacaktır. önemli olan şey ilk katmanda insanları mutlu etmektir. bu yüzden popülizm düsturdan öteye geçemiyor ve hamasi cümlelerle boş anlatımlara sebep oluyor.
peki dursun özbek bu muydu? dibine kadar. bunu yapan tek adam değildi ama onlardan biriydi. şimdi camia açık açık elimizdeki adamları beğenmedik o yüzden bu tek katmana oynayan popülist adamı sırf cüzdanını salladığı için istiyoruz. para lazım. parayı cüzdandan çıkartacağız el mecbur. tek katmanlı cümlelerle yaşayacağız el mecbur. düzgün bir planlama göremeyeceğiz el mecbur. içeride kazanınca çok da uzun sürmeyen mutluluklar yaşayıp kazanamayınca bitmeyen ıstıraplar yaşayacağız el mecbur. zira elimizdeki tek aset bu olacak. avrupaya gidince de oraların takımı değilmişiz gibi gözükeceğiz el mecbur.
biliyorsunuz aslında popülizm population kelimesinden gelen populism kelimesinin tükrçeleşmiş halidir ve halk çıkarını öncelemek olarak ortaya atılmış bir siyasi görüştür. bir yöntem öne sürmez bu yüzden sağ veya sol olarak adlandırılamaz ancak bir prensip ortaya koyar. günümüzde ise bu kelime bizim tüylerimizi diken diken ediyor. bunun sebebi bu düsturun gerçek hayatta halk yalakalığına dönüşmesi ve bundan dolayı aslında çok sabun köpüğü bir hedefe ve plana hizmet etmeyen eylemlerin ortaya atılmasına sebep olmasıdır. tabi ki halkın kârını artırmak seçilebilir bir fikir olarak ortaya çıksa da kısa vadeli hamlelerle halkı kârlı gibi hissettirmek amacınıza yeterli oluyor. sorun şu halk tek bir kişi olsa derinliği düşük bir birey olur. zira halkı oluşturanlar istediği kadar derinlikli olsun derinlik artıkça bir birleriyle çakışacakları için söylemlerin kökeninde kalmak zorundalar. dikkat ederseniz stadlarda mevcut hocayı beğenen de beğenmeyen de (torrent'ten bahsetmiyorum, hipotetik bir andan bahsediyorum) galatasaray'ın varlığını överken o an için hocaya bir şey söylenmez. bunun sebebi herkes hocayı beğenmeyebilir ancak oradaki herkesin (hata payını dışarıda bıraktığımızda) işin doğası gereği ortak düşüncesi galatasaray'ın varlığının çok güzel bir şey olmasıdır. eğer hocaya dair de bir şey söyleniyorsa bu hocayı çok kuvvetlendiren bir şeydir zira çok az insanın bu konuda çatıştığını gösterir. şimdi böyle bir ortamda, derinliğin düşük olduğu bir ortamda siz istediğiniz kadar galatasaraydaki asgari ücreti 2 milyon euro yapın kalabalık onu inceleyemeden derinleşememe haline takılacaktır. önemli olan şey ilk katmanda insanları mutlu etmektir. bu yüzden popülizm düsturdan öteye geçemiyor ve hamasi cümlelerle boş anlatımlara sebep oluyor.
peki dursun özbek bu muydu? dibine kadar. bunu yapan tek adam değildi ama onlardan biriydi. şimdi camia açık açık elimizdeki adamları beğenmedik o yüzden bu tek katmana oynayan popülist adamı sırf cüzdanını salladığı için istiyoruz. para lazım. parayı cüzdandan çıkartacağız el mecbur. tek katmanlı cümlelerle yaşayacağız el mecbur. düzgün bir planlama göremeyeceğiz el mecbur. içeride kazanınca çok da uzun sürmeyen mutluluklar yaşayıp kazanamayınca bitmeyen ıstıraplar yaşayacağız el mecbur. zira elimizdeki tek aset bu olacak. avrupaya gidince de oraların takımı değilmişiz gibi gözükeceğiz el mecbur.
