166
https://twitter.com/.../1473374241559097359
--- alıntı ---
selçuk inan: “az önce hocamızla da konuştuk. çalışarak gelişemiyorsak, değişerek de gelişebiliriz. kaliteli oyuncular da gerekiyor gol yapabilmek için. oyuncularımız var ama bu dönemde bir şekilde bunu başaramıyoruz. skora çeviremediğimiz için ne söylesek anlamlı gelmiyor.”
--- alıntı ---
normalde bunun bir maç yazısı olması lazımdı, 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçının yazısını yazmam gerekirdi bugün ama, ben bunu irdeleyeceğim.
adana demirspor'a 2-0 kaybetmişsin deplasmanda, çıkıp maç sonu açıklamanda "kaliteli oyuncular da gerekiyor gol yapabilmek için" diyorsun.
beyzadelerimize salah - ronaldo - mbappe / arkalarında de bruyne - fabinho - foden - sağa trent sola cancelo falan alsak "forvette ronaldo yerine haaland alınsa böyle olmaz" diyecekler.
beyler, odamızda bir fil var ve bu fili siz görmüyorsunuz ama ben yine de sizin yerinize göreyim ve göstereyim:
biz, türkiye süper liginde oynamaya çalışıyoruz.
bu ligi geçmek için size her transfer döneminde 11 yeni transfer yapacaksak, kimse kusura da bakmasın birbirini de kırmasın yol yakınken ayrılalım ve siz kendinize her transfer döneminde 11 transfer yapacak bir takıma gidin, biz de minimum harcama ile maksimum verim alacak bir ekip bulup getirelim buraya sizin yerinize.
mesela ben anlayamıyorum sizi.
alexandru cicaldau'yu almışsın, romanya'nın belki en iyi 10 numara pozisyonu oyuncusunu. gerekli parayı harcamışsın, almışsın. sonra bu çocuğu pozisyonundan uzaklaştırıp 8 numara gibi, hatta bazen 6 numara gibi oynatmaya çalışıyorsun. geriden top çıkaracak oyuncu mu lazım sana, bu mudur? peki, geriden top çıkaracak oyuncu alsaydınız? neden alex'e gittik ve alex'ten bunu yapmasını bekliyoruz?
sonra olimpiu morutan. oli romanya'nın gelecek döneminin en büyük yıldızı, mükemmel sol ayağa sahip bir sağ kanat, içe kat edip şut atmak bu adamın alamet-i farikası. sağ kanat yani bu adam, hadi bilemedin denesen denesen sol kanat olur. bu adamın 8 numarada ne işi var? şuna benziyor "ya sen forvette çok iyisin, kalecilik de yaparsın gel seni kaleye koyalım". olur mu abi, mantıklı mı bu durum? adamın yeri farklı, oyun tarzı farklı, sistemdeki yeri farklı. bu adam 8 numara oynayacak ne defansif çabaya, ne oyun aklına sahip.
emre kılınç, sivas'da oynadığı son sezonunda ligin en etkili kanat oyuncusu, sıradan bir merkez orta sahaya çevirmeye çalışıyoruz.
sağ forvet oğulcan çağlayan'ın pozisyonunda sadece "sağ" yazdığı için sağ bek oynatmaya çalışıyoruz. gerçi ona da yeni başladık, çocuk için dünyaya savaş açtık ama oynatmadık.
mostafa mohamed'i özellikle istediğini maç sonunda mikrofonlara söylemekten çekinmedin, adam "oyun kurulumuna katkı sağlamıyor" diye haftalardır oynamıyor. oynadığında 45 oynuyor, 1 gol kaçırması 3 hafta forma yüzü görmemesine neden oluyor. bu çocuk sabit bir ceza sahası golcüsü, sen oraya 5 top sok 3'ünü kaçırabilir ama 2 tane attığında iş çözer, sen "yok yok firmino gibi olsun" diyorsun.
sabit sürekli babel - feghouli ikilisi kullanılıyor halen, dün adana demirspor maçında da babel'i sahaya atıp kerem'i sağa çektik. ya sabır. kerem sağda bitiyor, babel solda olmuyor ama halen bunu denemekten vazgeçmiyoruz. sorarım, kerem sağa geçtikten sonra ne yaptı, babel sola girdikten sonra ne yaptı da biz bu hamleyi yaptık?
peki bu kadar problem varken, halen net bir 11 sayamıyorken halen neden transfer diyorsunuz? neyinize yetmiyor elinizdeki kadro? ve iddia ediyorum, bu takım ligin en çok gelişebilecek, en potansiyelli takımı ve bu ligin ciddi üzerinde bir takım.
bizden üstteki adana demir hoca değiştirdi, fenerbahçe hoca değiştiriyor, beşiktaş değiştiriyor, karagümrük değiştirdi. doğru veya yanlış adamlar belli ki yanlış bir şey var aksiyonu aldılar.
soruyorum: napıyoruz abi biz?
siz ne hadle oyuncuları basının, taraftarın önüne atma çabasındasınız? napıyorsunuz ya bana bir söylesenize, neyin derdindesiniz? "gelişerek olmuyorsa değişerek olacak" falan, napıyorsunuz abi?
sizin beğenmeyip göndermeye çalıştığınız yunus akgün dümdüz içimizden geçti dün. attığı iki gol bir kenara, tertemiz de bir futbol oynadı. aynı jenerasyonun yunus'tan daha yetenekli oyuncusu atalay 1 maçta 10 dakika oynadı sadece 10.
berkan yorgunluktan bitmiş durumda, çocuğun yüzünden okunuyor ama biz aytaç'ı neden aldığımızı bilmez bir şekilde onu kullanmayıp halen berkan ile devam ediyoruz. çocuk allah saklasın bir sakatlık falan geçirse ancak o zaman mı dinlenecek?
kerem yine aynı şekilde, biz "oynat" derken oynatmadın, iş işten geçmeye gelince kerem kadroya girdi 1 golle şampiyonluğu kaçırdığın dönemin en iyisi oldu, ama yorgun bu çocuk sezon başından beridir aralıksız her maç oynuyor, sal bir çocuğu bırak 2 maç barış alper oynasın. zaten kaybediyoruz, kaybedelim ne fark edecek?
taylan formsuz, taylan'ın rehabilitasyonu tam bitmedi vs. dediniz ama hepimiz kasımpaşa maçından dolayı taylan'ın bir süre kesik yediğini biliyoruz. olmayınca yeniden attık sahaya, assunçao'yu izleyecek miyiz bir ara? ne aldığımızı görmek bilmek amaçlı?
ömer bayram'dan halen sol bek oynamasını bekliyoruz, bu çocukta bu yetenek yok görmüyoruz. solu tamamen patrick'e bağladık gidiyoruz, ömer girince patates çünkü sol bekimiz. elinde emre taşdemir vardı hatta sözleşme uzattın, kiraya verdik ömer'e güvenip.
gelelim sonuna: okan kocuk'u kiraya vermek. hiç mi düşünmediniz "allah saklasın nando'ya bir şey olursa ismail çipe'ye ya da fatih "koray avcı" öztürk'e kalırız diye? hiç mi aklınıza gelmedi bu düşünce çok merak ediyorum.
sorun bizim kadromuzda değil. bunu anlamanız lazım. kadro bu ligin üzerinde, premier lig'de ne bileyim la liga'da bundesliga'da falan değiliz arkadaşlar, burası türkiye ligi. sizin bu sezon harcadığınız para ile 10 sezon geçiren takım var, siz halen "transferler olacak" falan diyorsunuz!
bizim 2 sorunumuz var: bunlardan birisi oyun anlayışı. bu oyun avrupa'da oluyor, evet çünkü rakip geride 6-7 oyuncu ile önünde 3-4 oyuncu bloğunu yakınlaştırarak seni 10 kişi karşılayıp "1 puan alayım yeter" diye çıkmıyor sana ve bu sistem işliyor. türkiye'de böyle çıkmayan takım yok sana, açın izleyin en hafif defansif çıkan takım sen hücumdayken geri çizgide 5'li bekliyor ama öndeki orta saha çizgisi en az 4'lü ve yakın oynayıp 9 oyuncu ile savunma yapıyorlar. sen burayı soldan sağa sağdan sola tembel pas ile açamasın! bu pasların öyle bir hız ve şiddette yapılması lazım ki rakip bir alanı (atıyorum sol tarafı) 5 kişi ile kapatırken bir anda terse dönünce rakibi 4'e 4 falan yakala ve net pozisyona gir.
oynamak istediğin oyun guardiola'nın oyunu, bunu artık sağır sultan bile biliyor. guardiola bu oyunu nasıl oynuyor peki? parayı gücü oyuncuyu vs. bir kenara bırakıyorum, her takımda aynısı olduğu için söylüyorum: pas üçgeni o kadar hızlı oluşup o kadar hızlı yön değiştiriyorlar ki rakibin kaç kişi kapandığı, nasıl beklediği vs. önemsiz olarak çatır çatır pozisyon buluyor. en basit örneği 14 aralık 2021 manchester city leeds united maçıdır. leeds geride çok adamla kapanmaya çalışmadığı anda city golleri buldu, iş farka gitmesin diye bielsa savunmaya daha fazla adam koymayı düşündü, topa biraz daha sahip olup daha başarılı olmaya çalıştı ama manchester city 7 tane attı. ki kaçan 3-4 net pozisyonu da var. aslında 10-11 falan atmış olmaları lazımdı. çünkü adamın oyunu güçlü, çünkü adam bu oyunu mükemmelleştirmiş.
şimdi bizim sürekli pas antrenmanımız var mı, varsa ne kadar hızlı pas yapmaya çalışıyoruz?
alan parselizasyonumuz var mı, bunu çalışıyor muyuz?
geçişlerde rakibe doğru baskıyı, kazanılan top ile hızlı çıkışı çalışıyor muyuz?
bitiricilik çalışıyor muyuz?
orta çalışıyor muyuz?
duran top çalışıyor muyuz?
ben bu alanlara doğru çalışılmadığını düşünüyorum hala. takımın bu kadar yavaş bir set oyunu olması tamamen hızlı pas çalışılmamasından, koşu ile rakip açmak yerine "top bizde dursun, rakip gelmesin, pas yaparak bir şekilde kanattan girecek alan buluruz" şeklinde düşünmekten kaynaklı. merkez kapalı çünkü, kanada iniyoruz. e orta çalışması, ortaya vurma yani bitiricilik? kanada indin, en büyük olasılık buradan korner çıkarabilmen, duran top çalışması? korner olmadı, taç kazanabilirsin, taç antrenmanı? hiç birisi olmadı, rakip topu kaptı, ani pres ve pas kanallarını kapatma ile top kazanma ve geçiş oyunu antrenmanı?
ben bunların hiç birisini doğru olarak görmüyorum. sistemi doğru, görüyorum. yani 3-5-2'yi 2-3-5'e evrimleştirmeye çalışmamızı görüyorum ama doğru oyunu doğru oynamaya çalışmıyoruz.
peki selçuk efendi (aslında selçuk değil, hedefi kim hepiniz biliyorsunuz selçuk sadece sahibinin sesi) siz takımı doğru çalıştırmadan "çalışarak olmuyorsa değişerek olacak" diyip de bizim dünyalar yatırım yaptığımız bu futbolcuları basının taraftarın önüne nasıl atarsınız ya?
yeri geldin mi bize "bu çocuklara sabır gösterin" diyorsunuz, biz sabrın kralını gösterdik ve halen gösteriyoruz çünkü biz bu çocuklara inanıyoruz. bu çocukların geleceği parlak. ama bu çocukların parlak, babel'in değil mesela. ya da feghouli'nin değil.
ikinci sorunumuz da bu işte: lafa gelince "ocak ayına doğru bambaşka bir oyun göreceksiniz" diyordu sayın fatih terim 3-0 kaybettiğimiz 22 eylül 2021 kayserispor galatasaray maçından sonra değil mi? ocağa bugün itibarı ile 9 gün var sayın terim, bize bambaşka bir oyun bambaşka bir takım gösterecek misiniz bu 9 günde? hatırlatayım da baştan, bu 9 gün içerisinde 1 maçınız kaldı 25 aralık 2021 galatasaray antalyaspor maçı. 1 maçta mı değişecek her şey? değişmeyecekse siz bu sözünüzü de tutmadınız, yarışmacı kalma sözünüzü tutmadığınız gibi.
hakem etkisini bir kenara bırakıyorum, tamam hakemlerin yaptığı çok şey var. ama 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçında hakemlik tek pozisyon maçın 1. dakikasında adana demirspor'lu oyuncunun elle oynamasını vermemesi. ilk yarının sonu demeyin, kalbinizi kırarım. ilk yarının sonunda hakemin oyuna eklediği uzatma bitmiş, buna rağmen korner olmuş. hakem korneri kullandırıyor, uzaklaştırıyoruz ama adana demirspor'lu oyuncuya iniyor top, biz kaptığımızda bitiyor. o top adana demirspor'lu oyuncuya inmeyip bizim oyuncumuza inse de doğrudan bitecek, hakem çünkü maçı bitirecek. bu kadar futbol bilin, ne olur orada kontra atak opsiyonu tanınmaz kimseye o maç bitirilir. süre bitmiş çünkü.
ama hakem etkisi dahil / hariç bana kaç tane maç sayabilirsiniz "kesin alırdık ya" diye?
18 maçta 6 galibiyet 6 beraberlik 6 mağlubiyet var. 24 puan ile 11. sıradayız, kimse kusura bakmasın ama bu galatasaray'ın adının alacağı puan zaten. opta'nın verdiği alttaki veri de bunu kanıtlıyor:
https://twitter.com/.../1473369878098817024
--- alıntı ---
24 - süper lig'de geride kalan 18 haftada 24 puan toplayan galatasaray, 3 puanlı sisteme geçilen 1987/88'den bu yana ligin bu aşamalarındaki en düşük sayısında kaldı. buhran.
--- alıntı ---
evet beyler. bir sorumlu çıkacak, bu taraftara "oyuncuları suçlamadan" hesap verecek! hanginizi seçerseniz içinizden, o çıkacak ve hesap verecek. iş topun çizgiyi geçip geçmemesinden, hakemin düdüğü çalıp çalmamasından çıkmış durumda artık, bu iş hesap istiyor. bu hesabı hanginiz verecekse öne alalım sizi.
--- alıntı ---
selçuk inan: “az önce hocamızla da konuştuk. çalışarak gelişemiyorsak, değişerek de gelişebiliriz. kaliteli oyuncular da gerekiyor gol yapabilmek için. oyuncularımız var ama bu dönemde bir şekilde bunu başaramıyoruz. skora çeviremediğimiz için ne söylesek anlamlı gelmiyor.”
--- alıntı ---
normalde bunun bir maç yazısı olması lazımdı, 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçının yazısını yazmam gerekirdi bugün ama, ben bunu irdeleyeceğim.
adana demirspor'a 2-0 kaybetmişsin deplasmanda, çıkıp maç sonu açıklamanda "kaliteli oyuncular da gerekiyor gol yapabilmek için" diyorsun.
beyzadelerimize salah - ronaldo - mbappe / arkalarında de bruyne - fabinho - foden - sağa trent sola cancelo falan alsak "forvette ronaldo yerine haaland alınsa böyle olmaz" diyecekler.
beyler, odamızda bir fil var ve bu fili siz görmüyorsunuz ama ben yine de sizin yerinize göreyim ve göstereyim:
biz, türkiye süper liginde oynamaya çalışıyoruz.
bu ligi geçmek için size her transfer döneminde 11 yeni transfer yapacaksak, kimse kusura da bakmasın birbirini de kırmasın yol yakınken ayrılalım ve siz kendinize her transfer döneminde 11 transfer yapacak bir takıma gidin, biz de minimum harcama ile maksimum verim alacak bir ekip bulup getirelim buraya sizin yerinize.
mesela ben anlayamıyorum sizi.
alexandru cicaldau'yu almışsın, romanya'nın belki en iyi 10 numara pozisyonu oyuncusunu. gerekli parayı harcamışsın, almışsın. sonra bu çocuğu pozisyonundan uzaklaştırıp 8 numara gibi, hatta bazen 6 numara gibi oynatmaya çalışıyorsun. geriden top çıkaracak oyuncu mu lazım sana, bu mudur? peki, geriden top çıkaracak oyuncu alsaydınız? neden alex'e gittik ve alex'ten bunu yapmasını bekliyoruz?
sonra olimpiu morutan. oli romanya'nın gelecek döneminin en büyük yıldızı, mükemmel sol ayağa sahip bir sağ kanat, içe kat edip şut atmak bu adamın alamet-i farikası. sağ kanat yani bu adam, hadi bilemedin denesen denesen sol kanat olur. bu adamın 8 numarada ne işi var? şuna benziyor "ya sen forvette çok iyisin, kalecilik de yaparsın gel seni kaleye koyalım". olur mu abi, mantıklı mı bu durum? adamın yeri farklı, oyun tarzı farklı, sistemdeki yeri farklı. bu adam 8 numara oynayacak ne defansif çabaya, ne oyun aklına sahip.
emre kılınç, sivas'da oynadığı son sezonunda ligin en etkili kanat oyuncusu, sıradan bir merkez orta sahaya çevirmeye çalışıyoruz.
sağ forvet oğulcan çağlayan'ın pozisyonunda sadece "sağ" yazdığı için sağ bek oynatmaya çalışıyoruz. gerçi ona da yeni başladık, çocuk için dünyaya savaş açtık ama oynatmadık.
mostafa mohamed'i özellikle istediğini maç sonunda mikrofonlara söylemekten çekinmedin, adam "oyun kurulumuna katkı sağlamıyor" diye haftalardır oynamıyor. oynadığında 45 oynuyor, 1 gol kaçırması 3 hafta forma yüzü görmemesine neden oluyor. bu çocuk sabit bir ceza sahası golcüsü, sen oraya 5 top sok 3'ünü kaçırabilir ama 2 tane attığında iş çözer, sen "yok yok firmino gibi olsun" diyorsun.
sabit sürekli babel - feghouli ikilisi kullanılıyor halen, dün adana demirspor maçında da babel'i sahaya atıp kerem'i sağa çektik. ya sabır. kerem sağda bitiyor, babel solda olmuyor ama halen bunu denemekten vazgeçmiyoruz. sorarım, kerem sağa geçtikten sonra ne yaptı, babel sola girdikten sonra ne yaptı da biz bu hamleyi yaptık?
peki bu kadar problem varken, halen net bir 11 sayamıyorken halen neden transfer diyorsunuz? neyinize yetmiyor elinizdeki kadro? ve iddia ediyorum, bu takım ligin en çok gelişebilecek, en potansiyelli takımı ve bu ligin ciddi üzerinde bir takım.
bizden üstteki adana demir hoca değiştirdi, fenerbahçe hoca değiştiriyor, beşiktaş değiştiriyor, karagümrük değiştirdi. doğru veya yanlış adamlar belli ki yanlış bir şey var aksiyonu aldılar.
soruyorum: napıyoruz abi biz?
siz ne hadle oyuncuları basının, taraftarın önüne atma çabasındasınız? napıyorsunuz ya bana bir söylesenize, neyin derdindesiniz? "gelişerek olmuyorsa değişerek olacak" falan, napıyorsunuz abi?
sizin beğenmeyip göndermeye çalıştığınız yunus akgün dümdüz içimizden geçti dün. attığı iki gol bir kenara, tertemiz de bir futbol oynadı. aynı jenerasyonun yunus'tan daha yetenekli oyuncusu atalay 1 maçta 10 dakika oynadı sadece 10.
berkan yorgunluktan bitmiş durumda, çocuğun yüzünden okunuyor ama biz aytaç'ı neden aldığımızı bilmez bir şekilde onu kullanmayıp halen berkan ile devam ediyoruz. çocuk allah saklasın bir sakatlık falan geçirse ancak o zaman mı dinlenecek?
kerem yine aynı şekilde, biz "oynat" derken oynatmadın, iş işten geçmeye gelince kerem kadroya girdi 1 golle şampiyonluğu kaçırdığın dönemin en iyisi oldu, ama yorgun bu çocuk sezon başından beridir aralıksız her maç oynuyor, sal bir çocuğu bırak 2 maç barış alper oynasın. zaten kaybediyoruz, kaybedelim ne fark edecek?
taylan formsuz, taylan'ın rehabilitasyonu tam bitmedi vs. dediniz ama hepimiz kasımpaşa maçından dolayı taylan'ın bir süre kesik yediğini biliyoruz. olmayınca yeniden attık sahaya, assunçao'yu izleyecek miyiz bir ara? ne aldığımızı görmek bilmek amaçlı?
ömer bayram'dan halen sol bek oynamasını bekliyoruz, bu çocukta bu yetenek yok görmüyoruz. solu tamamen patrick'e bağladık gidiyoruz, ömer girince patates çünkü sol bekimiz. elinde emre taşdemir vardı hatta sözleşme uzattın, kiraya verdik ömer'e güvenip.
gelelim sonuna: okan kocuk'u kiraya vermek. hiç mi düşünmediniz "allah saklasın nando'ya bir şey olursa ismail çipe'ye ya da fatih "koray avcı" öztürk'e kalırız diye? hiç mi aklınıza gelmedi bu düşünce çok merak ediyorum.
sorun bizim kadromuzda değil. bunu anlamanız lazım. kadro bu ligin üzerinde, premier lig'de ne bileyim la liga'da bundesliga'da falan değiliz arkadaşlar, burası türkiye ligi. sizin bu sezon harcadığınız para ile 10 sezon geçiren takım var, siz halen "transferler olacak" falan diyorsunuz!
bizim 2 sorunumuz var: bunlardan birisi oyun anlayışı. bu oyun avrupa'da oluyor, evet çünkü rakip geride 6-7 oyuncu ile önünde 3-4 oyuncu bloğunu yakınlaştırarak seni 10 kişi karşılayıp "1 puan alayım yeter" diye çıkmıyor sana ve bu sistem işliyor. türkiye'de böyle çıkmayan takım yok sana, açın izleyin en hafif defansif çıkan takım sen hücumdayken geri çizgide 5'li bekliyor ama öndeki orta saha çizgisi en az 4'lü ve yakın oynayıp 9 oyuncu ile savunma yapıyorlar. sen burayı soldan sağa sağdan sola tembel pas ile açamasın! bu pasların öyle bir hız ve şiddette yapılması lazım ki rakip bir alanı (atıyorum sol tarafı) 5 kişi ile kapatırken bir anda terse dönünce rakibi 4'e 4 falan yakala ve net pozisyona gir.
oynamak istediğin oyun guardiola'nın oyunu, bunu artık sağır sultan bile biliyor. guardiola bu oyunu nasıl oynuyor peki? parayı gücü oyuncuyu vs. bir kenara bırakıyorum, her takımda aynısı olduğu için söylüyorum: pas üçgeni o kadar hızlı oluşup o kadar hızlı yön değiştiriyorlar ki rakibin kaç kişi kapandığı, nasıl beklediği vs. önemsiz olarak çatır çatır pozisyon buluyor. en basit örneği 14 aralık 2021 manchester city leeds united maçıdır. leeds geride çok adamla kapanmaya çalışmadığı anda city golleri buldu, iş farka gitmesin diye bielsa savunmaya daha fazla adam koymayı düşündü, topa biraz daha sahip olup daha başarılı olmaya çalıştı ama manchester city 7 tane attı. ki kaçan 3-4 net pozisyonu da var. aslında 10-11 falan atmış olmaları lazımdı. çünkü adamın oyunu güçlü, çünkü adam bu oyunu mükemmelleştirmiş.
şimdi bizim sürekli pas antrenmanımız var mı, varsa ne kadar hızlı pas yapmaya çalışıyoruz?
alan parselizasyonumuz var mı, bunu çalışıyor muyuz?
geçişlerde rakibe doğru baskıyı, kazanılan top ile hızlı çıkışı çalışıyor muyuz?
bitiricilik çalışıyor muyuz?
orta çalışıyor muyuz?
duran top çalışıyor muyuz?
ben bu alanlara doğru çalışılmadığını düşünüyorum hala. takımın bu kadar yavaş bir set oyunu olması tamamen hızlı pas çalışılmamasından, koşu ile rakip açmak yerine "top bizde dursun, rakip gelmesin, pas yaparak bir şekilde kanattan girecek alan buluruz" şeklinde düşünmekten kaynaklı. merkez kapalı çünkü, kanada iniyoruz. e orta çalışması, ortaya vurma yani bitiricilik? kanada indin, en büyük olasılık buradan korner çıkarabilmen, duran top çalışması? korner olmadı, taç kazanabilirsin, taç antrenmanı? hiç birisi olmadı, rakip topu kaptı, ani pres ve pas kanallarını kapatma ile top kazanma ve geçiş oyunu antrenmanı?
ben bunların hiç birisini doğru olarak görmüyorum. sistemi doğru, görüyorum. yani 3-5-2'yi 2-3-5'e evrimleştirmeye çalışmamızı görüyorum ama doğru oyunu doğru oynamaya çalışmıyoruz.
peki selçuk efendi (aslında selçuk değil, hedefi kim hepiniz biliyorsunuz selçuk sadece sahibinin sesi) siz takımı doğru çalıştırmadan "çalışarak olmuyorsa değişerek olacak" diyip de bizim dünyalar yatırım yaptığımız bu futbolcuları basının taraftarın önüne nasıl atarsınız ya?
yeri geldin mi bize "bu çocuklara sabır gösterin" diyorsunuz, biz sabrın kralını gösterdik ve halen gösteriyoruz çünkü biz bu çocuklara inanıyoruz. bu çocukların geleceği parlak. ama bu çocukların parlak, babel'in değil mesela. ya da feghouli'nin değil.
ikinci sorunumuz da bu işte: lafa gelince "ocak ayına doğru bambaşka bir oyun göreceksiniz" diyordu sayın fatih terim 3-0 kaybettiğimiz 22 eylül 2021 kayserispor galatasaray maçından sonra değil mi? ocağa bugün itibarı ile 9 gün var sayın terim, bize bambaşka bir oyun bambaşka bir takım gösterecek misiniz bu 9 günde? hatırlatayım da baştan, bu 9 gün içerisinde 1 maçınız kaldı 25 aralık 2021 galatasaray antalyaspor maçı. 1 maçta mı değişecek her şey? değişmeyecekse siz bu sözünüzü de tutmadınız, yarışmacı kalma sözünüzü tutmadığınız gibi.
hakem etkisini bir kenara bırakıyorum, tamam hakemlerin yaptığı çok şey var. ama 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçında hakemlik tek pozisyon maçın 1. dakikasında adana demirspor'lu oyuncunun elle oynamasını vermemesi. ilk yarının sonu demeyin, kalbinizi kırarım. ilk yarının sonunda hakemin oyuna eklediği uzatma bitmiş, buna rağmen korner olmuş. hakem korneri kullandırıyor, uzaklaştırıyoruz ama adana demirspor'lu oyuncuya iniyor top, biz kaptığımızda bitiyor. o top adana demirspor'lu oyuncuya inmeyip bizim oyuncumuza inse de doğrudan bitecek, hakem çünkü maçı bitirecek. bu kadar futbol bilin, ne olur orada kontra atak opsiyonu tanınmaz kimseye o maç bitirilir. süre bitmiş çünkü.
ama hakem etkisi dahil / hariç bana kaç tane maç sayabilirsiniz "kesin alırdık ya" diye?
18 maçta 6 galibiyet 6 beraberlik 6 mağlubiyet var. 24 puan ile 11. sıradayız, kimse kusura bakmasın ama bu galatasaray'ın adının alacağı puan zaten. opta'nın verdiği alttaki veri de bunu kanıtlıyor:
https://twitter.com/.../1473369878098817024
--- alıntı ---
24 - süper lig'de geride kalan 18 haftada 24 puan toplayan galatasaray, 3 puanlı sisteme geçilen 1987/88'den bu yana ligin bu aşamalarındaki en düşük sayısında kaldı. buhran.
--- alıntı ---
evet beyler. bir sorumlu çıkacak, bu taraftara "oyuncuları suçlamadan" hesap verecek! hanginizi seçerseniz içinizden, o çıkacak ve hesap verecek. iş topun çizgiyi geçip geçmemesinden, hakemin düdüğü çalıp çalmamasından çıkmış durumda artık, bu iş hesap istiyor. bu hesabı hanginiz verecekse öne alalım sizi.