48
naif, saf, etkisiz, sinik, pısırık bir camia, camiam. "başına vur ekmeğini elinden al" sözü bizim için tamamıyla geçerli. zaten yaptıkları da bu oluyor, başımıza vuruyorlar ve elimizden ekmeğimizi alıyorlar. biz de elimizden alınan ekmeğin verildiği kişileri tebrik ediyoruz, ekmeği elimizden alanlara karşı da susuyoruz.
hal böyleyken kendi takımlarının haklarını az da olsa savunanlara "haklarını savunmuyorlar" yaftası yapıştırmaya çalışan taraftarlarımız var ki işin en trajikomik boyutu da bu. örneğin, şike davasındaki reddedilmemiş delillere göre fenerbahçe futbolda trabzonspor'un, basketbolda da galatasaray'ın şampiyonluğunu elinden haksızlıkla aldı. trabzonspor bu şampiyonluğu en azından gündemde tutmayı başardı ve en azından halen oraya buraya başvuru yapıyorlar.
peki biz ne yaptık? koca bir hiç. hakkını savunmak öyle susarak olmuyor işte. hatta 2014'te yaptığımız gibi asalet mecbur kılar diyerek son maça çıkmayıp gelecek sezon aynı düzen devam etmesine rağmen hiçbir şey olmamış gibi ligde oynamaya devam ederek de olmuyor.
özeleştiri yapmalıyız ki kendimizi düzeltelim. o yüzden bunu söylemekte beis görmüyorum; galatasaray camiasının hakkını arama konusunda ülkedeki diğer camialardan öğreneceği çok şey var. tabii ki rakiplerimizin yaptığı gibi hakkımızı arama bahanesiyle milletin emeğini çalmayalım ama şu anki tutumumuz da saflığın son noktası (aslında başka bir adı var da sözlükten uçurulmak istemiyorum*). bundan nasıl sıyrılırız bilmiyorum ama ilk yapmamız gereken bu sorunumuzu camia olarak kabullenmemiz ve saha içindeki savaşı önemsediğimiz kadar saha dışındaki savaşı da önemsememiz olacaktır. umarım olur da. yoksa korkarım ki bizi ciddi ciddi tasfiye etmeye azmetmiş durumda olan şer odakları bu çabalarında muvaffak olacaklar.
hal böyleyken kendi takımlarının haklarını az da olsa savunanlara "haklarını savunmuyorlar" yaftası yapıştırmaya çalışan taraftarlarımız var ki işin en trajikomik boyutu da bu. örneğin, şike davasındaki reddedilmemiş delillere göre fenerbahçe futbolda trabzonspor'un, basketbolda da galatasaray'ın şampiyonluğunu elinden haksızlıkla aldı. trabzonspor bu şampiyonluğu en azından gündemde tutmayı başardı ve en azından halen oraya buraya başvuru yapıyorlar.
peki biz ne yaptık? koca bir hiç. hakkını savunmak öyle susarak olmuyor işte. hatta 2014'te yaptığımız gibi asalet mecbur kılar diyerek son maça çıkmayıp gelecek sezon aynı düzen devam etmesine rağmen hiçbir şey olmamış gibi ligde oynamaya devam ederek de olmuyor.
özeleştiri yapmalıyız ki kendimizi düzeltelim. o yüzden bunu söylemekte beis görmüyorum; galatasaray camiasının hakkını arama konusunda ülkedeki diğer camialardan öğreneceği çok şey var. tabii ki rakiplerimizin yaptığı gibi hakkımızı arama bahanesiyle milletin emeğini çalmayalım ama şu anki tutumumuz da saflığın son noktası (aslında başka bir adı var da sözlükten uçurulmak istemiyorum*). bundan nasıl sıyrılırız bilmiyorum ama ilk yapmamız gereken bu sorunumuzu camia olarak kabullenmemiz ve saha içindeki savaşı önemsediğimiz kadar saha dışındaki savaşı da önemsememiz olacaktır. umarım olur da. yoksa korkarım ki bizi ciddi ciddi tasfiye etmeye azmetmiş durumda olan şer odakları bu çabalarında muvaffak olacaklar.