834
geçtiğimiz hafta annem, babam, abim, yengem ve yiğenlerimin yakalanıp atlattığı, bu hafta eşimin yakalandığı ve mart ayından beri büyük bir özveriyle canımızı dişimize takarak savaştığımız hastalık.
ailem bizden ayrı şehirde muğla’ da hastalığı atlattılar çok şükür. ben ailem atlatana kadar sözlüğe yazmak istemedim, korktum. ancak eşim yakalanınca korkum epey katlandı. sözlüğe koşup, belki dua alırım diye düşündüm.*
ben ve eşim ailemizden uzakta istanbul’ da ayrı cephelerde* bu illetle çarpıştık. bu hastalığın nasıl bir illet olduğunu bizzat tecrübe edindik.
kendimizi bugüne kadar koruyabildik. aşının arefesinde* ve eşimin tam da gebe olduğunun haberini alır almaz yakalanması trajikomik.
şimdilik hafif atlatıyor şükürler olsun. ancak kendisini suçluyor. “sen kendini marttan bu yana koru kolla, gebe olunca yakalan” diye. bebişe birşey olacak sanıyor. bende tüm enerjimi onu mutlu etmeye, motivasyonunu ve enerjisini yüksek tutmaya çalışıyorum.
işin tuhaf tarafı ben negatifim. odaları ayırdık, görüntülü konuşuyoruz. iki damacana su biri ona, biri bana. yemekleri ben yapıyorum o sadece makineye yerleştiriyor. tek ortak kullanım alanı tuvalet, oraya da çamaşır suyu kokusundan girilmiyor.
şimdilik sistem oturmuş gibi. henüz karantinanın 2. günündeyiz.
umarım bunuda atlatacağız. eşim ve bebiş bir yana, kendimi birazda savaştan kaçmış gibi hissediyorum.
çoğu kişi farkında değil ciddiyetin!
ancak benim için bu bir savaş.
henüz 30 yaşındayım ve savaş görmemiş biri olarak söylüyorum.
kendinize dikkat edin...
ailem bizden ayrı şehirde muğla’ da hastalığı atlattılar çok şükür. ben ailem atlatana kadar sözlüğe yazmak istemedim, korktum. ancak eşim yakalanınca korkum epey katlandı. sözlüğe koşup, belki dua alırım diye düşündüm.*
ben ve eşim ailemizden uzakta istanbul’ da ayrı cephelerde* bu illetle çarpıştık. bu hastalığın nasıl bir illet olduğunu bizzat tecrübe edindik.
kendimizi bugüne kadar koruyabildik. aşının arefesinde* ve eşimin tam da gebe olduğunun haberini alır almaz yakalanması trajikomik.
şimdilik hafif atlatıyor şükürler olsun. ancak kendisini suçluyor. “sen kendini marttan bu yana koru kolla, gebe olunca yakalan” diye. bebişe birşey olacak sanıyor. bende tüm enerjimi onu mutlu etmeye, motivasyonunu ve enerjisini yüksek tutmaya çalışıyorum.
işin tuhaf tarafı ben negatifim. odaları ayırdık, görüntülü konuşuyoruz. iki damacana su biri ona, biri bana. yemekleri ben yapıyorum o sadece makineye yerleştiriyor. tek ortak kullanım alanı tuvalet, oraya da çamaşır suyu kokusundan girilmiyor.
şimdilik sistem oturmuş gibi. henüz karantinanın 2. günündeyiz.
umarım bunuda atlatacağız. eşim ve bebiş bir yana, kendimi birazda savaştan kaçmış gibi hissediyorum.
çoğu kişi farkında değil ciddiyetin!
ancak benim için bu bir savaş.
henüz 30 yaşındayım ve savaş görmemiş biri olarak söylüyorum.
kendinize dikkat edin...