443
evet, leo franco. hani şu hep tartışılan nam-ı diğer " olay adam ". leo franco geldiği günden, bugüne kadar hep tartışıldı. bu adam; 10 sene, bakın az buz değil, tamı tamına 10 sene ispanya gibi bir ligte file bekçiliği yapmış. " amaann canıımm ne olacak, 10 sene nedir ki?" diyenler elbet olacaktır. ama iş öyle zannettiğiniz gibi değil...
leo franco'nun geçmişi şuanda bizi o kadar da ilgilendirmez, bizi ilgilendiren şu anki performansı.. doğru mudur? doğrudur. peki leo franco, bizde şuana kadar ne yaptı? evet, çokta iyi bir izlenim bıraktığı söylenemez.. ama bunu altında yatan belli başlı sebebler olmalı, -ki var zaten...
leo franco'nun önünde oynayan dörtlü çoğu maç aynıydı, sabri - gökhan - servet- h.balta. kimi zaman, ufak oynamalar oldu tabii ki, ama bu savunmanın gücünü çokta değiştirmedi. leo, la liga'da kaliteli savunma adamlarıyla oynadığı için, orada bu kadar uzun süreli kalecilik yaptı. bu adam, la liga'da en uzun forma giyen yabancı kaleci. kolay iş değil, takdir etmek gerek doğrusu. şimdi diyenler olacaktır, bizim defansımız " dandik " mi? tabi ki değil, ancak örneğin ( leo oynadığı için ele alıyorum ) atletico madrid savunmasını göz önüne getirdiğimiz de fark biraz daha belli olur.
şimdi gel gelelim, bizim savunmaya yapılan takviye olan lucas neill'in leo franco'ya yapacak olduğu katkıya. zurnanın " zırrttt " dediği yer işte tam da burası. lucas neill, senelerce ingiltere premier ligi'nde top koşturmuş, kalitesi belli bir stoper/ sağbek. ama bizde oynayacağı yer stoper. neill; çok açık ki çabuk uyum sağladığı takdirde savunmamızı ciddi anlamda toparlayacak. gerek kalitesi, gerekse sorumluluk alması ve zaman zaman tatlı-sert futbolu defans anlayışımızı güçlendirecektir. yani leo franco'ya düşen görev daha azaldığı için, daha az gol yiyecek; bu da onun bu denli eleştirilmesine engel olacaktır.
şimdi; bazı kesimlerce gönderilmesi, yabancı kontenjanın açılması için gerekli görülüyor. doğal birşeydir tabii ki böyle düşünülebilir. ancak olaya biraz objektif bakıldığında, leo öyle tamamen şahsi hatasından gol yemedi. ya saçma bir ofsayt taktiğinden ya da savunmadan seken bir topta topu ağlarında gördü.
leo franco'nun şahsen kalmasından yanayım. onun tecrübesine ihtiyacımız olacak. ama kuşkusuz son söz yönetim ve tabii ki hocamız rijkaard'ın...
leo franco'nun geçmişi şuanda bizi o kadar da ilgilendirmez, bizi ilgilendiren şu anki performansı.. doğru mudur? doğrudur. peki leo franco, bizde şuana kadar ne yaptı? evet, çokta iyi bir izlenim bıraktığı söylenemez.. ama bunu altında yatan belli başlı sebebler olmalı, -ki var zaten...
leo franco'nun önünde oynayan dörtlü çoğu maç aynıydı, sabri - gökhan - servet- h.balta. kimi zaman, ufak oynamalar oldu tabii ki, ama bu savunmanın gücünü çokta değiştirmedi. leo, la liga'da kaliteli savunma adamlarıyla oynadığı için, orada bu kadar uzun süreli kalecilik yaptı. bu adam, la liga'da en uzun forma giyen yabancı kaleci. kolay iş değil, takdir etmek gerek doğrusu. şimdi diyenler olacaktır, bizim defansımız " dandik " mi? tabi ki değil, ancak örneğin ( leo oynadığı için ele alıyorum ) atletico madrid savunmasını göz önüne getirdiğimiz de fark biraz daha belli olur.
şimdi gel gelelim, bizim savunmaya yapılan takviye olan lucas neill'in leo franco'ya yapacak olduğu katkıya. zurnanın " zırrttt " dediği yer işte tam da burası. lucas neill, senelerce ingiltere premier ligi'nde top koşturmuş, kalitesi belli bir stoper/ sağbek. ama bizde oynayacağı yer stoper. neill; çok açık ki çabuk uyum sağladığı takdirde savunmamızı ciddi anlamda toparlayacak. gerek kalitesi, gerekse sorumluluk alması ve zaman zaman tatlı-sert futbolu defans anlayışımızı güçlendirecektir. yani leo franco'ya düşen görev daha azaldığı için, daha az gol yiyecek; bu da onun bu denli eleştirilmesine engel olacaktır.
şimdi; bazı kesimlerce gönderilmesi, yabancı kontenjanın açılması için gerekli görülüyor. doğal birşeydir tabii ki böyle düşünülebilir. ancak olaya biraz objektif bakıldığında, leo öyle tamamen şahsi hatasından gol yemedi. ya saçma bir ofsayt taktiğinden ya da savunmadan seken bir topta topu ağlarında gördü.
leo franco'nun şahsen kalmasından yanayım. onun tecrübesine ihtiyacımız olacak. ama kuşkusuz son söz yönetim ve tabii ki hocamız rijkaard'ın...