570
artık tahammül edemediğimdir.
servet profesyonelliği ile takdir ettiğim bir oyuncu. seviyorum da parçalıyı her giyen gibi. eleştirilerim sadece saha içi kısmıyla alakalı. olmuyor demek istiyorum. en azından benim açımdan. ben rahat bir maç izleyemiyorum, güven duymuyorum servet'e. çünkü artık yaptığı şeylere hata da diyemiyorum. zira hata 4563 kez yapılmaz. servet ısrarla topu en yakınındakine vermek istemiyor. sürekli işinden fazlasını yapma çabasında. verdiği bir röportajda da görevinden fazlasını yapmaya çalıştığını bizzat söylüyordu. doğruyu bu sanıyor, yoksa var mı açıklaması şu durumun. görevinden önce başka şeylerle ilgilenen oyuncu ya da sıkışınca topu taca atmak yerine pozisyonu zorlayan oyuncu; elini taşın altına sokan, sorumluluk alan, sorumluluktan kaçmayan bir futbolcu demek değil ki. herkes önce görevini yapmalı. servet ne kadar farkında olmasa da, olmak istemese de durum vahim bir hal aldı. artık sınırı da çoktan aştı. servet top tekniği olmayan bir oyuncu ve topla oynama saniyesi beşi geçmemeli en abartılı tanımla. ama o inatla topu şişirme, ileri topla çıkma sevdasında. şahsıma zulüm olmuştur servet'in topla buluştuğu dakikalar. kendisiyle ilgili sürekli duyduğum birşey var bir de. yanında kim oynarsa oynasın servet'i bozuyor deniliyor. gökhan oyunuyor öyle, hakan oynuyor öyle hatta meira oynuyor yine öyle deniyordu yahu. bence ortada bir bozan varsa bu servet'ten başkası değil. gökhan'a yükleniliyor mesela. ama bence servet'ten daha kötü değil. onun hallicesi ve daha az savruk olanı bu kadar. neyse...
biz ne kadar söylesek de servet aynı servet. değişmiyor, değişmeyecek anladım. o yüzden ben iyi bir stoper'in istanbul'a doğru yola çıktığını hayal etmek istiyorum. ve o stoperin de servet'in yanına değil, servet'in yerine alınmasını umut ediyorum.
servet profesyonelliği ile takdir ettiğim bir oyuncu. seviyorum da parçalıyı her giyen gibi. eleştirilerim sadece saha içi kısmıyla alakalı. olmuyor demek istiyorum. en azından benim açımdan. ben rahat bir maç izleyemiyorum, güven duymuyorum servet'e. çünkü artık yaptığı şeylere hata da diyemiyorum. zira hata 4563 kez yapılmaz. servet ısrarla topu en yakınındakine vermek istemiyor. sürekli işinden fazlasını yapma çabasında. verdiği bir röportajda da görevinden fazlasını yapmaya çalıştığını bizzat söylüyordu. doğruyu bu sanıyor, yoksa var mı açıklaması şu durumun. görevinden önce başka şeylerle ilgilenen oyuncu ya da sıkışınca topu taca atmak yerine pozisyonu zorlayan oyuncu; elini taşın altına sokan, sorumluluk alan, sorumluluktan kaçmayan bir futbolcu demek değil ki. herkes önce görevini yapmalı. servet ne kadar farkında olmasa da, olmak istemese de durum vahim bir hal aldı. artık sınırı da çoktan aştı. servet top tekniği olmayan bir oyuncu ve topla oynama saniyesi beşi geçmemeli en abartılı tanımla. ama o inatla topu şişirme, ileri topla çıkma sevdasında. şahsıma zulüm olmuştur servet'in topla buluştuğu dakikalar. kendisiyle ilgili sürekli duyduğum birşey var bir de. yanında kim oynarsa oynasın servet'i bozuyor deniliyor. gökhan oyunuyor öyle, hakan oynuyor öyle hatta meira oynuyor yine öyle deniyordu yahu. bence ortada bir bozan varsa bu servet'ten başkası değil. gökhan'a yükleniliyor mesela. ama bence servet'ten daha kötü değil. onun hallicesi ve daha az savruk olanı bu kadar. neyse...
biz ne kadar söylesek de servet aynı servet. değişmiyor, değişmeyecek anladım. o yüzden ben iyi bir stoper'in istanbul'a doğru yola çıktığını hayal etmek istiyorum. ve o stoperin de servet'in yanına değil, servet'in yerine alınmasını umut ediyorum.