174
bir teknik direktörü maç içinde hangi veriler ile değerlendirirsiniz ?
-maça başladığı kadro ve diziliş
-maç içindeki mantalitesi
-oyuna müdehale
-saha kenarındaki duruş vs.
henüz takımın başında 2 antrenmana çıkmış bir adamı bundan daha fazla kriter ile değerlendirmek haksızlık ötesi bir durum olurdu.
igor tudor geçen hafta cumartesi günü karabük'ün başında 1 gün önce kazandığı bir beşiktaş maçı ile muhtemelen bir sonraki deplasman olan antalya'yı düşünüyordu. bu cumartesi ise galatasaray başında rize deplasmanına çıktı. insan iki günde gittiği şehre bile alışamaz kolay kolay bu adam çarşamba günü istanbul'a geldi cumartesi rizedeydi. nereden baksan zor iş.
bruma kararı kimine doğru kimine yanlış gelmiştir. evet sneijder yokken bruma'dan da mahrum kalmak can sıkıcı bir durum ama gerçekten bruma son 4-5 haftada oynadığı oyunla şu maçta da çok bir fayda sağlamazdı ki kaybettiğimiz karabük ve kayseri maçlarında 90 dakika sahadaydı. bizim asıl problemimiz bu akşam sneijder'in olmamasıydı.
sahaya çıkardığı kadro için bruma hariç söyleyecek bir şeyim zaten yok. eldeki verim alabileceği herkesi koymuş. sabri'yi sevmiyoruz ama cavanda daha beter bir facia. carole dönünce linnes'i mi sabri'yi mi yedeğe çekecek hoca bunu bir görmek lazım. semih de evet saatli bomba ama en azından chedjou ile birlikte oynamışlıkları var. haftalardır oynamamış chedjou'yu bir anda ilk defa oynayacağı ahmet ile sahaya atmak da sıkıntı yaratabilirdi. selçuk için ise gerçekten ölmüş ağlayanı yok diyebilirim ama tolga ciğerci bu haldeyken el mahkum selçuk oynayacak gibi duruyor. oraya transfer yapılmaması büyük hata.
takımı oynattığı mantaliteye gelirsek ilk yarıda uzun zamandır görmediğim şekilde baskı yapan, alan daraltmaya çalışan aldığı topu 500 pas yapmak yerine dikine hücuma atmaya çalışan, seri paslaşmaya çalışan bir takım görüntüsü vardı ama galatasaray takımını tanıyan herkes bu baskının bir yerde pil bitmesiyle sonuçlanacağını tahmin etmiştir. o pil bitene kadar ikinci golü bulsaydık ki bulduk ama hakeme takıldı rahat bir deplasman galibiyeti alarak dönecektik.
salı günü oynanan psg-barcelona maçını izlerken dikkatimi çekmişti emery takımı ilk 25 dakika önde deli gibi koşturdu bastırdı sonraki 20 dakika ise defansa çekti ve dinlendirmeye başladı. ikinci yarı yine aynı şekilde 25 dakika baskı pres, 20 dakika defans şeklinde geçti. tudor ise bunu 55 dakika koşturup sonraki 35 dakika dinlendirme şeklinde denedi ki bize problem yaratan bu tercih oldu. takım ufak tefek aksaklıklar hariç topun arkasında iyi pozisyon aldı bana göre. o frikikte muslera ve barajın ortak hatasıyla golü yemesek rize'nin direnci de kırılacaktı.
oyuncu değişikliklerine gelirsek yedek kulübesine bakan herkes maçın başında oyuna girecek adamların ahmet, sinan ve tolga olacağını söylerdi muhtemelen. ahmet'in oyuna giriş dakikası yüzde yüz yanlıştı. 3. stoperi o dakikada sokmak büyük hataydı. 80 sonrasında yapsaydı bu hamleyi kabul ederdim. tolga'nın oyuna girişinde ise çıkan isim yanlıştı. ne kadar yorulmuş olsa da jouse'yi sahada tutup yasin'i çıkarması lazımdı. garry rodrigues'i ileri atıp bir 4-1-2-1-2 deneyebilirdi. de jong'u defansın önüne çekmek ahmet'i sokmaktan daha güvenli olurdu.
en çok eleştiri aldığı konu olan linnes konusunda da linnes'in çok yorulması bahane olabilir. semih de sol bekte beklediğimden iyi oynadı bu arada. orta yapmayı takımda en iyi bilen adamlardan biri ki mancini kendisini trabzon deplasmanında sağ bek oynattığında 2 asist yapmıştı. hakan balta'nın sol bekten stopere geçişini semih'in de stoperden beke geçiş şeklinde yapması lazım.
saha kenarındaki duruşunu hırsını ise beğendim. o takımı takım onu daha da benimsedikçe saha kenarındaki hırsı futbolculara geçecektir.
bu sezon büyük ölçüde bitti. en azından şampiyonluk kaçtı gibi duruyor. artık hedef ikinci olup şampiyonlar ligi ön elemesi oynamak olmalı. başakşehir'in düşüşünü de göz önüne alırsak olmayacak şey değil. tudor'un da bu arada ne yapıp yapıp takıma takım savunması yapmayı öğretmesi, bu bilinci oturtması lazım ki yaz kampında sil baştan bunlarla uğraşmasın.
galatasaray kariyerine mükemmel başlamadı tudor ama gelecek için bir ışık verdi. umarım mükemmel bir galatasaray kariyerinin başlangıcı olarak hatırlarız bu günü, o çok çalıştırmak istediği büyük takımlardan birinin başına doğru yola çıktığında.
-maça başladığı kadro ve diziliş
-maç içindeki mantalitesi
-oyuna müdehale
-saha kenarındaki duruş vs.
henüz takımın başında 2 antrenmana çıkmış bir adamı bundan daha fazla kriter ile değerlendirmek haksızlık ötesi bir durum olurdu.
igor tudor geçen hafta cumartesi günü karabük'ün başında 1 gün önce kazandığı bir beşiktaş maçı ile muhtemelen bir sonraki deplasman olan antalya'yı düşünüyordu. bu cumartesi ise galatasaray başında rize deplasmanına çıktı. insan iki günde gittiği şehre bile alışamaz kolay kolay bu adam çarşamba günü istanbul'a geldi cumartesi rizedeydi. nereden baksan zor iş.
bruma kararı kimine doğru kimine yanlış gelmiştir. evet sneijder yokken bruma'dan da mahrum kalmak can sıkıcı bir durum ama gerçekten bruma son 4-5 haftada oynadığı oyunla şu maçta da çok bir fayda sağlamazdı ki kaybettiğimiz karabük ve kayseri maçlarında 90 dakika sahadaydı. bizim asıl problemimiz bu akşam sneijder'in olmamasıydı.
sahaya çıkardığı kadro için bruma hariç söyleyecek bir şeyim zaten yok. eldeki verim alabileceği herkesi koymuş. sabri'yi sevmiyoruz ama cavanda daha beter bir facia. carole dönünce linnes'i mi sabri'yi mi yedeğe çekecek hoca bunu bir görmek lazım. semih de evet saatli bomba ama en azından chedjou ile birlikte oynamışlıkları var. haftalardır oynamamış chedjou'yu bir anda ilk defa oynayacağı ahmet ile sahaya atmak da sıkıntı yaratabilirdi. selçuk için ise gerçekten ölmüş ağlayanı yok diyebilirim ama tolga ciğerci bu haldeyken el mahkum selçuk oynayacak gibi duruyor. oraya transfer yapılmaması büyük hata.
takımı oynattığı mantaliteye gelirsek ilk yarıda uzun zamandır görmediğim şekilde baskı yapan, alan daraltmaya çalışan aldığı topu 500 pas yapmak yerine dikine hücuma atmaya çalışan, seri paslaşmaya çalışan bir takım görüntüsü vardı ama galatasaray takımını tanıyan herkes bu baskının bir yerde pil bitmesiyle sonuçlanacağını tahmin etmiştir. o pil bitene kadar ikinci golü bulsaydık ki bulduk ama hakeme takıldı rahat bir deplasman galibiyeti alarak dönecektik.
salı günü oynanan psg-barcelona maçını izlerken dikkatimi çekmişti emery takımı ilk 25 dakika önde deli gibi koşturdu bastırdı sonraki 20 dakika ise defansa çekti ve dinlendirmeye başladı. ikinci yarı yine aynı şekilde 25 dakika baskı pres, 20 dakika defans şeklinde geçti. tudor ise bunu 55 dakika koşturup sonraki 35 dakika dinlendirme şeklinde denedi ki bize problem yaratan bu tercih oldu. takım ufak tefek aksaklıklar hariç topun arkasında iyi pozisyon aldı bana göre. o frikikte muslera ve barajın ortak hatasıyla golü yemesek rize'nin direnci de kırılacaktı.
oyuncu değişikliklerine gelirsek yedek kulübesine bakan herkes maçın başında oyuna girecek adamların ahmet, sinan ve tolga olacağını söylerdi muhtemelen. ahmet'in oyuna giriş dakikası yüzde yüz yanlıştı. 3. stoperi o dakikada sokmak büyük hataydı. 80 sonrasında yapsaydı bu hamleyi kabul ederdim. tolga'nın oyuna girişinde ise çıkan isim yanlıştı. ne kadar yorulmuş olsa da jouse'yi sahada tutup yasin'i çıkarması lazımdı. garry rodrigues'i ileri atıp bir 4-1-2-1-2 deneyebilirdi. de jong'u defansın önüne çekmek ahmet'i sokmaktan daha güvenli olurdu.
en çok eleştiri aldığı konu olan linnes konusunda da linnes'in çok yorulması bahane olabilir. semih de sol bekte beklediğimden iyi oynadı bu arada. orta yapmayı takımda en iyi bilen adamlardan biri ki mancini kendisini trabzon deplasmanında sağ bek oynattığında 2 asist yapmıştı. hakan balta'nın sol bekten stopere geçişini semih'in de stoperden beke geçiş şeklinde yapması lazım.
saha kenarındaki duruşunu hırsını ise beğendim. o takımı takım onu daha da benimsedikçe saha kenarındaki hırsı futbolculara geçecektir.
bu sezon büyük ölçüde bitti. en azından şampiyonluk kaçtı gibi duruyor. artık hedef ikinci olup şampiyonlar ligi ön elemesi oynamak olmalı. başakşehir'in düşüşünü de göz önüne alırsak olmayacak şey değil. tudor'un da bu arada ne yapıp yapıp takıma takım savunması yapmayı öğretmesi, bu bilinci oturtması lazım ki yaz kampında sil baştan bunlarla uğraşmasın.
galatasaray kariyerine mükemmel başlamadı tudor ama gelecek için bir ışık verdi. umarım mükemmel bir galatasaray kariyerinin başlangıcı olarak hatırlarız bu günü, o çok çalıştırmak istediği büyük takımlardan birinin başına doğru yola çıktığında.