• 257
    yahu bir kitlenin yaş ortalaması 76-80 olur eleştirirsin anlarım da bireysel yaş muhabbeti neyin nesidir anlayamıyorum. örneğin genel kurul... tamam hepsi maden devri'nden kalma, bunu eleştir. dünyada sanmıyorum hiçbir kulüpte bu denli yüksek yaş ortalaması olsun (genel kurul). evet iş yapacak, üretecek olan kulüp üyeleridir. haliyle de dinamik olmaları gerekir. bakın dortmund kulübünün üyelerine, yaş ortalaması herhalde 30 falandır ama aralarında 95 yaşında olan da vardır.

    eşi benzeri yok denilerek yerden yere vurulan durum çoğu avrupa devinde mevcut.

    -bayern münih eğer bu seviyelerdeyse bunu franz beckenbauer'in üst aklına borçlu.

    veyahut hiçbir barcelona taraftarı yoktur ki cruyff için ''bunamış, devri geçmiş, onun dönemi ile bu dönem bir değil.'' desin.

    -barcelona'nın tiki takaya geçişi cruyff sayesindedir. yine bu oyun tarzının mükemmelleştirilmesinde de en büyük pay cruyff'undur.

    -leverkusen efsanesini yaratan kişi rudi völler de 56 yaşında.

    -yetmediyse bir örnek daha: frank arnesen... isteyen bu adam hamburg'ta neler yapmış bakabilir.

    sportif direktör top koşturmayacak herhalde. sanırsınız eksik gedik oldu mu maça çıkacak. sportif direktörlük nedir allah aşkına? bir üst akıldır. danışma makamıdır. akıl da yaşla falan alakalı değildir. görüyoruz işbeceremeyen işbecerleri... teknik direktör olsa, başkan olsa falan anlarım ama görülen o ki sportif direktörlük kavramı tam anlaşılamamış.

    alp yalman kulübün parasını har vurup harman savurmaz. dolayısıyla bu kulüpten nemalanan keneleri de alp yalman ürkütmüş olsa gerek. zira başkanlığa adaylığını koyduğunda bile birileri kafası kopmuş tavuk gibi çırpınmaya başlamıştı.

    ne demişler: ''bana balık yemeyi değil, tutmayı öğret.''

    örneğin ünal başkan'a drogba için sneijder için falan müteşekkiriz ya, halbuki bu futbolcular bir ürün. kapitalizmin ürünleri. kaldı ki bu ürünler için bile minnet duyuyoruz. haa gelelim alp yalman'a. bu adam direk üreticiyi getirmiş sana. getirdiği adamlar bırakın yıldız futbolcu meselesini bir kulübü yeniden kurmuştur tabiri caizse. hakan şükür, arif erdem, bülent korkmaz vb. sürüyle efsane alp yalman sayesinde bu kulübe kazandırılmıştır. yani demem o ki alp yalman belki gösterişli ''elemanlar'', futbolcular, ürünler getirmez ama bir fabrika kurar. kurduğu fabrika da yavaş yavaş ürün verir, ardından da refah gelir.

    alp yalman hazırcı değildir. şöyle bir örnek vermek gerekirse: bundan önceki başkanlar recep tayyip erdoğan ise alp yalman atatürk'tür.( ekonomik görüş kapsamında) birisi fabrikaları, toprakları, şirketleri satıp günlük planlar yaparken diğeri gerekirse borca girip fabrikalar, şirketler kurar. dönemleri boyunca pek fark olmaz belki ama biri enkaz bırakır, diğeri cennet.

    faruk süren'i eleştirirler çok savurdu parayı diye. neden? çünkü alp yalman sağolsun kulüp ekonomisini göklere çıkarttı. öyle büyük bir refah vardı ki hagi'ler, popescu'lar, taffarel'ler getirilebildi.

    insanlara biraz saygımız olsa keşke.

    ha yine çıkar şimdi, ''sneijder'in, muslera'nın, podolski'nin satılmasına hazır olun'' cular. siz insanların kalplerini art niyetle okumaya, ve de bu kişilerin geçmişlerini görmezden gelmeye devam edin.

    sanki adama gel forvete geç dediler. yaşmış... peh!
App Store'dan indirin Google Play'den alın