2131
bu adama yeteneksiz diyen salt futbol cahilidir kimse kusura bakmasın. kazık diyen yine futbol cahilidir o da kusura bakmasın, sen adamı almışsın 18 yaşında, ilk maçlarında görmüşsün adam nasıl çalım atıyor, nasıl seri, nasıl kaleye dikine gidiyor, nasıl real madrid defansını ipe diziyor. sonra senin ülkenin rezil futbol sahaları sayesinde bu adam neredeyse 1 sene sakat kalmış, sakatlıktan dönmüş, fiziğini geliştirmiş, daha 20 yaşına yeni girmiş, yine senin ülkenin rezil yabancı sınırlaması ve takımının yeteneksiz teknik direktörleri sayesinde bu adam süre alamamış, süre alıp oynadığı bir kaç maçta bu yukarıda saydığım eksilerin hepsini çöpe atıp burada adama yeteneksiz diyorsun, tarihin en büyük kazığı diyorsun. be vicdansız, bu adam u20 dünya kupasında turnuvanın en çok konuşulan 2-3 oyuncusundan biriydi. daha geçen sene devre arasında -yanlış hatırlamıyorsam- epl'den 18 milyon euro teklif edildi bu adama, ülkesinde yetenek bazında top class olarak anılıyor bu adam, ki o ülke nani, ronaldo, figo, deco gibi oyuncuları yetiştirmiş ve yetiştirmeye devam eden bir ülke. senin takımın bu adamın geldiği devre arasından beri sürekli olarak düşüşte, takımda top oynayan bir melo, bir muslera var, diğerleri bu ikisinin arkasına saklanıp idare ediyor neredeyse 2 yıldır, sen bu rezil ortamda, bırak bu çocukla sürekli ilgilenecek bir hoca bulup gelişimini minimum zamanda tamamlatmaya çalışmayı, türkçe öğretmek için yanına birini bile vermediğin bu çocuktan, sakatlıktan döner dönmez en az nani performansı bekliyorsun. yahu bu nasıl bir vicdansızlık, bu nasıl bir adam harcama mantığı.
bruma oyun zekası olarak çok eksik evet biliyoruz, bruma şu an için sistem değil aksiyon adamı bunu da biliyoruz, bruma sakatlık sonrası hızından da bir şeyler kaybetmiş ona da eyvallah, ama sen bunca olumsuzluktan sonra kalkıp bu adama ne diye yeteneksiz diyorsun, ne diye kör testereyle bu adamı asıp kesiyorsun. aydın yılmaz'a 10 yıldır sabreden sen, şu adama 2 neden 2 yıl veremiyorsun? barcelona, senin imrene imrene izlediğin messi'yi kaç yılında a takımda düzenli oynatmaya başladı haberin var mı? o messi tam playstation'a gömülüp yeteneğine ihanet edeceği dönem kaç antrönerle, psikologla peşinde dolaşıldı haberin var mı? muhtemelen haberin yok, tamam bruma, messi değil ama sen de barcelona değilsin zaten. türkçe öğretmek için bile özel çaba harcamadığın adamı "bu bozuk çıktı yeaa" diye harca sen tabi.
dönemin manu'sunda 6 genç oyuncunun (scholes, beckham, neville v.s) takıma gelip, beraber oynayarak gelişmelerini anlatan bir belgesel var, açın izleyin -şimdi adını hatırlayamadım kusura bakmayın-, o belgeselde sir'in o 6 çocuğun üzerine nasıl titrediğini, gelişimlerini tamamlayabilmeleri için kaç gece kulübünden, kaç ev partisinden o çocukları bizzat topladığını, topa vurmak için bile günler boyu antrenörler eşliğinde çalışma yaptırdığını izleyin. izleyin de sonra manchester'a kupalar kazandıran kadronun bel kemiği olan o çocuklar nasıl yetişiyorlarmış, biz hangi birini yapmışız görün. sonra gelin burada bruma konusu tekrar tartışalım.
bir blog'da okumuştum, bir genç futbolcunun nasıl yetiştirilmesi gerektiğini anlatıyordu aklımda kaldığı kadarıyla aktarıyorum buraya;
-genç oyuncuyu sürekli istatistiklerle ölçmek gerekir. genç bir oyuncu 18 yaşında 100 metreyi 11 saniyede koşuyorsa, bu süreyi azaltmaya çalışmalı ve bu koçu tarafından sürekli rakamlarla iyiye götürülmeye çalışılmalıdır, mesela ronaldo manu'dayken hız için usain bolt'tan dersler almıştır.
-oyuncu neden gelişmesi gerektiğini, neden koçunun çalışma proğramına uyması gerektiğini bilmelidir. bir başka deyişle oyuncuya bir amaç verilmelidir. yaptığınız işi neden yaptığınızı bilmediğinizi düşünün, böyle bir durumda konsantrasyonunuzu yüksek seviyede tutmak neredeyse imkansızdır.
- genç oyuncu tecrübesizdir, maç oynadıkça tecrübe kazanır ancak maçta karşılaşacağı her türlü pozisyona da hazırlıklı olması gerekir, koç oyuncuya deneyimlerini sürekli teorik ve pratik olarak aktarmalıdır, örneğin maçta hiç rövaşataya kalkmamış bir oyuncunun top kendisine rövaşataya kalkılabilecek şekilde geldiğinde rövaşataya kalkması neredeyse imkansızdır. işte koçun görevi topa çok kötü bile vursa, oyuncuyu o pozisyonda rövaşataya kalkabilecek deneyimle donatmaktır.
-oyuncunun doğruya yönlendirilmesi gerekir. genç oyuncu takımda kendisinden daha tecrübeli diğer oyuncularla karşılaştığında, o oyunculardan sadece pozitif yönlenme almalıdır. çünkü genç oyuncunun psikolojisi ve kendi psikolojisine hükmedebilme yetisi tecrübeli oyuncular kadar iyi değildir. örneğin oyuncunun futbol hayatı kötüye giden ve çevresine negatif telkinde bulunan bir başka futbolcudan olumlu deneyim kazanması neredeyse imkansızdır, ancak koçu tarafından genç oyuncuya 99-00 bayern-machester şl finali izletilirse, gerekli yönlendirmeyle oyuncu oyundan hiç bir zaman kopmaması gerektiği ve her şartta galibiyeti kovalaması gerektiğini ders olarak çıkarabilir.
-koçun oyuncunun nasıl gelişeceğini bilmesi, gerektiğinde oyuncuya özel oyun sistemi ve antrenman sistemi hazırlayabilmesi, yeniliğe ve gelişime açık olması, modern futbol gereklerini yerine getirmesi gerekmektedir. burada önemli nokta da şudur; yönetim yatırım yaptığı genç oyunculardan verim alabilmek adına koçu iyi seçmelidir.
-oyuncu mutlaka maç bilgisi yönünden eğitilmelidir, benchten oyuna giren bir oyuncu arkadaşlarına kendi girişiyle beraber 4-3-3 e döndüklerini işaret eder, ancak sahadaki diğer oyuncular yeterli maç bilgisine sahip değilse, formasyonu anlasa dahi kendi görevlerini, hangi arkadaşının açığını kapatması gerektiğini bilemeyecek, nereye koşu yapması gerektiğini anlayamayacak dolayısıyla kendi oyunuyla beraber takımının oyununu da bozacaktır. bu yüzden genç oyuncular mutlaka üst seviyede maç bilgisine haiz olmalıdır.
şimdi benim vicdansız yazar kardeşlerim siz cevap verin, siz bırakın youth coaching kısmını falan, bizim teknik heyetler bu çocuğa anlattıklarını anlayabilmesi için türkçe öğretme zahmetine bile katlanmamışlar. siz kalkmışsınız, para harici hiç bir şey vermediğiniz bu çocuğun 18 yaşındayken geldiği yabancı ülkede, oynatılmadan nani-ronaldo falan olmasını bekliyorsunuz. en başta söylemiştim ya, bu çocuğa yeteneksiz diyenler futbol cahilidir diye, işte bunca anlattığım şeyden sonra bile aklınıza bu çocuğun antep maçındaki tek devrelik performansını getirip hala yeteneksiz diyeceğinizi bildiğim için futbol cahilisiniz diyorum. beckham, bruma yaşlarındayken dünya kupasında kırmızı gördükten sonra, beckham'ın formasını giydirdikleri bez bebeği direğe boynundan asan ingiliz holiganlarla, beckham ingiltere başbakanından çok tanınmaya başladığında ona tapan ingiliz holiganlar aynı kişilerdi. sizler de maalesef o holiganlar gibi davranıyorsunuz.
çok uzun süredir bunları yazasım vardı, uzatıp saçmaladıysam affola ancak içimden geldiği gibi yazdım. bruma; hala ilk geldiği zamanki kadar ümitli olduğum, hala çok büyük yeteneği olduğuna inandığım kara trenimiz. umarım bizi utandırmaz. niasse gibi, bruma gibi adamları hamza hoca çok sever, inşallah bizim elimizde büyüyen büyük futbolculardan biri olur, ronaldo olmasına gerek yok, keita olsun bana yeter. oynamaya başlarsa bu takım 10 sene kanatlardan birine adam aramak zorunda kalmaz. inşallah kalmaz.
eyyorlamam bu kadar.
bruma oyun zekası olarak çok eksik evet biliyoruz, bruma şu an için sistem değil aksiyon adamı bunu da biliyoruz, bruma sakatlık sonrası hızından da bir şeyler kaybetmiş ona da eyvallah, ama sen bunca olumsuzluktan sonra kalkıp bu adama ne diye yeteneksiz diyorsun, ne diye kör testereyle bu adamı asıp kesiyorsun. aydın yılmaz'a 10 yıldır sabreden sen, şu adama 2 neden 2 yıl veremiyorsun? barcelona, senin imrene imrene izlediğin messi'yi kaç yılında a takımda düzenli oynatmaya başladı haberin var mı? o messi tam playstation'a gömülüp yeteneğine ihanet edeceği dönem kaç antrönerle, psikologla peşinde dolaşıldı haberin var mı? muhtemelen haberin yok, tamam bruma, messi değil ama sen de barcelona değilsin zaten. türkçe öğretmek için bile özel çaba harcamadığın adamı "bu bozuk çıktı yeaa" diye harca sen tabi.
dönemin manu'sunda 6 genç oyuncunun (scholes, beckham, neville v.s) takıma gelip, beraber oynayarak gelişmelerini anlatan bir belgesel var, açın izleyin -şimdi adını hatırlayamadım kusura bakmayın-, o belgeselde sir'in o 6 çocuğun üzerine nasıl titrediğini, gelişimlerini tamamlayabilmeleri için kaç gece kulübünden, kaç ev partisinden o çocukları bizzat topladığını, topa vurmak için bile günler boyu antrenörler eşliğinde çalışma yaptırdığını izleyin. izleyin de sonra manchester'a kupalar kazandıran kadronun bel kemiği olan o çocuklar nasıl yetişiyorlarmış, biz hangi birini yapmışız görün. sonra gelin burada bruma konusu tekrar tartışalım.
bir blog'da okumuştum, bir genç futbolcunun nasıl yetiştirilmesi gerektiğini anlatıyordu aklımda kaldığı kadarıyla aktarıyorum buraya;
-genç oyuncuyu sürekli istatistiklerle ölçmek gerekir. genç bir oyuncu 18 yaşında 100 metreyi 11 saniyede koşuyorsa, bu süreyi azaltmaya çalışmalı ve bu koçu tarafından sürekli rakamlarla iyiye götürülmeye çalışılmalıdır, mesela ronaldo manu'dayken hız için usain bolt'tan dersler almıştır.
-oyuncu neden gelişmesi gerektiğini, neden koçunun çalışma proğramına uyması gerektiğini bilmelidir. bir başka deyişle oyuncuya bir amaç verilmelidir. yaptığınız işi neden yaptığınızı bilmediğinizi düşünün, böyle bir durumda konsantrasyonunuzu yüksek seviyede tutmak neredeyse imkansızdır.
- genç oyuncu tecrübesizdir, maç oynadıkça tecrübe kazanır ancak maçta karşılaşacağı her türlü pozisyona da hazırlıklı olması gerekir, koç oyuncuya deneyimlerini sürekli teorik ve pratik olarak aktarmalıdır, örneğin maçta hiç rövaşataya kalkmamış bir oyuncunun top kendisine rövaşataya kalkılabilecek şekilde geldiğinde rövaşataya kalkması neredeyse imkansızdır. işte koçun görevi topa çok kötü bile vursa, oyuncuyu o pozisyonda rövaşataya kalkabilecek deneyimle donatmaktır.
-oyuncunun doğruya yönlendirilmesi gerekir. genç oyuncu takımda kendisinden daha tecrübeli diğer oyuncularla karşılaştığında, o oyunculardan sadece pozitif yönlenme almalıdır. çünkü genç oyuncunun psikolojisi ve kendi psikolojisine hükmedebilme yetisi tecrübeli oyuncular kadar iyi değildir. örneğin oyuncunun futbol hayatı kötüye giden ve çevresine negatif telkinde bulunan bir başka futbolcudan olumlu deneyim kazanması neredeyse imkansızdır, ancak koçu tarafından genç oyuncuya 99-00 bayern-machester şl finali izletilirse, gerekli yönlendirmeyle oyuncu oyundan hiç bir zaman kopmaması gerektiği ve her şartta galibiyeti kovalaması gerektiğini ders olarak çıkarabilir.
-koçun oyuncunun nasıl gelişeceğini bilmesi, gerektiğinde oyuncuya özel oyun sistemi ve antrenman sistemi hazırlayabilmesi, yeniliğe ve gelişime açık olması, modern futbol gereklerini yerine getirmesi gerekmektedir. burada önemli nokta da şudur; yönetim yatırım yaptığı genç oyunculardan verim alabilmek adına koçu iyi seçmelidir.
-oyuncu mutlaka maç bilgisi yönünden eğitilmelidir, benchten oyuna giren bir oyuncu arkadaşlarına kendi girişiyle beraber 4-3-3 e döndüklerini işaret eder, ancak sahadaki diğer oyuncular yeterli maç bilgisine sahip değilse, formasyonu anlasa dahi kendi görevlerini, hangi arkadaşının açığını kapatması gerektiğini bilemeyecek, nereye koşu yapması gerektiğini anlayamayacak dolayısıyla kendi oyunuyla beraber takımının oyununu da bozacaktır. bu yüzden genç oyuncular mutlaka üst seviyede maç bilgisine haiz olmalıdır.
şimdi benim vicdansız yazar kardeşlerim siz cevap verin, siz bırakın youth coaching kısmını falan, bizim teknik heyetler bu çocuğa anlattıklarını anlayabilmesi için türkçe öğretme zahmetine bile katlanmamışlar. siz kalkmışsınız, para harici hiç bir şey vermediğiniz bu çocuğun 18 yaşındayken geldiği yabancı ülkede, oynatılmadan nani-ronaldo falan olmasını bekliyorsunuz. en başta söylemiştim ya, bu çocuğa yeteneksiz diyenler futbol cahilidir diye, işte bunca anlattığım şeyden sonra bile aklınıza bu çocuğun antep maçındaki tek devrelik performansını getirip hala yeteneksiz diyeceğinizi bildiğim için futbol cahilisiniz diyorum. beckham, bruma yaşlarındayken dünya kupasında kırmızı gördükten sonra, beckham'ın formasını giydirdikleri bez bebeği direğe boynundan asan ingiliz holiganlarla, beckham ingiltere başbakanından çok tanınmaya başladığında ona tapan ingiliz holiganlar aynı kişilerdi. sizler de maalesef o holiganlar gibi davranıyorsunuz.
çok uzun süredir bunları yazasım vardı, uzatıp saçmaladıysam affola ancak içimden geldiği gibi yazdım. bruma; hala ilk geldiği zamanki kadar ümitli olduğum, hala çok büyük yeteneği olduğuna inandığım kara trenimiz. umarım bizi utandırmaz. niasse gibi, bruma gibi adamları hamza hoca çok sever, inşallah bizim elimizde büyüyen büyük futbolculardan biri olur, ronaldo olmasına gerek yok, keita olsun bana yeter. oynamaya başlarsa bu takım 10 sene kanatlardan birine adam aramak zorunda kalmaz. inşallah kalmaz.
eyyorlamam bu kadar.