tarihte bugün oynanmış sikindirik bir lig maçı kadar dahi kimselerin hatırlamayacağı efsanevi final maçı.
ayhan şahenk'teki mahşeri kalabalık, dönemin önemli isimlerinden lokman beyin salon önündeki operasyonu, galatasaray efsanesi beyaz forna, saha kenarında takıma neredeyse taktik veren büyük kaptan bülent korkmaz, her baskette havalara uçan emre aşık, marina kress'in 86 kere çemberi turlayıp giren ve "aggregate" eşitleyen üçlüğü, pota arkasında her serbest atışta birbirine vurulan sarı kırmızı plastikler ve uzatmalarda artık işin rengi belli olunca yakılan meşaleden ufak maytaptan çok daha iri şeylerden çıkan kesif duman...
bir de sezon başında kadın basket muhabbeti yapınca dalga geçen bir arkadaşın maç sonu attığı toplu kutlama mesajı...
çok ama çok tatlı bir rüyaydı.
üzerinden 12 sene geçti, hala gerçek sanıyoruz belki de kim bilir...
gencecik ışıl alben, çikolata prensese augustus, fear factor tuğba palazoğlu, soğuk ülkenin sıcak insanı marina kress, güzelliğin sözlük anlamı esra şencebe, her sezonki klasik kadro şişirime sevdasının o sezonki ayağı şaziye, 2 hafta sonra ribaund pozisyonunda ışıl'ın bağlarını koparışını en yakından izleyecek yasemin horasan, bir gün oyuna girer diye her gün beklediğimiz beril-yasemen ikilisi ve galatasaray'da bir avrupa kupası kaldırdığına kimselerin inanmadığı o sezonki üçüncü coach olan okan çevik...
gün geçtikçe galatasaray basketbolu için böyle hikayeler uzaklaşmaya devam ediyor. dedim ya tatlı bir rüyaydı, biz gerçek sanıyoruz...
üzerinden bir sene daha geçmiş, kutlu olsun...