• 1
    6 mayıs 2017 galatasaray kasımpaşa maçı'ndan sonra ortaya çıkan olaylar ve kötü gidişat nedeniyle galatasaraylı futbolcuların para cezasına çarptırılması hadisesidir.

    çünkü mesela senelerdir selçuk inan'ın florya'da ali kıran baş kesen olması, sabri ile defalarca sözleşme yenilenmesi, telles gibi kaliteli futbolcuların gönderilip yerlerine sakatlıklarıyla meşhur serdar aziz, tolga ciğerci ve eren derdiyok'un alınması, lider stoper ihtiyacının tavan yaptığı bir dönemde gidip ahmet çalık'ın transfer edilmesi... grosskreutz rezaleti, de jong transferi, dembele rezaleti, emre çolak'ın kaybı... saçma zaman mustafa denizli seçimi, riekerink'in zamansız gönderilmesi...

    ve daha nicesi...

    ulan bu gün biri para cezasına çarptırılacaksa bu galatasaray yönetimi olmalı. öncelikle galatasaray yönetimi olmalı. siz yönetim olmanın hangi gereğini yerine getiriyorsunuz da, utanmadan futbolculara para cezası veriyorsunuz? işin komik tarafı bu gün para cezası verdiğin yasin'le yarın zamlı sözleşme imzalayacaksın...

    tamam futbolcular çok rerörö... ama at sahibine göre kişner. selçuk inan dediğin tek bir adam. kadro dışı bırakırsın. bir basın açıklaması yapar taraftarın önüne atarsın. bir daha esamesi okunmaz. çağırsan girmez florya'ya. bitirirsin galatasaray kariyerini. en fazla engin baytar gibi paralarla video çeker. onları zaten vereceksin adama.

    yetkin var. imkanın var. gereğini yapmayan sensin. futbolculara ceza ver, kudurdular cezadan fazlasını hakettiler ama samimiysen önce kendine ver. çünkü sorunun kaynağı sensin. her şeyin tamdır, sorun takımdadır. o zaman anlarım ama şimdi öyle değil.
  • 2
    antrenmanını düzgün yapmayan, resmi maçlarda koşacak dermanı olmayan, sürekli sakatlanan, özel hayatını bir sporcu gibi yaşamayan, özetle iş ahlakı olmayan astronomik ücret alan çalışanlarımızın hak ettiğini bulmasıdır.

    geç kalınmıştır. bu zamana kadar kendilerine iyi niyetle yaklaşılmış fakat durum her geçen gün daha kötüye gitmiştir. hiç öyle ama yönetim de kötü, ama kulübün her tarafı borç, ama insan hakları diye ağlanmasın.

    galatasaray ciddi bir kurumdur. futbolcuysan futbol oynayacaksın. o kadar.
  • 4
    oldu olacak kırbaçlayın diyeceğim hadisedir. yahu bu emek emek. verilen cezayı savunan renkdaşlarım, sizin çalıştığınız şirket kar elde edemiyor diye maaşınızı almamayı ister misiniz? farklı hiçbir yanı yok.
    mesela ben muhasebeciyim ve müşterilerimden tahsikat yapamadığım için elemanlarıma maaşlarını vermiyeyim. sizce doğru bir yaklaşım mı? sonra ülkede adalet yok yeaa, yeni türkiye yeaa diye ağlamayın, çocuklaşmayın.
    edit:imla
  • 5
    üç açıdan değerlendirilmesi gereken hadisedir.

    1) öncelikle "sen ne yaptın da ne bekliyorsun" derler adama. bugün itibariyle konuşuyorum, misyon ve vizyonu "türk olmayan takımları yenmek" olan galatasaray'ın sneijder ve maalesef podolski dahil, büyük avrupa kulüplerinde rotasyona girebilecek oyuncu sayısı 1'dir (muslera).

    mevcut yönetim, iki senedir, takımın temel taşlarını yerinden oynatmakta, bununla birlikte "adam olsun" diye adam almaktadır (komisyon olaylarına girmiyorum). misal, sorsan kağıt üzerinde 5 tane stoper var. bunları üst üste koysan 2 tane man city stoperi etmiyorlar boy olarak. zaten konsantrasyon ve oyun bilgisi yüksek bir toplum olmayan türk milli takımında forma giyebilen 5 (ahmet, serdar, semih, hakan, koray) oyuncumuz var ve bunlardan en uzunu 1.84. bir de evlere şenlik şecu var. biz "gerizekalı" ve "iş bilmeyen" fm oyuncuları bile önümüzde yazan numaralara göre defans alırken boylarına bakıyoruz.

    sağ tarafta sabri, sol tarafta carole oynuyor. biri zaten yok hükmünde; diğeri ise düzenli hata yapmaya başlayarak beni trollüyor.orta sahada bitmiş bir selçuk inan ile, saha içinde pazu bandını verecek kaptanını bulamayan tolga ciğerci. alternatif orta saha, eski formundan uzak 1453 yaşındaki nigel de jong. kanatlarda bruma - yasin ikilisi ile çıkıyoruz. bruma'ya fazla laf söylemiyorum ancak yasin dediğin ve "istatistiklere bakılsın" diye ağlayan adam dönsün maç başı ezdiği top sayısına baksın. forvette bir var bir yok eren ile futbol anlamında afrikalı çocuklardan daha az beslenebilen poldi var.

    takım mantığımız, hoca kim olursa olsun pivot santrafor eren oynarken inatla savunma arkasına top atmak, poldi varken orta açmak.

    biz dost meclisinde konuşurken bu takımın ivedi transfer ihtiyacının minimum 7 ilk 11 oyuncusu olduğuna kanaat getiriyoruz. 11 kişilik bir takımın 7 oyuncuya ihtiyacı varsa ortada zaten bir takım yok demektir.

    bunu şunun için söylüyorum; bu adamların çapı, kalitesi bu kadar. menajerlerin veya mehmet özbeklerin size ne vaatlerde bulunduğu önemli değil. ilk 11'de forma giyen selçuk, hakan balta, eren, carole, ahmet, serdar, tolga tamamen yaş ve hali hazırda var olmaları nedeniyle takımın yedeği olarak kulübede oturabilecekken, yasin, sabri, semih üçlüsünün galatasaray ile ilişiği dahi kalmaması gerekir.

    özetle, objektif şekilde kağıt üzerinde de baksak bu takım max. 3. olur. bu sezon başından belli bir durum.

    2) saçma sapan oyuncular alıp anlamsız bir kadro kurmanın yanı sıra sen bu adamlara düzgün ödeme yapıyor musun kardeşim? yapmıyorsun. 1 sene boyunca önceki yönetimin finans kısmını yönetirken bunların olabileceğini öngörmen gerektiği için sen oyunculara ödemelerini zamanında ve eksiksiz yap, sonra hesabını sor. yok.

    3) burası başta olmak üzere bas bas meuiner, dembele, melo diye bağırdı taraftar. hamza'dan hoca olmaz dendi. riekerink'in iyi niyetine rağmen olmayacağı 7. haftada belli oldu. sen yönetim olarak internet explorer gibi 6 ay geriden geliyorsun, kendin (yk olarak) ve mehmet özbek dışında herkes başarısız. ulan hadi dedik futbolcular tırrek olduklarından futbol başarısız; voleybol dışında kalan diğer branşlar neden tarihlerinin en başarısız dönemini geçiriyor olabilir? bunu düşündün mü?
  • 8
    futbolcular ile kulupler arasinda bir is iliskisi vardir. bu iliski taraflar arasinda tanzim edilen sözlesme ile olusturulur. bu sozlesme de ulusal ve uluslararasi federasyonlarin spor hukuku kurallarina uygun olarak olusturulup, yorumlanir. para cezasi denen hadise de bu hukuk duzeninin icerisindeki kurallara gore verilebilir ancak. sen bir takimin tum oyuncularina, istisnasiz, ayrimsiz maç kaybetti diye ceza kesmeye kalkarsan, o takimin oyuncularindan da hakkini arayacak kadar tassakli iki tanesi cikar, verdigin para cezasindan daha buyugune mahkum olursun. koskoca galatasaray'i mahalle bakkali gibi yonetemezsin. para cezasi hangi durumlarda verilebilir bellidir. oyuncular acikca disiplinsizlik mi yapti, yapana kesersin cezayi. bir kabahat mi islediler? hangisi? nerede? ne yaparak? bunlari aciklar ve herbirinin durumuna ozel cezayi kesersin. ama sen mal gibi ayrim yapmaksizin "hepinize ceza verdim ulen" dersen, hukukun gozunde aslinda mali yukumluluklerini yerine getirmekten kacinan bir sark kurnazi pozisyonuna dusersin. ha, bu pozisyon bile dursun aydin ozbek denen adam icin onurlu bir pozisyondur, o ayri.
App Store'dan indirin Google Play'den alın