2
ilk yarıda 40-36 gerideyiz.
4
yine bir amatör şube, yine ezeli rakibine meze olan galatasaray, kaybettiğimiz bir başka derbi maçı. maçlar kaybediliyor, yarışmacı olunamıyor, seneler yitip gidiyor. ezeli rakibinize meze olmaktan başka hiçbir işe yaramayan branşlara neden 1 tl bile harcamak durumundayız, anlamak istemiyorum bu durumu. fenerbahçe'de bir günde bu bütçelere ulaşmadı evet, sabır edeceksek de sabır edelim ancak bir arpa boyu yol alamayan branşlar topluluğuna sahibiz. rakibe her branşta sürekli yenilmekten öte bu durumu düzeltmeye yönelim hiçbir aksiyon almamamız/alamamamız can sıkıyor.
5
kadın basketbolu için bence sözün bittiği yerdeyiz. sürekli olarak ezeli rakibine yenilmek herhangi bir yöneticimizi rahatsız ediyor mu çok merak ediyorum? yahu bu branş kulübün yüz akı. avrupa'da alabileceği tüm kupaları almış, mazisi başarılarla dolu. senelerce ligi domine etti bu takım. nasıl bu halinden rahatsız olunmaz? çok mu zor bir iki sponsor bulup sağlam bir kadro kurmak. bu seneki kadroya çok değil bir tane kısa skorer alsan yine bir avrupa kupası, belki ligde de şampiyonluk, hadi onu geçtim en azından fb'ye zorluk çıkaracak bir takım olacaksın. öyle devasa paralar da dönmüyor bu branşta. sadece biraz ilgi gösterilse yetecek ama nerede? yazıklar olsun. erkek basketbol da rezil durumda. sadece futbola odaklanacaksak niye var bu branşlar? bu branşlarda armamız olmadan mı çıkılıyor maçlara? niye ben bu armayı diğerlerinden geride görmek durumundayım. ha sen elinden geleni yaparsın yönetim olarak, sportif başarı gelmez de anlarım. o da yok. emin olun takımın ne yaptığından çoğu yöneticinin haberi bile yoktur. sonumuz nereye varacak bakalım.
6
2. çeyrek sonu, 3. çeyrek özelinde sadece ışıl albenin oyun kurabildiği, yorulduğu zamanlarda, at fink'e taktiğiyle mccowen'la pota altında sayı bulmaya çalıştığımız kısmı dikkatle izledim. mola dönüşünde de azura'nın penetreleriyle sayı bulmaya çalıştık. evet bildiğimiz azura.
meltem ve pelin'e ama özellikle de pelin'e ayrı bir parantez açmak isterim.
ne tertemiz bir şutun var, ne hızlı bir penetren var, ne de yüksek oyun aklın var. neyin var ben bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. kimseden utanmıyorsan ışıl'dan utan yahu. kaç yaşında ama hala yüksek tempolu maçta, nefesi burnunda takım için çabalıyor. arada bir gel, sorumluluk al, bir şeyler dene.
nihayetinde, bir nevi senle şerife alperi'yi takas ettiğimizi her düşündüğümde kafamı duvarlara vurasım geliyor.
meltem'e gelirsek, altyapıda hayal ettirdiklerinden çok çok uzakta. bunda geçirdiği iki ağır sakatlığın da etkisi olabilir ama sıkı çalışmayla üstesinden neden gelemeyesin. yazık değil mi o potansiyele?