galatasaray'sız haftasonunu iyi geçirmeme neden olan en güzel şey. heyecanla beklediğim bir maç. bu sözlüğe 2011 yılından beri üyeyim ve o zamandan beri del potro başlığına en çok entry girmiş birisi olarak yakın çevremde herkes bir delpo fanı olduğumu çok iyi bilirler.
2009 yılındaki efsane şampiyonluğuna
arthur ashe stadyumunun yan tarafında limonata satan bir kişi olarak canlı şahit olmuştum. o 2 hafta bana bu sporun ne kadar keyifli ve takip edilesi olduğunu kanıtlamıştı. aradan geçen 9 sene içerisinde
acaba sakatlanmasaydı ne seviyede olurdu sorusunu hem bana hem de tonlarca fanına sürekli sorduran del potro için ilk grand slam finali.
maçla ilgili çok da bir şey yazmaya gerek yok. delpo yıllardır bu anı bekliyordu. hem mental hem de fiziksel açıdan ekstra bir şekilde maça çıkacaktır. tenis kariyeri boyunca üzerinde çalıştığı ve hazırlandığı bu kort yapısı onun için en iyi kort. djokovic her ne kadar çok formda olsa da bu kort onun için çok hızlı bir wimbledon ya da en hızlı yapıya sahip avustralya açık değil. çok kolay bir yoldan finale ilerledi ve henüz araştırma fırsatım olmadı ama belki de tarihte ilk 20 içerisinden kimseyle oynamadan finale kalan tek kişi oldu. çok büyük şans.
seyirci amerikalılara karşı oynarken bile del potro tarafındaydı. kaldı ki çok da haz etmedikleri djokovic karşısında çok büyük bir kitle delpo'nun arkasında olacak. sanırım bu maç özelinde sırbistan haricinde tüm dünya vatandaşları da delpo'nun kazanmasını isteyecektir.
son not olarak aylardır heyecanla beklediğim
nfl bu hafta başladı. ve
dallas cowboys maçını bu maçla aynı saate koyana, ya da bu maçı onunla aynı saate koyana 2 gündür çok güzel dileklerde bulunuyorum!
velhasıl,
let's go delpo let's go!