626
adamlar çıkıp ilk yarı idare edip, ikinci yarıya asılıyorlar.
2 tane yesen dahi ikinci yarı 5 taneye fırsat veriyorlar diyolardır zaten.
samsunspor maçını izleyip bunlar zaten ikinci yarı düşüyorlar diyip ikinci yarı bastı adamlar. sonuç aldılar.
hepsini koy kenara samsunspor'a ver osimhen'i, şu adamlara bi tane atarlardı.
627
kazanabileceğimiz maçı göz göre göre kaybettik ama bir takımın ilk yarı oyunuyla ikinci yarı oyunu arasında bu kadar fark olursa bu sonuç da normal.
çok üzücü ama canları sağolsun. o 1 puanı atletico maçından almalıyız artık.
628
avrupa’da öldüğümüz bir başka ölüm kalım maçı. usg maçını da bu maçı da çok net olarak ucube yedek kulübemiz yüzünden verdik. ilk 24’e kalamazsak sebebi devasa bütçemize rağmen kadromuz yeterli diyenlerdir, transfer sorumlularıdır. başka hiçbir sebebi yok.
629
ikinci yarılarda yokuz kaç haftadır. yorgunluk tamam da bu kadar olmamalı yahu. oyuncularımızın yorgunluktan beynine kan gitmiyor ki saçma sapan işler yapıyoruz.
o kadar duran top verirsen elbet golü yersin. en kötüsü de kaleye yeni giren günay soğuktu. böyle bir anda olması kötü oldu.
bizim sezonun başlarında performans ekibinden mi ne biri ayrılmıştı. hatta haberlerde de çok geçti takımda bir karışıklık çıkarırlar mı acaba diye. sonra yerine yabancı getirilecek falan dendi ama sonra okan buruk istemedi yeni birini diye haber çıkmıştı. fizik performans düşüklüğümüzde bu ayrılığın payı var mıdır acaba?
bu maçta gördük ki mesele sadece lemina'nın olup olmaması değilmiş. ikinci yarı takım fiziken çöküyormuş. neyse ki monacolu oyuncular da bitiricilikte kötüydü. yoksa farklı da mağlup olurduk.
630
yine çok kötü bir ikinci devre oynayıp kaybettiğimiz maç. balagun gününde olsa hattrick yapardı.
ulan madem artık 45 dklık adamlarsınız, ilk yarıda o anahtar pasları atmak yerine niye topa basıp geriye oynadınız? ilk yarıda girebileceğin kadar pozisyona gir. millet de transfer falan diyor hala. nereye kimi alacaksın? lemina gibi bir oyuncudan başka bir eksiği yok takımın. okan hoca kötü tercihlerde bulunuyor, oyuncular da sorumluluk alması gereken anlarda korkak davranıyor. koca maç barış alper dışında zorlayan kimse yoktu rakibi. sane çalıma diziyor ama pas atacağı koşular gelmiyor. osimhen 2 kez gösterdi o koşuyu topu atmadılar, sonra o da saldı. zaten o çalımları attığında da hemen karşısına yeni rakip geliyor. bu kadar zor değil rakip kaleye gitmek ya. rakip sağ bek hariç kimse terlemedi bile adam akıllı.
o yüzden transfere bel bağlamak boş iş. takım olarak kötüyüz. tempomuz düşük, b planımız yok, a planımız da gün geçtikçe zayıflıyor.
631
sonucu çoktan beri belli olan maç. göstere göstere geldi çünkü hiç bir zaman rahat rahat üst tura çıkmadık.
21 ocakta atletico maçının önemi artması için bu maçı da dandik bi golle kaybetleliydik. herkes bilir ki biz sürprizi severiz. 21 ocak gecesi görüşmek üzere aslanlar.
632
ilk yarı biz oynadık, ikinci yarı onlar. golü buldular. er ya da geç o gol gelecekti zaten. ikinci yarı döküleceğimizi adım gibi biliyordum ama kurbanlık koyun gibi izledim.
takımın orta saha gücü maça yetmiyor. samsun maçında da böyleydi bu maçta da.
geçen sene avrupa kupası yolumuzu yedi bunu anlamadığımız için. şimdi de şampiyonlar ligi hedefimizi yedi.
633
ilk yarıdan sonra kaybetmek üzdü ama ikinci yarı fark da yiyebilirdik. averaja şükreder olduk.
634
ilk yarı ilkay ve barış'ın kalenin dibinden kaçırdıkları iki pozisyonu gole çeviremeyip 2. yarı rezalet bir oyunla kaybettiğimiz karşılaşma.
ilk yarı skoru bulsaydık belki daha farklı olabilirdi monaco'nun mutlaka kazanması gereken bir maçtı.
teknik taktik detaylar yeterince konuşulmuş. hakkımızda hayırlısı.
635
adımız hıdır elimizden gelen budur dedirten maç. ilk 24 şansımız sadece %2.3 azalmış bu maç skoruna göre, 9 puan - 4 averajla bitirsek bile %80 ilk 24 ihtimalimiz var. önümüzdeki 2 lig maçını kazanıp sakin kafayla araya girmemiz lazım. geçen sene real madrid 11. bitirdi, ilk 22'den city'yi çekti. brugge 24. oldu 9. atalanta'yi eledi. hedef zaten ilk 24 idi ve %80 yaklaştık o hedefe. canımızı sıkmayalım.
636
özeti
12:43 ilkay daha neyi atacaksın koçum?
18:39 barış diğer köşeye vursana be oğlum
33:35 iyi güzel çalım atıyorsun da o șut yakışmadı be sane
36:35 sara'dan da yine benzer dandik bir şut
67:30 öyle artislik yaparak giriyorsan ilk geleni kurtaracaksın günay kardeşim
637
maçın ilk yarısını izledikten sonra sakatlık-cezalı vs gibi eksiklikleri konuşamayacağım ama ikinci yarıdaki silik, pasif oyunu gördükten sonra mevcuttaki tüm sorunları konuşabileceğim bir maç oldu.
15 dakikalık devre arasında ne olmuş olabilir diye düşünüyorum, mantıklı bir açıklama bulmaya çalışıyorum ama olmuyor.
muhabir olarak basın toplantısına katılmış olsam okan hoca eksiklerimizi gidereceğiz dediği için şunu sorardım: "niye her sene ocak ayında bariz eksiklikleri gidermeye çalışıyor galatasaray?". bu soruyu da maç boyu sergilenen performanstan dolayı değil, sadece okan hoca böyle bir açıklama yaptı diye o an sorardım. bunu söylememiş olsa, şu maçta kadro planlaması falan sormazdım. çünkü asıl soru devrede ne oldu da takım kontak kapattı yine?
öte taraftan, orjinal sağ bekimiz olmadan, orta sahada 3,5 adamla rotasyon yapmaya çalışacak olarak, allah korusun abdülkerim'e birşey olsa 0 (sıfır) alternatif ile başlayacağımız, rezil performansına rağmen arabistan hayali ile yanıp tutuşan vizyonsuz bir oyuncudan defalarca performans bekleyeceğimiz, nasıl geri döneceğini asla bilmediğimiz bir santrafor ile başladığımız bir sezon başlangıcı var. bunlar gün gibi ortadayken herkes bonservise harcanan yaklaşık 140 küsür milyon eur parayı sorgular. ve her sene aynı mevzu.
benim şampiyonlar liginden beklentim gerçekten 7-9 puan aralığı idi. puan yazdığım ve yazmadığım maçlar birebir tutmadı ama madrid ve city maçlarına 0 yazmıştım. bunları dün yenildik diye de yazmıyorum. oralara daha çok fırın ekmek yemek lazım. çünkü en başta zaten kadro planlamasını doğru yapma becerimiz yok. ama bu kadar da kör göze parmak bir durum olduğunda insan öfkeleniyor.
638
iki tane 45 dakikalık maç şeklinde cereyan eden müsabaka. ilk maç galatasaray ve monaco takımları arasında denk güçlerin mücadele ettiği, galatasaray'ın biraz daha fazla pozisyon bulup ancak atamadığı bir karşılaşma oldu. ikinci maç ise monaco takımı ile monaco takımının beceriksizliği arasında geçti, monaco 1-0 kazansa da monaco'nun beceriksizliği ciddi bir farkı önledi.
evet, ikinci maçta sahada galatasaray yoktu malesef...
639
ilk yarısında gayet iyi oynadığımız fakat ikinci yarı yokları oynadığımız mücadele. monaco takımı da bunu iyi değerlendirdi ve öne geçip fişi çekti. kış transfer döneminde bu takıma transfer şart, özellikle defans ve orta saha bölgesine. aslan teknik direktörümüz okan buruk'ta bunu görmüştür artık. önümüzde atleti maçı var, o maça kadar transferler yapılmalı.
640
dayak yiye yiye mağlup olduğumuz maç.
45 dakikalık bir galatasaray antrenman metotlarını sorgulamalı, performans antrenörlerini değiştirmeli, oyuncu transferlerini gözden geçirmelidir. onun gönlü olsun bunun gözü doysun futbolu bitirilmelidir.
150 milyon harcayıp hala bahane üreteceksek çok işimiz var.
monaco'yu 2 kere izledim bizim maçtan önce. bizim görev maçımız dedim ve 1 puan çok iyi puan dedim.
neden oyun tutmuyoruz? neden eforu 90 dakika yayamıyoruz? adamlar gencecik çocukları sahaya atarken bizim koca koca adamlar çocukları gibi kalıyor yanlarında. atamazsan cezalandırılsın. futbolun kuralı bu. sende osimhen gibi bir canavar varken ona uygun oyun çizemiyorsun. kaos kaos kaos.
ikinci yarı işin renginin değişeceği çok belliydi. fiziğe fizik ile karşılık veremezsen maçı ortada dahi tutamazsın. yedekten giren icardi ayakta duracak gücü yok, yunus ameliyat sonrası toparlanma sürecinde. günay girmeden rakip teknik direktörle kavga ediyor. konsantrasyon yok. maç önü dedik ki monaco çizgi arkasına çok koşuyor akliruş bu koşuları yanıtsız bırakmıyor takımı öne atmamalıyız, takım boyunu açmamalıyız dedik. ne dediysek hepsi oldu. biz ne yaptık kendi oyunumuz adı altında 45 dakika eforlu oyun sonra dayak yiye yiye yenildik.
yani şu takımı 2 kere izlesen ne yapmazsın sorusuna cevap bulursun.
oyunu sürekli sane üzerinden kurup terse top atamadık. halbuki yerleşim ve kayma hataları yapıyor monaco. zaten hızlı çıktığımız birkaç hücumda pozisyonu da bulduk. içeri sokamazsan böyle diyetini ödersin.
bize denk bir takım karşısında fizik olarak yine rezil olarak döndük. şimdi tırmala bakalım ilk 24 yapabilir miyiz diye.
641
62. dakika izlemeyi bırakıp, uyudum. kaçan onca pozisyona ek olarak daha önceki hataların tekrarını da görmeye başlayınca dedim kaybederiz, sabah sonucu görünce şaşırmadım.
642
ilk yarıya hiçbir lafım yok. gayet iyiydik, 2 net eksiği rağmen bir avrupa takımı gibi deplasman performansı sergiledik ama ikinci yarı rezaletti.
bunun aynısını samsunspor maçında da yaşadık. bu yorgunluk ile açıklanamaz bence. soyunma odasından yeni dönmüşsün, neyin yorgunluğu? bu takım neden 2. yarılara giremiyor? iki maç üst üste aynı şey oldu.
643
okan hoca'nın takımın nefes almaya ihtiyacı varken, berkan kutlu, ahmed kutucu ve yusuf demir'i oyuna almama nedeni bana kalırsa "performansınızı beğenmiyorum, devre arasında yollarımız ayrılıyor" mesajını vermekti. bakalım zaman ne gösterecek?
644
bu maçın tek sevindirici yanı sadece 1-0 yenilerek averajımızı mahvetmememiz oldu bence. atletico ve city maçlarında da yeniliyorsak 1 farkla yenilmemiz lazım. şu an sıfır averajız, averaj lazım olacak. çünkü 25-36 arası arasında çok kötü averajlı takımlar var. kesin lazım olacak. frankfurt maçında normal bir sonuçla yenilmiş olsaydık çıkış garanti bile olabilirdi. bodo ve ajax maçlarında averajı düzelttik ama yenileceksek bile insan gibi yenilmemiz lazım.
645
ikinci yarı isabetli şut atamadığımız, kaçan pozisyonumuzun olmadığı ve sadece 0.19 xg ürettiğimiz maç.
rakibin ikinci yarıda 6 kaçan net pozisyonu var. bir devrede 6 gol yeme ihtimali korkunç bir rakam.
1-0’a üzülsek de ikinci yarı çok kötü bir averajla bitirmediğimiz için şanslı bile sayılırız.