151
halil dervişoğlu gerçekten sinir bozucu bir hücumcu. galatasaray forması giymese daha başka tonlarda eleştiririm yalan yok.
152
bu maç 0-1 değil 4-1 de bitse kuntz denen futbol cahilinden kurtulmalıyız. kendi evinde santroforsuz maça çıkmak da nedir. rıza çalımbay bile bu vasıfsızdan daha iyi yönetir.
153
gole ihtiyacımız olduğunda hep atak yeriz hiç şaşmaz.
154
teknik ekibin de büyük etkisiyle rezilleri oynadığımız maç.
bu entryi yazarken maçın bitmesine 5 dakika daha var ama kalan dakikalarda 5 gol de atsak fikrim değişmeyecek.
takım fanatizmi yapmayacağım, mesela ismail yüksek denen adama da uyuzum ama adam oyundayken bence iyiydi. ama cengiz dururken kerem ve barış alper'in çıkması, abdülkerimin oynamaması, sol bekte rıdvan yılmaz'ın olmayısı, kazımcan varken de cenk'in oynatılması. mert müldür'ün bir anda sağ beke girivermesi. merih'in durduk yere sarı kart görüp hırvatistan macında cezalı duruma düşmesi. takımda bazı tiplerin sürekli el kol hareketi yapması... falan filan...
tek kelimeyle rezalet. bu rezalete zemin hazırlayan kim varsa bedelini ödemeli ama malesef işler öyle yürümüyor.
156
sahada yaşananları izlerken karnımın acıktığı maç. uzun zamandır bu kadar iştahla yenen başka bir şey görmemiştim.
157
hırvatistan letonya'ya 5 atmış. sen bu maçı kazanamıyorsun. boşu boşuna galler'i gaza getirdik.
158
ben shelton-novak djokovic amerika açık yarı finalini tercih etseydik diyeceğim de nole'ye lokum gibi rakip geldiği için o maç da boş görünüyor. bu milli takım ise bireysel yetenek dışında bir şey vadetmiyor. teknik kadro da dahil çok fazla eksik var. uzaktan şutlar, son dakika golleriyle ite kaka giden bir kuntz balı var ama. elinde forvet yoksa bertuğ oynar arkadaşım. cenk'le de üçlü oynarsın anca.
159
sahada bir planımız yok gibiydi. futbolcuları sahaya çıkarmışlar ve takımlarındaki alışkanlıkları aynen uygulamaları istenmiş gibiydi.
buna rağmen son vuruşlarda her oyuncumuzun beceriksiz gününe denk gelmeseydik kazanabilirdik.
üzerine saçma bir gol yeyince de az kalsın maçı kaybediyorduk.
160
son zamanlarda izlediğim en skandal milli maç. takım, 2 saat halı saha maçi için toplanmış 11 kişi gibiydi sahada.
161
en yakin rakibimizin 3 puan onunde liderligimizi devam ettirdigimiz mac.
2 mac eksikleri var ama olsun.
162
her an dünyada seni küçük düşürmeye çalışan bir ülkeyle karşılaşıyorsan, o ülkeyi bir de yenemiyorsan bunun bir yaptırımı olmalı.
164
ermenistan'ı yenmeye gücümüzün yetmediği maçtır. kimsenin maç sattığı, bilerek gol atmadığı veya bilerek kötü oynadığı falan yok, bu tarz argümanlar gücü olmayan bir sisteme "istese kazanabilecek durumda olma" gücü verir. ermenistan'ı yenmeye organizasyon gücümüz yetmedi, ama yetmeliydi.
eğer yetmiyorsa, yetiremiyorsak bir sorun var demektir. sorun da organizasyonun ta kendisi. oyuncu tercihlerinin açıklamaları mantıklı değil, kafada bir oyun planı var mı belli değil. mesela soruyorlar "kazımcan'ı neden oynatmadınız" diye, "takımında yedekti" diyor adam. ama takımında yedek olan başka futbolcular çatır çatır oynuyor. sol bekte de sol bek olmayan bir adam oynuyor. oyun yapına uyacak bek hangisiyse onu oynatırsın, ama adamın bir oyun tarzı, set oynatma becerisi falan olmadığı için 90 dakika boyunca kapanacağı besbelli olan ermenistan'a karşı hücum vasfı "sıfır" olan iki tane bekle çıkıyor. bu şekilde mümkün değildi zaten rakibin inadını kırabilmen.
165
ermenistan'a bile puan kaybettiğimiz maç. san marino'dan halliceyiz işte.
166
maci izlemedim. ermenistan’i hoca yuzunden yenemedigimizi soyluyor herkes. komedi. aynen devam.
167
yani şuradan sözlükten bir halı saha takımı çıkarsak bir 11 kursak milli ve manevi duygularımızla kazanabileceğimiz maçı milyonlar kazanan ve adına “milli takım” denen insan topluluğu kazanamamıştır.
tarihi tarihçilere bırakıp olanı biteni objektif bir şekilde aydınlatmaya cesaret edemeyip dünya kamuoyunda türkiye aleyhine çalışan bir ülkeyi hele hele futbolda fersah fersah geride kabul ettiğin ülkeyi yenemiyorsan bırak turnuvalara katılmayı kapıkuleden çıkmayın daha iyi dedirtmiştir.
futbolun sadece futbol olmadığı bir maçtı.
teknik analizi yapıldığında teorik olarak kimse bir şey yapmamıştır. rakibe göre kâğıt üstünde kalite farkı maçı belli bir seviyede götürmemizi sağlamış hezimetten korumuştur.