• 2
    https://galatasaray11.com/43486

    --------------------muğdat--------------------------
    --------onyekuru--------------rodrigues------------
    --nagatomo------fernando----selçuk-----linnes---
    -------ahmet-------macion--------ozan------------
    ------------------muslera----------------------------

    yedekler : ismail cipe,ömer bayram, mariano, celil yüksel, yunus akgün, sofiane feghouli, gökay güney, atalay babacan, recep gül, malik karaahmet

    edit : fernando nun cezalı olduğunu unutup yazmışım kadroya. fernando yerine feghouli yazarız.
  • 3
    5 gün kalan maç.

    http://gss.gs/2rc

    bu maç oyuncuları protesto etme maçı değil beyler/bayanlar, bu maç 3 puan ve nefes alma maçı.

    şu an liderle 6 puan fark var ve haftaya rakiplerimiz deplasmanda olacak.

    cumartesi akşamı 3 puanı almamız ligin kalanı için çok kritik. artık ilk devrenin sonuna kadar minumum hasarla girmek için evimizde kalan 2 maçı kazanıp ibfk maçına da neyimiz var neyimiz yok oynamalıyız.

    daha ilk dakikadan itibaren takımı ya da oyuncuları ıslıklamaya başlar, desteği kesersek zaten yarışa zor tutunduğumuz şu dönemde işleri daha da zora sokarız.

    lütfen kimse aklından 90 dakika boyunca protestoyu geçirmesin.

    bu kadar eksik varken devre arasına kadar dişlerimizi sıkıp, en az hasarla nasıl gireriz onun yoluna bakacağız.

    (bkz: galatasaray sözlük sinerjisi/#2552567)

    hedef 22'den dönmek yok, gereken şey,

    (bkz: kon2antra2yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 5
    üç tane oyun kurma becerisi olmayan stoperle iç sahada üçlü savunma oynamayı yanlış buluyorum. klasik dizilişimize geri döneriz bence. fernando'nun yokluğunda allah için şu linnes 8 numara mevkiinde oynasın. dikine pas atabilen ve topla gidebilen bir oyuncu ve o mevkide tecrübesi de var. aşağıda paylaştığım kadro ile pas hızı ve kalitesi yüksek hücum organizasyonları yaparak rahat kazanabiliriz. kim oynarsa oynasın bir şekilde kazanacağımızı düşünüyorum.
    https://galatasaray11.com/43496
  • 6
    23.11.2018 tarihinde evimizde oynadığımız konyaspor maçının bir benzeri olacağını düşünüyorum. tabi arada farklar var. rizespor, konyaspora göre daha zayıf bir takım görüntüsü çiziyor. rakibimiz genelde 4-2-3-1 formasyonu ile oynuyor. rizespor kendi evinde 1-1 berabere kaldığı ankaragücü maçında toplam 21 şut çekmiş. daha önceki maçlarında da uzaktan şutları denediklerini ve bunun için pozisyon aldıklarını görüyoruz. attıkları şutların %71’ini orta alandan denemişler. %19’unu ise sol kanattan atmışlar. aminu umar en etkili oyuncularının başında geliyor. dikkat edilmesi lazım.

    biz ise 3-4-3 ve 3-5-2 arasında esneklik gösteren bir formasyon ile sahaya çıkacağız gibi görünüyor. hucümda 3-4-3’e dönüp rakibi 3-5-2 dizilerek karşılayacağız. savunmada ise 5-3-2 gibi duracağız. oyuncularımızın bir çoğunun cezalı ve sakat olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. bu maçta artık sahaya çıkan oyuncuların bir reaksiyon vermesi gerekiyor. kim oynarsa oynasın artık galibiyet şart oldu. bu maçı kazanıp başakşehir maçına konsantre olmalıyız.

    kadro konusunda hiç alternatifimiz yok desek yeridir. şöyle bir 11 ile çıkmamız gerektiğini düşünüyorum.

    https://galatasaray11.com/43531

    dediğim gibi fazla bir seçenek yok. mariano ve feghouli hamle oyuncusu olarak kulübede olmalıdır. maça dair bir diğer temennim ise yunus akgün’ün yeteri kadar süre almasıdır. son yarım saat oyuna girebilir. sevgili fatih hocam şimdi değilse ne zaman? bu kadar sakat ve cezalılar varken bizler artık bu kardeşlerimizi de izlemek istiyoruz.

    rakibimiz ligin son sırasında ve okan buruk faktörü ile maça çok ciddi hazırlanmıştır. bizde aynı ciddiyetle hazırlanıp kazanmalıyız. ve yaralı aslan’ın hâlâ ölmediğini göstermeliyiz. allah yar ve yardımcımız olsun.
  • 7
    3 gün kalan maç.

    http://gss.gs/F8H

    bu maç çok kritik. orta sahamızda selçuk'tan başka(!) as takım oyuncusunun olmadığı bir maça çıkacağız. selçuk'un son durumu da ortada.

    artık celil mi oynayacak yanında hoca linnes'i mi çekecek,celil mi oynayacak, feghouli oraya gelip alt yapıdan bir çocuğu oynatacağız bilmiyorum.

    bildiğim tek şey artık kazanmak zorunda olduğumuz. bu maçı kazanacağız ve devre arasına kadar olan diğer 2 maçta da minumum 4 puan alıp nefes alacağız.

    biz kazanırsak p.tesi ibfk bir nebze daha baskı altında kalabilir.

    bu saatten sonra özellikle iç sahada puan kaybına tahammülümüz yok. garry rodrigues dönüyor. bu maçtan sonra donk ya da ndiaye'den biri de dönecek lig maçına.

    devre arasına kapağı bir atalım sağ salim sonrası gelecek ben inanıyorum.

    (bkz: hedef 22)

    (bkz: kon2antra2yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 8
    2 gün kalan maç.

    http://gss.gs/UUU

    bu kadar eksik bir orta saha diziliminde, serdar aziz'in yokluğunda, gol atamadığımız gerçeğiyle birlikte fazlasıyla tedirgin eden maç.

    ilk yarı sonuan kadar kalan 3 maçımızdan birisi. rize, ibfk(d), sivas

    min 7 puanla ilk yarıyı bitirmek o kadar hayati ki...

    kendimizi devra arasına bir rahat atabilsek her şey daha iyi olacak. işte bu maç da o maç.

    küme düşme potasında ve şiddetle puana ihtiyacı olan rize'yle oynuyoruz.

    ---------------muslera---------------
    --------ozan-maicon-ahmet---------
    mariano-selçuk-feghouli-nagatomo
    garry----------eren------------henry

    ilk onbiriyle başlamamız çok olası. dilerim kazasız belasız 3 puanı alır yolumuza bakarız.

    (bkz: hedef 22)

    (bkz: kon2antra2yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 11
    ders almıyoruz...
    vallahi de billahi de ders almıyoruz...
    ne taraftar, ne topçu, ne de kenar yönetim başımıza gelenlerden ders almıyor...
    geçen sezondan hatıralarımızın canlandığı rodriguez-yuto paslaşmasıyla sol kanattan yapılan ortaya eren derdiyok harika yükselip, yaptığı kafa vuruşuyla galatasaray'ı 2-0 öne geçirdikten sonra başlamıştı tribündeki taraftarlar telefonlarının ışıklarını açıp "melankolik" sallanmalı tezahüratlara...
    "eyvah" diye geçirdim içimden "fener maçı gibi olmaz umarım"...
    keşke yanılsaydım da, aynı senaryoyu seyretmiş olmak fena halde canımı yaktı...
    fenerbahçe karşısında da linnes'in golü sonrası tribünler "üç üç üç" diye başlamış, "işin ciddiyeti" bir kenara bırakılmış ve aynı durum sahadaki futbolculara da yansıyınca ufak tefek "gevşeklikleri," rakip affetmemiş ve birden skor 2-2ye gelivermişti.

    oysa, fena da başlamamıştı gece galatasaray adına. hafta içi ankara'da keçiörengücü karşısında gençlerden oluşan kadro ile güzel bir galibiyet alınmış, maça da geçen sezon sıkça gördüğümüz gibi otobüsün camlarını yumruklayarak, konsantre bir şekilde gelmişti fatih terim'in topçuları. cezalı ve sakatların birer ikişer dönmesi ile kadro da orta sahadakiler haricinde pek eksik değildi. hatta rodriguez, onyekuru, eren ve muğdat'tan "dördü bir yerde" bir forvet hattı oluşturmuştu fatih terim... savunmada kupa maçında ahmet çalık'ı beğenmiş olmalı fatih terim, maicon'u kulübede oturtup, ahmet'le ozan'ı "partnerlemişti"...

    uzun bir aradan sonra cumartesi gecesi sevenlerinin karşısına çıkmış galatasaray, beklendiği gibi baskılı başladı okan buruk'un takımının karşısında oyuna. 5. dakikada garry rodriguez meşhur ayak içi plaselerden denedi, iki dakika sonrasında onyekuru yaptığı presle kaptığı topla kaleyi zorladı. dalga dalga gelmiyordu rize kalesine galatasaray ama yine de ataklar yapıyordu, 13. dakikada yine onyekuru'nun kaptığı topta, nijeryalı oyuncu rodriguez'in önüne yuvarladı ve garry yine ayak içi denedi, auta gitti meşin yuvarlak... selçuk ve feghouli orta sahada oyunu yönlendirmek istiyorlardı ama fiziki olarak "zayıf" kalınca tempoyu maçın tamamına yaymak pek mümkün olmuyordu.
    20 ile 30 dakikalar arasındaki periyot "tatsız tuzsuz" geçince, tekrar oyunun hakimiyetine eline alan galatasaray, selçuk'la uzaktan denedi, top kalecide kaldı, onyekuru "fantastik" bir rövoşeta ile skor yapmak istedi kaleci gökhan başarılıydı da, feghouli'nin başlattığı atakta rodrigues yine topa vurmadı, "çekti ve kaptırdı" da şans yanındaydı, seken top bir kaz daha önüne düştü ve bir füze ile sıfır sıfırı bozdu 7 numaralı oyuncu...

    galatasaray aradığı golü buldu bulmasına da hakemler golü resmiyete kavuşturmamak adına pek zorlandılar. rakipten gelen topta ofsayt aradılar, var hakemleri baktı yetmedi, ali palabıyık ofsayta bakmak için var kamerasına gitti. hatta bir ilk olarak dördüncü hakem de yanına geldi ve ikisi tartıştılar pozisyonu... ve istemeye istemeye golü verdiler...

    ilk yarı son beş dakikada bulduğu golle soyunma odasına önde giden galatasaray'da dikkat çeken nokta, garry olsun, mariano olsun, feghouli olsun muğdat'a pek pas vermemeleriydi. tam tersi de eren sürekli muğdat'ı görmek istiyor, diğer arkadaşlarını "görmezden" geliyordu. öte yandan mariano oldukça zekice işler yapıyor, herkesin orta beklediği anlarda ara pası salıyordu ceza sahası içine. gol atan garry rodriguez ise sürekli topu çekip, rakibine çalım deniyor ve topu kaptırıyordu.

    ikinci devre muğdat'ı kenara alıp, yerine linnes'i sokan ümit davala, mariano'yu da orta alana koyup, o bölgede brezilyalı oyuncunun enerjisi ve yaratıcılığından faydalanmak istedi. işler fena da gitmedi, aranan ikinci gol de geldi ve yazının başında belirttiğimiz "tehlikeli ve gereksiz" işlere başladık, hem taraftar, hem topçular, hem de saha kenarı...
    taraftar gevşeyince topçular da gevşedi, "ciddiyet" azaldı, maç kafalarda bitti de ceza sahasında seken topta umar çok sert vurdu ve farkı bire indirdi. yenilen gol akılları başa getirmesi gerekirken, "laubalik" son sürat devam ediyordu, 69. dakikada üçe ikiye pozisyonda eren'in pasında garry yine "topu çekmeyi" dendi ve bilmem kaçıncı kez kaptırdı. beş dakika sonra selçuk'un pasında yine garry ceza sahasında topu kontrol edemedi. galatasaray sanki mağlupmuşçasına "şuursuzca" rakibin kalesine gelmeye çalışırken, deplasman takımı kontra ataklarla muslera'nın kalesine ilk yarıya göre daha tehlikeli geliyordu.
    80. dakikada kazanılan serbest vuruşu eski selçuk olsa penaltı atar gibi köşeye topu bırakacaktı da artık o çamlar bardak olmuş, top auta gitti ve dönen topta ceza sahasında ahmet'in sektirdiği topta samudio iyi bir golcü dokunuşuyla beraberliği sağladı...

    üç puanı cepte bilirken, şok iki golle beraberliğe düşen galatasaray galibiyet golü için maicon'u oyuna aldı, brezilyalının rakip ceza sahası cıvarında indireceği toplardan gol aradı da, bu kez maicon diğer maçlardaki kadar başarılı değildi. ilginçtir, geçen hafta olduğu gibi ömer bayram yine gelen ortada voleyi çaktı, yine top auta gitti. kayseri, beşiktaş ve rize maçlarında ömer bayram sürekli altı pas içinde vole çakıyor ve sürekli auta gidiyor. pozisyona girmesi iyi de vuruş çalışması gerekmez mi?

    son yarım saati "felaket" oynayan, hatta maçın son dakikalarında muslera ve ozan olmasaydı yenik duruma da düşebilecek olan galatasaray yine de üç puanı kazanacaktı belki de ama ali palabıyık ve var ekibi sahneye çıktılar ve iki puanı çaldılar. ceza sahası içine atılan bir ara pasta linnes topla giderken, rizeli oyuncunun itmesiyle yerde kaldı ama hakem nedense penaltı noktasını göstermedi. "hakem var'a gitse penaltı olduğunu görürdü, ben hakemleri aldatmam, rakip hamle yapmasa yere düşmezdim" diyen linnes, memlekette bulunduğu sürece bu sözlerinin doğruluğunu ispat eden davranışlarda bulunmadı mı?

    kaynak ve maçtan fotoğraflar için link:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...caykur-rizespor.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın