• 551
    açık futbol oynayan bir rakibe karşı ne kadar tehlikeli olabileceğimizi gösteren bir maç oynadık. evet rakip güçsüz ve bizim kalibremizde değil fakat ileri ucumuzun, ana oyuncularımızın bir kısmı olmasa bile skor bulmakta ne yetenekli olduğunu gördük. kapanan takımlara karşı da ne kadar zorlanabileceğimizi de zalgiris maçında görmüştük.
    tabii büyük bir parantezi burada muslera'ya açmak lazım, çok kritik o kurtarışları yapmasaydı, maç 1-1, 1-2 gibi skorlara gelseydi çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.
    neticede, bu tip maçları sorunsuz geçmek önemli, oyuncularımızın da özgüveni yerine geliyor.
  • 552
    maç öncesi beklentilerin aksine çok rahat kazandığımız maç. turu da hemen hemen garantiledik. maçla ilgili olarak dikkatimi çeken şey ise maçın son bölümünde ljubljana oyuncularının hepsindeki moral çöküntü haliydi. belli ki maça kazanacaklarını düşünerek moralli çıkmışlar ama skor hiç beklemedikleri gibi olup da fark yiyince hepsinin yüzünden düşen bin parçaydı.
  • 553
    gol atmamıza rağmen tutuk başladığımız ilk 20 dakika sonrası bu kadro ile mükemmele yakın oynadık. özellikle kerem, mertens, barış ve sonradan açılan berkan iyi oynadı. set hücumunun çoğunu sağ kanattan gerçekleştirdik. aslında çok sete oturtmadan sıkı pres ve alan bırakmayarak direkt oyun oynadık demek daha doğru olur. kerem oyun kurucu rolünü iyice benimsedi.
    sergio casper gibi takılmasına rağmen çokça alan koşusu attı. nedense çok top almak istemedi. bir küskünlük mü yoksa sezon başı sakatlık atlatmasından mıdır bilemem.
    hele ki icardi oyuna girdi takımın özgüveni arttı resmen. büyük lider, her yere talimat vermeye çalıştı.
    çok büyük sürpriz olmazsa son tura kaldık. bu takıma şampiyonlar ligi yıldızlı topu yakışır.
  • 554
    okan hoca maç skoru ve sayılmayan golleri örnek göstererek kadıköy'deki maça benzetmiş ama oyun planı da hemen hemen aynıydı. kadıköy'deki maçta barış ve rashicayı uzun toplarla defansın arkasına sarkıtmıştık. bu maçta da nelsson ve boey tarafından rakip defans ve bek arkasına uzun toplar attık. orda bir define vardı ve bunu güzel işledik. okan hoca'yı tebrik ederim.
  • 555
    bana geçmişteki sion, grasshoppers, rapid wien, st gallen ile oynadığımız şampiyonlar ligi ön eleme eşleşmelerindeki ağırlığını koyan, şampiyonlar ligi'ni isteyen ve hedefleyen, rakibe de büyüklüğünü hem oyun hem de skor olarak kabul ettiren galatasaray'ı hatırlatmış maçtır.

    bu skor ile hem turu büyük ölçüde ilk maçta bitirmiş olduk, hem de eminim ki takımın özgüveni üzerinde de olumlu etkileri olacaktır. maç öncesi hem ateşli bir taraftar grubunun olması, hem de rakibin daha hazır durumda olma ihtimalinden ötürü eminim ki hiçbirimiz bu kadar rahat bir sonuç beklemiyorduk ama takım, başta kerem, barış alper ve mertens olmak üzere şampiyonlar ligi'nde olmayı ne kadar istediklerini göstermiş oldular.

    kerem'in sorumluluk alma isteği ve oyun zekasına, berkan'ın müthiş dinamizmine (2. golde topu kapıp kerem'e veren oydu), barış alper'in faydalı oyununa ve yine fiziğini harika kullanmasına (yine 2. golde kerem'den aldığı topta rakibinin önüne bir çırpıda geçerek kaleci ile karşı karşıya kaldı ve kaleciyi o müdahaleye zorladı), bakambu, kerem ve mertens'in 2'ye 1'lerine yine hayran kaldım. hücuma çıkmakta, pozisyona girmekte zorlanmayan bir galatasaray vardı ve böyle olunca da istediğimizi mutlaka alıyoruz.

    kısacası izlemesi keyif veren, sahaya hükmeden ve çok üretken bir galatasaray vardı sahada. üstüne koya koya, üst üste koya koya* gideriz umarım...

    (bkz: teker teker geçiyoruz turları)
App Store'dan indirin Google Play'den alın