176
daha önce değinen olduysa affola bütün entryleri okuyamadım; bu final serisinin maçlarını bir içeride-bir dışarıda şeklinde düzenlemeyen federasyona ve ilgili kuruluşa selam olsun, böyle saçma ve mantık dışı bir uygulama olamaz. keşke galatasaray buna zamanında itiraz etseymiş. iki takım aynı şehrin takımı, birbirlerinin salonlarına gitmeleri hadi abartıyım 1 saat sürsün ki bildiğim kadarıyla önlerine yolu açan polis eskortu alıyorlar. o zaman ne alaka arkadaş sanki nba veya nhl finali oynatıyorsun da iki ayrı şehrin takımı yollarda heba olmasın diye böyle bir uygulama yapıyorsun. maça gelirsek de, savunmada biraz(!) kötüydük ve fenerbahçe gücünde bir takıma karşı biraz tekledin mi hiç şansın kalmıyor maalesef. şimdi kolaysa 2-0'dan geri gelmeye çalış. süper zeka federasyon !!!
177
açık ara farkla kaybettiğimiz maç.
maçı izlemeyenlere özetlemek gerekirse, gayet mantıklı taktikle başladık oyuna. fenerbahçe ülker'in savunması oturmadan potaya topu atın denilmiş oyunculara ve onlarda öyle yaptılar. maç içinde ne kadar on bir, on iki sayı geriye düşsek de kopmadık. fakat dediğim gibi bu mantıklı taktiğin sonucuydu bu. nihayetinde de geride götürdüğümüz maçı 2. çeyreğin sonunda öne geçtik. ilk yarı fenerbahçe ülker'in verilmeyen basketiyle beraber 46-44 galatasaray'ın üstünlüğüyle kapandı.
üçüncü çeyreğin ilk iki dakikasında da 5 sayı öne geçerek: "aha maçı alacağız galiba" dedirtti basketçilerimiz. fakat öyle olmadı tabi, fenrebahçe ülker'in kadrosunun bizden daha iyi olduğunu bir kez daha anladık. 5 sayı gerideyken fenerbahçe ülker ukic çıktı 4 tane üçlük salladı ve maalesef hepsi de girdi. bizim ataklarımızın da boş geçmesiyle beraber 5 sayı geri düştük.
bundan sonraki kısmı anlatmama gerek yok, fenerbahçe ülker maçı kopardı gitti zaten.
maç içinse denilecek bir şey yok. iyi mücadele ettik, kazanmak için çıktık ama olmadı. shumpert çok kötüydü bir de buna ship eklenince kaçınılmaz son oldu. ship defansta yine yardımcı oldu fakat shumpert maç içinde hiç yoktu. oyuna 5/0 üçlük atışıyla başladı zaten. her şeyi geçtim en iyi oyuncularımızdan biri dediğimiz shumpert bu maçta defansta da yoktu, kaybettiği toplar sayı olarak döndü potamıza. üstelik maçın kopma sebeplerinden biriydi. 5 sayı öne geçen fenerbahçe ülker'in farkı daha da arttırmasında yaptığı top kayıplarıyla yardımcı oldu. neyse, her zaman shumpert iyi oynayacak diye kaide yok, bir maçta da kötü olabilir. üzüntü verici olanı, bunun kritik maçta olması.
3. maç abdi ipekçi'de. bu maç serinin en kritik maçı. fenerbahçe ülker bunu da alarak psikolojik olarak bizi bitirip rahat rahat 4-0 la geçmek isteyecek; galatasaray bu maçı alıp seride tekrar ben de varım demek isteyecek... kazanan olmak bizim adımıza önemli. euro lig tecrübesi olan fenerbahçe ülker'e bu dar kadroyla, tecrübesiz kadroyla kafa tutmak bile mutlu eder beni. ayrıca fenerbahçe seyircisi önünde 2 maçı aldı, sıra bizde, bizim takımımız da iki maçı almalı ki söz sahibi olabilelim. aksi halde boynumuz bükük kalırız. savunmasına savunuruz yine onları da yine de işte yenelim istiyor insan.
bu maçta yürekten savaşan bütün basketçilerimizin emeğine sağlık. yüzümüzü eğdirtmediniz, çıktınız savaştınız. her zaman kazanacağız diye kural yok, kaybetmek sporun ruhunda var.
178
ikinci yarının 3. dakikası: fenerbahçe ülker : 48 galatasaray cafe crown: 53
sonrasında ise ukiç ve marco thomas'tan çok kısa süre içinde 5/5 üçlük.
shumpert mecburiyetten o kadar uzun süre aldı ki biz yorulduk izlemekten.
lavrinoviç final serisini bekliyordu galiba oynamak için.
nba draftını deneyecek kadar şuursuz olan oğuz savaş'ın bile iş yaptığını görünce türk basketbolu için üzülmemek elde değil.
kameralar galatasaray bench'ini her gösterdiğinde oyuncularımızın suratındaki umutsuzluk bir cevap olabilir, takımın çabuk kırılması açısından.
en azından ikinci yarının başına kadar ki performansımız umut verici. abdi ipekçi'de bunu üç çeyreğe çıkarırsak, fenerbahçe'nin aykut kocaman ile başlayan ve spahija ile devam eden 'dillere destan tevazusunu' yerlere çalabiliriz.