"sahaya çıkın ve yediğiniz haltı temizleyin!"
böyle demiştir okan buruk, alanyaspor maçı kadrosunu taktik tahtasına yazarken...
önce kasımpaşa beraberliği ve sonrasında deplasmanda "köy takımı!" rigas'a kaybedilen puanlardan sonra letonya deplasmanına çıkan ilk onbiri sahaya sürüp, "bu b.ku siz yediniz, temizlemek de size düşer" demiş gibi sanki... bir farkla, günay kenarda, kaptan muslera sahada...
bazı bölümlerde zorlansa da sarı-kırmızılı topçular, özellikle ilk yarı fatih tekke'nin takımını muslera'nın kalesine yaklaştırmadan, bir atıp, üç puanı cebe indirdi ve milli araya kaostan uzak, yüzlerde gülücüklerle 5 günlük "tatile çıktılar"... kimi eleştirse de, hakları, 23 günde 7 maç yapmak, kolay değil... "milyonlar kazanıyorlar, ne tatili" diyenleri duyabiliyorum da, insan yahu bunlar, insan olduklarını unutmayalım...
saha içine dönersek, francesco farioli ile alanya'ya gelen, pep'in barcelonasının dünya futboluna mirası "geriden pasla çıkma" stratejisini fatih tekke de takımına oynatınca, galatasaray'ın çok arzuladığı bir oyun oldu. okan buruk'un takımı ön alanda baskı kurdu, sanchez ve abdülkerim orta sahaya kadar geldiler ve maç tek kale oynandı, muslera bir sandalye çekip matesini içse kimse farkında bile olmazdı.
özellikle 14 ile golün geldiği 27. dakikalar arası mertens, sara, yunus ve barış kaleyi yokladılar da fenerbahçe'den boluspor'a zamanın parasıyla 1 milyon dolara transfer olup yedek beklemesiyle adını ülke futboluna duyuran ertuğrul yıldızlaştı... hatta ikinci devre de sara'nın şutu ve apo'nun sara'nın kornerinde vurduğu kafayı çıkarması da farkın açılması adına önemliydi.
galatasaray şutlarla golü bulamadı ama sara'nın yunus'a attığı savunma arkası pasında yunus iyi kontrol ve aşırtma ile takımını öne geçirmesini biliyordu. genç yunus'un bu golü ve riga'da sanchez'in asistinde top kontrollerini görünce kerem aktürkoğlu'nun galatasaray'da oynarken taraftardan en fazla tepki çeken eksikliği olan "first touch" gözümde canlandı, ne kadar önemli değil mi ilk kontrol...
ikinci devre, alanyaspor biraz daha ileri çıktı, pozisyonlar da buldu ama galatasaray taraftarının yüreklerini ağzına getirecek anlar değildi onlar. lakin oyun biterken, uzatmalarda alanyasporlu topçunun iki galatasaraylı yıkarak ceza sahası içinde serdar dursun'a "al da at" pasını "fenerbahçeli" serdar auta atınca olanlar oldu... muslera çileden çıktı, hakemin üzerine yürüdü, okan buruk kenarda çıldırdı... mourinho'nun övdüğü mehmet türkmen az kalsın galatasaray'ın iki puanını "eziyordu"...
"var'dan dönecekti o pozisyonlar" diyenleri duydum da, var'da kim vardı? yaşar kemal uğurlu... yaşar kemal uğurlu'nun galatasaray sicilini burda dökmeye kalksam, blog satırları yetmez... çok uzağa gitmeye de gerek yok, 88de sallai'nin ceza sahasında düş(ürül)mesine inanmamış olabilir de, ya 83te kerem demirbay'ın ortasında barış kafa vurmadan önce ayaklarına çelme takılmasına ne demeli. mehmet türkmen topa bakıyordu diyelim, var'daki hakem nereye bakıyor acaba?
maç sonu okan hocanın "eleştirileri kaale almıyorum" demeci sosyal medyayı "zıplattı"... maçlar biter bitmez kameraları tripodlara kurup youtube'ta futbolcu, hoca, yönetim linçleyenler hocanın gözünde hiç olduklarını görünce sinirden zıp zıp zıpladılar... onların anladığı dille yazalım "beğenmediyseniz, ağlayarak günlüğünüze yazabilirsiniz."
kaynak:
https://ultrasmovement.blogspot.com/...ay1-0alanyaspor.html