151
çok talihsiz döneme denk geldik. hakemlerin dışardan getirilmesi konusu tartışılması gerekirken gündeme gelen, hamsi kafalı bir uşak * kuklalılığında yürütülen dünyanın en düşük iq’lu fonksiyonu.
passolig’im yok. alanların aidiyetlerini sorgulayan girilerim fazla sert bulunarak silindi. format bakımından silinmeleri doğruydu. benim dr passolig protestom doğruydu. protesto edilemeyişi yanlıştı ayrıca. ama format bakımından doğruydu. az bile ceza verdiler bana. muhtemelen kıyamadılar keza muhtemelen fikirlerime katılıyorlardı ve açıkçası ben de bokunu çıkarmadım. şimdi buradan “lan aslında aynı fikirdensen cezan hafifliyor” kafasına girmeyin. çünkü başka mevzularda çok papaz olduk moderasyonla. hiç yüz yüze gelmedik ama gelsek ne olurdu bilemiyorum; keza cidden gergin mevzular geçirdik.
aldığım ve hâlâ gereksiz ve haksız olduğunu düşündüğüm bazı cezalar da olmakla birlikte genel olarak gerçekten adil insanlar olduklarına dair görüşümü, detaylarını isteyenlerle özelde paylaşmak koşuluyla ve eksiklerini her daim kamusal ortamda söylemek mecburiyetiyle birlikte -çünkü övgü özel; eleştiri genel olmalıdır bence- belirtmekle beraber özetle iyi ki futbol var; hâlâ şansımız olan, her türlü operasyonu yediğimiz -zamanında bu işlerin buralara geleceğine “futbola siyaset karıştırmayalım:(“ kafasının altyapı hazırladığı şimdilerde ise bizimle aynı dili konuşan sözlükle beraber lanet ettiğimiz- futbol ortamı bile, şu ucûbe kural ve sonuçlarından trilyon defalar evlâdır.
neyse. fazla uzattım. biliyorum, passolig gibi, bu kural da geldiğinde protesto etmeyip, hiçbir protesto eylemine toplu bir katılım olmayacak. benim gibi “münferit” protestocular, konsolide olmadan ezilip geçileceğiz.
zaten, hitler az-biraz akıllı olsa, mustafa kemal sonrası, cepheden kaçanların vurulduğu sovyet topraklarına değil de “yeaaa aşkımızdan vaz mı geçelim kenkeee” diyen kaypakların topraklarına girer; bakü petrollerine yürür giderdi elini kolunu sallayarak. hatta buralardan şükrü saraçoğlu gibi işbirlikçileri de rahatlıkla bulabileceğine endişem yok ama daha da yazarsam başım belaya girer.
evli olmasam umursamam da şimdi böyle içeri girersem hanıma yazık. yoksa başta da dediğim gibi; çok talihsiz döneme denk geldik.
vasatların iktidarı ve vasatların kanunları gerçekten korkunç.
vasat olmayan her zavallı kardeşime sabırlar diliyorum.
sevgilerimle,
passolig’im yok. alanların aidiyetlerini sorgulayan girilerim fazla sert bulunarak silindi. format bakımından silinmeleri doğruydu. benim dr passolig protestom doğruydu. protesto edilemeyişi yanlıştı ayrıca. ama format bakımından doğruydu. az bile ceza verdiler bana. muhtemelen kıyamadılar keza muhtemelen fikirlerime katılıyorlardı ve açıkçası ben de bokunu çıkarmadım. şimdi buradan “lan aslında aynı fikirdensen cezan hafifliyor” kafasına girmeyin. çünkü başka mevzularda çok papaz olduk moderasyonla. hiç yüz yüze gelmedik ama gelsek ne olurdu bilemiyorum; keza cidden gergin mevzular geçirdik.
aldığım ve hâlâ gereksiz ve haksız olduğunu düşündüğüm bazı cezalar da olmakla birlikte genel olarak gerçekten adil insanlar olduklarına dair görüşümü, detaylarını isteyenlerle özelde paylaşmak koşuluyla ve eksiklerini her daim kamusal ortamda söylemek mecburiyetiyle birlikte -çünkü övgü özel; eleştiri genel olmalıdır bence- belirtmekle beraber özetle iyi ki futbol var; hâlâ şansımız olan, her türlü operasyonu yediğimiz -zamanında bu işlerin buralara geleceğine “futbola siyaset karıştırmayalım:(“ kafasının altyapı hazırladığı şimdilerde ise bizimle aynı dili konuşan sözlükle beraber lanet ettiğimiz- futbol ortamı bile, şu ucûbe kural ve sonuçlarından trilyon defalar evlâdır.
neyse. fazla uzattım. biliyorum, passolig gibi, bu kural da geldiğinde protesto etmeyip, hiçbir protesto eylemine toplu bir katılım olmayacak. benim gibi “münferit” protestocular, konsolide olmadan ezilip geçileceğiz.
zaten, hitler az-biraz akıllı olsa, mustafa kemal sonrası, cepheden kaçanların vurulduğu sovyet topraklarına değil de “yeaaa aşkımızdan vaz mı geçelim kenkeee” diyen kaypakların topraklarına girer; bakü petrollerine yürür giderdi elini kolunu sallayarak. hatta buralardan şükrü saraçoğlu gibi işbirlikçileri de rahatlıkla bulabileceğine endişem yok ama daha da yazarsam başım belaya girer.
evli olmasam umursamam da şimdi böyle içeri girersem hanıma yazık. yoksa başta da dediğim gibi; çok talihsiz döneme denk geldik.
vasatların iktidarı ve vasatların kanunları gerçekten korkunç.
vasat olmayan her zavallı kardeşime sabırlar diliyorum.
sevgilerimle,