• 802
    maça 1-0 geride başlayıp net bir oyunla 2-1 yenmek çok büyük iş. trabzonspor başlangıçta yarı sahada adam adama baskı kurmaya çalıştı ve özellikle torreira'ya top aldırmamaya çalıştılar bir süre. oradan istediklerini alamayınca karşılama oyununa döndüler ve oyun sete dönmüş oldu. oyunu çok net yığamadık belki ama rakibe geçiş hücumu şansı vermeden oyun kontrolünü elde tutmak çok önemliydi. ikinci golü bulduktan sonra roller değişti, trabzon topu aldı ve biz savunma oyununa döndük. 2-1'den sonra ortasaha üstünlüğünü sağlayarak rakibe hiç imkan vermedik. skor üstünlüğünden sonra geçiş hücumlarında yine hatalı tercihler yaptık şu maç 4-1'de bitebilirdi, bu soruna çözüm bulmamız gerekiyor artık. icardi dışında pası düşünen oyuncu yok maalesef. 90'nın uzatmalarında iş biraz kaosa döndü. okan hocanın değişikliklerini çok beğeniyorum ikinci yarı direkt müdahele etmeden hiç çekinmedi.

    oyunun her bölümünde rakibine üstün gelen bir takım var. sergio, kerem ve icardi üçlüsü inanılmaz oynadılar. okan hoca taktik sehpasında rakiplerini domine etmeye devam ediyor.
  • 803
    takımımızın müthiş karakter koyduğu maç.

    sezon başında hakem doğramaları ile beraber puan kayıplarımızın en büyük nedeni kaleye sokamadığımız toplar, bitiremediğimiz son paslar, direkten dönen toplar ve şanssızlığımızdı. son haftalarda bunu kırmıştık ama iki maçtır yine hortladı, özellikle bu maç. uğurcan'ın kurtardığı oliveira, mertens ve boey'in şutları, kerem'in direkten dönen topu... bunların bir tanesi girse maç farka gidecek, rahatlayacağız, son dakikalarda saçma sapan gollerle puan kaybı ihtimali kalmayacak. umarım şanssızlıkları bu maçta harcamışızdır...

    yunus'un son saniye şutunda da harika hareketlerin üzerine bitiricilik sorunu var. bir an önce bunu aşması lazım, büyük potansiyel şu yüzden patlama yapamıyor. uğurcan'ın soluna köşeye vursa o pozisyonda kaleci hiçbir şey yapamaz ve yunus'un sol ayağına çok uygun yerdeydi pozisyon.

    neyse bunlar nazar olur umarım, bundan sonra vurduğumuz gol olsun!
  • 804
    1 gol yiyerek son şampiyonu ve ne olursa olsun iyi bir takımı yenmek büyük iş, tebrikler aslanlara. genel olarak çok iyi oynadık, ümraniye maçı gibi çok pozisyon verir miyiz diye endişelenmek yersizdi. her maçın hikayesi farklıdır. bana kalırsa 1. dakika dolmadan gol yememize rağmen kazanmış olmak ayrı bir güzel oldu. özgüveni yüksek olan takımımıza farklı bir güven daha aşıladı. hayırlı galibiyet diye buna derim.

    yalnız gol yedik diye bu kadar çabuk sinirlenmek, geride kalan galibiyet serisine rağmen sanki düşman eleştirir gibi oyunculara yüklenmek insafsızlık. iyi ki tribünlerdeki taraftarımız, sıcak evinde söve söve maç izleyenler gibi değildi. tamam saçma bir gol yemiş olabiliriz ama normal bir gol de yesek çok çabuk kepenk indiriyorsunuz. valla trabzon taraftarına söylenenleri aslında bizim bazılarımız daha çok hakediyor. maç içindeki tökezlemede bile kelle istenmez ki! hoş, bu takım şampiyon olarak çıktığı maçta yenildi diye istifa bile bekleyecek kadar çılgın taraftara sahip.
  • 806
    karda kışta çok maça gittim ama ben bu akşamki gibi bir soğuk hiç görmedim. şartlar gerçekten çok kötüydü, bu havada top oynamak bile başlı başına bir meseleydi.

    nelsson, apo ve sacha maç boyu performansı hiç dalgalanmayan 3 isimdi. dubois de ikinci yarı müthiş oynadı. rakip kanatların yüzünü kaleye döndürmedi desek yeridir.

    kerem ikinci yarı sayısız depar attı, icardi neredeyse her topu indirdi, sağa sola top dağıttı, yunus güzel işler yaptı golünü de atabilirdi, mertens tecrübesini konuşturdu, sergio sakin ve hatasızdı, kaan güzel sinyaller verdi, berkan torreira'nın boşluğunu iyi doldurdu.

    kısaca ikinci yarıdaki müthiş mücadeleyle kazandık, yolumuza devam ediyoruz.
  • 808
    aslında bu maçı zorlaştıran okan hocanın yanlış kadro ile çıkması oldu. aklın yolu birdir. bu sözlükteki herkesin de dediği gibi daha dirençli bir orta saha ile çıkılması lazımdı. neyse ki hatasını anlayıp ego yapmamak da büyük bir erdemdir. devre arasında berkan'ın girmesi ve ilk yarı boyunca başı kesik tavuk misali oynayan barış alper yılmaz'ın yerine daha akıllı yunus akgün'ün girmesi bütün ibreyi bize çevirdi. trabzonspor bırak pozisyon bulmayı dakikalarca orta sahayı bile geçemedi bazı periyotlarda.
  • 810
    tribün için söylüyorum; 12. saniyede golü yedikten sonra bile tribüne yer alan 50 bin kişi de maçın döneceği noktasında çok rahattı. bu sebeple tribün de müthiş bir destek verdi 90. dakika boyunca takıma. muhtemelen tv karşısında maçı izleyen taraftarlarımız da maçı alacağımıza inanıyordu.

    yalnız şu havada 50 bin kişinin tribünleri doldurması muazzamdı.
  • 811
    takım ve taraftar birbirine bu kadar uyumluyken çok erken yenilen bir gol olumsuz değil, tam tersi tetikleyici bir güç oluyor. 1-0 geriye düşeceksek maçın hemen başında düşmeyi tercih ederiz tabii ki. 1-0 geriden gelip beraberliği yakalamak ile öne geçip gol yemek aynı şey değil. golü yediğimiz anda taraftarın homurtuya mı yoksa gür bi sesle tezahürata mı başlayacağını düşünüyordum. nitekim beni yanıltmadı bu karda kışta takımını yalnız bırakmayan büyük galatasaray taraftarı.
  • 817
    bu maç oynanırken yeni hayatımı kurmak, en azından bunun için somut adımları atmak ümidiyle gurbet eldeydim. malum, yılın tam bu zamanı venedik karnavalı başlar. son trenle ondan dönmüştüm maceralı bir günün yorguluğuyla. ertesi gün de okul açılacaktı. akşam maça bakar, evde oturup dinlenirim demiştim. ne yazık ki öncesinde aldığım acı haber yüzünden skoru bile takip edememiştim tabii. babam kaza geçirmiş, vefat etmişti. iki önceki araşmamızda heyecanla giresun maçını izlemekte olan babam...

    zaten berbat bir şekilde geçen günün yükü, araftaki bir uykunun ardından bir sınıf grubuna düşmüş "herkes iyi mi? başına bir şey gelen var mı?" mesajıyla uyanılan 6 şubat sabahıyla daha da ağır hale gelecekti. öyle bir araf işte, yeni hayat için kurulan cesaret darbe alırken eski hayatını yeniden kurmak da namümkün. bu anlarda devam edebilmek mesele işte.
  • 819
    üzerinden iki sene geçmiş olan maç.

    tıpkı bu akşam olduğu gibi, hatta bu akşamkinden daha karlı bir istanbul akşamıydı. memleketin her tarafında senenin hatta belki de son birkaç senenin en soğuk günüydü.

    maça 14. saniyede gelen şok golle adeta 1-0 geride başlamış ama kazanmayı bilmiştik. puan farkı maç fazlasıyla dokuza çıkmıştı. ertesi gün istanbul'da fenerbahçe-konyaspor maçı vardı ama konyaspor'un uçağı hava muhalefeti sebebi ile kalkamıyordu. ezeli rakip taraftarı duble kuduruyordu...

    ilerleyen zamanda puan farkı 3 algısına sarılacakları sezonda, bu maçın ertelenmesine puan tablosunda kalacak kocaman farktan dolayı tahammülleri yoktu. nitekim gece galibiyetin sevincine ek olarak twitter space odalarında konyaspor uçağına dökülecek antifriz için para toplama çabalarına gülerek neşeyle gözümüzü kapatıyorduk...

    birkaç saat sonra, bütün bu detaylar dahil pek çok şeyin uzunca bir süreliğine hiçbir anlamı kalmayacaktı...

    (bkz: 6 şubat 2023 depremi)
App Store'dan indirin Google Play'den alın