• 1
    3 gün kalan maç.

    https://gss.gs/TRx.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    eksiklerimiz:

    emre kılınç
    marcao
    arda turan
    omar elabdellaoui
    sofiane feghouli
    etebo
    ryan babel
    fernando muslera
    radamel falcao
    mbaye diagne(?)

    ----------------------okan---------------------
    linnes-luyindama-donk-saracchi
    ----------------------taylan--------------------
    oğulcan--belhanda--ömer---kerem
    ---------------------diagne--------------------

    açıkçası eksiklere ve mevcut kadroya bakınca puan kaybı olası duruyor ama galatasaray refleksi böyle maçlarda çıkar ortaya. ben bir şekilde 3 puanla döneceğimize inanıyorum. diagne oynamazsa jesse geçer sağa, oğulcan forvete geçer dert değil. çıkıp kazanacağız. kazanmak için uğraşacağız ama netice ne olursa olsun!

    (bkz: hedef 23)

    (bkz: konsantrasyon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 4
    https://gss.gs/07M.jpg

    -------------------okan-----------------------
    linnes-luyindama-emin-saracchi
    -------------donk------taylan-------------
    oğulcan-----belhanda-------kerem
    -------------------diagne--------------------

    taktiğimizin adı l1 + üçgen. topu konya'ya verip yaslanıyoruz geriye 6 kişi. taylan, donk, belhanda'nın lob paslarıyla savunma arkasında kerem ve oğulcan ile gol kovalıyoruz. bir nevi "ya allah niyet ettim onyekuru'ya" taktiği ama bunu 90 dakikaya yayıyoruz. üst üste 5 pas yapılırsa bu zincire katılan oyunculara ceza verilsin. topa sahip olma oranı %35'i geçerse takım istanbul'a otobüsle dönsün.

    bir kere de biz yaslanalım rakip eksik yakalansın. bir kere de rakip bizim takımı açmaya çalışsın. bu kadar eksikle bu maç değilse hangi maç, bugün değilse hangi gün.
  • 6
    (bkz: bugün günlerden galatasaray)

    https://gss.gs/W9d.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    2 ocak 2021 galatasaray antalyaspor maçında 2 puan bıraktıktan sonra bu maç benim için derbi kadar önemli hale geldi.

    ne olduğunu anlamadan bir anda liderin 3-4 puan gerisine düşebiliriz bu hafta.

    arda, feghouli, emre kılınç gibi oyunumuzu en iyi yapan 3 isim aynı anda yok. bunlara orta saha gibi düzgün ayağı ile destek olan marcao da yok. bir kere oyunumuz zayıflayacak o kesin.

    bence bu maçı bize bireysel kalite kazandıracak. o kalite de keyfi gelirse ve oynamayı hatırlarsa mbaye fucking king kong diagne!

    son günlerde sosyal medyada popüler bir şarkı var ya, yani tam anlamıyla o kıvamdayım. artık susma yorgun demokrat...

    https://gss.gs/wsf.jpg

    (bkz: bir sen kaldın geride)

    yani bilmiyorum öyle hissediyorum. bu maçı ya diagne alacak ya da puan kaybı gelecek.

    diagne'nin penaltı aldığı, penaltı attığı, stoperleri bozduğu, hatta bulduğunu attığı imza maçlarından biri olmasını umuyorum.*

    tüm bunların dışında, bizim kadar konya'nın ne oynayacağı da önemli tabii.

    https://www.transfermarkt.com.tr/...artseite/verein/2293

    onlar da oldukça eksik. stoper ikilisi ahmet çalık ve uğur demirok olacak gibi. yazarken diagne penaltı yaptırdı bile.

    ne olursa olsun sabırlı oynayalım, basit hata yapmayalım, 0-0'ı cebe koyalım, gerekirse sonra 1 koyar 3 alırız.

    11-11 giden her maçta pozisyon buluruz ama az ama çok buluruz. yeter ki yenik duruma düşmeyelim.

    galatasaray refleksi diye bir şey var biliyorsunuz, zor zamanlarda çıkar ortaya. zoru kolaya çeviren...

    işte bugün onu göreceğiz.

    yine söylüyorum, kazanacaksınız. kazanmak için uğraşacaksınız ama netice ne olursa olsun siz benim gönlümde hep kazandınız ve hep şampiyonsunuz ve öyle kalacaksınız.

    allah yardımcınız olsun!

    (bkz: hedef 23)

    (bkz: konsantrasyon)

    sen şampiyon olacaksın!

    maç sonu editi: diagne gol de attı, penaltı da attı ama şunları 0-0'ken yapsa, 0-0'ken bulduğu 2 pozisyondan birini atsa kazanabilirdik.
  • 14
    izledikten sonra psikolojimi bozan maç. yeni yazarım bu sözlükte, derdim vardır benden içerde. ama dün izlerken şuna takıldım, tüm söylenenlerin dışında.

    http://gss.gs/3y0

    derdimi sevebilirsiniz ama, burada konya'nın skoru daha mı koyu puntoyla yazılmış yoksa benim gözlerde mi sorun var. 2-1 2-2 skorlarında da aynısı mevcuttu ama onların görüntüsü yok elimde.

    demiştim psikolojim bozuldu diye maçtan sonra.

    eved.
  • 15
    gercekten antu kafasına bürünüp entry yazmak istemiyorum ama yediğimiz ilk gol net ofsayt. evet yine yenilebilirdik ama ofsayt oglu ofsayt. neden mi? dun yediğimiz gol sonrası aklima direkt gecen sene 2-3 kazandığımız kayseri maci geldi. googlea sadece "emre mor kayserispor ofsayt " yazdim ve çıkan sonucu paylaşıyorum.

    https://m.facebook.com/...sts/3557427570949455

    ilk pozisyonda emre moru ofsayt dedilerse dun neden ofsayt denilmedi? benim ofsayt deme dayanağım tamamıyla emre mor'un o pozisyonudur. yeter artık şu kararlardaki standartsizlik cok cok kotu hakemlersiniz.

    ya 1 yil önceki maci söylüyorsun demeyin olay o degil. ya ikisi de ofsayt ya da degil. biri oyle biri boyle olmamalı.
  • 16
    noel öncesi ingilizlerin boxing day'leri meşhurdur, cumartesi-pazarı geç, haftanın her günü maç vardır, bin bir türlü "cup"la zaten bitkin düşmüş topçular, bir de iki-üç gün arayla top oynamaya lanet ederler de koca bir senenin yorgunluğunu noel tatili ile atmaya çalışan futbolseverler için elde bira televizyon karşısında "yayılma" cennetten bir an gibidir. yaz ayında gecikmeli yapılacak olan "euro 2020" nedeniyle bu sene liglerin mayıs ayında bitecek olması, bir de küme düşmenin kaldırılmasıyla süper lig takım sayısının +3 olması, bizim diyarlarda da yerli bir "boxing day" ortamı yarattı ocak ayında. yeni senenin ilk maçını cumartesi gecesi kendi sahasında antalya karşısında oynayan galatasaray, salı gecesi iç anadolu'da konya'ya rakipti.

    takım konya'ya gelmişti de, hocası ve kaptanı tribündeydi. şöhretli golcüsü "müzmin"sakat; kadife ayağı istanbul'da; sağ beki hastanede; çiçeği burnunda transferi kırmızı kart; savunmanın süpürücüsü sarı kart cezalısıydı... virüsün dünyayı etkilediği ve peşi sıra maçların oynandığı bu süreçte "eksiklilere" sığınmak her takımın bahanesi olacaktır ama söz konusu kilit noktalardaki oyuncular olunca göz ardı da edilemiyor doğrusu...

    sanki günümüze kadar hiç bir teknik adam rakip analizi yapmıyormuşçasına, maçtan sonra konyaspor'un yardımcı hocasının "galatasaray'ın maçlarını izledik, sarrachi'nin arkasında boşluk verdiğini çözdük ve oradan atakları yapmayı hesapladık" demeci ev sahibinin ilk golü ile örtüşünce "sosyal medyada" bol sayıda "like" aldı da ömer'in orta sahada gereksiz bir faul yapacağını ve o esnada takımın düzenin bozulacağını hesap etmişler miydi? bilinmez. daha da ötesi, iki takımın karşılıklı olarak birbirini tarttığı ilk yarım saat biterken, ömer'in ortasında sehiç'in hatasını ve diagne'nin kolayı başaramayıp, topu boş kale yerine auta atacağı karşılaşma öncesi senaryoda var mıydı? galatasaray'ın deplasmanda öne geçtiği maçın gidişatının çok daha farklı olacağı, en yakın trabzonspor karşılaşmasında görülebilir, çok uzağa gitmeye gerek yok...
    kalesinde golü gören ya da arkadaşları oyundan atılan galatasaraylı topçularda ilginç bir şekilde "amatörleşme" saçmalığı baş gösteriyor bu sezon. daci'nin "var marifeti" ile verilen, yardımcı hakem ofsayt kaldırmıştı, golü sonrası "başı kesik tavuk" misali sahada dolaşan sarı-kırmızılılara, ev sahibi ikinci golü de az kalsın yediriyordu da yine yan hakem kaldırdığı bayrakla penaltıdan döndürdü arda kardeşler'i. "nasıl döner bu maç ?" diye hesap ederken, rakip ceza sahası cıvarında oğulcan'ın hava topu mahareti kullanarak şahsi gayreti ile kaptığı ve sonra da ortaladığı topta diagne golcülüğünü hatırlayınca, iki takım da soyunma odasına eşitlikle gidiyordu.

    ilginçtir, soyunma odasından hakemden önce çıkan galatasaraylı oyuncular, kondisyoner eşliğinde yarı sahada ısınıyorlardı yeşil-beyazlı topçuların bakışları arasında. kafalar "soyunma odasında" değildi, sahaya odaklanmıştı, bir kişi hariç: luyindama... arda kardeşler'in düdüğü ile oyuna başlayan konyalılar, kendi sol kanatlarından hareket ettiler ve yapılan ortada ceza sahası içinde boş pozisyondaki daci tek dokunuşla tekrar takımını öne geçirdi. soğuk havada soğuk duş... karagümrük maçından sonra yine 46da golü kalesinde görüyordu galatasaraylılar.

    ilk yarıda olduğu gibi yine çok geçmeden eşitliği yakalayayazdı istanbullular da ömer'in kornerden ortasında oğulcan altı pas içinde kafa yerine omuzuyla dürtmeseydi topu. kritik bölgelerde, "esas" işleri yapacak arkadaşları yoktu belki ama galatasaraylılar ne zaman rakip kaleye gelseler, tehlike yaratıyorlardı da topu üç direk arasından geçiremiyorlardı. belhanda ile denediler, sarrachi ile "şut"ladılar olmadı da yapılan değişikliler ile üçlü savunmaya geçip daha da baskıyı kurunca rakip sahada, oluşan karambolde diagne'nin"can siperane" dürttüğü topta linnes penaltıyı alıyordu. beraberlik şansı vardı, diagne topun başındaydı, son haftalar gol atıyor ama iyi penaltı atmıyordu, kaçar mıydı, kaçtı... ama yardımcı hakem bayrak kaldırıyordu sehiç'in sevincini kursağında bırakarak. yan hakemin çizgide olduğu, var'in izlediği pozisyonda penaltı tekrar ediliyorsa konya'lı ismail kartal'ın itirazları neden? cevap basit, hakemi etkilemek, baskı altına almak...
    oyundan atıldı ev sahibi teknik adam ama istediğini de aldı: maçı gerdi, hakemi baskıladı... zira sadece beş dakika sonra başlangıcı ofsayt kokan bir pozisyonda luyindama'nın savrukluğu galatasaray'a kalesinde penaltı olarak dönüyordu. bizim stoper rakibe değdi mi değmedi bilinmez de, "saha ve zemin şartları" penaltı için elverişliydi... bir kez daha geriye düşülmüş, beraberlik için de sayılı dakikalar varken, "top tüfek" elde ne varsa gol için sehiç'in kalesine yüklenen galatasaray bir kontra atakta ligin "underrated" golcülerinden kravets'in klas vuruşu ile dördüncü defa topu çıkarmak zorunda kalıyordu ağlarından. gol elbette can yakmıştı da ilk golde ofsaytı bozan emre akbaba'nın, son golde de rakibinin arkasından koşmayıp, "aheste aheste" takip yapması bizi fena yaralamıştı. kötü oynayabilirdiniz ama kötü koşamazdınız... hele ki galatasaray taraftarı size "cimbomun çocuğu" lakabını taktıysa... emre'nin galatasaray'a vefa borcu var, borcunu da ödeyecektir...

    artık herkes maçın bitmesi için dakikalar sayarken, babel "şapkadan tavşan çıkarıyor", ceza sahası dışından füze yolluyor, kaleciden seken topta kafa ile oğulcan fileleri havalandırıyor ve galatasaraylılar için son 3-4 dakika için "ümit" aşılıyor ama kalan dakikalar beraberlik için yeterli olmuyordu...
    maçın bitiş düdüğü ile birlikte tribünde ve sahadaki konyalılar sevinç yumağı oluştururken, galatasaraylı futbolcular üzgün, sosyal medyada taraftarlar ise kızgındı... 2020 senesini lider kapatan takım, yeni yılda iki maçında da galibiyet sevinci yaşayamamıştı... her şey mi kötüydü? hayır tabii ki... artık fatih terim sahaya dönecekti ve galibiyetler tekrar başlayacaktı... başlamalı da..

    kaynak ve maçtan fotoğraflar:
    http://ultrasmovement.blogspot.com/...r4-3galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın